TBMM Genel Kurulu
Genel Kurul'da, HDP Van Milletvekili Hezer'in, Ankara'daki terör saldırısını gerçekleştirdiği iddia edilen terörist için Van'da kurulan taziye çadırını ziyaret etmesi tartışıldı AK Parti Grup Başkanvekili Bostancı: 'Halkın oylarıyla Meclis'e gelmiş bir kişinin, servis araçlarına yönelik terörist girişimin faili olarak iddia edilen kişinin cenaze törenine katılması teröre, terörün bu kirli yüzüne, iğrenç yöntemlerine destektir' 'Bunun insani bir tarafını görmek mümkün değildir. Bir milletvekilinin bunu yapması kabul edilemez. Bunu şiddetle protesto ediyorum' HDP Grup Başkanvekili Baluken: 'Taziye kültürü, geride kalanların acılarını paylaşma üzerine yüzyıllardır bu coğrafyada olan bir kültürdür. Kim olursa olsun, vekillerimiz açısından bulundukları bölgede geride kalan kişilerin yasına gitmek, o aileyi ziyaret etmekte herhangi bir beis görmedik, görmeyiz'
TBMM Genel Kurulu, Başkanvekili Pervin Buldan başkanlığında toplandı. Üç milletvekili gündemdışı konuştu.
AK Parti İstanbul Milletvekili Fatma Benli, 28 Şubat'ta yaşananlar hakkında yaptığı gündemdışı konuşmada, sürecin bin yıl devam edeceğinin ifade edildiğini anımsatarak, onbinlerce insanın hayatını olumsuz etkilediğini belirtti.
28 Şubat sürecinin Türkiye'nin 13 yılına mal olduğunu anlatan Benli, dönemin hükümetinin devrilmesine yönelik olarak algılansa da kadınları da ilgilendirdiğini ifade etti.
Bu süreçte üniversite öğrencilerinin okullardan atıldığını, çalışanların işten çıkarıldığını, imam hatiplerin orta kısımlarının kapatıldığını, lisede katsayı uygulaması getirilerek mağdurların üniversiteye girmelerinin engellenmek istendiğini anımsatan Benli, 'Öğrenciler Kıbrıs'a gitmek istediler ama yasakçı zihniyet onları Kıbrıs'ta da yakaladı' değerlendirmesinde bulundu.
28 Şubat sürecinde insanların kılık kıyafetine göre ayrımcılığa tabi tutulduğunu vurgulayan Benli, 'İstanbul Üniversitesinde sadece öğrenciler ve memurlar için başörtüsü yasağı getirilmedi. Sağlık hizmetinden yararlanmak isteyen öğretim görevlilerinin eşleri ve annelerinden de başı açık fotoğraf istendi' diye konuştu.
Fatma Benli, askeri vesayet rejimi ortadan kalkınca ancak başörtüsü yasağının kalkabildiğini ifade etti.
MHP Ankara Milletvekili Erkan Haberal, kent merkezlerindeki güvenlik sorunları hakkında yaptığı gündemdışı konuşmada, 2002'de sıfır düzeyde teslim edilen terörün bugün arttığını savundu.
Her gün şehit cenazelerinin geldiğini, şehit sayısının 358'e çıktığını belirten Haberal, 1 Kasım'dan bu yana 169, yılbaşından bu yana ise 123 şehit verildiğini kaydetti.
'Terör örgütlerine siyasi af çağrıları yapıldı, ancak sonucu patlayan bombalar oldu' diyen Haberal, Türkiye'nin sinir uçlarıyla oynandığını ve yaşanan terörün de çok tehlikeli olduğunu bildirdi.
CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım da Uşak çiftçilerinin yaşadığı mağduriyet hakkında gündemdışı konuştu.
- 21 Şubat Dünya Anadil Günü
TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, 2000 yılından beri, 21 Şubat'ın Dünya Anadil Günü olarak kutlandığını anımsattı.
Türkiye'nin de onayladığı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca, ana dil hakkının tanınması ve uygulamaya geçirilmesinin acil bir gereklilik olduğunu vurgulayan Buldan, farklı ana dil ve kültürlerin özgürce yaşaması ve gelişmesinin önündeki bütün yasal ve fiili engellerin kaldırılmasını istedi.
Buldan, çeşitli dillerde 'Ana dilim kimliğimdir' dedi.
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, CHP olarak, hangi dönemde olursa olsun bütün darbelerin açığa çıkartılmasını istediklerini ve bu konuda birçok önerge verdiklerini belirterek, AK Parti'den verecekleri yeni önergeye destek istedi.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de ezilen, yok sayılan, yok edilmek istenen bütün diller üzerindeki baskıyı kınadıklarını ifade ederek, bu baskının kaldırılması gerektiğini bildirdi.
Bütün dillerin 'korunması gereken çiçek' olduğunu anlatan Baluken, kamusal alanlarda her ana dilin kullanılmasını talep etti.
Baluken, ana diller üzerindeki baskının kaldırılması ve yeni Anasaya'da ana dilin önündeki bütün engellerin kaldırılmasıyla ilgili toplumsal mutabakatın önemine vurgu yapmak istediklerini kaydetti.
- 'Çukur kazarak fiili özerklik ilan etme teşebbüsü...'
