Soma'daki Maden Faciası Davası
Tanık olarak dinlenen işçilerden Çetinyılmaz: 'Taşeronlara verdikleri parayı keşke iş güvenliği için kullansaydılar da 301 arkadaşımız hala aramızda olsaydı' Güven: 'Her vardiyada 5060 işçi, baş ağrısı şikayetiyle revire gidiyordu'.
Soma'daki maden faciasına ilişkin davada tanık olarak dinlenen işçilerden Ercan Çetinyılmaz, 'Taşeronlara verdikleri parayı keşke iş güvenliği için kullansaydılar da 301 arkadaşımız hala aramızda olsaydı' dedi.
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın 38'inci oturumunda Çetinyılmaz, faciadan önce ocaktaki depoda çalıştığını belirterek, acil durumlar için bulundurulması gereken yangın tüpleri değiştirilmek üzere götürüldüğünde bazen haftalarca yenilerinin getirilmediğini ileri sürdü.
Klasik yöntemlerle kömür çıkarılan ayakların girişi, bazen sürünerek geçilebilecek kadar daraldığı halde bu durum düzeltilmeden 50-60 işçiyle üretim yapılmasını, üretim baskısına örnek gösteren Çetinyılmaz, ayrıca kömür nakil bantlarındaki arıza hemen giderilirken, insan nakil hatlarındaki arızaya aynı önemin verilmediğini, bu nedenle sık sık yürüyerek çıkmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Çakmak ve sigaranın güvenlik gerekçesiyle alınmadığı ocakta bazı zamanlar güvenlik elemanı olmadan oksijenle kesim ve kaynak yapıldığını savunan Çetinyılmaz, çalıştığı noktanın temiz hava girişinin en iyi olduğu yerler arasında bulunduğunu, normal şartlarda ceketle çalıştığı bu bölümde son aylarda sıcaklık artışından tişörtle bile terlediğini anlattı.
Taşeronların, kendilerine bağlı işçiler ve üretimleri üzerinden prim aldığını öne süren Çetinyılmaz, 'Bir taşeron, gözümün önünde 'Hesabıma 70 bin lira yatmış. Bu, hak ettiğimden az' diyerek itiraz etti. Taşeronlara verdikleri parayı keşke iş güvenliği için kullansaydılar da 301 arkadaşımız hala aramızda olsaydı' diye konuştu.
Tanıklardan Yaşar Güven de madende üretimin her şeyden önce geldiğini öne sürerek, bu nedenle bazı günler ocaktan yemek yiyemeden çıktıklarını söyledi.
Son zamanlarda ocaktaki sıcaklığın hissedilir şekilde arttığını aktaran Güven, 'Çalıştığımız yer, çürük yumurta gibi kokuyordu. Metan kokusu rahatsız ediyordu. Bu nedenle her vardiyada 50-60 işçi baş ağrısı şikayetiyle revire gidiyordu' dedi.
Güven, ocaktaki taşeron sistemiyle ilgili şu iddialarda bulundu:
'Ocakta iş görüşmeleri çarşamba ve perşembe günleri yapılıyor. Otobüsten indiğimiz anda işletmenin kantininde bekleyen taşeronlar etrafımızı sardı. Ocağa ilk 3 iş başvurum reddedildi. Dördüncüsünde yanıma gelen bir taşeron, yönetimle arasının iyi olduğunu, işe yerleştirebileceğini söyledi. Kabul edince o gün işe başladım.'
Ocaktaki dinamit atımları sırasında toz maskesi takılması gerektiğini vurgulayan Güven, her vardiyada verilmesi gereken toz maskesi sayısının 3-4'ten bire düştüğünü, bazı günler ise dağıtılmadığını öne sürdü.
Sanık avukatları, mahkeme heyetinden, her iki tanık hakkında da yalan beyan verdikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Sanık avukatlarından Kadir Çekin de dünkü oturumda okuma yazma bilmediği halde işe girme sınavında başarılı olduğu ileri sürülen, faciada hayatını kaybeden işçilerden İsmail Coşkun'un ilkokul diplomasını mahkemeye delil olarak sundu.
Duruşmaya öğle arası verildi.
- Olay
Manisa'nın Soma ilçesi Eynez mevkisinde Soma Kömürleri AŞ tarafından işletilen ocakta 13 Mayıs 2014'te 15.00 sıralarında başlayan yangında, 420 metre derinlikte ve 3,5 kilometre uzunluğundaki galeriler dumanla dolmuş, faciada 301 madenci ölmüş, 162 işçi kurtarılmıştı.
