'Cilt Kanseri Tedavisindeki Yeni Gelişmeler Umut Verici'
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Yalçın: 'Son 12 yıldır özellikle cerrahi ve radyoterapi sonrasında nüks eden vakalarda yeni kullandığımız ilaçlarla çok anlamlı küçülmeler, hatta bazı durumlarda organ korunması bile mümkün hale gelebiliyor'
LEVENT KİŞİ - Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın, bazı organ kayıplarına neden olabilen cilt kanserinin tedavisinde kullanılmaya başlanan yeni ilaçların tedavi açısından umut verici olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Yalçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazal hücreli kanserin en sık görülen cilt kanseri türü olduğunu belirtti.
Bunların bir kısmının göz, kulak ve burun gibi organlarda görülebildiğini ifade eden Yalçın, dokularda harabiyete neden olarak organ kayıplarına yol açabildiğini kaydetti. Yalçın, 'Tek tedavisi genelde cerrahi veya radyoterapi. Bu zamana kadar vermiş olduğumuz kemoterapilerden bu tümörler fazla faydalanmıyordu. Ama son 1-2 yıldır özellikle cerrahi ve radyoterapi sonrasında nüks eden vakalarda yeni kullandığımız ilaçlarla çok anlamlı küçülmeler hatta bazı durumlarda organın korunması bile mümkün hale gelebiliyor.' dedi.
Bazal hücreli kanserlerin değişik şekillerde ortaya çıkabildiğini anlatan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Sertlik veya yara şeklinde olabiliyor. En sık da özellikle güneşin doğrudan etkilediği burun ucu, gözler ve alın gibi yüzümüzle ilgili kayıplara yol açabilecek bir tümör. Çoğunlukla küçük bir cerrahi müdahaleyle çıkartılabiliyor. Bazen radyoterapiyle ışın tedavisiyle yok olabiliyor. Ancak tümörlerin yüzde 5-10'u var ki tedavilere rağmen nüks edebiliyor, büyüyebiliyor ve organ kayıplarına yol açabiliyor. Vücutta harabiyetlere neden olabiliyor. Bu vakalar için bugüne kadar elimizden gelen bir şey yoktu. O nedenle tıbbi tedavinin eklenmesi bizim için çok büyük bir umut ışığı oldu. Bundan dolayı çok mutluyuz çünkü hastalarımız için böyle bir seçenek mümkün hale geldi.'
- Açık tenliler, yaşlılar ve açık havada çalışanlar risk altında
Cilt kanserine yakalanmamak için güneş ışığından dikkatli yararlanmak gerektiğini söyleyen Yalçın, yaz aylarında doğrudan güneş ışıklarına maruz kalınmaması uyarısında bulundu. Doktora erken başvurunun önem taşıdığını vurgulayan Yalçın, 'Tümörler erken zamanda cerrahi olarak çıkartılmalı. Alan oluştuktan sonra ne yaparsak yapalım, bazen cerrahinin yetmediği durumlar oluyor ve tedavi çok fazla işe yaramıyor.' diye konuştu.
Açık tenli olmanın cilt kanseri açısından risk oluşturduğunu ifade eden Yalçın, ileri yaştakilerin ve açık alanlarda çalışanların da risk altında olduğunu belirtti.
Yaşlıların, belirtileri genellikle güneş lekeleriyle karıştırabildiğini kaydeden Yalçın, şunları söyledi:
'İyi huylu olarak görüyor ancak daha sonra büyüme ve dokuda yıkım olmaya başlıyor. O zaman mutlaka cerrahi müdahale gerekiyor. Cilt kanseri tarlada güneşin altında fazla çalıştıkları için köylü vatandaşlarımızda sıkça görülüyor. Çocukluk çağında aşırı güneş yanığı olanlar da risk altında. Bu bir birikim. Çocukluk çağından başlayan ve ileri yaşlara doğru birikerek giden bir risk durumu. O nedenle genç yaşlardan başlayarak güneşten akıllı yararlanmak lazım. Güneş ışıklarının fazlasının cilt yaşlanması ve kanserlerine yol açtığını bilmek lazım.'
