'Gezi, Ülkemizin İstikrarına Karşı Yapılmış Bir Darbe Provasıdır'

Bakanlar Zeybekci, Elvan ve Arslan, Türkiye'ye başta ekonomi olmak üzere her alanda önemli ölçüde zarar veren Gezi Parkı eylemlerinin perde arkasını AA'ya değerlendirdi Ekonomi Bakanı Zeybekci: 'Türkiye, bazıları için bir risk haline gelmişti. Olaylarla Türkiye'yi karıştırıp, millet ile hükümet arasına nifak tohumu ekebileceklerini sandılar' Kalkınma Bakanı Elvan: 'Gezi, ülkemizin istikrarına, gelişmesine, kalkınmasına karşı yapılmış bir darbe provasıdır' Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan: 'Gezi Parkı olayları IMF'ye borcun sıfırlandığı, ekonominin sürekli yükseldiği, turizmin büyüdüğü ve dev projelerin gündeme geldiği bir dönemde yaşandı. Bu durum Gezi Parkı olaylarının bir kumpas olduğunu açıkça gözler önüne seriyor' 'Gezi Parkı olaylarından sonraki 1725 Aralık darbe girişimlerine ve 7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde eli kanlı terör örgütünün yeniden devreye girmesine rağmen yatırımlar devam ediyor'

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan Türkiye'ye başta ekonomi olmak üzere her alanda önemli ölçüde zarar veren Gezi Parkı eylemlerinin perde arkasını Anadolu Ajansı'na değerlendirdi.

28 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul Gezi Parkı'nda başlayan eylemler, Türkiye'ye başta ekonomi olmak üzere her alanda önemli ölçüde zarar verirken, o dönemde dillendirilen dev projelerin durdurulmasına yönelik talepler, halkın gözünde eylemlerin amacına yönelik soru işaretlerini artırmış, bundan sonra olaylar hızla yavaşlayarak gündemden düşmüştü.

Gezi olayları ile oluşan kargaşanın, ekonomide ölçülebilen hasarının yanı sıra, gerek yatırımcı gerekse vatandaşlar üzerinde yarattığı psikolojik etkinin parasal değeri ölçülemese de ağır bir faturaya neden oldu. Dev projelerin bu olaylardan etkilenmemesi ve kaldığı yerden devam etmesi yaşanan olumsuzluğu hafifleten unsur olarak öne çıkıyor.

AA muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Taksim’in yayalaştırılması projesi kapsamında birkaç ağacın kesilmesini protesto etmek isteyen gençlerin eylemiyle başlayan Gezi Parkı olaylarının, sonrasında iç ve dış mihrakların kışkırtmasıyla Türkiye tarihinde 'kara leke' olarak yer alacak bir hale büründüğünü söyledi.

Devletin güvenlik güçlerine saldırıldığı, esnafın kepenk açamadığını, turistlerin İstanbul’dan kaçtığını hatırlatan Zeybekci, 'Yabancı kanallar canlı yayınlarla İstanbul’u resmen terörün kol gezdiği bir üçüncü dünya şehri gibi gösterdiler. Hükümetimiz ve güvenlik güçlerimiz olayların sona erdirilmesi için canla başla mücadele etti.' ifadelerini kullandı.

- 'Taksim Platformunun istekleri gerçeği ortaya koydu'

Zeybekci, olayların bir an önce sona ermesi ve hayatın yeniden normale dönmesi için 'Taksim Platformu” adı verilen bir grup ile hükümet yetkilileri arasında görüşmeler yapıldığını belirterek, bu platformun Üçüncü Havalimanı projesinin, nükleer santrallerin, tüp geçit projesinin, Üçüncü Köprünün, Kanal İstanbul’un ve İstanbul-İzmir otoyolunun durdurulmasını istediğini dolayısıyla, Taksim Platformunun bizzat kendi ağzıyla meselenin ağaç olmadığını itiraf ettiğini dile getirdi.

