'Fetih, Hakkın, Doğrunun, Adaletin, İyiliğin Kapısını Açmaktır'

Başbakan Binali Yıldırım, "Bizim inancımızda fetih, hakkın, doğrunun, adaletin, iyiliğin kapısını açmaktır. Fetih benden bize ulaşmak, beni biz içinde eritmektir" dedi.

'Fetih, Hakkın, Doğrunun, Adaletin, İyiliğin Kapısını Açmaktır'
İstanbul’un Fethi’nin 563. yıldönümü Yenikapı’da düzenlenen Fetih Şöleni ile kutlanıyor. Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve yüz binlerce İstanbullu katıldı.

Şölen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın yaptığı açılış konuşmasıyla başladı.

Topbaş, “Bu topraklarda işte böyle bir zihniyet var. İşte böyle bir yönetim var. Bu duygularla yoğrulmuş necip milletimizin iradesi var. Özgüveni olmayanlar, korku ve endişe ile yaşayanlar milletine, tarihine yabancı olanlar esasında en büyük güç kaynağından mahrumdurlar. Biz inanıyoruz, biz güveniyoruz, biz milletçe hedefe yürüyoruz. Kimseye özenmiyoruz. Kimseye benzemek gibi bir derdimiz yok. Kadim bir medeniyetin evladıyız. Rüzgar her nereden eserse essin, rüzgar ne olursa olsun kararlı, hedefli ve inançlı duruşumuzu bozmayacağız. Büyük fetihler, büyük hedefler tutan insanların gönlünde açılır. Bu meydanı fetih şuuruyla dolduran yüce gönüllü İstanbullular, işte bu duygularla saygı ve hürmetlerimi arz ediyorum” dedi.

Başkan Topbaş’ın yaptığı açılış konuşmasının ardından kürsüye davet edilen İstanbul Valisi Vasip Şahin, “Bugün nebevi ışığın altında karanlık bir çağı kapatıp, insanlığa yeni bir pencere, yeni bir çağ açan muzaffer komutanı Fatih, ordusunu kutlu asker yapan, Konstantin’i İstanbullaştıran, devleti imparatorluğa ulaştıran bir zaferin 563. yıldönümünü idrak ediyoruz. Hepimize kutlu olsun” diye konuştu.

Vali Şahin’in ardından kürsüye Başbakan Binali Yıldırım davet edildi. Yıldırım, “Bizleri böylesine mutlu bir günün yıldönümünde buluşturan Cenabı Hakka hamdediyor ve bu büyük fethi bizlere ufuk çizerek, hedef gösteren Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e şükranlarımızı sunuyoruz. Buraya teşrif eden, bu güzel günü bizlerle paylaşan siz değerli kardeşlerimizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Siz değerli İstanbullu kardeşlerimize, televizyonları başlarında bizleri izleyen aziz milletime selam ve saygılarımı iletiyorum” diyerek sözlerine başladı.



"FETİH HAKKIN, DOĞRUNUN, ADALETİN, İYİLİĞİN KAPISINI AÇMAKTIR"

Başbakan Yıldırım, “Aziz İstanbullular, bizim inancımızda fetih, hakkın, doğrunun, adaletin, iyiliğin kapısını açmaktır. Fetih benden bize ulaşmak, beni biz içinde eritmektir. Farklılıklarımızı zenginlik saymak, her renkten, her inançtan milletin insanını bir arada barış içinde yaşatmaktır. Adaletin önündeki engelleri ortadan kaldırmaktır. Fethin Çanakkale’de geçilmez, Sakarya Dumlupınar’da işgalcilere kök söktürmek, düşmana haddini bildirmektir. Fetih millet olarak ayağa kalkmak, ufka bakmak, yeniden tarihi yazmaktır. Fetih çağ kapatıp, çağ açmaktır. Fetih mazlumun yanında ve yakınında olmak ve düşeni kaldırmaktır. Ezilen halkların minnet dolu bakışlarına, yürek burkan yakarışlarına dermen olmaktır, çare olmaktır. Diriliş ateşini yakmaktır. Fetih demek, bu necip millete hizmet etmek demektir. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yapmaktır. Osman Gazi Köprüsü yapmak iki kıtayı birbiriyle birleştirmek demektir. Diriliş ateşini tutuşturmak, geleceğe umutla, kararlılıkla yürümektir” dedi.



"DÜNYA MAZLUMLARINA FETİH RUHUNU, İRADE VE ŞUURUNU TAŞIMA ZAMANIDIR"

