'3. Barış Ve Sevgi Buluşmaları'
Çardak Altı Söyleşileri'ne katılan yazar Ahmet Ümit, Mario Levi ve İskender Pala, Anadolu'nun kültürel çeşitliliğini ele aldı.
'3. Barış ve Sevgi Buluşmaları' kapsamında düzenlenen Çardak Altı Söyleşileri'ne yazar Ahmet Ümit, Mario Levi ve İskender Pala konuk oldu.
Beylikdüzü Belediyesi tarafından, Kuğulu Park'ta düzenlenen etkinlikte, 'Anadolu'nun kültürel çeşitliliği' konusu ele alındı.
Etkinliğe katılan yazar İskender Pala, hayatının bir kısmının dayatmalarla geçtiğini ifade ederek, 'Biz bu hayatı yaşarken, kendimizi cendereli, belli kalıpların ve sınırlamaların içerisinde hissedip, 'bir dahaki hayatımı kendi gönlümce yaşarım' diyemeyiz. Böyle bir şansımız yok. Bir defa yaşıyoruz. O zaman bırakın insanlar istedikleri gibi yaşasınlar. İstedikleri gibi yaşayan insanları anlamak, çok kültürlülüğün tam da merkezinde durur.' dedi.
Kültür kavramının daha önceden biriktirilerek bugüne kadar geldiğini anlatan Pala, 'Kültür, tıpkı bir vicdan gibidir. Kültür, vicdan gibi içine doğulan bir olgudur. İnsanlar doğduğunda bir kültürle doğmazlar. Bir kültürün içine doğarlar ve doğduklarında o kültürün ne kadarını kendilerine bir kimlik olarak kullanacaklarını kabul ederler. Kimlik ise dayatmasız yaşanıldığı zaman insanı mutlu eder. Onun için çok kültürlü ortamlarda, çok kültürlü coğrafyalarda ve milletlerde biz, daima daha zengin hayatlar yaşarız. Bir tek kültür, bir tek bakış açısıdır ama iki kültürü tanıdığımızda, bir eliniz daha açılmış olur. Biraz daha farklı bakmaya başlarsınız. Çok kültürlülüğün temeli de sevgiye dayanır.' değerlendirmesinde bulundu.
- Levi: 'Bir felaketin eşiğinden döndük'
Yazar Mario Levi de çok kültürlü bir ortamda doğduğunu ve üç ana dile sahip olduğunu kaydetti.
Yazılarında Türkçe yazmayı tercih ettiğini söyleyen Levi, 'Evde hem Fransızca'yı, hem İspanyolca'yı öğrenmiştim. Bir de içinde bulunduğum ortam, çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği İstanbul sokaklarında, farklı inançların ve farklı kültürlerin biraradalığını yaşadım. Bir yandan Kurban Bayramı'nın heyecanını yaşarken, öte yandan Noel'i yaşama talihine erdim. Hem dil hem de kültür olarak beni kendi içimde olgunlaştırdı ve böyle bir ortamın içinde yoğruldum.' diye konuştu.
Levi, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine de değinerek, 'Hakikaten bu yaz bir felaketin eşiğinden döndük ama bazen bir musibet bir şeyler öğretir derler ya. Bu da bir tokat gibi geldi. Umarım bundan bir ders alırız ve bu süreklilik halini alır ama ben ülkemin geleceğinden umutluyum.' ifadelerini kullandı.
- Ümit: 'Tehlikeyi önlemenin yolu, aslında barış ve sevgi'
Ahmet Ümit ise bu topraklarda doğan herkesin çok kültürlülüğün içinde doğarak, evrensel olduğuna işaret etti.
FETÖ'nün darbe girişimine değinen Ümit, 'Türkiye yakın zamanda çok büyük bir badire atlattı ve bu badireden çıkan sonuç, barış ve sevgi kavramının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Türkiye iç savaşa gidebilirdi. Darbenin derinliğine sürüklenebilirdi. Bu en azından şimdilik ortadan kalktı ama tehlike devam ediyor. Bu tehlikeyi de önlemenin yolu aslında, barış ve sevgi.' dedi.
Ümit, sevginin büyük ve kapsamlı bir duygu olduğunu, ayrıca her şeye karşı sevgi duyulması gerektiğini vurgulayarak, 'Darbe gecesi direnen insanların fotoğraflarını gördüm. Onların anısına sevgi. Adalet için dövüşen, Türkiye'de, dünyada ve her yerde daha güzel bir dünya ve barış için dövüşen insanlar için sevgi. Bu akşam burada olmak da barış ve sevgi umutlarımı artırıyor.' değerlendirmesini yaptı.
Özge Uzun'un moderatörlüğünü üstlendiği etkinliğin ardından, yazarlar, okuyucuları için kitaplarını imzaladı.