Olayların, Taksim'in yayalaştırılması projesinin protesto edilmesinin çok daha ötesindeki bir planın parçası olduğunu savunan Zeybekci, şu ifadeleri kullandı:

'2013 yılı Türkiyemiz için çok kritik bir yıl olarak hafızalarımıza kazındı. Bakın, o yıl Gezi Parkı olayları öncesinde neler oldu: Türkiye'de ilk defa faizler yüzde 5'in altına inmişti. IMF'ye son borç taksidimizi 2013 Mayıs ayında ödemiş, ekonomik bağımsızlığımızı tam anlamıyla kazanmıştık. Türkiye’nin lojistik altyapısına çağ atlatan köprü ve tüp geçit inşaatlarımızı hızla devam ettirmekteydik. Merkez Bankası rezervlerimiz 135 milyar doların üzerine çıkmıştı. THY dünyada en çok ülkeye uçan havayolu haline gelmişti… Türkiye kendi kültür coğrafyasının parlayan yıldızı olmuştu.'

Zeybekci, Türkiye'nin bazıları için bir risk haline geldiğini kaydederek, olaylarla Türkiye'yi karıştırıp, millet ile hükümet arasına nifak tohumu ekebileceklerini sandıklarını ifade etti.

Mayıs 2013'te o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliği ve halkın milli iradeye sahip çıkmasıyla, gerçekleştirilen müthiş mitinglere genciyle yaşlısıyla tüm vatandaşların katıldığını hatırlatan Zeybekci, 'İşte bu mitingler sayesinde olaylar Türkiye gündeminden silindi. Ama hem Türkiye ekonomisi, hem de dünyadaki Türkiye algısı darbe almış oldu.' şeklinde konuştu.

Zeybekci, Üçüncü Köprünün yakında biteceğini, Üçüncü Havalimanı inşaatının devam ettiğini, İstanbul-İzmir otoyolu ile 'Körfez Geçişi'nin de sonuna gelindiğini dile getirerek değerlendirmesine şöyle devam etti:

'Türkiye her alanda kutlu yürüyüşüne devam ediyor. Gezi Parkı olayları Türkiye’nin önünü kesme operasyonudur, darbe girişimidir. Bu darbe girişimi, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı tutumu sayesinde engellendi. Nasıl ki bundan 66 yıl önce 27 Mayıs 1960’ta rahmetli Adnan Menderes’e darbe yapıldıysa, 2013 Gezi Parkı olayları da milli iradeye karşı darbe girişimiydi. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye'nin kutlu yürüyüşüne kimse engel olamayacaktır. Türkiyemiz yakın çevresinde yaşanan ekonomik, siyasi ve insani krizlere rağmen bir istikrar adası olmaya, küresel ticaretin önde gelen ülkelerinden biri olmaya devam ederek büyük başarılara imza atacaktır.​'

-'Ülke istikrarına karşı bir darbe provasıydı'

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan da, Gezi Parkı olaylarını Türk demokrasi tarihinin kara sayfalarından biri olarak nitelendirerek, 'Milletin iradesine, tercihine karşı bir kalkışmadır. Aynı zamanda ülkemizin istikrarına, gelişmesine, kalkınmasına karşı yapılmış bir darbe provasıdır. İşin acı tarafı Türkiye'de milletimizin muhalefet görevi verdiği siyasi partilerin de o dönem 'Gezi'den medet ummasıdır.' dedi.

Olayların yaşandığı günlerde bütün illegal örgütlerin orada olduğunu anımsatan Elvan, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Türkiye'nin gelişmesinden rahatsız olan bütün mihraklar, bütün odaklar orada idi. Bütün istikrar düşmanları orada idi. Huzurdan değil de huzursuzluktan nemalananlar orada idi. Taleplerini hep birlikte gördük. 'Dev projeler dursun,Türkiye iddialarından vazgeçsin' dediler. Amacın çevre olmadığını herkes gördü. Milletimiz gördü. Küresel çıkar odaklarıyla omuz omuza vererek Türkiye'de darbe provası yapanların oyunlarını milletimiz bozdu. Millet iradesini ortadan kaldırmaya çalışan bu darbecilere milletimiz sandıkta gereken cevabı verdi. Yakıp yıkmayla, bağırıp çağırmayla siyasi iktidar değişikliği bekleyen çevrelerin hevesi Allah'a şükür kursaklarında kaldı.'