Yalçın, bronzlaşma merkezlerindeki ultraviyole ışınlarına maruz kalmanın da cilt kanserine yol açabileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Prof. Dr. Yalçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazal hücreli kanserin en sık görülen cilt kanseri türü olduğunu belirtti.
Bunların bir kısmının göz, kulak ve burun gibi organlarda görülebildiğini ifade eden Yalçın, dokularda harabiyete neden olarak organ kayıplarına yol açabildiğini kaydetti. Yalçın, 'Tek tedavisi genelde cerrahi veya radyoterapi. Bu zamana kadar vermiş olduğumuz kemoterapilerden bu tümörler fazla faydalanmıyordu. Ama son 1-2 yıldır özellikle cerrahi ve radyoterapi sonrasında nüks eden vakalarda yeni kullandığımız ilaçlarla çok anlamlı küçülmeler hatta bazı durumlarda organın korunması bile mümkün hale gelebiliyor.' dedi.
Bazal hücreli kanserlerin değişik şekillerde ortaya çıkabildiğini anlatan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Sertlik veya yara şeklinde olabiliyor. En sık da özellikle güneşin doğrudan etkilediği burun ucu, gözler ve alın gibi yüzümüzle ilgili kayıplara yol açabilecek bir tümör. Çoğunlukla küçük bir cerrahi müdahaleyle çıkartılabiliyor. Bazen radyoterapiyle ışın tedavisiyle yok olabiliyor. Ancak tümörlerin yüzde 5-10'u var ki tedavilere rağmen nüks edebiliyor, büyüyebiliyor ve organ kayıplarına yol açabiliyor. Vücutta harabiyetlere neden olabiliyor. Bu vakalar için bugüne kadar elimizden gelen bir şey yoktu. O nedenle tıbbi tedavinin eklenmesi bizim için çok büyük bir umut ışığı oldu. Bundan dolayı çok mutluyuz çünkü hastalarımız için böyle bir seçenek mümkün hale geldi.'
- Açık tenliler, yaşlılar ve açık havada çalışanlar risk altında
Cilt kanserine yakalanmamak için güneş ışığından dikkatli yararlanmak gerektiğini söyleyen Yalçın, yaz aylarında doğrudan güneş ışıklarına maruz kalınmaması uyarısında bulundu. Doktora erken başvurunun önem taşıdığını vurgulayan Yalçın, 'Tümörler erken zamanda cerrahi olarak çıkartılmalı. Alan oluştuktan sonra ne yaparsak yapalım, bazen cerrahinin yetmediği durumlar oluyor ve tedavi çok fazla işe yaramıyor.' diye konuştu.
Açık tenli olmanın cilt kanseri açısından risk oluşturduğunu ifade eden Yalçın, ileri yaştakilerin ve açık alanlarda çalışanların da risk altında olduğunu belirtti.
Yaşlıların, belirtileri genellikle güneş lekeleriyle karıştırabildiğini kaydeden Yalçın, şunları söyledi:
'İyi huylu olarak görüyor ancak daha sonra büyüme ve dokuda yıkım olmaya başlıyor. O zaman mutlaka cerrahi müdahale gerekiyor. Cilt kanseri tarlada güneşin altında fazla çalıştıkları için köylü vatandaşlarımızda sıkça görülüyor. Çocukluk çağında aşırı güneş yanığı olanlar da risk altında. Bu bir birikim. Çocukluk çağından başlayan ve ileri yaşlara doğru birikerek giden bir risk durumu. O nedenle genç yaşlardan başlayarak güneşten akıllı yararlanmak lazım. Güneş ışıklarının fazlasının cilt yaşlanması ve kanserlerine yol açtığını bilmek lazım.'
Yalçın, bronzlaşma merkezlerindeki ultraviyole ışınlarına maruz kalmanın da cilt kanserine yol açabileceğini sözlerine ekledi.