Başbakan Yardımcısı Akdoğan Açıklaması
'Göç dalgası, Avrupa'yı vurunca paniklediler. Şimdi her gün Türkiye'yi kucaklıyorlar, 'Aslan Türkiye, kaplan Türkiye'. Peki sen niye sınırlarını açmıyorsun, niye destek olmuyorsun? Türkiye, bunlar dediler diye yapmıyor ama gelin bir ucundan da siz tutun be kardeşim' 'Hem TürkiyeAB ilişkilerinde bir hız kazanma var hem bu göçmen meselesinde de 'biz yapmak istiyoruz' beyanı var. Peki, buyurun yapın. Yapılan bir şey var mı? Bekliyoruz inşallah bu haftalarda artık somut netice almamız lazım' 'Bu ilişkiler, güven temelinde yürür. Türkiye olarak taahhütlerimizin arkasındayız. Buyurun gelin iş birliği yapalım, bu taşın altına elinizi koyun, artık biz üzüm yemek istiyoruz'
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, sığınmacı sorununa ilişkin 'Göç dalgası, Avrupa'yı vurunca paniklediler. Şimdi her gün Türkiye'yi kucaklıyorlar, 'Aslan Türkiye, kaplan Türkiye'. Peki sen niye sınırlarını açmıyorsun, niye destek olmuyorsun? Türkiye, bunlar dediler diye yapmıyor ama gelin bir ucundan da siz tutun be kardeşim.' dedi.
Akdoğan, AFAD Başkanlığının yeni yerleşkesinde düzenlenen 'Deprem Erken Uyarı Sistemi Sempozyumu'ndaki konuşmasında, depremin sadece geçmişin değil bugün ve geleceğin de konusu olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin topraklarının üçte ikisinin birincil ve ikincil derece deprem bölgesi olduğunu belirten Akdoğan, ülkenin büyük can ve mal kayıplarına yol açan depremleri sıklıkla yaşadığını, bunun 'Türkiye'nin de bir gerçeği' şeklinde görülmesi gerektiğini söyledi.
Akdoğan, nüfusu 1 milyonun üzerindeki 11 büyük kentin, ülke nüfusunun yüzde 70'inin ve büyük sanayi tesislerinin dörtte üçünün bu büyük deprem riskiyle karşı karşıya kaldığına dikkati çekti.
Geçen yıl Türkiye'nin farklı büyüklüklerde yaklaşık 22 bin deprem yaşadığını anlatan Akdoğan, ülkede geçmişteki depremde yaşananları anımsattı. Yalçın Akdoğan, 'Artık deprem olacak mı' sorusunun sorulmadığını, depremin olduğu ve olacağı gerçeğiyle yaşanması gerektiğini vurguladı.
'Kriz yönetimi değil risk yönetimi yapmak durumundayız.' diyen Akdoğan, AFAD'ın 2009'dan itibaren çok önemli faaliyetler yürüttüğünü, depremlerin büyüklük ve şiddeti gibi temel verileri kamuoyuna duyurma konusunda tek yetkili kurum olduğunu ve depreme hazır bir ülke olmak için farklı sektörlerden 5 milyondan fazla kişiye eğitim verdiğini belirtti.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, bin 44 gözlem istasyonu vasıtasıyla AFAD'ın deprem hareketliliğini incelediğinin altını çizerek, 'Bütün kurumlarımız işlerini yaparken, 'Depreme biz bakanlık ve kurum olarak ne kadar hazırız, gerekenleri ne kadar yapıyoruz?' demeli. Bunun hesabını tek tek kurumlara sorarız. Herkes gerekeni yapacak. Kimsenin bir ihmali sebebiyle tek bir vatandaşımızı, canımızı kaybetme lüksümüz yok.' ifadesini kullandı.
Yalçın Akdoğan, Deprem Erken Uyarı Sistemi'nin, depremin yaşandığı saniyeden itibaren gerekli uyarıları yapan bir sistem olduğunun kaydetti. Bunun, kamunun uyarılması ve gerekli adımları atması, kitlesel ölümlerin engellenmesi açısından önem taşıdığını ifade eden Akdoğan, 'Her saniye kamunun uyarılması çok önemli. Bazı bölgelerimizde pilot uygulamalar yapılıyor. Yani bir deprem olduğu anda bir-iki saniyede, o depremin vurabileceği bütün bölgeleri uyaran, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayan bir sistem. Bu sistem şu anda Türkiye'de var, çalışıyor ama bu uygulamanın bütün deprem riski olan bölgelere yayılması çok önemlidir.' diye konuştu.