Olayla ilgili soruşturma sonucunda açılan davada tutuklu 6 sanık ile beşinci duruşma sonunda yargılanmalarına tutuksuz devam edilmesine karar verilen vardiya amirleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle yargılanıyor.
Tutuksuz 38 sanık hakkında ise 'taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis isteniyor. Bunlardan 25'i hakkında da bu suçları 'bilinçli taksirle' işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin, üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.
Kaynak: AA
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın 38'inci oturumunda Çetinyılmaz, faciadan önce ocaktaki depoda çalıştığını belirterek, acil durumlar için bulundurulması gereken yangın tüpleri değiştirilmek üzere götürüldüğünde bazen haftalarca yenilerinin getirilmediğini ileri sürdü.
Klasik yöntemlerle kömür çıkarılan ayakların girişi, bazen sürünerek geçilebilecek kadar daraldığı halde bu durum düzeltilmeden 50-60 işçiyle üretim yapılmasını, üretim baskısına örnek gösteren Çetinyılmaz, ayrıca kömür nakil bantlarındaki arıza hemen giderilirken, insan nakil hatlarındaki arızaya aynı önemin verilmediğini, bu nedenle sık sık yürüyerek çıkmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Çakmak ve sigaranın güvenlik gerekçesiyle alınmadığı ocakta bazı zamanlar güvenlik elemanı olmadan oksijenle kesim ve kaynak yapıldığını savunan Çetinyılmaz, çalıştığı noktanın temiz hava girişinin en iyi olduğu yerler arasında bulunduğunu, normal şartlarda ceketle çalıştığı bu bölümde son aylarda sıcaklık artışından tişörtle bile terlediğini anlattı.
Taşeronların, kendilerine bağlı işçiler ve üretimleri üzerinden prim aldığını öne süren Çetinyılmaz, 'Bir taşeron, gözümün önünde 'Hesabıma 70 bin lira yatmış. Bu, hak ettiğimden az' diyerek itiraz etti. Taşeronlara verdikleri parayı keşke iş güvenliği için kullansaydılar da 301 arkadaşımız hala aramızda olsaydı' diye konuştu.
Tanıklardan Yaşar Güven de madende üretimin her şeyden önce geldiğini öne sürerek, bu nedenle bazı günler ocaktan yemek yiyemeden çıktıklarını söyledi.
Son zamanlarda ocaktaki sıcaklığın hissedilir şekilde arttığını aktaran Güven, 'Çalıştığımız yer, çürük yumurta gibi kokuyordu. Metan kokusu rahatsız ediyordu. Bu nedenle her vardiyada 50-60 işçi baş ağrısı şikayetiyle revire gidiyordu' dedi.
Güven, ocaktaki taşeron sistemiyle ilgili şu iddialarda bulundu:
'Ocakta iş görüşmeleri çarşamba ve perşembe günleri yapılıyor. Otobüsten indiğimiz anda işletmenin kantininde bekleyen taşeronlar etrafımızı sardı. Ocağa ilk 3 iş başvurum reddedildi. Dördüncüsünde yanıma gelen bir taşeron, yönetimle arasının iyi olduğunu, işe yerleştirebileceğini söyledi. Kabul edince o gün işe başladım.'
Ocaktaki dinamit atımları sırasında toz maskesi takılması gerektiğini vurgulayan Güven, her vardiyada verilmesi gereken toz maskesi sayısının 3-4'ten bire düştüğünü, bazı günler ise dağıtılmadığını öne sürdü.
Sanık avukatları, mahkeme heyetinden, her iki tanık hakkında da yalan beyan verdikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Sanık avukatlarından Kadir Çekin de dünkü oturumda okuma yazma bilmediği halde işe girme sınavında başarılı olduğu ileri sürülen, faciada hayatını kaybeden işçilerden İsmail Coşkun'un ilkokul diplomasını mahkemeye delil olarak sundu.
Duruşmaya öğle arası verildi.
- Olay
Manisa'nın Soma ilçesi Eynez mevkisinde Soma Kömürleri AŞ tarafından işletilen ocakta 13 Mayıs 2014'te 15.00 sıralarında başlayan yangında, 420 metre derinlikte ve 3,5 kilometre uzunluğundaki galeriler dumanla dolmuş, faciada 301 madenci ölmüş, 162 işçi kurtarılmıştı.
Olayla ilgili soruşturma sonucunda açılan davada tutuklu 6 sanık ile beşinci duruşma sonunda yargılanmalarına tutuksuz devam edilmesine karar verilen vardiya amirleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle yargılanıyor.
Tutuksuz 38 sanık hakkında ise 'taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis isteniyor. Bunlardan 25'i hakkında da bu suçları 'bilinçli taksirle' işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin, üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.