Tatar Şair Abdullah Tukay'ın 130. Yaş Günü
Türk dünyasının önemli şairlerinden Abdullah (Gabdulla) Tukay'ın, doğumun 130. yıl dönümü dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür AŞ ve İdil Ural Türkleri Derneği tarafından anma programı düzenlendi.
İBB Kültür AŞ Genel Müdürlüğünde gerçekleştirilen programda, 'Tatar edebiyatı ile dilinin babası' olarak kabul edilen ve henüz 27 yaşındayken hayata veda eden Tatar milli şairi Tukay'ın hayatı ve eserleri ele alındı.
Açılışta konuşan İBB Kültür AŞ Genel Müdürü Nevzat Kütük, Tukay'ın sanatçı kişiliği ve eserleriyle Osmanlı Devleti'nde ve Türkiye Cumhuriyeti'nde aydınların dikkatini çektiğini belirtti.
Kütük, Türk Dünyası Kültür Mahallesi'nde ortak değerleri anmak, buluşmak, kaynaşmak ve paylaşmak adına etkinlikler gerçekleştirdiklerini, anma etkinliğini de burada yapmaktan mutluluk duyduklarını dile getirerek, 'Nevruz ve Sabantuy gibi bayramların yanı sıra anma, saygı programları ve oturumlarla kültürel ve sanatsal çalışmalar yapıyoruz. Başkanımız Sayın Kadir Topbaş'ın 'En büyük hayalimdi' dediği Topkapı Türk Dünyası Kültür Mahallesi’nde, Tatar dilinin ve edebiyatının babası sayılan Gabdulla Tukay'ı anmak, onun duygu ve düşüncesini günümüz insanlarına anlatabilmekten memnuniyet duyuyoruz.' ifadelerini kullandı.
Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Andrey Podelyshev de Tukay'ın doğumunun üzerinden 130 yıl geçmesine rağmen, doğum gününün Türkiye ve Rusya dışında başka ülkelerde de kutlandığına işaret ederek, 'Şairin biyografisi Kazan, Ufa, Petersburg, Astrahan, Uralsk (Kazakistan) ve Troitsk şehirleriyle ilgilidir. Adına müzeler, heykeller, cadde ve meydanlar açılmıştır. Gabdulla Turkay adına devlet ödülü verilmiştir.' diye konuştu.
Podelyshev, ünlü Tatar şairin hayatı ve sanatının Rus Doğu Halkları'nın, Rusya ve Avrupa kültürüne açılan bir pencere olduğunu vurgulayarak, 'Tatar kültüründe gelecek nesillerdeki şairleri, yazarları, bestecileri, sanat erbabını, Tatar entelektüellerini bu derece etkileyen bir şahsiyet yoktur. Tukay'ın hayatı manen ve ahlaken önemlidir. Tukay şiirlerle yaşadı ve kendi nimetini, yeteneğini materyal bir değere değişmedi.' dedi.
İdil-Ural Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Gülten Urallı ise Tukay'ın çok büyük bir şair olduğuna vurgu yaparak, '27 yıllık kısa hayatına muazzam eserler sığdırmış. Tatar halkının örf ve adetleri, çektiği çileleri, kahramanlıklarını şiirlerinde, romanlarında, hikayelerinde, masallarında Tatar halkına hediye eden bir şairimiz.O yalnız bir şair değil aynı zamanda bir gazeteci, hikaye ve roman yazarı. Gerçekten o bizim milli gururumuz.' değerlendirmesini yaptı.
Etkinlikte Gabdulla Tukay'ın şiirleri Tatar öğrenciler tarafından farklı dillerde okundu. Tatar dans gösterisi ve şarkı dinletilerinin de olduğu programda ayrıca Attila Küntüz'ün objektifinden 'Tataristan-Gabdulla Tukay Fotoğraf Sergisi' ziyarete açıldı.
- Abdullah Tukay
Tatar edebiyatının altın devri diye anılan 1905-1917 yılları arasında Tatarcayı çağdaş bir edebiyat dili haline getiren yazarlardan Abdullah Tukay, sanatçı kişiliği, düşünce adamlığı ve eserleriyle Osmanlı'da ve Türkiye Cumhuriyeti'nde de aydınları etkiledi.
