Tıpla Sanatı Buluşturan Öğrenciler Kadına Şiddete 'Homongoloslarla' Dur Dedi
Son yıllarda kadına yönelik tırmanan şiddet, taciz, tecavüz gibi konulara duyarsız kalmak istemeyen Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri, aldıkları Disiplinler Arası Sanat Dersi kapsamında kendi ’homongoloslarını’ oluşturdular. Sanatla tıpı bir araya getiren öğrencilerin hazırladığı homongolos heykelleri, 1 Mart-1 Nisan tarihleri arasında Marmara Eğitim Köyü Kültür Merkezi içinde sergilenecek.
Şiddet eğiliminin beyin kabuğunda yerleşik, duyusal, motor fonksiyonlar üzerinde etkisi olan ‘Küçük Adam-Homongolos’ tarafından fonksiyonel olarak yönetilmenin sonucu olduğunu kaydeden Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri, insanı duyarsızlaştıran ve baskı altına alan dürtü ve davranışların beyindeki yansıması ile bu küçük adamın nasıl bir yönetim ilişkisi içinde bulunduğunu araştırdılar. Atölyeye giren tıp öğrencileri bu tespitlerini Türkiye’deki toplumsal davranış bozukluklarını da esas alarak tasarladıkları Homongolos’lara yansıttılar. Tamamı öğrenciler tarafından oluşturulan ve insanları şiddete karşı bilinçlendirmeyi hedefleyen Homongolos heykellerinin yer aldığı sergi, 1 Mart-1 Nisan tarihleri arasında Marmara Eğitim Köyü Kültür Merkezi içinde sergilenecek.
‘’KONUNUN ANATOMİK YAPISINA ÇOK DEĞER VERDİM’’
Homongolosların oluşturulmasında tıp ayağını yönlendiren Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Uğur Baran Kasırga, "Beyin kabuğunda insan vücudunun tam bir karşılığı var. Bu karşılığa şekil verdiğinizde, onu resmettiğinizde ise bu şekil Homongolos diye adlandırılabilecek küçük bir insana benziyor. Bu uzun zamandır bilinen bir sinir bilimi gerçeği. Özetle Homongolos, vücudumuzdaki değişik organların ve bölgelerin beyin kabuğundaki yansımasıdır" dedi.
Ortaya çıkan eserlerin aslında Disiplinler Arası Sanat Dersi’nin bitirme projesi olduğunu ifade eden Kasırga, "Öğrencilerimizle işlediğimiz ve sanatla örtüşen konulardan biri de Homongolos’tu. Öğrenciler, kendi tasvirlerini yaptıkları Homongolosları’nı kadına yönelik şiddetle örtüştürdüler" diyerek sözlerini sürdürdü. Konunun anatomik yapısına çok değer verdiğini vurgulayan Kasırga, "Öğrencilerin kendilerini yetiştirmeleri açısından da bu tip sanatsal çalışmalar çok büyük önem taşıyor" ifadelerinde bulundu.
"SANATIN TOPLUM ÜZERİNDE ‘İYİLEŞTİRİCİ’ BİR ETKİSİ VAR"
Oluşturulan Homongoloslar’ın çamurdan biçimlendirilmesi sürecine katkı sağlayan Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özen, "Şiddet büyük bir sarmal. Bu sarmalı, şiddet içerikli haberleri herkes gibi tıp öğrencileri de her gün izliyor. İşte bu öğrenciler hazırladıkları eserlerle, hasta bakmanın yanı sıra davranışsal bozukluklara ilişkin tedavi yöntemlerinden birinin de sanat olabileceğini bize gösteriyorlar" dedi.
Sanatın toplum üzerinde iyileştirici bir etkisinin olduğuna dikkat çeken Özen, "Sanatın empatiyi sağlayan, insanı farklı düşündüren bir yönü var. Diğer türlü hissizleşiyor, duygusuzlaşıyor ve kalpsizleşiyoruz. Sanatın müzikle olsun, diğer dallarıyla olsun insanın duygu ve düşüncelerini harekete geçirmesi olumlu bir etki oluşturuyor. O yüzden bu projede bilim ve sanatı bir arada kullandık. Bu şiddet sarmalının daha fazla büyümemesi ve bu konudaki farkındalığı sanat aracılığıyla arttırmak için bu sergiyi oluşturduk" ifadelerinde bulundu.
Öğrencilerin toplumda bir takım sıkıntıların farkına varması gerektiğini dile getiren Özen, "Sadece yapacakları ameliyata, çekecekleri dişe veya tedavi edecekleri göze odaklı olmamalılar. Zaman zaman kronikleşmiş toplumsal sıkıntılara da çözüm üretebilmeleri gerekiyor. Bu yaptıkları çalışmada öğrenciler, üretilecek çözümün anahtarının sanatta gizli olduğunu ortaya koydular ve başarılı işlere imza attılar" diyerek konuşmasını noktaladı.