Bakan Elvan, bu çevrelerin Gezi'de başaramadıklarını 17-25 Aralık darbesiyle, farklı bir yöntemle denemeye kalktığına işaret ederek, 'Milletin iradesini hiçe sayarak sonuç alacaklarını sandılar. Bu girişimlerin hesabını milletimize verdiler, veriyorlar. Türkiye'yi kim yolundan çevirmek isterse, kim bu kutlu yürüyüşü inkıtaya uğratmak isterse karşısında millet iradesini bulur, bizi bulur.' diye konuştu.

- 'Türkiye'nin gelişimini durdurmaya yönelikti'

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 'Gezi Parkı olaylarının Türkiye'nin IMF'ye borcunu sıfırladığı, Türk ekonomisinin sürekli yükseldiği, turizmin büyüdüğü, yabancı kredi şirketlerinin peş peşe ülkenin notunu yükselttiği, Üçüncü Havalimanı ihalesinin yapıldığı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün temelinin atıldığı, nükleer enerji santrali kurulmasının gündeme alındığı ve çözüm sürecinde en ileri mesafenin kat edildiği bir dönemde meydana geldiğini anımsatarak, 'Bunlar Gezi Parkı olaylarının bir kumpas olduğunu açıkça gözler önüne seriyordu.' dedi.

Arslan, çevreye duyarlılık bahanesi altında Gezi Parkı eylemleriyle adeta bir ayaklanma ve isyana dönüştürülen hadiselerin asıl amacının hükümeti sokak gösterilerini yönetemez hale getirmek suretiyle bir kaos ortamı sağlamak olduğunu söyledi.

'Hedef, dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında, aslında ülkemize, milletimize, değerlerimize, birliğimize, daha doğrusu, milli irademize saldırmaktı.' diyen Arslan, Gezi Parkı olaylarının içerideki 'operasyonel muhalefet üzerinden gerçekleştirilen' ve 'uluslararası destekler bulan' bir kampanya olduğunu ifade etti.

- 'Tüm oyunlara rağmen yatırımlar devam ediyor'

Arslan, ancak bu mihrakların başarılı olamadığını ve olamayacağını kaydederek, Gezi Parkı olaylarından sonraki 17-25 Aralık darbe girişimlerine ve 7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde eli kanlı terör örgütünün yeniden devreye girmesine rağmen hala tüm yatırımların devam ettiğini bildirdi.

Gerçekleştirilen karanlık oyunlara rağmen o dönemde ihalesi yapılan Üçüncü Havalimanının bugün inşa edildiğini, temeli atılan Yavuz Sultan Selim Köprüsünün ise kısa bir süre sonra açılacağını aktaran Arslan, Türkiye'nin Milgem Projesi ile kendi savaş gemisini ürettiğini, Bayraktar'ı denize indirdiğini, ATAK helikopterlerini havalandırdığını, Altay tanklarını yaptığını, silahlandırılmış insansız hava uçakları ile hedeflerini vurduğunu anlattı.

Arslan, 'Bu gerçekleşen yatırımlar ve projeler iç ve dış mihrakların tüm çabalarını boşa çıkardı. Bizler, bu toprakların ve bu milletin sevdalısı olarak, oynanan oyunu çok net görüyor, bu kirli senaryoyu çok yakından takip ediyoruz. Türkiye 'Gezi Parkı olayları' gibi nice kirli oyunu bozdu, Allah'ın izni, milletimizin güçlü iradesiyle yine bozacaktır.' yorumunu yaptı.
Kaynak: AA