Şahin, Dünya İnsani Zirvesi'nde Savaş Mağduru Kadın Ve Çocukları Anlattı
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, belediye ile Kadın ve Demokrasi Derneğince (KADEM) İstanbul’da gerçekleştirilen Dünya İnsani Zirvesi’nde, ’Savaş mağdurları, kadın ve çocuklar’ konulu panelde konuşma yaptı.
Lütfi Kırdar Kongre Merkezi Rumeli A Salonunda Prof. Dr. Aşkın Asan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, KADEM Genel Başkanı E. Sare Aydın Yılmaz, Prof. Dr. Murat Ali Yülek ve Bülbülzade Vakfı Başkanı Turgay Aldemir konuşmacı olarak yer aldı. Dünyada yaşanan adaletsizlikleri anlatan Fatma Şahin, Suriyeli göçmenler sorununu çözmek için kamu, kurum ve kuruluş ile sivil toplum örgütleriyle beraber çalıştıklarını vurgulayarak, sorunları 4 başlık altında topladıklarını belirtti.
Sorunların hızlı çözümü için anketler yaparak araştırma yaptıklarını anlatan Şahin, “En önemli ilk başlığın eğitim olduğunu gördük. Çok hızlı bir şekilde yönetmeliğin değişmesi için Milli Eğitim Bakanımızın yanına gittik. Çok hızlı bir şekilde yönetmeliği değiştirdik. Okulların kullanımıyla ilgili kısımda tekli öğretim aslında ne kadar yüksek bir fedakârlık yapıldığını gösteriyor. Tekli öğretime geçmeye çalışan bir eğitim politikasından yeniden ikili eğitime geçiyorsunuz. Sabah 9’da okula giden çocuk sabahın 6’sında ezanla beraber evden çıkmak zorunda. Çünkü Suriyeli mülteci bir çocukla sırasını paylaşmak durumunda. İkili öğretime geçtik ve bu 3 bin rakamını şu anda 60 binlere çıkardık iki yılda" dedi.
30 bin çocuğun hala sistemin dışında kaldığını dile getiren Şahin, hızlı bir şekilde okul yapılması gerektiğine işaret ederek, 8 bin dersliğe ihtiyaç olunduğunu aktardı.
SURİYELİ YETİŞMİŞ BEYİNLERİN İSTİHDAMINA YÖNELİK KOTA UYGULAMASI
Alınan her kararın sorunu bitirmediğini anlatan Şahin, “Kadınlar önce Türkçe öğrenmeyi çok talep etmediler, bir an önce döneceklerini düşünüyorlardı ama 5 yıl geçti. Bir nesil kayboluyor, hayatlar geçip gidiyor, çocuklar genç oluyor. O yüzden Türkçe öğrenme talebi arttı. Biz bunları hızlı bir şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Yani aldığımız her kararın yanında yeni bir destek sistemini hayata geçirmemiz gerekiyor. O yüzden çok kuvvetli projeler üretmeliyiz. Özellikle sizlere ihtiyacımız var başarmak ve sürdürülebilir açısından” şeklinde konuştu.
Suriyelilerin istihdamı konusunda da çalışmalar yaptıklarını anlatan Şahin, “İşsizlik bütün dünyanın sorunu fakat doktor gidiyor, iyi yetişmiş adamı kaçırıyoruz. Hiç olmazsa Suriyeli öğretmen Suriyeli çocuğu eğitsin, Suriyeli doktor Suriyeli hastaya baksın dediğimizde iki senemiz geçti. Daha yeni kariyer yapmışları sistemin içerisinde tutmak için çalışma yapıyoruz. Yani çok mücadele ediyoruz. Aldığımız her karar kendiliğinde alınmıyor. O kadar çok mücadele etmemiz gerekiyor fakat gözümüzün önünde biz yaşıyoruz. Ve iyi yetişmiş beyinler gidiyor. O yüzden akademik olarak iyi yetişmişleri sistemin içerisinde tutmamız gerekiyor. Kendi işsizimizi korurken, kendi esnafımızı korurken onları ‘nasıl entegre edeceğiz’ dedik ve bir kota sistemi yaptık. O kotayla Suriyeli mülteci çalıştıralım ki ben kendi işsizime de bir şey söyleyeyim. Veya kendi yoksuluma da ‘başkanım Suriyelilere destek veriyorsunuz’ dedikleri bir negatif algıyla da yeni kutuplaştırmalara, yeni milliyetçiliklere dönüşüyor. İşte entegrasyon, adaptasyon dediğiniz şey bir ve beraber yaşamadan geçiyor” dedi.
