Diyabet Hastalarının Çoğu Tehlikenin Farkında Değil
Çağımızın en yaygın hastalıklarından biri olan diyabete (Şeker hastalığı) yakalanan kişiler için koruyucu ayak bakımı çok önemli olmasına rağmen, çoğu zaman gerektiği kadar önemsenmiyor. Diyabet hastalarına, hiçbir sıkıntıları olmasa bile, koruma amacıyla düzenli ayak bakımlarını yaptırmalarını tavsiye eden uzmanlar, aksi takdirde, küçük bir yaranın ayak kesilmelerine kadar varan, istenmeyen sonuçlara yol açabildiğine dikkat çekiyor.
Dr. Dilek Şire Eren, Dr. Mustafa Eren ve Dr. Gizem Toktaş Geylani tarafından kurulan Estelite Güzellik Merkezi’nin uzmanları, diyabet hastaları için ayak bakımının hayati önem taşıdığını belirtiyorlar. Merkezin kurucu ortaklarından Dr. Gizem Toktaş Geylani, diyabetik şeker hastalığının, adı kadar tatlı olmayan ve yüksek kan şekeri olanlar için ciddi risk oluşturan bir hastalık olduğunu ifade etti.
Geylani, metabolik bir rahatsızlık olan şeker hastalığının etkilerinin her geçen gün daha fazla görüldüğünü kaydetti.
ŞEKER HASTALARININ YÜZDE 90’I TİP 2 DİYABETLİ
Hareketsiz yaşam temposu, ailesel yatkınlıklar, beslenme şeklindeki değişiklikler ve stresin, diyabet için uygun zemin hazırlayan faktörler olduğunun altını çizen Dr. Gizem Toktaş Geylani, “Şeker hastalarının yüzde 90’ı, artan yaşla ortaya çıkan tip 2 diyabetlidir. Tip 2 diyabeti olanların kan damarları etkilendiğinden kalp problemleri, kalp krizi ya da damar tıkanıklığı riskleri yükselir” dedi.
DİYABET HASTALARI TEHLİKENİN FARKINDA DEĞİL
Diyabet hastaları için koruyucu ayak bakımı çok önemli olmasına rağmen, çoğu zaman gerektiği kadar önemsenmediğini vurgulayan Geylani, şöyle devam etti:
“Bazen diyabet hastaları, tesadüfen görünceye kadar, ayaklarında yaraların açıldığını fark etmeyebilir. Ayaklarına küçük gelen ve baskı noktaları oluşturan ayakkabının rahat olduğunu düşünerek satın alabilirler. Genellikle bunun sebebi, diyabet yüzünden ayağında koruyucu duyu kaybı yaşayabileceğinin farkında olmamasıdır. 10 yılı aşkın süre boyunca diyabetle yaşayan kişiler, hele de kan şekeri seviyesini dengede tutmaya dikkat etmiyorsa ayaklarında his kaybı olabileceği konusunda çok dikkatli olmalıdırlar.”
KÜÇÜK BİR SIYRIĞIN KAPANMASI 6 AY SÜREBİLİR
Diyabetin zaman içinde dolaşım sistemini, sinirleri ve vücudun bütün çalışma mekanizmasını etkilediğinden, açılan yaraların kapanmasının normal kişilere oranla daha zor olabildiğini aktaran Geylani, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnce bir sıyrığın kapanması 6 ay gibi bir vakit alabilir. Bazen de küçük bir zedelenme, sonu ayak kesilmelerine kadar gidebilen, istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Ayakta ağırlık taşıma noktalarında gelişen bozukluklar, aşırı deri kalınlaşmalarına ve derin nasırlara yol açabilir. Cildin en üstünde bulunan stratum korneum tabakası baskı altında kaldığında kalınlaşmaya başlar. Bu da kan şekerinin dengesini negatif etkileyebilir. Ayakta oluşan yara geç fark edildiğinde, damar tıkanıklığı problemi de eşlik ediyorsa, iyileşme zorlaşabilir. Diyabet hastalarının yaklaşık yüzde 50’si ayakta yetersiz kan dolaşımına sebep olan damar tıkanıklığından muzdariptir. Ayağında ülser oluşan şeker hastalarının oranı neredeyse yüzde 10’u bulmaktadır.”
