Ağrı'da 'Aday Öğretmenlere Seminer

Ağrı Milli Eğitim Müdürlüğü’nce aday öğretmenlere yönelik ‘Aday Öğretmen Yetiştirme, Anadolu’da Çok Kültürlülük, Kaynakları ve Eğitime Yansımaları’ semineri düzenlendi.

Ağrı'da 'Aday Öğretmenlere Seminer
Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü salonunda yapılan seminere İl Milli Eğitim Müdürü Hatem Dursun, şube müdürü İsmet Mızrak ve aday öğretmenler katıldı.

Seminer öncesi öğretmenlere seslenen İl Milli Eğitim Müdürü Hatem Dursun, “Mesleklerin içindeki en güzel olan öğretmenlik mesleğine adım attınız. Hepinize hayırlı olsun, Allah mahcup etmesin. Her işe başlayış, her mesleğe başlayış yeni bir heyecandır. Bu heyecanı o kurumda çalıştığınız sürece devam ettirmeniz gerekir. İnsan bir mesleği başladığı gibi bitirmemelidir. Her geçen gün sahip olduğu özelliklerin üzerine bir şeyler katarak ve topluma daha fazla şeyler vererek kendini yetiştirmelidir. Öncelikle, memurluk yani kamu görevi ciddi bir sorumluluk gerektiren bir görevdir. Sizler de artık devlet memuru olarak çok önemli bir kamu görevini yerine getireceksiniz. Kamu görevlileri olarak bizlere verilen her sorumluluk, her yetki milletimizin bizlere emanetidir. Bu emanetin konusu insan olunca bu sorumluluk bir kat daha artar ki sizin emanetiniz de insan. Sizlere emanet edilen gelecek nesillerimiz, çocuklarımız. O zaman sizin sorumluluğunuz diğer memurlardan daha büyük bir sorumluluk ve bu sorumluluğu yerine getirerek size emanet edilen nesillere çok şey katacağınıza, gelecekte onların bu toplumun birer yıldız ferdi olarak yetişeceklerine inanıyorum. İnsanlık tarihi bir medeniyetler yarışıdır. Her toplum bu yarışta öne çıkmak için çabalar. Dünya üzerinde bir topluma, bir ülkeye ait isek, bir toprak üzerinde yaşıyorsak o vatan toprağı üzerinde onurla yaşamak için büyük bir medeniyetin ferdi olmak durumundayız. Yoksa mevcudiyetini başkalarına borçlu, başka ülkeler karşısında boyun eğen, başkalarının kararlarına uyan bir ülkenin ferdi olarak yaşamak onur kırıcı bir davranıştır. Büyük medeniyet olmayı sağlayan yegane kaynak ise insandır. İnsanı iradeli, güçlü olmayan, insan kaynağını iyi kullanmayan ülkeler başka ülkelerin boyunduruğu altında yaşamaya mahkumdur. Bugün dünyada birçok doğal zenginliği, petrolü olan ülkeler var ama insanlarına mutlu bir hayat veremiyorlar. Savaşlar içerisinde bocalayıp duruyorlar. Bunun sebebi ise insanını iyi yetiştirmemektir. Geleceğe ilişkin umutları olmayan insanların, birbirine karşı hoşgörüyü, sevgiyi geliştirememiş, toplumların oluşturduğu ülkeler maalesef bugün savaşların içinde acı çekiyorlar. Kaynak insansa bu insanı inşa eden mühendisler o toplumun en önemli insanlarıdır. Bu mühendisler sizlersiniz. Mühendisler şehir inşa edebilir, mimarlar şehirler planlayabilir ama onları yapacak, olanları yetiştirecek sizler olacaksınız. Hem maddi bakımdan hem manevi bakımdan geleceği inşa edeceksek bunu öğretmenlerimiz vasıtasıyla yapabiliriz. Yani sizler insan mühendisi olacağınız için, ülkemizin gelişmesinde her bir yönünde katkı sağlayacak bireyler yetiştireceğiniz için sizin değeriniz hiçbir kıymetle ölçülemez. Eğitimin temel amacı geleceği inşa etmektir. Geleceği inşa ederken dünü bugüne ve bu günü de geleceğe bağlamalıyız. Geçmişinin bilmeyen, hangi değerlere