HİSDER'de Sille Tarihi Konuşuldu
Hikmet, İlim ve Sanat Derneği'nin (HİSDER) bu haftaki Cuma sohbetlerinde Sille tarihi, Sille'nin Osmanlı dönemi camileri ve Sille aşıklarından bahsedildi.
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Kapar, Selçuklu Belediyesi Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezinde yaptığı konuşmada, Sille tarihinin geçmişiyle birlikte ele alınarak bilinmeyen yönlerinin konuşulması gerektiğini söyledi.
Sille'nin tarih sahnesine çıkışının 1595'li yıllar olduğu ifade eden Kapar, 'Sille, İpek Yolu üzerinde kurulmuş olan bir ticaret merkezi, bir kültür merkezidir. Sille Rum köyü değildir. Sille'de bulunan gayrimüslimlerin hepsi Karamanoğulları'ndan itibaren Sille'ye yerleştirilmiş olan Hristiyan Türklerdir' dedi.
Sille'de sayıları 15'i bulan hattatın yanı sıra alim, şair ve aşık ta yetiştirdiğini belirten Kapar, şöyle devam etti:
'Eskiden buralar gelenek ve göreneklerinin başlı başına yaşatıldığı bir kültür merkeziydi. Müslim ve gayrimüslimler 1500 yılından 20. asra kadar 500 yıl beraber yaşamışlar. Yani birbirleriyle iç içe olmuşlar. Bunlar arasında din konusu problem edilmemiş ve komşuluk ilişkileriyle günümüzde en çok muhtaç olduğumuz hoşgörü ve barış ortamı için fevkalade örnek teşkil etmişlerdir.'
NEÜ Sanat Tarihi Bölümü, Türk-İslam Sanatları ve Arkeolojisi Anabilimdalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Zekeriya Şimşir de Sille'nin Osmanlı'dan günümüze ulaşan ve somut kültür varlıkları arasında bulunan 7 cami yapısı ve özelliklerini anlattı.
Sille’nin otantik bir belde olduğunu dile getiren Şimşir, 'Sille'nin en eski ve en büyük camisi Sultan Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılan ve Osmanlı döneminde de faal olan fakat günümüze kadar ulaşamayan Alaaddin Camisi'dir' diye konuştu.
Programa, HİSDER Genel Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Sille'yi Kalkındırma ve Tanıştırma Derneği Başkanı Hikmet Yanartaş, Feritpaşa, Silleliler ve çok sayıda kişi katıldı.
Kaynak: AA
Sille'nin tarih sahnesine çıkışının 1595'li yıllar olduğu ifade eden Kapar, 'Sille, İpek Yolu üzerinde kurulmuş olan bir ticaret merkezi, bir kültür merkezidir. Sille Rum köyü değildir. Sille'de bulunan gayrimüslimlerin hepsi Karamanoğulları'ndan itibaren Sille'ye yerleştirilmiş olan Hristiyan Türklerdir' dedi.
Sille'de sayıları 15'i bulan hattatın yanı sıra alim, şair ve aşık ta yetiştirdiğini belirten Kapar, şöyle devam etti:
'Eskiden buralar gelenek ve göreneklerinin başlı başına yaşatıldığı bir kültür merkeziydi. Müslim ve gayrimüslimler 1500 yılından 20. asra kadar 500 yıl beraber yaşamışlar. Yani birbirleriyle iç içe olmuşlar. Bunlar arasında din konusu problem edilmemiş ve komşuluk ilişkileriyle günümüzde en çok muhtaç olduğumuz hoşgörü ve barış ortamı için fevkalade örnek teşkil etmişlerdir.'
NEÜ Sanat Tarihi Bölümü, Türk-İslam Sanatları ve Arkeolojisi Anabilimdalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Zekeriya Şimşir de Sille'nin Osmanlı'dan günümüze ulaşan ve somut kültür varlıkları arasında bulunan 7 cami yapısı ve özelliklerini anlattı.
Sille’nin otantik bir belde olduğunu dile getiren Şimşir, 'Sille'nin en eski ve en büyük camisi Sultan Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılan ve Osmanlı döneminde de faal olan fakat günümüze kadar ulaşamayan Alaaddin Camisi'dir' diye konuştu.
Programa, HİSDER Genel Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Sille'yi Kalkındırma ve Tanıştırma Derneği Başkanı Hikmet Yanartaş, Feritpaşa, Silleliler ve çok sayıda kişi katıldı.