- '4 yıldır yalnız bırakılıyoruz, kimse taşın altına elini koymuyor'
Suriye'de yaşananlara da işaret eden Akdoğan, Türkiye'de 3 milyon göçmenin bulunduğunu hatırlatarak AFAD'ın, ölümden kaçan bu insanlara sahip çıktığını, 300 bin civarında sığınmacının 26 kampta kaldığını dile getirdi.
Akdoğan, Türk milletinin bu konuda ne kadar fedakar, dostane bir şekilde mazluma sahip çıktığını ispat ettiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bunu bütün dünyaya gösterdik, 4 yıldır yalnız bırakılıyoruz, kimse taşın altına elini koymuyor. Türkiye, tek başına içeride muhalefet eleştirmesine, 'niye imkanları Suriyeliler'e harcıyorsunuz, gönderin gitsinler' demesine rağmen ahlaki bir görev ve insani bir duruş olarak Türkiye, bu insani krizle mücadele ediyor. 10 milyar dolar harcadık, onda biri dış yardım olarak anca geldi. Peki nerede bu çağdaş, modern dünya, niye kimse insani kriz boyutuyla ilgilenmiyor? Siyasi nüfuz için uçaklar kaldırıyorlar, füzeler atıyorlar. Peki insanlar ölüyor, orada mazlumlar var, bu insani kriz için ne yaptı bu ülkeler? Türkiye'ye destek oldular mı, yardım ettiler mi?
Göç dalgası, Avrupa'yı vurunca paniklediler. Şimdi her gün Türkiye'yi kucaklıyorlar, 'Aslan Türkiye, kaplan Türkiye'. Peki sen niye sınırlarını açmıyorsun, niye destek olmuyorsun? Her şey Türkiye'den bekleniyor. Türkiye, bunlar dediler diye yapmıyor ama gelin bir ucundan da siz tutun be kardeşim.'
- 'Bu haftalarda artık somut netice almamız lazım'
Son dönemde Türkiye-AB ilişkilerinin bu sebeple bir ivme kazandığının altını çizen Yalçın Akdoğan, 'Hem Türkiye-AB ilişkilerinde bir hız kazanma var hem bu göçmen meselesinde de 'Biz yapmak istiyoruz' beyanı var. Peki, buyurun yapın. Yapılan bir şey var mı? Bekliyoruz, temenni ediyoruz, görüşmeler yapıyoruz. İnşallah bu haftalarda artık somut netice almamız lazım. '3 milyar dolar gelecek', gelsin artık. 'Yaptığımız projelere, yatırımlara, harcamalara destek olun, gelin şu projeleri beraber yapalım.' Yok. Peki neyle destek olacaksınız? Kendi sivil toplum örgütleriniz bir şey yaparsa ona destek olacaksınız, başka fonlardan gelen paraları bunun içine katacaksınız. Bu ilişkiler, güven temelinde yürür. Türkiye olarak taahhütlerimizin arkasındayız. Buyurun gelin iş birliği yapalım, bu taşın altına elinizi koyun artık biz üzüm yemek istiyoruz. Netice almamız lazım.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Aydın-Denizli-Gemlik Körfezi'nde erken uyarı sistemleri kurulacak'
AFAD Başkanı Fuat Oktay da afetin öncesi ve sonrasıyla ilgilendiklerini, deprem anına odaklandıklarını ifade etti.
Henüz depremlerin güvenilir tahmininin mümkün olmadığını söyleyen Oktay, 230 zayıf ve 550 kuvvetli yer hareketi olmak üzere toplamda 780 deprem gözlem istasyonun işletildiğini bildirdi.
Oktay, Türkiye Deprem Veri Merkezi sistemine veri aktaran diğer kurum ve kuruluşlara ait istasyonlarla toplam gözlem istasyon sayısının da bin 44'e ulaştığını belirtti.