"AMACIM KADINA ŞİDDETE, TACİZE, TECAVÜZE HAYIR DEMEK"
Sergide bulunan eserlerden Beho isimli Homongolos’un sahibi olan Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Meltem İrem, ‘’Bu çalışmayı özgür bir ortamda, özgür düşüncelerimizle yaptık. Bunu yaparken toplumsal sorunlara çare bulmayı en azından bu sorunları dile getirmeyi hayal ettim. Taciz, tecavüz, cinsiyet ayrımcılığı, kadına şiddet günümüzde çok konuşuluyor ben de bu çalışmamla bu konulara parmak basmak istedim. Homongolosumu yaparken amacım kadına şiddete, tacize, tecavüze hayır demekti’’ dedi.
Kaynak: İHA
‘’KONUNUN ANATOMİK YAPISINA ÇOK DEĞER VERDİM’’
Homongolosların oluşturulmasında tıp ayağını yönlendiren Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Uğur Baran Kasırga, "Beyin kabuğunda insan vücudunun tam bir karşılığı var. Bu karşılığa şekil verdiğinizde, onu resmettiğinizde ise bu şekil Homongolos diye adlandırılabilecek küçük bir insana benziyor. Bu uzun zamandır bilinen bir sinir bilimi gerçeği. Özetle Homongolos, vücudumuzdaki değişik organların ve bölgelerin beyin kabuğundaki yansımasıdır" dedi.
Ortaya çıkan eserlerin aslında Disiplinler Arası Sanat Dersi’nin bitirme projesi olduğunu ifade eden Kasırga, "Öğrencilerimizle işlediğimiz ve sanatla örtüşen konulardan biri de Homongolos’tu. Öğrenciler, kendi tasvirlerini yaptıkları Homongolosları’nı kadına yönelik şiddetle örtüştürdüler" diyerek sözlerini sürdürdü. Konunun anatomik yapısına çok değer verdiğini vurgulayan Kasırga, "Öğrencilerin kendilerini yetiştirmeleri açısından da bu tip sanatsal çalışmalar çok büyük önem taşıyor" ifadelerinde bulundu.
"SANATIN TOPLUM ÜZERİNDE ‘İYİLEŞTİRİCİ’ BİR ETKİSİ VAR"
Oluşturulan Homongoloslar’ın çamurdan biçimlendirilmesi sürecine katkı sağlayan Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özen, "Şiddet büyük bir sarmal. Bu sarmalı, şiddet içerikli haberleri herkes gibi tıp öğrencileri de her gün izliyor. İşte bu öğrenciler hazırladıkları eserlerle, hasta bakmanın yanı sıra davranışsal bozukluklara ilişkin tedavi yöntemlerinden birinin de sanat olabileceğini bize gösteriyorlar" dedi.
Sanatın toplum üzerinde iyileştirici bir etkisinin olduğuna dikkat çeken Özen, "Sanatın empatiyi sağlayan, insanı farklı düşündüren bir yönü var. Diğer türlü hissizleşiyor, duygusuzlaşıyor ve kalpsizleşiyoruz. Sanatın müzikle olsun, diğer dallarıyla olsun insanın duygu ve düşüncelerini harekete geçirmesi olumlu bir etki oluşturuyor. O yüzden bu projede bilim ve sanatı bir arada kullandık. Bu şiddet sarmalının daha fazla büyümemesi ve bu konudaki farkındalığı sanat aracılığıyla arttırmak için bu sergiyi oluşturduk" ifadelerinde bulundu.
Öğrencilerin toplumda bir takım sıkıntıların farkına varması gerektiğini dile getiren Özen, "Sadece yapacakları ameliyata, çekecekleri dişe veya tedavi edecekleri göze odaklı olmamalılar. Zaman zaman kronikleşmiş toplumsal sıkıntılara da çözüm üretebilmeleri gerekiyor. Bu yaptıkları çalışmada öğrenciler, üretilecek çözümün anahtarının sanatta gizli olduğunu ortaya koydular ve başarılı işlere imza attılar" diyerek konuşmasını noktaladı.
"AMACIM KADINA ŞİDDETE, TACİZE, TECAVÜZE HAYIR DEMEK"
Sergide bulunan eserlerden Beho isimli Homongolos’un sahibi olan Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Meltem İrem, ‘’Bu çalışmayı özgür bir ortamda, özgür düşüncelerimizle yaptık. Bunu yaparken toplumsal sorunlara çare bulmayı en azından bu sorunları dile getirmeyi hayal ettim. Taciz, tecavüz, cinsiyet ayrımcılığı, kadına şiddet günümüzde çok konuşuluyor ben de bu çalışmamla bu konulara parmak basmak istedim. Homongolosumu yaparken amacım kadına şiddete, tacize, tecavüze hayır demekti’’ dedi.