Suriyeli mültecilerin göçüyle su, yol, konut ve daha bir çok alanda ihtiyacın artığını anlatan Şahin, Suriye’deki iç savaşın bitmesi için çok net bir duruş sergilenirken, dünya barışı içinde hızlı karar alan sistematik bir çalışma modelinin hayata geçirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Sare Aydın Yılmaz ise "Savaşın gölgesinde var olma mücadelesi-Suriyeli sığınmacı kadınlar" başlığıyla yaptığı sunumda, ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli kadınların yaşadığı sorunları anlattı. Sığınmacıların durumlarını iyileştirmek ve sağlıklı bir entegrasyon süreci yaşamalarını sağlamak için yapılması gerekenleri aktaran Aydın, bu konuda herkesin üzerine düşen ulusal ve uluslararası sorumluluklara dikkat çekti.
Her savaşta olduğu gibi Suriye’deki savaşta da en ağır bedeli kadınlar ve çocukların ödediğini ifade eden Aydın, "Ailelerini, eşlerini, yakınlarını savaşta kaybeden ülkelerindeki fiziksel, cinsel baskı ve zulümden çocuklarını ve kendilerini korumak için kaçan milyonlarca kadın kaçış sırasında ve sonrasında fiziksel ve cinsel istismara maruz kalmakta, fuhşa zorlanmakta. Binlerce Suriyeli kadın bir savaş yöntemi olarak tecavüze maruz kalmakta. Bugün milyonlarca kadın sessizlik ve yılgınlık içinde kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyor. Bu kadınların durumlarını iyileştirmek için üzerimize düşen tüm ulusal ve uluslararası sorumlulukları bir an önce yerine getirmeliyiz. Hükumetlerin eğitim, ekonomi gibi alanlarda etkin ve hızlı yasal düzenlemelerle sığınmacıların sosyal uyumunu kolaylaştırması, sığınmacıların yerel halk tarafından fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik olarak istismar edilmesini önleyici düzenlemeler yapılması, karar alma mekanizmalarına sığınmacıların katılmasını sağlayarak etkin ve kalıcı çözümler geliştirilmesi gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Panelde, tecrübe paylaşımları yapılarak, kamu kurumları, yerel yönetimler ve uluslararası kuruluşlar için değişen ihtiyaçlar, çıkarılan dersler ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgilendirici bir kanal oluşturulması hedeflendi. Ana mesajı Suriye’de süren iç savaşa son verilmesi ve barışın sağlanması olarak belirlenen etkinlikte, eğitim, sağlık, sosyal uyum ve istihdam konusunda Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin yaklaşımı katılımcılara anlatıldı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan ve şehrin genel durumu ile belediyenin sosyal hizmet modelini anlatan kısa film gösteriminin gerçekleştirildiği panelde, savaştan dolayı ülkelerini terk ederek Türkiye’ye sığınan kadın ve çocukların sorunlarına da dikkat çekildi.
Kaynak: İHA
Sorunların hızlı çözümü için anketler yaparak araştırma yaptıklarını anlatan Şahin, “En önemli ilk başlığın eğitim olduğunu gördük. Çok hızlı bir şekilde yönetmeliğin değişmesi için Milli Eğitim Bakanımızın yanına gittik. Çok hızlı bir şekilde yönetmeliği değiştirdik. Okulların kullanımıyla ilgili kısımda tekli öğretim aslında ne kadar yüksek bir fedakârlık yapıldığını gösteriyor. Tekli öğretime geçmeye çalışan bir eğitim politikasından yeniden ikili eğitime geçiyorsunuz. Sabah 9’da okula giden çocuk sabahın 6’sında ezanla beraber evden çıkmak zorunda. Çünkü Suriyeli mülteci bir çocukla sırasını paylaşmak durumunda. İkili öğretime geçtik ve bu 3 bin rakamını şu anda 60 binlere çıkardık iki yılda" dedi.
30 bin çocuğun hala sistemin dışında kaldığını dile getiren Şahin, hızlı bir şekilde okul yapılması gerektiğine işaret ederek, 8 bin dersliğe ihtiyaç olunduğunu aktardı.
SURİYELİ YETİŞMİŞ BEYİNLERİN İSTİHDAMINA YÖNELİK KOTA UYGULAMASI
Alınan her kararın sorunu bitirmediğini anlatan Şahin, “Kadınlar önce Türkçe öğrenmeyi çok talep etmediler, bir an önce döneceklerini düşünüyorlardı ama 5 yıl geçti. Bir nesil kayboluyor, hayatlar geçip gidiyor, çocuklar genç oluyor. O yüzden Türkçe öğrenme talebi arttı. Biz bunları hızlı bir şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Yani aldığımız her kararın yanında yeni bir destek sistemini hayata geçirmemiz gerekiyor. O yüzden çok kuvvetli projeler üretmeliyiz. Özellikle sizlere ihtiyacımız var başarmak ve sürdürülebilir açısından” şeklinde konuştu.
