Naslı Açıklaması 'Sağlık Turizmi Yapanlar İhracatçı Kategorisine Alınsın'
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı, sağlık turizminin özünde hizmet ihracı olduğunu belirterek, bu alanda faaliyet gösterenlerin ihracatçı kategorisine dahil edilerek teşviklerden yararlandırılmasını istedi.
TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı, iç ve dış konjonktürün etkisiyle son dönemde durgunluk sarmalına giren Türkiye ekonomisinin önünü sağlık turizminin açacağını kaydetti.
Türkiye’nin potansiyelini iyi kullanması durumunda dünyadaki büyüklüğü 100 milyar dolara ulaşan sağlık turizmi pazarından ciddi oranda pay alabileceğine işaret eden Naslı, bu alanda faaliyet gösterenlerin ihracatçı sayılarak teşviklerden yararlandırılmasını istedi.
Naslı, bireylerin sağlık hizmeti almak için başka ülkelere gidişleriyle ortaya çıkan sağlık turizminin, birçok ülkeye ciddi döviz geliri sağlayan bacasız dev bir ekonomiye dönüştüğünü de söyledi.
Dünyada sağlık hizmeti almak için seyahat eden kişi sayısının 2025 yılında 25 milyona ulaşacağının tahmin edildiğini belirten Naslı, sağlık turizminden elde edilen kişi başı gelirin, tatilcilere göre 12 kat fazla olduğuna dikkat çekti. Naslı, Türkiye’nin maliyet avantajı, gezilecek destinasyonlarının çok olması, kaliteli sağlık hizmeti, zengin termal kaynakları ve güncel teknolojik altyapısı gibi faktörlerin etkisiyle son yıllarda uluslararası hastalarca giderek daha fazla tercih edilen bir ülke olduğunu ifade etti.
Türkiye’ye sağlık turizmi için yılda yaklaşık 500 bin kişi geldiğini ve 2,5-3 milyar dolar dolayında döviz bıraktığını söyleyen Naslı, potansiyelin iyi değerlendirilmesi ve gerekli atılımların yapılması durumunda 2023 için öngörülen 2 milyon yabancı hasta ve 20 milyar dolar gelir hedefine kolayca ulaşılabileceğini vurguladı.
Son yıllarda birçok ülkenin sağlık turizmi ile ilgili özel uygulama ve teşvikleri giderek artan oranda hayata geçirdiğine değinen Naslı, Türkiye’de de bu konuda artan farkındalığın etkisiyle hem kamu hem özel sektörde önemli çalışmalar yapıldığını kaydetti.
Bu alanda ancak güçlü bir devlet desteği ve kararlı politikalarla hamle yapılabileceğini bildiren Naslı, devletin bu alana her türlü teşvik ve desteği azami ölçüde sağlamaktan kaçınmaması gerektiğini ifade etti.
Naslı, “bacasız sanayi” niteliğindeki sağlık turizminin özünde bir hizmet ihracı olduğunu ifade ederek, “Bu alanda faaliyet gösterenler ihracatçı kategorisine dahil edilmeli ve ihracat teşviklerinden yararlandırılmalıdır” dedi.
Sağlık turizminin Türkiye ekonomisinin yeni lokomotifi olabileceğini ifade eden Naslı, şunları kaydetti:
“Sağlık turizmi birçok ülkeye ciddi gelir sağlayan bacasız dev bir ekonomi. Türkiye’nin sağlık turizminde potansiyeli son derece yüksek. Türkiye, köklü tıp fakülteleri, dünya çapında modern hastaneleri, başarılı doktorları, yetişmiş sağlık personeli ve ileri düzeyde tıbbi teknoloji kullanımı ile medikal sağlık turizminde çok güçlü. Türkiye, aynı zamanda Ankara başta birçok ilde bulunan zengin termal kaynakları ile termal sağlık turizmi ve deniz, güneş, yeşil ve termali bir arada barındıran uluslararası nitelikte yaşlı bakım köyleri kurulacak alanlarının çokluğu ile geriatrik sağlık turizmi alanlarında da güçlü bir potansiyele sahip. Bütün bu özelliklerinin yanı sıra sağlık hizmetlerinin Avrupa ülkelerine göre çok daha ucuz olması Türkiye için ciddi bir avantajdır. Türkiye bu alandaki potansiyelini ve avantajlarını iyi değerlendirmesi durumunda, sağlık turizminde en fazla tercih edilen destinasyonların başında gelecek, dünyadaki büyüklüğü 100 milyar dolara ulaşan sağlık turizmi pazarından ciddi oranda pay alacaktır. Ülkemizde bu alandaki çalışmalar henüz çok yeni olmakla birlikte hızla artıyor. Sağlık sektörü, bu dev pazardan daha fazla pay alma sürecini hızlandırmak için kalite ve akreditasyon çalışmalarına hız vermeli, hedeflenen uluslararası hasta trafiğine ve ihtiyaç duyulan her türlü hizmeti en üst kalitede sunmaya hızla hazır hale hızla getirmelidir. Bacasız sanayi niteliğindeki sağlık turizmi, beraberinde birçok paydaş sektörü de büyütecek, Türkiye ekonomisinin önünü açacaktır.”
