En yüksek binada Türk bayrağı dalgalandırdılar
3. Boğaz köprüsü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsünün kulesine tırmanarak ’350 metre’ yükseklikte özçekim yapan iki genç, bu kez Türkiye’nin en yüksek gökdeleninin vincine tırmanarak 315 metre yükseklikte Türk bayrağı dalgalandırdı.
- Video En yüksek binada Türk bayrağı dalgalandırdılar
- Galeri En yüksek binada Türk bayrağı dalgalandırdılar
315 METREDE TÜRK BAYRAĞI DALGALANDIRDILAR
Zirveye ulaşan gençler burada 3 Mayıs Türkçülük Gününe özel üzerlerine giydikleri ay yıldızlı ve Ne Mutlu Türküm Diyene yazılı tişörtle Türk bayrağı dalgalandırdı. Günün anlam ve önemine binaen “bozkurt” işareti yapan gençler, o anları saniye saniye kayda aldı. Yaklaşık “315 metre” yükseklikte özçekim yapmayı ihmal etmeyen gençler, şantiyede yaklaşık 4 saat kaldıktan sonra ayrılmalarının ardından kule vinci çalışmaya başladı.
İstanbul'daki bazı yüksek binalara tırmanmaları nedeniyle şantiye girişlerine fotoğrafları asıldığı öğrenilen gençler, şantiyeden çıkarken duvara, oraya girdiklerini belirtmek için “Pavel & Fırat was Here” yazdı.
“BU GÖKYÜZÜNE SARILMA AŞKIDIR, O AN HUZUR DOLUYORUZ”
O anları İhlas Haber Ajansı 'ya anlatan Pavel Smirnov, “Aslında biz parkur sporcuyuz. Sosyal medyada bazı ülkelerde bu işin çok kişi tarafından yapıldığını gördük. Bunun üzerine bizde, ‘Türkler olarak biz neden bunu yapmıyoruz?' dedik ve o şekilde başladık. İlk olarak 3. köprüde bunu yapma gereği duyduk. Bu yaptığımız gökyüzüne sarılma aşkıdır, o an huzur doluyoruz. Çünkü şehrin içinde bize doğru bir baskı var. O baskıyı yenebilmek için yükseğe çıkıyoruz” dedi.
Halk tarafından kendilerine çok tepki geldiğini belirten Smirnov, “Bu işi neden yapıyorsunuz ve düşmekten korkmuyor musunuz? En ufak bir hata seni götürür, denildi. Parkurdaki tecrübe ve gücümüz sayesinde bu işi yapmaktan korkmuyoruz. Zihinsel ve fiziksel olarak biz buna tamamen hazırız. Yani bir hata olduğunda biz bunu nasıl kurtaracağımızı biliyoruz” ifadelerini kullandı.
“AMACIMIZ TÜRKİYE'NİN EN YÜKSEK BİNASINDA TÜRK BAYRAĞINI DALGALANDIRMAKTIR”
Gerçekleştirdikleri projede tırmandıkları binanın tamamlandığında Türkiye'nin en yüksek binası olduğunu söyleyen Smirnov, “Şuan vinçle birlikte 315 metre, bizde bu projeyi 3 Mayıs Türkçülük gününe armağan etmek istedik. Mükemmel bir şekilde sonlandırdığımız bu projeyi Türkçülük Gününe armağan ediyoruz. Amacımız Türkiye'nin en yüksek binasında Türk bayrağını dalgalandırmak ve bunu başardık” şeklinde konuştu.
Smirnov ile birlikte gökdelene tırmanan rooftopper Fırat Somut ise, “Tırmandığımız yer Anadolu yakasında, konum vermek istemiyorum. Çünkü işçiler olsun güvenlik görevlileri olsun, onların sıkıntı yaşamasını istemeyiz. Oraya tırmandık çünkü tamamlandığında Türkiye'nin en yüksek noktası orası olmuş olacak. Normalde en yüksek olarak Saffhire biliniyor ama burası tamamlanmadığı için bilinmiyor. Oraya tırmanmak için çok fazla hazırlık yapmamız gerekti. Gece saatlerinde başladık ve 2 buçuk saat şantiyeye girmek için uğraştık. İçerideki işçiler makinelerle çalışırken, çıkan her sesin arkasına gizlenerek adım adım ilerledik ve yeni bir şeyler yapmaya çalıştık. Sonunda içeri girerek 62 kat çıktık. Aç ve susuz kalarak zorlandık ama projemizi bitirdik” dedi.
“TÜRKİYE'NİN EN YÜKSEK NOKTASINA TIRMANIŞIMIZI 3 MAYIS RUHUNA ARMAĞAN EDİYORUZ”
Türk bayrağını olabildiğince yükseklikte dalgalandırdıklarını ifade eden Somut, sözlerini şöyle sürdürdü: “3 Mayıs ruhu ebediyen yaşasın diye bozkurt işareti yaptık. Bende arkadaşımda Türk bayraklı tişört giydim. 1944'den bu yana biz Türkçülük gününü kutluyoruz. Bu kapsamda bizde Türkiye'nin en yüksek noktasının vincine tırmanışımızı 3 Mayıs ruhuna armağan ediyoruz. 3 Mayıs bizim için bir anma günüydü bizde bunu armağan etmek istedik.”
“ÇILGIN DEĞİLİZ, ROOFTOPPER SPORCUSUYUZ”
Çılgın selfici değil “Rooftopper” sporcusu olduklarını kaydeden Somut, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye'deki ilk rooftopper sporcularıyız. Halk bizi çılgın olarak tanıyor ama biz normal hayatlarına devam eden ve gerekse çalışan insanlarız. Bizde normal hayatlarımıza çalışarak devam ediyoruz. Tek yaptığımız şey bir yerlere tırmanmak ya da sokaklarda atlayıp zıplamak değil. Halk bizi ister istemez yanlış anlayabiliyor ama bizde sizden biriyiz, sadece biraz daha çılgın bir ruha sahibiz. Normalde bu tür anma günlerinde genelde yürüyüş ve söyleşiler olur. Biz yapabileceğimiz en farklı anmayı yapmak istedik ve en farklısı da bu oldu”