'Türkiye'ye Ciddi Sermaye Girişi Olacak'

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ertem: 'Türkiye'ye önümüzdeki dönemde yurt dışından doğrudan sermaye yatırımı anlamında ciddi kaynak girişi olacak' 'ABD'de yatırım fırsatı bulamayan getiri oranlarını düşük gören fonlar Türkiye'ye yönelecektir. 2017 yılı Türkiye için çok olumlu olacak' 'Avrupa Birliği, Türkiye ile bütün ilişkilerini Gümrük Birliği de dahil olmak üzere yeniden gözden geçirip, Türkiye'nin önüne yapıcı, ülkemizin çıkarlarına uygun yeni bir genişleme perspektifi koymalıdır'

MURAT BİRİNCİ - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, 'Türkiye'ye önümüzdeki dönemde yurt dışından doğrudan sermaye yatırımı anlamında ciddi kaynak girişi olacak.' dedi.

Cemil Ertem, Türkiye ekonomisi, AB ilişkileri ve döviz kurlarına ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye Varlık Fonu'nun gelecek dönemde çok ciddi uluslararası anlaşmalar yapacağını, Türkiye'ye yatırımı iştahı olan sermayedarlarla görüşme halinde olduğunu ifade etti.

'Türkiye'ye önümüzdeki dönemde yurt dışından doğrudan sermaye yatırımı anlamında ciddi kaynak girişi olacak.' diyen Ertem, Avro bölgesine bakıldığında İtalya'da, İngiltere'de, Almanya'da sorunlar yaşandığını ve AB'de bir kriz olduğunu söyledi.

Ertem, Doğu Avrupa'nın kendini toparlayamadığını, diğer taraftan Orta Doğu ve Avrasya bölgesinin yatırım iştahını karşılayacak bir siyasi ve ekonomik istikrara kavuşmadığını dile getirdi.

O nedenle Türkiye'nin gerçekten bütün olanlara rağmen çok ciddi yatırım potansiyeli taşıyan bir ülke olduğuna işaret eden Ertem, 'Türk lirasının hızlı bir şekilde değersizleşmesini başından beri kriz olmadığını söyledik. Türkiye'nin dalgalı kur politikası uyguladığını, bu tür oynaklıkların dalgalı kur politikası uygulayan açık ekonomilerde olabileceğini anlattık.' diye konuştu.

- '2017 yılı Türkiye için çok olumlu'

Cemil Ertem, Türkiye ekonomisinin tabi ki yapısal bazı sorunları bulunduğunu ve bunları görmezden gelmediklerini ifade etti.

İşsizlik konusunda istenilen seviyenin yakalanmadığı belirten Ertem, 'Sanayi üretiminde teknoloji payını, milli gelir içindeki Ar-Ge payının artırmalıyız. KOBİ'lerimizin rekabet gücünü artırabilmemiz ve küresel ticaretteki payını artırmamız gerekiyor. Eğitim-sanayi işbirliğini daha hızlı bir şekilde reforme etmemiz gerekiyor. Sanayi-üniversite işbirliğini artırmalıyız. Bunları göz ardı etmiyoruz. Bunlar için reformları hızlandıracağız.' dedi.

Ertem, Türkiye'nin bir finans merkezi olması ve katılım bankacılığını geliştirmek için BDDK'nın, SPK'nın ve Borsa İstanbul'un bu konularda çalışmalar yaptığını aktardı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) araç bağımsızlığının dünyada tartışılmayacak düzeyde ve bu anlamda Merkez Bankasının saygınlığının en üst düzeyde olduğunu vurgulayan Ertem, 'ABD'de yatırım fırsatı bulamayan getiri oranlarını düşük gören fonlar Türkiye'ye yönelecektir. 2017 yılı Türkiye için çok olumlu olacak. Türkiye'nin büyümesini yukarıya çekecek, beklentilerimizi karşılayacak bir seviyede olacaktır.' değerlendirmesini yaptı.

- 'AB'nin kendi krizini aşabilmesinin yolu Türkiye ile entegrasyondan geçiyor'

Ertem, AB, dolardaki geri çekilme Cumhurbaşkanımızın çağrısının etkili olduğunu, ayrıca Türkiye'ye gelecek fonların da etkisinin olduğunu görüyoruz.

'Türkiye, AB ile ilişkisini tamamen kesecek' şeklindeki yazıların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Ertem, şunları kaydetti:

'Türkiye, AB'den kopmuyor. İngiltere'de Brexit süreci var. Bilakis AB, Türkiye ile müzakereleri donduruyor. AB, Türkiye'ye son derece haksız ve çifte standartla yaklaşıyor. Türkiye'ye verilen sözler yerine getirilmiyor. Türkiye böyle bir anlayışla karşı karşıya kalmak istemiyor. Dolayısıyla kendi yolunu kendisi çizmek istiyor. Bu anlamda 18 milyar dolar fazla verdiğimiz bir ekonomik ilişkiyi ayağımızın tersiyle itelim. Hayır itmiyoruz ama AB'nin de kendisine çeki düzen vermesi gerekiyor. Kaldı ki AB'nin kendi krizini aşabilmesinin yolu Türkiye ile entegrasyondan geçiyor. Türkiye'siz AB'nin olmayacağı açığa çıktı. Hem pazar hem de enerji yolu geçişi anlamında bu böyledir. Mevcut Gümrük Birliği anlaşması ile yolumuza devam edemeyiz.

AB başka ülkelerle anlaşma yapıyor ve biz bunun dışında kalıyoruz. Böyle bir şey olamaz, ciddi haksızlıklar oluyor. AB, Türkiye ile bütün ilişkilerini Gümrük Birliği de dahil olmak üzere yeniden gözden geçirip, Türkiye'nin önüne yapıcı, Türkiye'nin çıkarlarına uygun yeni bir genişleme perspektifi koymalıdır. Bu tutumundan vazgeçmelidir. AB ile işlerimizi kopartıyor değiliz. AB'nin omurgalı olmasını istiyoruz.'

Kaynak: AA