Terör Örgütü DHKP-C Üyesi Üç Kişinin Yargılandığı Dava
DHKPC üyesi oldukları ve örgütün propagandasını yaptıkları iddia edilen 3 kişinin, 8,5 yıldan 22 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.
Terör örgütü DHKP-C'nin üyesi oldukları ve propagandasını yaptıkları öne sürülen 3 kişinin, 8,5 yıldan 22 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar Mayıs Kurt, Demet Büyüktanır ve Çiğdem Şenyiğit ile avukatları katıldı.
Duruşmada, kimlik tespiti ve iddianamenin özetlenmesinin ardından sanıkların beyanı alındı.
Sanıklardan Kurt, üzerine atılı suçları kabul etmediğini belirterek, iddia edilen parka, pankart asmadığını savundu.
Kurt, 'Olay günü, ders verdiğim bir öğrencinin sınavda başarılı olması üzerine tebrik etmek için evine gittik. İşimiz bittikten sonra arkadaşlarla sokakta dolmuş bekliyorduk. Polis geldi, kimlik sordu. Biz de neye istinaden kimlik sorduğunu sorduk. Onlar, 'Pankartı siz mi astınız' diye sordular. Asmadığımızı söyledik ama gözaltına alındık. Üç gün gözaltında kaldık, sonra da bu iddianame ortaya çıktı' ifadelerini kullandı.
Terör örgütü DHKP-C ile bir bağlantısının bulunmadığını öne süren Kurt, beraatini talep etti.
Demet Büyüktanır da ders verdikleri bir öğrencinin sınavda başarılı olması üzerine tebrik için gittiklerini, dolmuş beklerken de polis tarafından gözaltına alındıklarını söyledi.
Büyüktanır, 'Parkın önünde dolmuş beklerken polis geldi ve kimlik sordu. Sonra da pankartı bizim astığımızı söyleyerek gözaltına aldı. Pankartı biz asmadık, polis söyleyince haberimiz oldu. Sadece parkın orada dolmuş bekliyorduk. Biz orta zekada eğitim almış insanlarız, böyle bir pankart assak önünde durur muyuz? DHKP-C ve Halk Cephesi üyesi değilim' dedi.
Çiğdem Şenyiğit ise edebiyat mezunu olduğunu, sanık Büyüktanır ile üniversitede tanıştıklarını ve İstanbul'da bazı edebiyat dergilerinde editörlük yaptığını kaydetti.
İş görüşmesi için Ankara'ya geldiğini ve bu sırada Büyüktanır ile buluştuklarını anlatan Şenyiğit, arkadaşlarının daveti üzerine onların ders verdiği öğrencinin evine gittiğini bildirdi.
Şenyiğit, terör örgütü DHKP-C ve Halk Cephesi'ne üye olmadığını iddia ederek, beraatini talep etti.
Sanık avukatı da iddianameye katılmadığını ve müvekkillerinin suçsuz olduğunu savundu. Avukat, Mayıs Kurt'un yurt dışı çıkış yasağı ile tüm sanıkların adli kontrol kararlarının kaldırılmasını talep etti.
Sanık beyanlarının ardından bazı tanıklar dinlendi.
Tanıklardan Cevriye Özdemir, Mayıs Kurt ile Demet Büyüktar'ın öğrenci olan torununa ders çalıştırdığını, Temel Eğitimden Ortaoğretime Geçiş (TEOG) sınavında başarılı olması üzerine de tebrik için eve geldiklerini ifade etti.
Özdemir, 'Yanlarında bir arkadaşlarını da getirdiler, birlikte oturduk. Bir süre sonra gittiler. Evim Koşuyolu Parkı'na yakın, ancak ev ile park arasında otobüs durağı yok. Dolmuş geçiyor. Ellerinde çanta veya poşet yoktu' diye konuştu.
Mahkeme, bazı tanıkların dinlenmesi ve sanıkların adli kontrol kararının kaldırılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
İddianamede, sanıkların, 'Silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak ile suçu ve suçluyu övmek' suçlarından 8,5 yıldan 22 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Kaynak: AA
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar Mayıs Kurt, Demet Büyüktanır ve Çiğdem Şenyiğit ile avukatları katıldı.
Duruşmada, kimlik tespiti ve iddianamenin özetlenmesinin ardından sanıkların beyanı alındı.
Sanıklardan Kurt, üzerine atılı suçları kabul etmediğini belirterek, iddia edilen parka, pankart asmadığını savundu.
Kurt, 'Olay günü, ders verdiğim bir öğrencinin sınavda başarılı olması üzerine tebrik etmek için evine gittik. İşimiz bittikten sonra arkadaşlarla sokakta dolmuş bekliyorduk. Polis geldi, kimlik sordu. Biz de neye istinaden kimlik sorduğunu sorduk. Onlar, 'Pankartı siz mi astınız' diye sordular. Asmadığımızı söyledik ama gözaltına alındık. Üç gün gözaltında kaldık, sonra da bu iddianame ortaya çıktı' ifadelerini kullandı.
Terör örgütü DHKP-C ile bir bağlantısının bulunmadığını öne süren Kurt, beraatini talep etti.
Demet Büyüktanır da ders verdikleri bir öğrencinin sınavda başarılı olması üzerine tebrik için gittiklerini, dolmuş beklerken de polis tarafından gözaltına alındıklarını söyledi.
Büyüktanır, 'Parkın önünde dolmuş beklerken polis geldi ve kimlik sordu. Sonra da pankartı bizim astığımızı söyleyerek gözaltına aldı. Pankartı biz asmadık, polis söyleyince haberimiz oldu. Sadece parkın orada dolmuş bekliyorduk. Biz orta zekada eğitim almış insanlarız, böyle bir pankart assak önünde durur muyuz? DHKP-C ve Halk Cephesi üyesi değilim' dedi.
Çiğdem Şenyiğit ise edebiyat mezunu olduğunu, sanık Büyüktanır ile üniversitede tanıştıklarını ve İstanbul'da bazı edebiyat dergilerinde editörlük yaptığını kaydetti.
İş görüşmesi için Ankara'ya geldiğini ve bu sırada Büyüktanır ile buluştuklarını anlatan Şenyiğit, arkadaşlarının daveti üzerine onların ders verdiği öğrencinin evine gittiğini bildirdi.
Şenyiğit, terör örgütü DHKP-C ve Halk Cephesi'ne üye olmadığını iddia ederek, beraatini talep etti.
Sanık avukatı da iddianameye katılmadığını ve müvekkillerinin suçsuz olduğunu savundu. Avukat, Mayıs Kurt'un yurt dışı çıkış yasağı ile tüm sanıkların adli kontrol kararlarının kaldırılmasını talep etti.
Sanık beyanlarının ardından bazı tanıklar dinlendi.
Tanıklardan Cevriye Özdemir, Mayıs Kurt ile Demet Büyüktar'ın öğrenci olan torununa ders çalıştırdığını, Temel Eğitimden Ortaoğretime Geçiş (TEOG) sınavında başarılı olması üzerine de tebrik için eve geldiklerini ifade etti.
Özdemir, 'Yanlarında bir arkadaşlarını da getirdiler, birlikte oturduk. Bir süre sonra gittiler. Evim Koşuyolu Parkı'na yakın, ancak ev ile park arasında otobüs durağı yok. Dolmuş geçiyor. Ellerinde çanta veya poşet yoktu' diye konuştu.
Mahkeme, bazı tanıkların dinlenmesi ve sanıkların adli kontrol kararının kaldırılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
İddianamede, sanıkların, 'Silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak ile suçu ve suçluyu övmek' suçlarından 8,5 yıldan 22 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.