Teröristin Değişen Yüzü
Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.Savaş Eğilmez, geçtiğimiz günlerde İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirilen ve ülkemizi derin bir üzüntüye boğan hain terör saldırısı, gerçekleştiren örgüt ve kullanılan yöntem açısından önceki saldırılarla büyük benzerlik gösterirken, üzerinde hassasiyetle durulması gereken önemli bir farkta gözden kaçırılması gerektiğini belirtti. Eğilmez; “İstanbul’da havalimanında düzenlenmiş olan terör saldırısında, Daeş ilk kez Orta Asya ve Kafkas kökenli teröristler kullandı. Daeş içerisinde Suriye ve Irak bölgelerinde Orta Asya ve Kafkas kökenli militanları görmek olağan olmayan sıra dışı bir yöntemdir” dedi
Bu durumun özellikle ülkemizin güvenliği için yeni bir tehdit olarak gün yüzüne çıktığını anlatan Yrd. Doç. Dr.Savaş Eğilmez, “Büyük bir tehlike, çünkü Özbekistan gibi Eski Sovyetler Birliği üyesi bazı Orta Asya ve Kafkas ülkelerinden birçok kişi işçi veya öğrenci olarak Türkiye’de yaşamaktadır. Tabi ki Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nden çeşitli nedenler ülkemizde olan soydaş ve kardeşlerimizin her zaman başımızın üstünde yeri vardır. Lakin bu kardeşlerimizin arasına sızan veya sızabilecek hainlere karşı hem onlar, hem de biz çok dikkatli olmalıyız.
Kaynaklar, Atatürk Havalimanı’ndaki saldırıyı planlayan yılanın başı Rus uyruklu Çeçen terörist Ahmet Çatayey’in, 2013 yılında Daeş’e katıldığını belirtiliyor. Bu şahıs Birleşmiş Milletler terörist listesinde, Suriye’de faaliyette olan Rusça konuşan teröristler arasında kayıt altına alınmıştır.
İstihbarat kaynaklarına göre özellikle son dönemde eski Sovyetler Birliği sahası, Daeş’in militan toplamak için Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan sonra kullandığı üçüncü büyük bölge haline gelmiştir” diye konuştu.
Son yıllarda Orta Asya ülkelerinden örgüte katılan militanların sayısı oldukça arttığını anlatan Yrd. Doç. Dr.Savaş Eğilmez, daha sonra şunları söyledi; “Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan’dan yaklaşık 2 bin kişi, Çeçenistan ve Dağıstan’dan da yüzlerce kişi örgüte katılmıştır.
Tarafsız gözlemcilerin hazırladığı raporlara göre Irak ve Suriye’ ye gitmek isteyen Orta Asya ve Kafkas kökenli radikal ve marjinal tiplere karşı, Rusya sınırları aşmış ve sınır geçişlerinde engel çıkarmama siyasetini uygulamıştır. Bu boşlukta Çeçenistan ve Dağıstan’dan birçok kişi gönüllü olarak Daeş’e katılmak için Irak ve Suriye’ye gitmiştir. Başka bir deyişle Rusya kendi sorumluluk alanındaki sorunlu kesimi, topraklarından ihraç etmiştir. Böylece Daeş önemli bir insan kaynağına daha, çok kolay bir şekilde ulaşmıştır.
Özellikle Atatürk Havalimanı saldırısı göstermiştir ki, Türk Devleti eskisinden çok daha dikkatli olmalıdır. Tehlike bölgemizde faaliyet gösteren terör örgütleri bünyesindeki Kürt, Arap ve Ermeni kökenli teröristlerle sınırlı değildir. Artık başka uyruktan teröristlerle de mücadele etmek zorunda kalacağız. Bu nedenle hem devlet hem de millet olarak çok daha dikkatli ve duyarlı olmalıyız.”
Kaynak: İHA
Kaynaklar, Atatürk Havalimanı’ndaki saldırıyı planlayan yılanın başı Rus uyruklu Çeçen terörist Ahmet Çatayey’in, 2013 yılında Daeş’e katıldığını belirtiliyor. Bu şahıs Birleşmiş Milletler terörist listesinde, Suriye’de faaliyette olan Rusça konuşan teröristler arasında kayıt altına alınmıştır.
İstihbarat kaynaklarına göre özellikle son dönemde eski Sovyetler Birliği sahası, Daeş’in militan toplamak için Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan sonra kullandığı üçüncü büyük bölge haline gelmiştir” diye konuştu.
Son yıllarda Orta Asya ülkelerinden örgüte katılan militanların sayısı oldukça arttığını anlatan Yrd. Doç. Dr.Savaş Eğilmez, daha sonra şunları söyledi; “Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan’dan yaklaşık 2 bin kişi, Çeçenistan ve Dağıstan’dan da yüzlerce kişi örgüte katılmıştır.
Tarafsız gözlemcilerin hazırladığı raporlara göre Irak ve Suriye’ ye gitmek isteyen Orta Asya ve Kafkas kökenli radikal ve marjinal tiplere karşı, Rusya sınırları aşmış ve sınır geçişlerinde engel çıkarmama siyasetini uygulamıştır. Bu boşlukta Çeçenistan ve Dağıstan’dan birçok kişi gönüllü olarak Daeş’e katılmak için Irak ve Suriye’ye gitmiştir. Başka bir deyişle Rusya kendi sorumluluk alanındaki sorunlu kesimi, topraklarından ihraç etmiştir. Böylece Daeş önemli bir insan kaynağına daha, çok kolay bir şekilde ulaşmıştır.
Özellikle Atatürk Havalimanı saldırısı göstermiştir ki, Türk Devleti eskisinden çok daha dikkatli olmalıdır. Tehlike bölgemizde faaliyet gösteren terör örgütleri bünyesindeki Kürt, Arap ve Ermeni kökenli teröristlerle sınırlı değildir. Artık başka uyruktan teröristlerle de mücadele etmek zorunda kalacağız. Bu nedenle hem devlet hem de millet olarak çok daha dikkatli ve duyarlı olmalıyız.”