Suriyelilerin istihdamı konusunda da çalışmalar yaptıklarını anlatan Şahin, “İşsizlik bütün dünyanın sorunu fakat doktor gidiyor, iyi yetişmiş adamı kaçırıyoruz. Hiç olmazsa Suriyeli öğretmen Suriyeli çocuğu eğitsin, Suriyeli doktor Suriyeli hastaya baksın dediğimizde iki senemiz geçti. Daha yeni kariyer yapmışları sistemin içerisinde tutmak için çalışma yapıyoruz. Yani çok mücadele ediyoruz. Aldığımız her karar kendiliğinde alınmıyor. O kadar çok mücadele etmemiz gerekiyor fakat gözümüzün önünde biz yaşıyoruz. Ve iyi yetişmiş beyinler gidiyor. O yüzden akademik olarak iyi yetişmişleri sistemin içerisinde tutmamız gerekiyor. Kendi işsizimizi korurken, kendi esnafımızı korurken onları ‘nasıl entegre edeceğiz’ dedik ve bir kota sistemi yaptık. O kotayla Suriyeli mülteci çalıştıralım ki ben kendi işsizime de bir şey söyleyeyim. Veya kendi yoksuluma da ‘başkanım Suriyelilere destek veriyorsunuz’ dedikleri bir negatif algıyla da yeni kutuplaştırmalara, yeni milliyetçiliklere dönüşüyor. İşte entegrasyon, adaptasyon dediğiniz şey bir ve beraber yaşamadan geçiyor” dedi.
Suriyeli mültecilerin göçüyle su, yol, konut ve daha bir çok alanda ihtiyacın artığını anlatan Şahin, Suriye’deki iç savaşın bitmesi için çok net bir duruş sergilenirken, dünya barışı içinde hızlı karar alan sistematik bir çalışma modelinin hayata geçirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Sare Aydın Yılmaz ise "Savaşın gölgesinde var olma mücadelesi-Suriyeli sığınmacı kadınlar" başlığıyla yaptığı sunumda, ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli kadınların yaşadığı sorunları anlattı. Sığınmacıların durumlarını iyileştirmek ve sağlıklı bir entegrasyon süreci yaşamalarını sağlamak için yapılması gerekenleri aktaran Aydın, bu konuda herkesin üzerine düşen ulusal ve uluslararası sorumluluklara dikkat çekti.
Her savaşta olduğu gibi Suriye’deki savaşta da en ağır bedeli kadınlar ve çocukların ödediğini ifade eden Aydın, "Ailelerini, eşlerini, yakınlarını savaşta kaybeden ülkelerindeki fiziksel, cinsel baskı ve zulümden çocuklarını ve kendilerini korumak için kaçan milyonlarca kadın kaçış sırasında ve sonrasında fiziksel ve cinsel istismara maruz kalmakta, fuhşa zorlanmakta. Binlerce Suriyeli kadın bir savaş yöntemi olarak tecavüze maruz kalmakta. Bugün milyonlarca kadın sessizlik ve yılgınlık içinde kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyor. Bu kadınların durumlarını iyileştirmek için üzerimize düşen tüm ulusal ve uluslararası sorumlulukları bir an önce yerine getirmeliyiz. Hükumetlerin eğitim, ekonomi gibi alanlarda etkin ve hızlı yasal düzenlemelerle sığınmacıların sosyal uyumunu kolaylaştırması, sığınmacıların yerel halk tarafından fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik olarak istismar edilmesini önleyici düzenlemeler yapılması, karar alma mekanizmalarına sığınmacıların katılmasını sağlayarak etkin ve kalıcı çözümler geliştirilmesi gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Panelde, tecrübe paylaşımları yapılarak, kamu kurumları, yerel yönetimler ve uluslararası kuruluşlar için değişen ihtiyaçlar, çıkarılan dersler ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgilendirici bir kanal oluşturulması hedeflendi. Ana mesajı Suriye’de süren iç savaşa son verilmesi ve barışın sağlanması olarak belirlenen etkinlikte, eğitim, sağlık, sosyal uyum ve istihdam konusunda Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin yaklaşımı katılımcılara anlatıldı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan ve şehrin genel durumu ile belediyenin sosyal hizmet modelini anlatan kısa film gösteriminin gerçekleştirildiği panelde, savaştan dolayı ülkelerini terk ederek Türkiye’ye sığınan kadın ve çocukların sorunlarına da dikkat çekildi.