Ulusal Deprem Stratejisiyle, Türkiye'de 2023'e kadar deprem zararlarının en aza indirgenmesi hedefine kararlılıkla ilerlediklerini dile getiren Oktay, 'Ülkemizde birinci derece deprem bölgesinde olan ve pilot bölge seçilen Hatay-İskenderun-Kahramanmaraş bölgesinde erken uyarı istasyonlarımızı kurup, geliştirmeye devam ediyoruz. Aydın-Denizli-Gemlik Körfezi'nde de erken uyarı sistemlerimizi kurmayı planlıyoruz.' dedi.
Etkinlikte Türk Japon Vakfı Başkanı Cafer Tayyar Sadıklar da kısa bir konuşma yaptı.
Kaynak: AA
Akdoğan, AFAD Başkanlığının yeni yerleşkesinde düzenlenen 'Deprem Erken Uyarı Sistemi Sempozyumu'ndaki konuşmasında, depremin sadece geçmişin değil bugün ve geleceğin de konusu olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin topraklarının üçte ikisinin birincil ve ikincil derece deprem bölgesi olduğunu belirten Akdoğan, ülkenin büyük can ve mal kayıplarına yol açan depremleri sıklıkla yaşadığını, bunun 'Türkiye'nin de bir gerçeği' şeklinde görülmesi gerektiğini söyledi.
Akdoğan, nüfusu 1 milyonun üzerindeki 11 büyük kentin, ülke nüfusunun yüzde 70'inin ve büyük sanayi tesislerinin dörtte üçünün bu büyük deprem riskiyle karşı karşıya kaldığına dikkati çekti.
Geçen yıl Türkiye'nin farklı büyüklüklerde yaklaşık 22 bin deprem yaşadığını anlatan Akdoğan, ülkede geçmişteki depremde yaşananları anımsattı. Yalçın Akdoğan, 'Artık deprem olacak mı' sorusunun sorulmadığını, depremin olduğu ve olacağı gerçeğiyle yaşanması gerektiğini vurguladı.
'Kriz yönetimi değil risk yönetimi yapmak durumundayız.' diyen Akdoğan, AFAD'ın 2009'dan itibaren çok önemli faaliyetler yürüttüğünü, depremlerin büyüklük ve şiddeti gibi temel verileri kamuoyuna duyurma konusunda tek yetkili kurum olduğunu ve depreme hazır bir ülke olmak için farklı sektörlerden 5 milyondan fazla kişiye eğitim verdiğini belirtti.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, bin 44 gözlem istasyonu vasıtasıyla AFAD'ın deprem hareketliliğini incelediğinin altını çizerek, 'Bütün kurumlarımız işlerini yaparken, 'Depreme biz bakanlık ve kurum olarak ne kadar hazırız, gerekenleri ne kadar yapıyoruz?' demeli. Bunun hesabını tek tek kurumlara sorarız. Herkes gerekeni yapacak. Kimsenin bir ihmali sebebiyle tek bir vatandaşımızı, canımızı kaybetme lüksümüz yok.' ifadesini kullandı.
Yalçın Akdoğan, Deprem Erken Uyarı Sistemi'nin, depremin yaşandığı saniyeden itibaren gerekli uyarıları yapan bir sistem olduğunun kaydetti. Bunun, kamunun uyarılması ve gerekli adımları atması, kitlesel ölümlerin engellenmesi açısından önem taşıdığını ifade eden Akdoğan, 'Her saniye kamunun uyarılması çok önemli. Bazı bölgelerimizde pilot uygulamalar yapılıyor. Yani bir deprem olduğu anda bir-iki saniyede, o depremin vurabileceği bütün bölgeleri uyaran, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayan bir sistem. Bu sistem şu anda Türkiye'de var, çalışıyor ama bu uygulamanın bütün deprem riski olan bölgelere yayılması çok önemlidir.' diye konuştu.
- '4 yıldır yalnız bırakılıyoruz, kimse taşın altına elini koymuyor'
Suriye'de yaşananlara da işaret eden Akdoğan, Türkiye'de 3 milyon göçmenin bulunduğunu hatırlatarak AFAD'ın, ölümden kaçan bu insanlara sahip çıktığını, 300 bin civarında sığınmacının 26 kampta kaldığını dile getirdi.