Tukay, yalnızca yaşadığı toprakların, içinde doğup büyüdüğü, eserlerini verdiği toplumun ve Tatar halkının şairi değil, Türk dünyasının anıtsal şahsiyetlerinden biri olarak kabul edilmiştir.
Kaynak: AA
Açılışta konuşan İBB Kültür AŞ Genel Müdürü Nevzat Kütük, Tukay'ın sanatçı kişiliği ve eserleriyle Osmanlı Devleti'nde ve Türkiye Cumhuriyeti'nde aydınların dikkatini çektiğini belirtti.
Kütük, Türk Dünyası Kültür Mahallesi'nde ortak değerleri anmak, buluşmak, kaynaşmak ve paylaşmak adına etkinlikler gerçekleştirdiklerini, anma etkinliğini de burada yapmaktan mutluluk duyduklarını dile getirerek, 'Nevruz ve Sabantuy gibi bayramların yanı sıra anma, saygı programları ve oturumlarla kültürel ve sanatsal çalışmalar yapıyoruz. Başkanımız Sayın Kadir Topbaş'ın 'En büyük hayalimdi' dediği Topkapı Türk Dünyası Kültür Mahallesi’nde, Tatar dilinin ve edebiyatının babası sayılan Gabdulla Tukay'ı anmak, onun duygu ve düşüncesini günümüz insanlarına anlatabilmekten memnuniyet duyuyoruz.' ifadelerini kullandı.
Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Andrey Podelyshev de Tukay'ın doğumunun üzerinden 130 yıl geçmesine rağmen, doğum gününün Türkiye ve Rusya dışında başka ülkelerde de kutlandığına işaret ederek, 'Şairin biyografisi Kazan, Ufa, Petersburg, Astrahan, Uralsk (Kazakistan) ve Troitsk şehirleriyle ilgilidir. Adına müzeler, heykeller, cadde ve meydanlar açılmıştır. Gabdulla Turkay adına devlet ödülü verilmiştir.' diye konuştu.
Podelyshev, ünlü Tatar şairin hayatı ve sanatının Rus Doğu Halkları'nın, Rusya ve Avrupa kültürüne açılan bir pencere olduğunu vurgulayarak, 'Tatar kültüründe gelecek nesillerdeki şairleri, yazarları, bestecileri, sanat erbabını, Tatar entelektüellerini bu derece etkileyen bir şahsiyet yoktur. Tukay'ın hayatı manen ve ahlaken önemlidir. Tukay şiirlerle yaşadı ve kendi nimetini, yeteneğini materyal bir değere değişmedi.' dedi.
İdil-Ural Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Gülten Urallı ise Tukay'ın çok büyük bir şair olduğuna vurgu yaparak, '27 yıllık kısa hayatına muazzam eserler sığdırmış. Tatar halkının örf ve adetleri, çektiği çileleri, kahramanlıklarını şiirlerinde, romanlarında, hikayelerinde, masallarında Tatar halkına hediye eden bir şairimiz.O yalnız bir şair değil aynı zamanda bir gazeteci, hikaye ve roman yazarı. Gerçekten o bizim milli gururumuz.' değerlendirmesini yaptı.
Etkinlikte Gabdulla Tukay'ın şiirleri Tatar öğrenciler tarafından farklı dillerde okundu. Tatar dans gösterisi ve şarkı dinletilerinin de olduğu programda ayrıca Attila Küntüz'ün objektifinden 'Tataristan-Gabdulla Tukay Fotoğraf Sergisi' ziyarete açıldı.
- Abdullah Tukay
Tatar edebiyatının altın devri diye anılan 1905-1917 yılları arasında Tatarcayı çağdaş bir edebiyat dili haline getiren yazarlardan Abdullah Tukay, sanatçı kişiliği, düşünce adamlığı ve eserleriyle Osmanlı'da ve Türkiye Cumhuriyeti'nde de aydınları etkiledi.
Tukay, yalnızca yaşadığı toprakların, içinde doğup büyüdüğü, eserlerini verdiği toplumun ve Tatar halkının şairi değil, Türk dünyasının anıtsal şahsiyetlerinden biri olarak kabul edilmiştir.