KORUYUCU AYAK BAKIMI ŞART
Diyabet hastalarına, hiçbir sıkıntıları olmasa bile, koruma amacıyla düzenli ayak bakımlarını yaptırmalarını tavsiye eden Estelite Güzellik Merkezi kurucu ortağı Dr. Gizem Toktaş Geylani, problem oluşumunu önlemek için hasta, doktor, ayak sağlığı uzmanı ve ortez uzmanının işbirliği ile ortaya çıkan multi disipliner bir çalışmanın gerekli olduğunu kaydetti.
Kaynak: İHA
Geylani, metabolik bir rahatsızlık olan şeker hastalığının etkilerinin her geçen gün daha fazla görüldüğünü kaydetti.
ŞEKER HASTALARININ YÜZDE 90’I TİP 2 DİYABETLİ
Hareketsiz yaşam temposu, ailesel yatkınlıklar, beslenme şeklindeki değişiklikler ve stresin, diyabet için uygun zemin hazırlayan faktörler olduğunun altını çizen Dr. Gizem Toktaş Geylani, “Şeker hastalarının yüzde 90’ı, artan yaşla ortaya çıkan tip 2 diyabetlidir. Tip 2 diyabeti olanların kan damarları etkilendiğinden kalp problemleri, kalp krizi ya da damar tıkanıklığı riskleri yükselir” dedi.
DİYABET HASTALARI TEHLİKENİN FARKINDA DEĞİL
Diyabet hastaları için koruyucu ayak bakımı çok önemli olmasına rağmen, çoğu zaman gerektiği kadar önemsenmediğini vurgulayan Geylani, şöyle devam etti:
“Bazen diyabet hastaları, tesadüfen görünceye kadar, ayaklarında yaraların açıldığını fark etmeyebilir. Ayaklarına küçük gelen ve baskı noktaları oluşturan ayakkabının rahat olduğunu düşünerek satın alabilirler. Genellikle bunun sebebi, diyabet yüzünden ayağında koruyucu duyu kaybı yaşayabileceğinin farkında olmamasıdır. 10 yılı aşkın süre boyunca diyabetle yaşayan kişiler, hele de kan şekeri seviyesini dengede tutmaya dikkat etmiyorsa ayaklarında his kaybı olabileceği konusunda çok dikkatli olmalıdırlar.”
KÜÇÜK BİR SIYRIĞIN KAPANMASI 6 AY SÜREBİLİR
Diyabetin zaman içinde dolaşım sistemini, sinirleri ve vücudun bütün çalışma mekanizmasını etkilediğinden, açılan yaraların kapanmasının normal kişilere oranla daha zor olabildiğini aktaran Geylani, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnce bir sıyrığın kapanması 6 ay gibi bir vakit alabilir. Bazen de küçük bir zedelenme, sonu ayak kesilmelerine kadar gidebilen, istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Ayakta ağırlık taşıma noktalarında gelişen bozukluklar, aşırı deri kalınlaşmalarına ve derin nasırlara yol açabilir. Cildin en üstünde bulunan stratum korneum tabakası baskı altında kaldığında kalınlaşmaya başlar. Bu da kan şekerinin dengesini negatif etkileyebilir. Ayakta oluşan yara geç fark edildiğinde, damar tıkanıklığı problemi de eşlik ediyorsa, iyileşme zorlaşabilir. Diyabet hastalarının yaklaşık yüzde 50’si ayakta yetersiz kan dolaşımına sebep olan damar tıkanıklığından muzdariptir. Ayağında ülser oluşan şeker hastalarının oranı neredeyse yüzde 10’u bulmaktadır.”
KORUYUCU AYAK BAKIMI ŞART
Diyabet hastalarına, hiçbir sıkıntıları olmasa bile, koruma amacıyla düzenli ayak bakımlarını yaptırmalarını tavsiye eden Estelite Güzellik Merkezi kurucu ortağı Dr. Gizem Toktaş Geylani, problem oluşumunu önlemek için hasta, doktor, ayak sağlığı uzmanı ve ortez uzmanının işbirliği ile ortaya çıkan multi disipliner bir çalışmanın gerekli olduğunu kaydetti.