Türkiye'de Doların Son 23 Yıllık Analizi
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Fazıl Kırkbir, dolar çıkışının çok sürdürülebilir bir durum olmadığını belirterek, “Sabır etmemiz gerekiyor bu çok sürdürülebilir bir yükselme değil. Mutlaka düşecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dolarınızı bozdurun Türk lirasına çevirin” çağrısına yankılar sürüyor. 1993 yılında 8 bin 500 liradan alınan dolar 2002 yılında 170 kat artarak 1 milyon 446 bin 600 liraya yükseldi. 2003 yılında yine artmaya devam eden dolar 2004 yılında ise 1 milyon 393 bin liraya düştü. Türk parasından 1 Ocak 2005 tarihinde 6 sıfırın atılmasından sonra dolar 2005 yılında 1,336 TL, 2012 yılında 1.888 TL’den alınırken, 2016 yılının Ocak ayına dolar 2.91 TL’den başlamıştı. 2016 yılının Aralık ayında ise dolar 3.56 seviyelerine kadar geldi. Dolar bu çıkışın ardından 3.45’e kadar geriledi.
Doların son dönemdeki artışını değerlendiren KTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Fazıl Kırkbir, dolardaki tırmanışın toplumda panik havası oluşturduğunu söyledi.
Kırkbir “Şuan belki pek çoğumuzda panik havası var. Dolar son bir ayda hızlı bir çıkış sürecine girdi. 1993 yılında doların alışı 8 bin 500 lira tabi bu 6 sıfır atılmadan önce idi. 2002 yılı 1 milyon 446 bin 600 lira. Bu 10 senelik süreçte dolar yaklaşık 170 kat artmış. 1993 yılında 1 dolar alıyorsunuz, 8 bin 500 lira veriyorsunuz. Aynı doları 10 sene sonra bozduruyorsunuz 1 milyon 446 bin 600 lira alıyorsunuz. 2003 ve 2012 arası artış 1.2 kat artmış. 2003’den 2016 Aralık’a kadar geçen sürece bakarsak 2.16 kat artmış. Panik yapmamızın en büyük sebebi 14 yıllık süreçte artık doların artmamasına alışmış olmamız. 90’lı yıllarda her yıl dövizlerin 2 kat artmasına alışmıştık. O yıllarda Türkiye’de bütün dairelerin kira bedelleri, alım-satım bedelleri dolar ve mark üzerindendi. Bu artış yavaşladıkça özellikle 2003 yılından sonra doları da hayatımızdan çıkarmaya başladık. Ev kiraları, bedeller, elektronik eşyalar TL’ye döndü. Son süreçteki panik ise dolardaki bu alışkanlığın değişmeye başlaması olarak ortaya çıkıyor. 14 yılda dikkat çeken 3 kırılma noktası var. Gezi Parkı, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’ Darbe girişimi dolarda 2.20 kat artışa sebep olmuş. Bunları çıkartırsak dolar son dönemde 1 kat bile artmamış olacaktı” dedi.
“İhracat ve ithalat ülke paraları üzerinden o da olmazsa altın üzerinden yapılsın”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına çok değer verdiğini kaydeden Kırkbir, “Cumhurbaşkanımızın söylemlerine çok değer veriyorum. 90’dan sonra yaptığımız gibi doları hayatımızdan çıkarmamız lazım. Zaten büyük ölçüde çıkartmıştık. Dünyadaki ticaretin yüzde 60-70’i dolar üzerinden yapılıyor. Mesela İran-Rusya, İran-Çin ve Türkiye ile İran dolar üzerinden ihracat-ithalat yapıyor. İşte bu noktada özellikle yerel paraya dönülmesi çokta zor değil. İthalatta senin paran, ihracatta benim param diye anlaşırsın. Bunda da sorun çıkarsa altın üzerinden yapılır. Kullanım açısından Dolar Euro’dan önceki gücüne tekrar döndü. Panik yapacak bir durum yok. Doların çıkması ABD için de iyi değil. ABD’nin aylık cari açığı bizim yıllık cari açığımızdan daha fazla. Doların artması bu açığın kapanmasını zorlaştırıyor. Bizim yapmamız gereken doları hayatımızdan çıkarmak. Alacak-vereceklerimizi yerel para ya da altın üzerinden yapmamız akılcı bir davranış olacaktır. Sabır etmemiz gerekiyor bu çok sürdürülebilir bir yükselme değil. Mutlaka düşecektir" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Doların son dönemdeki artışını değerlendiren KTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Fazıl Kırkbir, dolardaki tırmanışın toplumda panik havası oluşturduğunu söyledi.
