Doç. Dr. Bülent Şenay AGİT Özel Temsilcisi Oldu
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Şenay, AGİT Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla Mücadele Özel Temsilcisi oldu Doç. Dr. Şenay: 'Avrupa'daki Müslüman varlığının güvenlikçi politikalara kurban edilmemesi gerekiyor. Münferit terör olaylarını çoğunluk Müslümanlara mal edilmesi yanlışının tekrarlanmaması gerekiyor' 'Müslüman mağdurlar, kendi problemlerini mahkemeye taşıdıklarında bir sonuç alamıyorlar. Bu konuda çok sayıda elde veriler var' Öncelikle Avrupa devletlerinin İslamafobiyi bir nefret suçu olarak kabul etmeleri gerekiyor. Kabul edilmediği için mahkemelerde bunu bir nefret suçu olarak ele almıyor' 'Avusturya hükümetinin bu yasadaki (İslam Yasası) yanlışları düzelteceği konusunda ümit varım”
AGİT Dönem Başkanlığını bu yıl Sırbistan'dan devralan Almanya, özel temsilcilik için gösterilen adaylar arasından Doç. Dr. Şenay'ı tercih etti.
Aynı zamanda AGİT İnanç Özgürlüğü Danışma Kurulu üyesi olan Şenay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Müslümanların karşılaştığı ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, nefret suçları ve İslamofobi gibi konularda araştırmalar ve raporlar hazırlayacaklarını ve bunların önlenmesine yönelik öneriler sunacaklarını ifade etti.
Görevi boyunca AGİT içerisinde insan hakları standartlarının yükseltilmesine öncelik vereceğini kaydeden Şenay, 'Onurlu bir görev olduğu için kabul ettim' dedi.
Şenay, İslamofobinin 11 Eylül öncesine uzanan uzun bir tarihi olduğunu ve Avrupa'ya gelen sığınmacı akını ile yeni bir dönemece girildiğini vurguladı.
- 'Müslüman varlığı güvenlikçi politikalara kurban edilmemeli”
Avrupa genelinde yaklaşık 40 milyona yakın Müslüman nüfus bulunduğunu kaydeden Şenay, 'Yaklaşık 500 milyon nüfuslu Avrupa göz önüne alınırsa Müslüman nüfus çok önemli rakama tekabül ediyor. Avrupalı siyasetçilerin veya devletlerin Müslümanların Avrupa'nın geleceğinde nasıl rol oynayacağı konusunda kaygılanmalarını anlaşılır buluyorum. Ancak bu kaygı bir güvenlik politikasına dönüşmemeli. Benim görevim süresinde üzerinde duracağım konulardan birisi bu olacak. Yani Avrupa'daki Müslüman varlığının güvenlikçi politikalara kurban edilmemesi gerekiyor. Münferit terör olaylarını çoğunluk Müslümanlara mal edilmesi yanlışının tekrarlanmaması gerekiyor' ifadelerini kullandı.
Şenay, Avrupa'da Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve hoşgörüsüzlüğün cezalandırılması için düzenlemelere gidilmesi gerektiğini vurguladı.
- “İslamofobi, nefret suçu olarak kabul edilmeli”
Mevcut dini özgürlüklerle ilgili kanunların Müslümanları koruyamadığını belirten Şenay, şunları söyledi:
'Müslüman mağdurlar, kendi problemlerini mahkemeye taşıdıklarında bir sonuç alamıyor. Bu konuda elde çok sayıda veriler var. Bunun sebebi, İslam karşıtlığı bir suç olarak tanınmıyor, yani antisemitizm gibi suç sayılmıyor. Öncelikle Avrupa devletlerinin İslamofobiyi bir nefret suçu olarak kabul etmeleri gerekiyor. Kabul edilmediği için mahkemeler de bunu bir nefret suçu olarak ele almıyor. Ayrıca mağdurlar şikayetlerini dile getirmek için imkanlara ve güçlere sahip değiller. Dolasıyla bu aynı zamanda devletlerin ve kurumların sorumluluğu altındadır. İslam karşıtlığının bir nefret suçu olarak tanımlanması, toplumsal süreçte bu problemin çözülmesine katkı sağlayacaktır.”
Medyada antisemitizme gösterilen duyarlılığın İslam karşıtlığına gösterilmediğine işaret eden Şenay, Müslümanların inanç ve kültürel duyarlıklarına saygı gösterilmesi çağrısında bulundu.
Avrupa’da ırkçılık ve İslam karşıtlığının halen çok sayıda taraftar bulabilmesinin endişe verici olduğunu ifade eden Şenay, “Avrupa’daki Müslüman karşıtlığı, kesinlikle kaygı verici bir durumdur” dedi.
- Avusturya'daki İslam Yasası
AGİT İnanç Özgürlüğü Danışma Kurulu üyesi olarak Avusturya’daki İslam Yasası’nı inceleyen ve önerilerde bulunan Şenay, söz konusu yasanın fırsat eşitliği, örgütlenme ve din özgürlüğü bağlamında bazı sorunlarının bulunduğunu kaydetti.
Şenay, “Eğer genel anlamda güvenlikçi politikalar gözden geçirilirse Avusturya’nın da bu konuyu düzelteceği ümidindeyim. Ümidimi kaybetmiş değilim. Çünkü Avusturya’daki Müslümanların topluma çok ciddi katkıları var. Dolayısıyla Avusturya hükümetinin bu yasadaki yanlışları düzelteceği konusunda ümitvarım” ifadelerini kullandı.