'Çardak Altı Söyleşileri'ne yarın, Tanju Çolak, İlker Yağcıoğlu, Lemi Çelik, Mustafa Çulcu ve Adnan Aybaba katılacak.
Kaynak: AA
Beylikdüzü Belediyesi tarafından, Kuğulu Park'ta düzenlenen etkinlikte, 'Anadolu'nun kültürel çeşitliliği' konusu ele alındı.
Etkinliğe katılan yazar İskender Pala, hayatının bir kısmının dayatmalarla geçtiğini ifade ederek, 'Biz bu hayatı yaşarken, kendimizi cendereli, belli kalıpların ve sınırlamaların içerisinde hissedip, 'bir dahaki hayatımı kendi gönlümce yaşarım' diyemeyiz. Böyle bir şansımız yok. Bir defa yaşıyoruz. O zaman bırakın insanlar istedikleri gibi yaşasınlar. İstedikleri gibi yaşayan insanları anlamak, çok kültürlülüğün tam da merkezinde durur.' dedi.
Kültür kavramının daha önceden biriktirilerek bugüne kadar geldiğini anlatan Pala, 'Kültür, tıpkı bir vicdan gibidir. Kültür, vicdan gibi içine doğulan bir olgudur. İnsanlar doğduğunda bir kültürle doğmazlar. Bir kültürün içine doğarlar ve doğduklarında o kültürün ne kadarını kendilerine bir kimlik olarak kullanacaklarını kabul ederler. Kimlik ise dayatmasız yaşanıldığı zaman insanı mutlu eder. Onun için çok kültürlü ortamlarda, çok kültürlü coğrafyalarda ve milletlerde biz, daima daha zengin hayatlar yaşarız. Bir tek kültür, bir tek bakış açısıdır ama iki kültürü tanıdığımızda, bir eliniz daha açılmış olur. Biraz daha farklı bakmaya başlarsınız. Çok kültürlülüğün temeli de sevgiye dayanır.' değerlendirmesinde bulundu.
- Levi: 'Bir felaketin eşiğinden döndük'
Yazar Mario Levi de çok kültürlü bir ortamda doğduğunu ve üç ana dile sahip olduğunu kaydetti.
Yazılarında Türkçe yazmayı tercih ettiğini söyleyen Levi, 'Evde hem Fransızca'yı, hem İspanyolca'yı öğrenmiştim. Bir de içinde bulunduğum ortam, çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği İstanbul sokaklarında, farklı inançların ve farklı kültürlerin biraradalığını yaşadım. Bir yandan Kurban Bayramı'nın heyecanını yaşarken, öte yandan Noel'i yaşama talihine erdim. Hem dil hem de kültür olarak beni kendi içimde olgunlaştırdı ve böyle bir ortamın içinde yoğruldum.' diye konuştu.
Levi, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine de değinerek, 'Hakikaten bu yaz bir felaketin eşiğinden döndük ama bazen bir musibet bir şeyler öğretir derler ya. Bu da bir tokat gibi geldi. Umarım bundan bir ders alırız ve bu süreklilik halini alır ama ben ülkemin geleceğinden umutluyum.' ifadelerini kullandı.
- Ümit: 'Tehlikeyi önlemenin yolu, aslında barış ve sevgi'
Ahmet Ümit ise bu topraklarda doğan herkesin çok kültürlülüğün içinde doğarak, evrensel olduğuna işaret etti.
FETÖ'nün darbe girişimine değinen Ümit, 'Türkiye yakın zamanda çok büyük bir badire atlattı ve bu badireden çıkan sonuç, barış ve sevgi kavramının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Türkiye iç savaşa gidebilirdi. Darbenin derinliğine sürüklenebilirdi. Bu en azından şimdilik ortadan kalktı ama tehlike devam ediyor. Bu tehlikeyi de önlemenin yolu aslında, barış ve sevgi.' dedi.
Ümit, sevginin büyük ve kapsamlı bir duygu olduğunu, ayrıca her şeye karşı sevgi duyulması gerektiğini vurgulayarak, 'Darbe gecesi direnen insanların fotoğraflarını gördüm. Onların anısına sevgi. Adalet için dövüşen, Türkiye'de, dünyada ve her yerde daha güzel bir dünya ve barış için dövüşen insanlar için sevgi. Bu akşam burada olmak da barış ve sevgi umutlarımı artırıyor.' değerlendirmesini yaptı.
Özge Uzun'un moderatörlüğünü üstlendiği etkinliğin ardından, yazarlar, okuyucuları için kitaplarını imzaladı.
'Çardak Altı Söyleşileri'ne yarın, Tanju Çolak, İlker Yağcıoğlu, Lemi Çelik, Mustafa Çulcu ve Adnan Aybaba katılacak.