Ahlat'ta Demokrasi Nöbeti Devam Ediyor
Bitlis’in Ahlat Belediyesi, demokrasi nöbetini tutan vatandaşlara çorba ve yöresel çörek ikramı yaptı.
İlçenin Yukarı Çarşısı’nda bulundan Selçuklu Meydanı’nda demokrasi nöbeti devam ederken, imam hatipler tarafından ise Kur’an-ı Kerim okunarak dualar edildi. Daha sonra Ahlat Belediyesi tarafından vatandaşlara yöresel çörek ve çorba ikramı yapıldı. Hazırlanan çörek ve çorbaları ise Ahlat İlçe Kaymakamı Bülent Tekbıyıkoğlu ve Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban kendi elleriyle vatandaşlara ikram etti.
Burada bir konuşma yapan Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, "Bugün 11’incisini kutladığımız, aslında bu duruşu ilk günden bu tarafa Ahlat’ın o cesaretli ve iman ehli vatandaşlarını hürmetle selamlıyorum. Allah şahittir ki önemli bir görev ifa ediyorsunuz. Osmanlı’nın kılıcından bu tarafa İslam evlatları ağlıyor. Erbil’den imam hutbeye çıkmış ve Anadolu’daki Müslümanlara dua ediyor. ‘Ya Rab! Onların ittifakını bozanlara fırsat verme’ diyor. Makedonya’daki Müslüman hutbeye çıkmış öyle diyor. Kafkasya’da yapılan hutbede de aynı şekilde dua ediliyor. Bütün İslam aleminin mabedi olan Mekke’den ses geliyor. Ya Rab diyor imam, onların ittifakına zarar verenlere fırsat verme diye dua ediliyor. Demek ki İslam’ın evlatları size ümit bağlamışlar. Sizin birliğinizi ve dirliğinizi kendi necatları görüyorlar. Şimdi böyle bir durumda bize bu gayret düşmüyor mu? İslam’ın evlatlarının artık bu gayrete gelmesi gerekmiyor mu? Biz o gayreti göstermeyecek miyiz? Bu birliği ve dirliği onun için tesis edeceğiz. Her türlü zulme karşı Allah’ın izniyle birliğimize zarar verdirmeyeceğiz. Kardeşliğimizi bozmaya çalışan, toprak bütünlüğümüzü bozmaya çalışan ve ayrıştıran insanların hesabı varsa, artık bizlerde hesap yapacağız. Öyle zannediyorum ki Cumhurbaşkanımız 2023 derken şu noktaya temas etti. Ey İslam evlatları hazırlanın. Bakın Amerika Dışişleri Bakanlığı’ndan bir hanımefendi diyor ki; ‘Türkiye’den tehlikeli ses geliyor’, yani demek istiyor ki İslamların birliğine söz söyleyen ve ağzını artık o birlikten yana açan o Türkiye tehlikeli olabilir. Yani ayrıştırıcı bir ağız bulun o konuşsun diyor. Birleştiren konuşmasın, Cumhurbaşkanımızı bu nedenle istemiyorlar. Çünkü Cumhurbaşkanımız birleştiriyor. Cumhurbaşkanımız diyor ki, ayrılığı gayrılığı bırakın. Irkçılığı bırakın, ayrı gayrı olarak insanlara yem olmaktan kurtulun. Bütün İslam alemini uyardı. Bakın ‘Arap Baharı’ diye bir şey uydurdular. Paramparça ettiler. Bahar değil cehennem ettiler. Zulüm sergilediler. Netice itibariyle sadece Müslümanlar zarar gördü. Vuranın da elinde bayrak İslam dediler, vurana da İslam’ın bayrağını verdiler. İslam düşmanları döndüler sözde İslam adına ortaya çıkan terör örgütleri kurdular. İslam’ın evlatlarını Türk, Kürt, Çerkez, Zaza gibi ayrıştırmakla uğraştılar. Biliyorlardı ki Anadolu’nun birliği, dirliği devam ederse, geçmişte böyle oldu, gayri Müslimler bile size sığınmış. Onlar bile ‘ancak İslam medeniyeti içerisinde huzur bulabiliriz’ demişler. Çünkü batı medeniyeti zalimdir. Batı aldatıcıdır. Onların siyaseti de aldatma üzerinedir. İnandırıcı olamıyorlar. Bir taraftan demokrasi diyorlar, nereye gidiyorlarsa demokrasiyi berbat edip atıyorlar. Bir taraftan hümanizmden bahsediyorlar ama bunlar terörist besliyorlar. Onların eline silahlar veriyorlar. Şimdi sıra size gelmedi mi Ey ümmeti Muhammed. Kendi medeniyetinizi, İslam medeniyetini ve o medeniyetin hümanizmini, hoşgörüsünü, insana muhabbetle bakışını, Yunus Emre gibi ‘Yaradanı severiz Yaradandan ötürü’ kültürü ortaya koyma vakti gelmedi mi? Biz artık böyle