‘Dünya mazlumlarına fetih ruhunu, irade ve şuurunu taşıma zamanıdır’ diyerek sözlerini sürdüren Yıldırım, “Bir zamanlar dünya bizdik. Zulme uğrayan biri bizi hatırlar, bizden yardım isterdi. Her mağdur ilk önce bizi hatırlar, her gözü yaşlı ilk önce bize sığınırdı. Güvenlik bizden sorulur huzur içinde ibadet ve yardım yapılırdı. İstanbul fethedilince nice Hristiyan, Süryani, başka dinlerden insanlara adaletin gülen yüzünü biz tanıttık. Her dilden, her dinden insanlar özgürce yaşardı. Biz insanların şefkatli sığınağıydık. Bizim ecdadımız olmadan adil bir dünya olmazdı. Hz. Ömer, Selahattin Eyyubi gibi büyük fatihler gayrimüslimlere adalet dağıtırken, ilkel dünyaya da insanlık dersi verdiler. Bütün dinler, bütün kültürler, milliyetler, medeniyetler varlıklarını ancak ve ancak bizim kurduğumuz dünyada gerçeğe dönüştürdüler. Bir zamanlar bizler bu misyonu ifa etmenin şerefiyle tarih yazmışız, insanları huzur ikliminde buluşturmuşuz. Düzeni, çarkı, dümeni bozuk dünyaya nizam vermişiz. Azmanlaşan, kibirlenenlere karşı çelik bir iradeyle karşı koymuşuz. Ancak fethin ruhuyla direnerek Çanakkale’de destan yazmış, yedi düvele fetih ruhuyla var oluşun taşlarını döşemişiz. Şimdi yeniden fetih ruhuyla ayağa kalkmanın zamanındır. Dünya lideri, memleket sevdalısı, cumhurun başı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la kenetlenerek, bir ve bütün olarak tarih yazma zamanıdır. Dünya mazlumlarına fetih ruhunu, irade ve şuurunu taşıma zamanıdır. Yedi düvele karşı adaleti ve hakkı söyleme zamanıdır. Dünya halklarının, mazlum ve hakkı gasp edilenlerin dualarını ve desteklerini alarak yeniden kutlu yürüyüşe devam etme zamanıdır. Tarih inancımızın bize yüklediği sorumluluğun gereğini yeniden yapmak, tarihin öznesi olma zamanıdır” diye konuştu.



"YENİ BİR FETİH RUHU FİLİZLENMESİN DİYE TERÖRÜ BAŞIMIZA BELA ETTİLER"

Başbakan Yıldırım, “Yeni bir fetih ruhu filizlenmesin diye terörü başımıza bela ettiler. Devlet içinde devlet oluşturarak paralel güç yarışına girdiler. Okyanus ötesinden Türkiye’ye rol biçmeye kalktılar. Yaban elleri sinsice ülkenin damarlarına zikrettiler. Masum görünüşlü şebekeler, kuzu postundaki ihanetleriyle milleti kalbinden vurmaya çalıştılar. Milletimizin evlatlarını kandırarak, teröre bulaştırdılar. Gezi kalkışmasıyla gençlerimizi sokağa döktüler. 6-8 Ekim olaylarıyla bu milletin çocuklarını kandırarak sokağa döktüler. Yasin Börü ve iki arkadaşını katlettiler. Şehirleri vandallara teslim ederek panik havası yapmaya çalıştılar. Bu milletin liderini ve onun kadrolarını yok etmeye çalıştılar. Ancak sevgili İstanbullular, millet bunları yemedi. Halkın irfanı tuzakları yendi. Milletin adamı liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkarak vefasını gösterdi. Şimdi bizi tökezletmek isteyen, birliğimize, kardeşliğimize kastedenlere karşı dimdik durmanın zamanıdır. Yeniden fetih ruhu ile şahlanmanın, hizmeti ülkenin her köşesine götürmenin zamanıdır. Yıkmanın değil yapmanın, inşa etmenin zamanıdır. Sınırlarımızı aşarak her mazlumun avuç dolusu dualarında yer alma zamanıdır. Diyarbakır İstanbul, İstanbul Diyarbakır’dır. Van, Yozgat, Samsun, Edirne İstanbuldur. İstanbul köşe bucak Türkiye’dir” ifadelerine yer verdi.

Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: “Ey Fatih Sultan Mehmet Han, sen bu aziz İstanbul’u fethetmek için gemileri karadan geçirdin. Senin torunların Tayyip Erdoğan ve arkadaşları trenleri, arabaları denizin altından geçirdi. Marmara’yla, Avrasya’yla iki kıtayı birbiriyle buluşturdu.”

Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı konuşmanın ardından kürsüye davet edilen TBMM Başkanı İsmail Kahraman ise, “Padişahların ordunun başında katıldığı seferlere seferi hümayun denir. Birinci seferi hümayuna Karaman’a ikinci seferi hümayunu İstanbul’a yapmıştır. 30 yıl süren padişahlığında 25 seferi hümayunu vardır ve hepsini de zaferlerle sonuçlandırmıştır. Hepimizin bildiği gibi 26. seferi hümayunun başlangıcında Gebze’de Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Babasından devraldığı 964 bin metrekarelik vatanı, 2 milyon 215 bin kilometreye çıkardı. Fethedilen şehir, ada ve kaleler hariç iki imparatorluk, dört krallık, 11 prenslik toplam 17 devleti fethetti. Donanmamız ve ordumuz yeryüzünün rakipsiz birincisiydi. Fatih Sultan Mehmet Han, 6 lisan bilen, alim, matematikçi, mahir bir yay imalcisi ve gerçek bir şairdir. Tarihimizin muhteşem şahsiyetlerinden bütün dünyanın saygısını ve hayranlığını kazanmış emsalsiz padişahlarımızdandır” dedi.

Kaynak: İHA