Kaynak: İHA
Türkiye’nin potansiyelini iyi kullanması durumunda dünyadaki büyüklüğü 100 milyar dolara ulaşan sağlık turizmi pazarından ciddi oranda pay alabileceğine işaret eden Naslı, bu alanda faaliyet gösterenlerin ihracatçı sayılarak teşviklerden yararlandırılmasını istedi.
Naslı, bireylerin sağlık hizmeti almak için başka ülkelere gidişleriyle ortaya çıkan sağlık turizminin, birçok ülkeye ciddi döviz geliri sağlayan bacasız dev bir ekonomiye dönüştüğünü de söyledi.
Dünyada sağlık hizmeti almak için seyahat eden kişi sayısının 2025 yılında 25 milyona ulaşacağının tahmin edildiğini belirten Naslı, sağlık turizminden elde edilen kişi başı gelirin, tatilcilere göre 12 kat fazla olduğuna dikkat çekti. Naslı, Türkiye’nin maliyet avantajı, gezilecek destinasyonlarının çok olması, kaliteli sağlık hizmeti, zengin termal kaynakları ve güncel teknolojik altyapısı gibi faktörlerin etkisiyle son yıllarda uluslararası hastalarca giderek daha fazla tercih edilen bir ülke olduğunu ifade etti.
Türkiye’ye sağlık turizmi için yılda yaklaşık 500 bin kişi geldiğini ve 2,5-3 milyar dolar dolayında döviz bıraktığını söyleyen Naslı, potansiyelin iyi değerlendirilmesi ve gerekli atılımların yapılması durumunda 2023 için öngörülen 2 milyon yabancı hasta ve 20 milyar dolar gelir hedefine kolayca ulaşılabileceğini vurguladı.
Son yıllarda birçok ülkenin sağlık turizmi ile ilgili özel uygulama ve teşvikleri giderek artan oranda hayata geçirdiğine değinen Naslı, Türkiye’de de bu konuda artan farkındalığın etkisiyle hem kamu hem özel sektörde önemli çalışmalar yapıldığını kaydetti.
Bu alanda ancak güçlü bir devlet desteği ve kararlı politikalarla hamle yapılabileceğini bildiren Naslı, devletin bu alana her türlü teşvik ve desteği azami ölçüde sağlamaktan kaçınmaması gerektiğini ifade etti.
Naslı, “bacasız sanayi” niteliğindeki sağlık turizminin özünde bir hizmet ihracı olduğunu ifade ederek, “Bu alanda faaliyet gösterenler ihracatçı kategorisine dahil edilmeli ve ihracat teşviklerinden yararlandırılmalıdır” dedi.
Sağlık turizminin Türkiye ekonomisinin yeni lokomotifi olabileceğini ifade eden Naslı, şunları kaydetti:
“Sağlık turizmi birçok ülkeye ciddi gelir sağlayan bacasız dev bir ekonomi. Türkiye’nin sağlık turizminde potansiyeli son derece yüksek. Türkiye, köklü tıp fakülteleri, dünya çapında modern hastaneleri, başarılı doktorları, yetişmiş sağlık personeli ve ileri düzeyde tıbbi teknoloji kullanımı ile medikal sağlık turizminde çok güçlü. Türkiye, aynı zamanda Ankara başta birçok ilde bulunan zengin termal kaynakları ile termal sağlık turizmi ve deniz, güneş, yeşil ve termali bir arada barındıran uluslararası nitelikte yaşlı bakım köyleri kurulacak alanlarının çokluğu ile geriatrik sağlık turizmi alanlarında da güçlü bir potansiyele sahip. Bütün bu özelliklerinin yanı sıra sağlık hizmetlerinin Avrupa ülkelerine göre çok daha ucuz olması Türkiye için ciddi bir avantajdır. Türkiye bu alandaki potansiyelini ve avantajlarını iyi değerlendirmesi durumunda, sağlık turizminde en fazla tercih edilen destinasyonların başında gelecek, dünyadaki büyüklüğü 100 milyar dolara ulaşan sağlık turizmi pazarından ciddi oranda pay alacaktır. Ülkemizde bu alandaki çalışmalar henüz çok yeni olmakla birlikte hızla artıyor. Sağlık sektörü, bu dev pazardan daha fazla pay alma sürecini hızlandırmak için kalite ve akreditasyon çalışmalarına hız vermeli, hedeflenen uluslararası hasta trafiğine ve ihtiyaç duyulan her türlü hizmeti en üst kalitede sunmaya hızla hazır hale hızla getirmelidir. Bacasız sanayi niteliğindeki sağlık turizmi, beraberinde birçok paydaş sektörü de büyütecek, Türkiye ekonomisinin önünü açacaktır.”