sevmeyecek miyiz? Artık bunlar bizim birliğimize zarar verebileceklerse kayıtsız mı kalacağız? Elbette ki hayır. Bunların bu zalimliklerine seyirci kalmayacağız. Ordumuzun içinden kandırdıklarıyla, tanklarla halkın üzerine yürüdüler. Askerimize onun eliyle, polisimize de onun eliyle vurdular. Ama bakın bu milletin evlatları, bu nifak tohumlarına itibar etmedi. Şimdi sıra geldi, bu ülkenin sivil otoritelerini yıkmaya, onu da başaramadılar. Çünkü adam gibi duran bu ülkenin başında bir Cumhurbaşkanı vardı ve ‘ölsem de buradayım’ diyordu. Bu milletle beraberdi. Çok ihtilal gördük. Ülkelerini terk eden, canlarını kurtarmaya koşan Cumhurbaşkanları gördük. Ama ölüm tehdidinin her türlüsü sergilenmesine rağmen öleceksem de bu milletin içinde ölmeye razıyım diyerek kaçmayan İslam’ın evladı ve lideri bir Cumhurbaşkanı gördük. Demek ki millet düzgün ki başı da düzgün. Bu dik duruşunuzla bütün oyunları bozdunuz. Allah bu millete ziyan vermek isteyen kim varsa, onlara fırsat vermesin. 11 gündür teşkilat başkanımızla buradayız. Bir program hazırlıyoruz. Diyoruz ki artık bu milletin bekası için neye ihtiyaç varsa biz bu milletin emrinde vallahi asker gibi çalışacağız. Başkomutanımızın emir neyse onu yapacağız. Bugünde çorba ve yöresel çörek ikramımız olacaktır. Herkese teşekkür ederim" dedi.
Ahlat İlçe Kaymakamı Bülent Tekbıyıkoğlu ise, "Aranızda bulunmaktan her zaman olduğu gibi bugünde gurur duyuyorum. 11 gündür bu vatanı bekliyoruz. Neden bekliyoruz? Çünkü vatanımız çok kıymetli. Yazın kavurucu sıcağında kışın dondurucu soğuğunda cepheleri doldurarak bu vatanı elimizde tuttuk. Bu vatana ait olmayanlar, bu vatanı ele geçiremezler. Bizde bunun kıymetini biliyoruz. Vatanı bekleyen askerin nöbeti ibadet hükmündedir. Bizler ihtiyaç duyulduğu zaman bu vatanın her daim askeri olduğumuzu 11 gün önce ispatladık. Bu nedenle hepinizin nöbetini, ibadetini Allah kabul etsin" dedi.
Daha sonra demokrasi nöbetinin tutulduğu alana gelen 24. Dönem Muş Milletvekili Muzaffer Çakar da kısa bir konuşma yaptı.
Yapılan konuşmaların ardından vatandaşlar demokrasi nöbeti tutmaya devam etti.
Kaynak: İHA
Burada bir konuşma yapan Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, "Bugün 11’incisini kutladığımız, aslında bu duruşu ilk günden bu tarafa Ahlat’ın o cesaretli ve iman ehli vatandaşlarını hürmetle selamlıyorum. Allah şahittir ki önemli bir görev ifa ediyorsunuz. Osmanlı’nın kılıcından bu tarafa İslam evlatları ağlıyor. Erbil’den imam hutbeye çıkmış ve Anadolu’daki Müslümanlara dua ediyor. ‘Ya Rab! Onların ittifakını bozanlara fırsat verme’ diyor. Makedonya’daki Müslüman hutbeye çıkmış öyle diyor. Kafkasya’da yapılan hutbede de aynı şekilde dua ediliyor. Bütün İslam aleminin mabedi olan Mekke’den ses geliyor. Ya Rab diyor imam, onların ittifakına zarar verenlere fırsat verme diye dua ediliyor. Demek ki İslam’ın evlatları size ümit bağlamışlar. Sizin birliğinizi ve dirliğinizi kendi necatları görüyorlar. Şimdi böyle bir durumda bize bu gayret düşmüyor mu? İslam’ın evlatlarının artık bu gayrete gelmesi gerekmiyor mu? Biz o gayreti göstermeyecek miyiz? Bu birliği ve dirliği onun için tesis edeceğiz. Her türlü zulme karşı Allah’ın izniyle birliğimize zarar verdirmeyeceğiz. Kardeşliğimizi bozmaya çalışan, toprak bütünlüğümüzü bozmaya çalışan ve ayrıştıran insanların hesabı varsa, artık bizlerde hesap yapacağız. Öyle zannediyorum ki Cumhurbaşkanımız 2023 derken şu noktaya temas etti. Ey İslam evlatları hazırlanın. Bakın Amerika Dışişleri Bakanlığı’ndan bir hanımefendi diyor ki; ‘Türkiye’den tehlikeli ses geliyor’, yani demek istiyor ki İslamların birliğine söz söyleyen ve ağzını artık o