'Türk-Ermeni İlişkilerinin Bölgesel Politikalara Etkisi' Sempozyumu Sona Erdi
Bitlis’te düzenlenen “Türk-Ermeni İlişkilerinin Bölgesel Politikalara Etkisi” konulu sempozyum sona erdi
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) ile Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı tarafından düzenlenen "Uluslararası 19. Yüzyıldan Günümüze Türk- Ermeni İlişkilerinin Bölgesel Politikalara Etkisi Sempozyumu" sona erdi. Bitlis Eren Üniversitesi Rahva Yerleşkesi’ndeki merkezi konferans salonunda gerçekleştirilen ve iki gün süren sempozyuma 49 bilim adamı bildiri sundu. Sempozyumun sonunda Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Doğru, teşekkür konuşması yaptı. Prof. Dr. Mamut Doğru, “Dün başlayan sempozyuma açılıştan sonra devam ettik. Bugün yine yoğun çalışma sonunda geldik. Atatürk Araştırmaları Merkezi Başkanımız değerlendirmeleri yapacak. Sizlerin katkıları ile gerçekleştirilen bu sempozyumda bizleri memnun ettiniz. Bilime de katkı sundunuz. Bitlis’te sempozyum sonrası bir gezimiz olacak. Özellikle Ahlat ve Adilcevaz’ı da içine alan bir gezi programı düzenleyeceğiz. Dileriz ki mutlu olursunuz. Gerçekleştirilmesinde emeği geçen başta Atatürk Araştırmaları Merkezimize, bilim kuruluna, öğrencilerimize, bilim adamlarımıza, BETAV üyelerine, iş adamlarına ve basın mensuplarına teşekkür ediyorum” dedi.
Daha sonra konuşan Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan ise, iki günün çabuk geçtiğini belirterek, “Atatürk Araştırma Merkezi’nin bahar döneminde gerçekleştirildiği 4’ncü toplantıydı. İlki İstanbul’da diplomasi ve arşivler, ikincisi İnönü Üniversitesi’nde gerçekleştirilen sempozyumda kent ve kültürü ile Malatya, üçüncüsü Mardin’de gerçekleştirilen Irak Cephesi sempozyumu idi. Son olarak Bitlis’te Ermeni meselesini anlatan bu sempozyumdu. Toplam 130 kişi başvurmuştu. 130 kişiyi seleksiyona tabi tuttuk. Türkiye’de sempozyum bolluğu ve yarışı var. Bu yerinde bir tespiti üniversiteler yapıyor. Akademik yükselme kriterlerinin oluşturduğu sempozyumlardır. Bu onlar için gereklidir. Sivil toplum örgütleri ve belediyeler kendilerini bu bilimsel alanda göstermek istiyorlar. Atatürk Danışma Merkezi biraz farklıdır. Sempozyumun konusu her ne ise tartışmaya açılması ve verilen bilgilerdeki eksikliklerin giderilmesi ve yanlışlıkların düzeltilmesi için sempozyum düzenleniyor. Bunun için bize gönderilen bildiriler bir seleksiyona tabi tutuluyor. Bu somut kriterler çerçevesinde sempozyumun istihdam ettiği çerçevede kabul görüyor. Bunlardan 49’unun kabul görmesini, bunun sonucudur. Türkiye dışında 5 ülkeden katılımcı vardı. Bilgilerini bizlerle paylaştılar. Bu bildiriler sunum yapıldıktan sonra hakem heyetinden geçiriliyor. Bu kitap haline gelecek. Zaman zaman bildirisini sunsa bile bazen kitapta yer alamıyor. Hakem incelerken raporunu bize gönderiyor. Bunu da bildiri sahibine bildiriyoruz. Bu tür sempozyumların düzenlenmesi ciddi bir emek istiyor. Başta BEÜ Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut Doğru olmak üzere yerel yöneticileriniz, akademisyenlerimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Daha sonra konuşan Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan ise, iki günün çabuk geçtiğini belirterek, “Atatürk Araştırma Merkezi’nin bahar döneminde gerçekleştirildiği 4’ncü toplantıydı. İlki İstanbul’da diplomasi ve arşivler, ikincisi İnönü Üniversitesi’nde gerçekleştirilen sempozyumda kent ve kültürü ile Malatya, üçüncüsü Mardin’de gerçekleştirilen Irak Cephesi sempozyumu idi. Son olarak Bitlis’te Ermeni meselesini anlatan bu sempozyumdu. Toplam 130 kişi başvurmuştu. 130 kişiyi seleksiyona tabi tuttuk. Türkiye’de sempozyum bolluğu ve yarışı var. Bu yerinde bir tespiti üniversiteler yapıyor. Akademik yükselme kriterlerinin oluşturduğu sempozyumlardır. Bu onlar için gereklidir. Sivil toplum örgütleri ve belediyeler kendilerini bu bilimsel alanda göstermek istiyorlar. Atatürk Danışma Merkezi biraz farklıdır. Sempozyumun konusu her ne ise tartışmaya açılması ve verilen bilgilerdeki eksikliklerin giderilmesi ve yanlışlıkların düzeltilmesi için sempozyum düzenleniyor. Bunun için bize gönderilen bildiriler bir seleksiyona tabi tutuluyor. Bu somut kriterler çerçevesinde sempozyumun istihdam ettiği çerçevede kabul görüyor. Bunlardan 49’unun kabul görmesini, bunun sonucudur. Türkiye dışında 5 ülkeden katılımcı vardı. Bilgilerini bizlerle paylaştılar. Bu bildiriler sunum yapıldıktan sonra hakem heyetinden geçiriliyor. Bu kitap haline gelecek. Zaman zaman bildirisini sunsa bile bazen kitapta yer alamıyor. Hakem incelerken raporunu bize gönderiyor. Bunu da bildiri sahibine bildiriyoruz. Bu tür sempozyumların düzenlenmesi ciddi bir emek istiyor. Başta BEÜ Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut Doğru olmak üzere yerel yöneticileriniz, akademisyenlerimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.