Hamalın Küfesinden Öğretmenliğe
Geçirdiği çocuk felcinden dolayı bacakları tutmayan, babasının işi nedeniyle de hamalın küfesinde okula giderek eğitime başlayan sınıf öğretmeni Engin Kırçıl, engellerini aşarak 13 yıldır aşık olduğu mesleğini sürdürüyor.
Elazığ’da 1 yaşında çocuk felci geçiren evli ve 2 çocuk babası 39 yaşındaki Engin Kırçıl, ilkokul döneminde yürüyemediği için bazen babasının sırtında, bazen de babasının kiraladığı hamalın küfesinde okula giderek eğitimine başladı.
Geçirdiği tedavi sonrası biraz da olsa yürümeye başlayan Kırçıl, liseye kadar kendi çabalarıyla okulunu tamamladı. Liseden sonra babasının, ‘okuduğun yeter, buraya kadar’ demesine rağmen ısrarla engelleri aşarak eğitimini sürdüren Kırçıl, üniversite eğitimini tamamlayıp, Diyarbakır ve Ağrı’da görev yaptıktan sonra memleketi Elazığ’a gelerek üstün zekalı öğrencilerin öğretmeni oldu. 13 yıldır sınıf öğretmeni olarak görev yaptığını ifade eden Engin Kırçıl, ilkokul çağlarında bedensel engelli olduğundan dolayı okula gitmekte zorlandığını söyledi.
"Hamal evden alır, küfesinde okula götürürdü"
Babasının bir fabrikada işçi olduğunu ve durumlarının o zaman çok iyi olmadığını belirten Kırçıl, “Babamın bir hamala ödediği ücret karşılığında hamal beni evden küfesine koyarak okula kadar götürdü. Sınıfta sırama kadar yerleştirirdi. Ders bittiğinde ise babam kendisi gelir beni sırtına alıp giderdik. Bu belli bir süre böyle devam etti. Birkaç tedavi gördükten sonra kendime göre yetebilecek şekilde okul hayatıma devam ettim. Ortaokul yıllarıma kadar bu şekil zorlanarak devam ettim. Daha sonra liseyi bitirdim” dedi.
“Babam yeter dedi, ben okumaya devam ettim”
Liseyi bitirdikten sonra ailesinin maddi durumu ve okuyan diğer kardeşinin etkilerinden dolayı babasının ’tamam artık, buraya kadar, okuduğun yeterlidir’ dediğini anımsatan Kırçıl, ”Babamın sözlerine rağmen ısrarla o engelleri aşarak Dicle Üniversitesi sınıf öğretmenliğini kazandım. Ailem burada beni yalnız bırakmadı. Burada Elazığ’da olan evimizi kapattık ve Diyarbakır’a taşındık. 4 yıl da orada ailecek kaldık. Üniversiteyi bitirdikten sonra Elazığ’a döndüm. Çeşitli illerde Ağrı ve Diyarbakır’da çalıştım” diye konuştu.
Engelli bir öğretmen olarak görevde olduğunu ancak öğretmenliğe engelli olarak atanmadığını da hatırlatan Kırçıl, tüm meslektaşları gibi KPSS sınavına girip, kendi engellerini kendisinin yenerek kazandığını kaydetti.
“Mesleğime aşığım”
Engelli öğretmenler olarak engellerin bir kenara bırakılması gerektiğini dile getiren Kırçıl, “Vatana ve milletine hizmet eden bireyler yetiştirmeliyiz. Bizim tek amacımız ve davamız bu olmalıdır. Ben 13 yıldır bu görevi yerine getiriyorum. 13 yıldır zorluklarla karşılaşmama rağmen engelleri birer birer önümden kaldırarak görevime devam etmekteyim. Şuanda da Bilim ve Sanat Merkezi’ndeyim. Burası üstün yeteneklilerin olduğu bir okul. Mesleğimi severek yapıyorum ve aşığım. Çünkü engelli bir öğretmen olarak kendimizde eksik hissettiğimiz bir noktadan hareketle daha iyi nesiller yetiştirme çabası içerisinde olabiliriz. Bizim görevimizde budur” şeklinde konuştu.