birlikten yana açan o Türkiye tehlikeli olabilir. Yani ayrıştırıcı bir ağız bulun o konuşsun diyor. Birleştiren konuşmasın, Cumhurbaşkanımızı bu nedenle istemiyorlar. Çünkü Cumhurbaşkanımız birleştiriyor. Cumhurbaşkanımız diyor ki, ayrılığı gayrılığı bırakın. Irkçılığı bırakın, ayrı gayrı olarak insanlara yem olmaktan kurtulun. Bütün İslam alemini uyardı. Bakın ‘Arap Baharı’ diye bir şey uydurdular. Paramparça ettiler. Bahar değil cehennem ettiler. Zulüm sergilediler. Netice itibariyle sadece Müslümanlar zarar gördü. Vuranın da elinde bayrak İslam dediler, vurana da İslam’ın bayrağını verdiler. İslam düşmanları döndüler sözde İslam adına ortaya çıkan terör örgütleri kurdular. İslam’ın evlatlarını Türk, Kürt, Çerkez, Zaza gibi ayrıştırmakla uğraştılar. Biliyorlardı ki Anadolu’nun birliği, dirliği devam ederse, geçmişte böyle oldu, gayri Müslimler bile size sığınmış. Onlar bile ‘ancak İslam medeniyeti içerisinde huzur bulabiliriz’ demişler. Çünkü batı medeniyeti zalimdir. Batı aldatıcıdır. Onların siyaseti de aldatma üzerinedir. İnandırıcı olamıyorlar. Bir taraftan demokrasi diyorlar, nereye gidiyorlarsa demokrasiyi berbat edip atıyorlar. Bir taraftan hümanizmden bahsediyorlar ama bunlar terörist besliyorlar. Onların eline silahlar veriyorlar. Şimdi sıra size gelmedi mi Ey ümmeti Muhammed. Kendi medeniyetinizi, İslam medeniyetini ve o medeniyetin hümanizmini, hoşgörüsünü, insana muhabbetle bakışını, Yunus Emre gibi ‘Yaradanı severiz Yaradandan ötürü’ kültürü ortaya koyma vakti gelmedi mi? Biz artık böyle sevmeyecek miyiz? Artık bunlar bizim birliğimize zarar verebileceklerse kayıtsız mı kalacağız? Elbette ki hayır. Bunların bu zalimliklerine seyirci kalmayacağız. Ordumuzun içinden kandırdıklarıyla, tanklarla halkın üzerine yürüdüler. Askerimize onun eliyle, polisimize de onun eliyle vurdular. Ama bakın bu milletin evlatları, bu nifak tohumlarına itibar etmedi. Şimdi sıra geldi, bu ülkenin sivil otoritelerini yıkmaya, onu da başaramadılar. Çünkü adam gibi duran bu ülkenin başında bir Cumhurbaşkanı vardı ve ‘ölsem de buradayım’ diyordu. Bu milletle beraberdi. Çok ihtilal gördük. Ülkelerini terk eden, canlarını kurtarmaya koşan Cumhurbaşkanları gördük. Ama ölüm tehdidinin her türlüsü sergilenmesine rağmen öleceksem de bu milletin içinde ölmeye razıyım diyerek kaçmayan İslam’ın evladı ve lideri bir Cumhurbaşkanı gördük. Demek ki millet düzgün ki başı da düzgün. Bu dik duruşunuzla bütün oyunları bozdunuz. Allah bu millete ziyan vermek isteyen kim varsa, onlara fırsat vermesin. 11 gündür teşkilat başkanımızla buradayız. Bir program hazırlıyoruz. Diyoruz ki artık bu milletin bekası için neye ihtiyaç varsa biz bu milletin emrinde vallahi asker gibi çalışacağız. Başkomutanımızın emir neyse onu yapacağız. Bugünde çorba ve yöresel çörek ikramımız olacaktır. Herkese teşekkür ederim" dedi.
Ahlat İlçe Kaymakamı Bülent Tekbıyıkoğlu ise, "Aranızda bulunmaktan her zaman olduğu gibi bugünde gurur duyuyorum. 11 gündür bu vatanı bekliyoruz. Neden bekliyoruz? Çünkü vatanımız çok kıymetli. Yazın kavurucu sıcağında kışın dondurucu soğuğunda cepheleri doldurarak bu vatanı elimizde tuttuk. Bu vatana ait olmayanlar, bu vatanı ele geçiremezler. Bizde bunun kıymetini biliyoruz. Vatanı bekleyen askerin nöbeti ibadet hükmündedir. Bizler ihtiyaç duyulduğu zaman bu vatanın her daim askeri olduğumuzu 11 gün önce ispatladık. Bu nedenle hepinizin nöbetini, ibadetini Allah kabul etsin" dedi.
Daha sonra demokrasi nöbetinin tutulduğu alana gelen 24. Dönem Muş Milletvekili Muzaffer Çakar da kısa bir konuşma yaptı.
Yapılan konuşmaların ardından vatandaşlar demokrasi nöbeti tutmaya devam etti.