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise terör örgütünün geçen yıl temmuz ayından bu yana girişimlerinde yeni aşamaya geçtiğini belirterek, 'Bu, şehirlerde çukur kazarak fiili özerklik ilan etme teşebbüsü ve devletin güvenlik güçleri üzerlerine geldiğinde de krizi derinleştirme girişimidir' dedi.
Terör örgütünün, 'Devlet gayri hukuki, gayri insani işler yapıyor' propagandasıyla kamuoyu oluşturmaya çalıştığını ifade eden Bostancı, 'Devlet kısa zamanda buralardaki terör örgütünü ve yandaşlarını muhakkak temizleyecektir' diye konuştu.
Bostancı, şöyle devam etti:
'Terör örgütü temmuzdan bu yana Suriye'de yaşanan kirli savaşa ilişkin çok çeşitli stratejileri seferber etmektedir. Bunlardan birisi de yakın zamanlarda Ankara'da yaşanan ve servis araçlarına yönelik bombalama girişimidir. Burada dikkat çekici olan husus şudur: Olayı gerçekleştirdiği iddia edilen ama buna ilişkin henüz tahkikatın neticelenmediği bir kişinin Van'daki cenaze törenine ilişkin olarak Van Milletvekili Tuğba Hezer'in oraya katılması, başsağlığı dilemesi ve canlı bombaya ilişkin orada dile getirilen görüşlerin bir parçası olarak resim vermesidir. Halkın oylarıyla Meclis'e gelmiş olan bir kişinin böylesine kirli, böylesine utanmazca, böylesine ahlaksız bir yöntemle burada gelip servis araçlarına yönelik bir terörist girişimin faili olarak iddia edilen kişinin cenaze törenine katılması açıkça teröre, terörün bu kirli yüzüne, iğrenç yöntemlerine destektir. Bunun insani bir tarafını görmek mümkün değildir.'
Bostancı, şunları söyledi:
'Eğer bir milletvekili, canlı bomba olarak sivil katliamlar gerçekleştiren insanların cenaze törenlerine katılır ve orada resim vermeye kalkarsa, terör konusuna ilişkin olarak bu ülkedeki insanların meşru mecraları kullanmak durumunda olan ve bunlar üzerinden söz hakkı kazanan çevrelere ilişkin bakışlarını da elbette gözden geçirmeleri gerekir. Bu kabul edilemez, bir milletvekilinin bunu yapması hiçbir biçimde kabul edilemez. Bunu şiddetle, öncelikle, protesto ediyorum.'
Bostancı, 21 Şubat'ın Dünya Anadil Günü olduğunu anımsatarak, yeryüzünde yaklaşık 200 devlet ve 8 bin civarında ana dil olduğunu belirtti.
Bostancı, 'Türkiye'de ana dillere yönelik herhangi baskı söz konusu değildir. İnsanlar ana dillerini serbestçe kullanabilirler ancak resmi dil hepimizin anlaşması bakımından son derece önemlidir' dedi.
- 'Bu işin sorumluluğundan sıyrılmak istiyor'
Sataşma gerekçesiyle kürsüye gelen Baluken, devletin, Ankara'daki terör saldırısıyla ilgili bir Suriyeliyi adres gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti:
'Bununla ilgili kamuoyuna henüz bir açıklama yapılmamışken, bu konuda kamuoyuna bu şekilde yanlış bilgiler aktarılarak, henüz cenazeler yerdeyken, bir siyasi değerlendirme yapıldığı bilgisi verilmemişken, Sayın Bostancı'nın buradan çıkıp bir taziye ziyaretiyle ilgili değerlendirmede bulunmasını, biz en büyük ahlaksızlık ve utanmazlık olarak değerlendiriyoruz. Taziye kültürü, geride kalanların acılarını paylaşma üzerine yüzyıllardır bu coğrafyada olan bir kültürdür. Kim olursa olsun, vekillerimiz açısından bulundukları bölgede geride kalan kişilerin yasına gitmek, o aileyi ziyaret etmekte herhangi bir beis görmedik, görmeyiz. Patlamanın sorumluluğunu taşıyan, onu engelleyemeyen Hükümet, yeni bir taziye tartışması üzerinden bu işin sorumluluğundan sıyrılmak istiyor.'
Tekrar kürsüye gelen AK Parti Grup Başkanvekili Bostancı da İdris Baluken'in meseleyi halen PYD, PKK mevzuları üzerine kaydırdığını ifade etti.
Bostancı, şu görüşlerini paylaştı:
'Ortada olan gerçeklik şu, Van'da birisi çıkıyor diyor ki: 'Ankara patlamasını bu yaptı, biz de bunun taziye çadırını kuruyoruz'. Sizin vekiliniz o taziye çadırına giderek başsağlığı diliyor. Kim bu taziyesine gidilen kişi? 28 tane sivilin hayatına kıymış bir cani. Siz bunu onaylıyor musunuz? Demokratik zeminleri kullananlar terör karşısında ikiyüzlü olamazlar, açık bir şekilde tavır almak durumundadırlar. Ahlaksız tavır tam da buradadır. Eğer bir kişi kendisini canlı bomba olarak patlatıp 28 kişinin canına kıydıysa, bir milletvekilinin o taziye çadırında işi olmaz. Bu, acıları paylaşmak değildir. Acıların paylaşılacağı yer, o 28 kişinin hayatını kaybettiği yer ve o evlerdir. Gidin bakalım, taziye dileyebilecek misiniz.'