Kırkbir “Şuan belki pek çoğumuzda panik havası var. Dolar son bir ayda hızlı bir çıkış sürecine girdi. 1993 yılında doların alışı 8 bin 500 lira tabi bu 6 sıfır atılmadan önce idi. 2002 yılı 1 milyon 446 bin 600 lira. Bu 10 senelik süreçte dolar yaklaşık 170 kat artmış. 1993 yılında 1 dolar alıyorsunuz, 8 bin 500 lira veriyorsunuz. Aynı doları 10 sene sonra bozduruyorsunuz 1 milyon 446 bin 600 lira alıyorsunuz. 2003 ve 2012 arası artış 1.2 kat artmış. 2003’den 2016 Aralık’a kadar geçen sürece bakarsak 2.16 kat artmış. Panik yapmamızın en büyük sebebi 14 yıllık süreçte artık doların artmamasına alışmış olmamız. 90’lı yıllarda her yıl dövizlerin 2 kat artmasına alışmıştık. O yıllarda Türkiye’de bütün dairelerin kira bedelleri, alım-satım bedelleri dolar ve mark üzerindendi. Bu artış yavaşladıkça özellikle 2003 yılından sonra doları da hayatımızdan çıkarmaya başladık. Ev kiraları, bedeller, elektronik eşyalar TL’ye döndü. Son süreçteki panik ise dolardaki bu alışkanlığın değişmeye başlaması olarak ortaya çıkıyor. 14 yılda dikkat çeken 3 kırılma noktası var. Gezi Parkı, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’ Darbe girişimi dolarda 2.20 kat artışa sebep olmuş. Bunları çıkartırsak dolar son dönemde 1 kat bile artmamış olacaktı” dedi.
“İhracat ve ithalat ülke paraları üzerinden o da olmazsa altın üzerinden yapılsın”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına çok değer verdiğini kaydeden Kırkbir, “Cumhurbaşkanımızın söylemlerine çok değer veriyorum. 90’dan sonra yaptığımız gibi doları hayatımızdan çıkarmamız lazım. Zaten büyük ölçüde çıkartmıştık. Dünyadaki ticaretin yüzde 60-70’i dolar üzerinden yapılıyor. Mesela İran-Rusya, İran-Çin ve Türkiye ile İran dolar üzerinden ihracat-ithalat yapıyor. İşte bu noktada özellikle yerel paraya dönülmesi çokta zor değil. İthalatta senin paran, ihracatta benim param diye anlaşırsın. Bunda da sorun çıkarsa altın üzerinden yapılır. Kullanım açısından Dolar Euro’dan önceki gücüne tekrar döndü. Panik yapacak bir durum yok. Doların çıkması ABD için de iyi değil. ABD’nin aylık cari açığı bizim yıllık cari açığımızdan daha fazla. Doların artması bu açığın kapanmasını zorlaştırıyor. Bizim yapmamız gereken doları hayatımızdan çıkarmak. Alacak-vereceklerimizi yerel para ya da altın üzerinden yapmamız akılcı bir davranış olacaktır. Sabır etmemiz gerekiyor bu çok sürdürülebilir bir yükselme değil. Mutlaka düşecektir" ifadelerini kullandı.