sahip olduğunun farkında olmayan, geçmişi ile barışık olmayan toplumlar geleceğe yönelik sağlam adımlar atamazlar. Geçmişinden kopmuş, geçmişini inkar eden, geçmişini kötüleyen, toplumunlar bugüne ve yarına da güvenle bakamazlar. Ayağınız çok sağlam köklere basacak ki geleceğe yönelik sağlam adımlar atın. Eğitimin temel amaçlarından birisi de geçmişle geleceğinizin bağlarını iyi kurmaktır. Bir de tabi ki toplumumuzun mutlu bir toplum olması için gelecekte başarılı, hayat mücadelesinde ayakları üzerinde duran ve aynı zamanda mutlu olabilen nesiller yetiştirmek gerekir. İşte burada eğitimin iki unsurunun öne çıktığını görüyoruz. Biri maddi hedefler bir de manevi hedefler. Hem vücudu eğiteceksiniz hem ruhu eğiteceksiniz. Fiziksel olarak diğer sağlıklı, çok yönlü yetenek sahibi, mesleki özelliği kazanmış nesiller yetiştirmek de maddi hedeflerdir. Bu maddi hedeflerin yanında manevi değerler de vardır. Bu hedefler olmazsa yetiştirdiğiniz nesiller gelecekte mutluluğu yakalayamaz, yol alamazlar. İnsan sadece fiziksel bir varlık değildir. İnsan ruhunu tatmin edemediği zaman, ruhunu doyuramadığı zaman çok büyük boşluklar içine giriyor, buhrana sürükleniyor. Bunun en iyi örneklerini de gelişmiş sanayi toplumlarında bugün görüyoruz. Birlikte çalıştığınız nesillerde ruh ve kişilik değişimine neden olmalısınız. Yani bu değişime ivme kazandırmalısınız. Ailelerle birlikte, toplumun diğer unsurlarıyla birlikte bu çabayı sergilemeliyiz. Çocuklarımızda içe dönük bir değişim ortaya çıkarmalıyız. Duygularında, düşüncelerinde, davranışlarında, ahlak anlayışlarında, gelenek anlayışlarında ciddi bir değişime neden olmalıyız. İnsanın insan olması için kendini iyi tanıması, yeteneklerini iyi bilmesi gerekiyor ve buna siz yardımcı olacaksınız. Kendini bildikten sonra diğer insanları bilmek gerekir, çevresini bilmek gerekir, iyi anlamak gerekir. Kendimizi bildik, çevremizi bildik ve tabi ki tarihimizi iyi bilmemiz gerek. Çünkü geleceğe güvenle bakan bir nesil yetiştirmek tarihi iyi öğretmekle mümkün. Tarihi ile gurur duyan, köklü bir medeniyete sahip olduğu bilincinde olan nesiller geleceğe de daha güvenle bakarlar. Yetiştireceğiniz nesillerin mukaddesi, dokunulmazı olmalı. Hayatta hiçbir değere sahip olmayan insanlar, dokunulmazı olmayan insanlar o topluma hayır getiremezler. Kutsal değerleriniz olacak ve o dokunulmazlar uğruna siz fedakarlık yapabileceksiniz. Böyle nesiller yetiştirmeliyiz. Yoksa hayattaki tek amacı fiziksel arzularını tatmin etmek isteyen, sadece bütün planları daha fazla kazanmak, daha lüksünü almak olan, bunların dışında hiçbir hedefleri olmayan bir nesile sahip olmak bir toplum için nasipsizliktir. Göreceksiniz ki ne kadar kazanırsanız kazanın belli bir noktada tıkanırsınız. Ciddi bir emek sarf edeceksiniz ve bunun için de fedakarlığa hazır olun, yorulmaya hazır olun ama mutlu olmaya da hazır olun. Mesleğe başlarken şu söz kulağınıza küpe olsun, ‘Biterek ölmek güzel şey, başlamadan ölmek korkunç.’ Mesleğinize öyle bir başlayın ki, güneş gibi başlayın ki, başkalarına ışık vererek tükenin ama ışık vererek tükenin. Mesleğin başlangıcında bir idealiniz yoksa ölmüşsünüz demektir. Hepinize başarılar diliyorum, hayat hepinize güzellik, mutluluk getirsin ve yüzünüz daima gülsün” dedi.

Kaynak: İHA