Öğretmenlerinin kendileri ile çok ilgili olduğunu dile getiren öğrenciler de, öğretmeninin engelinin kendileri için bir sorun olmadığını, tam tersine örnek olduğunu aktardı.
Kaynak: İHA
Geçirdiği tedavi sonrası biraz da olsa yürümeye başlayan Kırçıl, liseye kadar kendi çabalarıyla okulunu tamamladı. Liseden sonra babasının, ‘okuduğun yeter, buraya kadar’ demesine rağmen ısrarla engelleri aşarak eğitimini sürdüren Kırçıl, üniversite eğitimini tamamlayıp, Diyarbakır ve Ağrı’da görev yaptıktan sonra memleketi Elazığ’a gelerek üstün zekalı öğrencilerin öğretmeni oldu. 13 yıldır sınıf öğretmeni olarak görev yaptığını ifade eden Engin Kırçıl, ilkokul çağlarında bedensel engelli olduğundan dolayı okula gitmekte zorlandığını söyledi.
"Hamal evden alır, küfesinde okula götürürdü"
Babasının bir fabrikada işçi olduğunu ve durumlarının o zaman çok iyi olmadığını belirten Kırçıl, “Babamın bir hamala ödediği ücret karşılığında hamal beni evden küfesine koyarak okula kadar götürdü. Sınıfta sırama kadar yerleştirirdi. Ders bittiğinde ise babam kendisi gelir beni sırtına alıp giderdik. Bu belli bir süre böyle devam etti. Birkaç tedavi gördükten sonra kendime göre yetebilecek şekilde okul hayatıma devam ettim. Ortaokul yıllarıma kadar bu şekil zorlanarak devam ettim. Daha sonra liseyi bitirdim” dedi.
“Babam yeter dedi, ben okumaya devam ettim”
Liseyi bitirdikten sonra ailesinin maddi durumu ve okuyan diğer kardeşinin etkilerinden dolayı babasının ’tamam artık, buraya kadar, okuduğun yeterlidir’ dediğini anımsatan Kırçıl, ”Babamın sözlerine rağmen ısrarla o engelleri aşarak Dicle Üniversitesi sınıf öğretmenliğini kazandım. Ailem burada beni yalnız bırakmadı. Burada Elazığ’da olan evimizi kapattık ve Diyarbakır’a taşındık. 4 yıl da orada ailecek kaldık. Üniversiteyi bitirdikten sonra Elazığ’a döndüm. Çeşitli illerde Ağrı ve Diyarbakır’da çalıştım” diye konuştu.
Engelli bir öğretmen olarak görevde olduğunu ancak öğretmenliğe engelli olarak atanmadığını da hatırlatan Kırçıl, tüm meslektaşları gibi KPSS sınavına girip, kendi engellerini kendisinin yenerek kazandığını kaydetti.
“Mesleğime aşığım”
Engelli öğretmenler olarak engellerin bir kenara bırakılması gerektiğini dile getiren Kırçıl, “Vatana ve milletine hizmet eden bireyler yetiştirmeliyiz. Bizim tek amacımız ve davamız bu olmalıdır. Ben 13 yıldır bu görevi yerine getiriyorum. 13 yıldır zorluklarla karşılaşmama rağmen engelleri birer birer önümden kaldırarak görevime devam etmekteyim. Şuanda da Bilim ve Sanat Merkezi’ndeyim. Burası üstün yeteneklilerin olduğu bir okul. Mesleğimi severek yapıyorum ve aşığım. Çünkü engelli bir öğretmen olarak kendimizde eksik hissettiğimiz bir noktadan hareketle daha iyi nesiller yetiştirme çabası içerisinde olabiliriz. Bizim görevimizde budur” şeklinde konuştu.
Öğretmenlerinin kendileri ile çok ilgili olduğunu dile getiren öğrenciler de, öğretmeninin engelinin kendileri için bir sorun olmadığını, tam tersine örnek olduğunu aktardı.