Akdoğan, Türk milletinin bu konuda ne kadar fedakar, dostane bir şekilde mazluma sahip çıktığını ispat ettiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bunu bütün dünyaya gösterdik, 4 yıldır yalnız bırakılıyoruz, kimse taşın altına elini koymuyor. Türkiye, tek başına içeride muhalefet eleştirmesine, 'niye imkanları Suriyeliler'e harcıyorsunuz, gönderin gitsinler' demesine rağmen ahlaki bir görev ve insani bir duruş olarak Türkiye, bu insani krizle mücadele ediyor. 10 milyar dolar harcadık, onda biri dış yardım olarak anca geldi. Peki nerede bu çağdaş, modern dünya, niye kimse insani kriz boyutuyla ilgilenmiyor? Siyasi nüfuz için uçaklar kaldırıyorlar, füzeler atıyorlar. Peki insanlar ölüyor, orada mazlumlar var, bu insani kriz için ne yaptı bu ülkeler? Türkiye'ye destek oldular mı, yardım ettiler mi?
Göç dalgası, Avrupa'yı vurunca paniklediler. Şimdi her gün Türkiye'yi kucaklıyorlar, 'Aslan Türkiye, kaplan Türkiye'. Peki sen niye sınırlarını açmıyorsun, niye destek olmuyorsun? Her şey Türkiye'den bekleniyor. Türkiye, bunlar dediler diye yapmıyor ama gelin bir ucundan da siz tutun be kardeşim.'
- 'Bu haftalarda artık somut netice almamız lazım'
Son dönemde Türkiye-AB ilişkilerinin bu sebeple bir ivme kazandığının altını çizen Yalçın Akdoğan, 'Hem Türkiye-AB ilişkilerinde bir hız kazanma var hem bu göçmen meselesinde de 'Biz yapmak istiyoruz' beyanı var. Peki, buyurun yapın. Yapılan bir şey var mı? Bekliyoruz, temenni ediyoruz, görüşmeler yapıyoruz. İnşallah bu haftalarda artık somut netice almamız lazım. '3 milyar dolar gelecek', gelsin artık. 'Yaptığımız projelere, yatırımlara, harcamalara destek olun, gelin şu projeleri beraber yapalım.' Yok. Peki neyle destek olacaksınız? Kendi sivil toplum örgütleriniz bir şey yaparsa ona destek olacaksınız, başka fonlardan gelen paraları bunun içine katacaksınız. Bu ilişkiler, güven temelinde yürür. Türkiye olarak taahhütlerimizin arkasındayız. Buyurun gelin iş birliği yapalım, bu taşın altına elinizi koyun artık biz üzüm yemek istiyoruz. Netice almamız lazım.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Aydın-Denizli-Gemlik Körfezi'nde erken uyarı sistemleri kurulacak'
AFAD Başkanı Fuat Oktay da afetin öncesi ve sonrasıyla ilgilendiklerini, deprem anına odaklandıklarını ifade etti.
Henüz depremlerin güvenilir tahmininin mümkün olmadığını söyleyen Oktay, 230 zayıf ve 550 kuvvetli yer hareketi olmak üzere toplamda 780 deprem gözlem istasyonun işletildiğini bildirdi.
Oktay, Türkiye Deprem Veri Merkezi sistemine veri aktaran diğer kurum ve kuruluşlara ait istasyonlarla toplam gözlem istasyon sayısının da bin 44'e ulaştığını belirtti.
Ulusal Deprem Stratejisiyle, Türkiye'de 2023'e kadar deprem zararlarının en aza indirgenmesi hedefine kararlılıkla ilerlediklerini dile getiren Oktay, 'Ülkemizde birinci derece deprem bölgesinde olan ve pilot bölge seçilen Hatay-İskenderun-Kahramanmaraş bölgesinde erken uyarı istasyonlarımızı kurup, geliştirmeye devam ediyoruz. Aydın-Denizli-Gemlik Körfezi'nde de erken uyarı sistemlerimizi kurmayı planlıyoruz.' dedi.
Etkinlikte Türk Japon Vakfı Başkanı Cafer Tayyar Sadıklar da kısa bir konuşma yaptı.