Yaşam Olmaya Karar Verdiler
Van'da yakınlarını kaybeden bazı aileler, organ bağışı kararlarıyla birçok hastanın 'ikinci bir hayat'a başlamasına vesile oldu Oğlunun organlarını bağışlayan Çetinkaya: 'Oğlum, Rabbimizden bizlere bir emanetti. Bizler de babalarımıza ve ailelerimize bir emanetiz. Biz emanetimizi kaybettik. Ama 'Başka emanetler kaybolmasın' dedik' Yeğeninin organları bağışlanan Aral: 'Yeğenimin karaciğeri Bursa'da bir kız çocuğuna nakledildi. Aldığımız bilgiye göre o kızımızın durumu şu anda iyi'
Van'da yakınlarını kaybeden bazı aileler, organ bağışı konusunda aldıkları kararlarla ölümü bekleyen birçok hastanın 'ikinci bir hayat' yaşamasına vesile oldu.
Yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken doktorların görüşüp ikna ettiği aileler, organ nakli bekleyen hastalara ikinci bir hayat sunmanın buruk sevincini yaşıyor.
Bölgede Organ Nakil Merkezi bulunan tek hastane olan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi, organ bağışı konusunda ailelerle görüşmeler gerçekleştiriyor.
Bir taraftan kemik iliği ve böbrek nakli yapan, bir taraftan da karaciğer nakli yapmak için çalışmalarını sürdüren merkez, Türkiye genelinde organa acil ihtiyaç duyan hastalara şifa dağıtıyor.
- 'Bir evlat kaybettik, 4 evlat kazandık'
Van'da geçen yıl trafik kazasında oğlu Buğra'yı kaybeden anne Sema Çetinkaya, herkesin organ bağışı konusunda duyarlı olmasını istedi.
Şu anda organ bağışı bekleyen birçok hasta olduğunu dile getiren Çetinkaya, 'Geçen yıl 16 yaşında bir evladımızı kaybettik. Onun organlarını bağışladık. Bugün oğlumun organları sayesinde 4 çocuğumuzun hayatı kurtuldu. Bir evlat kaybettik, 4 evlat kazandık.' dedi.
Baba Savaş Çetinkaya ise oğlunun ölümünün kendisine büyük acı yaşattığını anlattı.
Kendisi çaresizlik yaşarken, hastanede genç bir baba gördüğünü belirten Çetinkaya, şöyle konuştu:
'14 yaşındaki kızının böbrekleri bitme noktasına gelmişti. Ben de o babanın çaresizliğini görmüştüm. Bizim de evladımızın beyin ölümü gerçekleşti ve oğlumuzu kaybettik. 'Bize organlarını bağışlar mısınız' dedikleri zaman bir anda o babanın çaresizliği gözümün önüne geldi. Ben de bunu eşime sordum. Oturduk beraber karar aldık. Biz evladımızı kaybettik 'Başka evlatlar kaybolmasın' dedik. Bu şekilde çıktığımız yolda çocuğumuzun organlarını bağışladık. Oğlum Rabbimizden bizlere bir emanetti. Bizler de babalarımıza ve ailelerimize bir emanetiz. Biz emanetimizi kaybettik. Ama 'Başka emanetler kaybolmasın' dedik.'
Çetinkaya, oğlunun organlarının Malatya'daki 9 yaşındaki bir kız çocuğuna, böbreklerinin Van'daki iki kişiye, karaciğerinin de Erzurum'daki genç bir çocuğa nakledildiğini kaydetti.
- 'Eren'lerin yaşaması gerekiyor'
Van'ın Tuşba ilçesinde geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitiren 7 yaşındaki Eren'in amcası Çetin Aral ise yeğeninin karaciğerinin bir kız çocuğuna nakledildiğini anlattı.
Kızın sağlık durumu hakkında doktorlardan bilgi aldığını anlatan ifade eden Aral, 'Yeğenimin karaciğeri Bursa'da bir kız çocuğuna nakledildi. Aldığımız bilgiye göre o kızımızın durumu şu anda iyi. Şimdi Bursa'da bir Eren yaşıyor. Eren'lerin yaşaması gerekiyor.' diye konuştu.
Organ bağışı konusunda herkesin duyarlı olması gerektiğine işaret eden Aral, 'Bizi en çok üzen olay geçen yıl bir çocuğun kalp nakli beklemesiydi. Eren'in kalbinin ona verilmesini çok istedik. Ancak enfeksiyon kapmasından dolayı nakil olmadı. Ne yazık ki o çocuğumuz hayatını kaybetti.' dedi.
Kaynak: AA
Yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken doktorların görüşüp ikna ettiği aileler, organ nakli bekleyen hastalara ikinci bir hayat sunmanın buruk sevincini yaşıyor.
Bölgede Organ Nakil Merkezi bulunan tek hastane olan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi, organ bağışı konusunda ailelerle görüşmeler gerçekleştiriyor.
Bir taraftan kemik iliği ve böbrek nakli yapan, bir taraftan da karaciğer nakli yapmak için çalışmalarını sürdüren merkez, Türkiye genelinde organa acil ihtiyaç duyan hastalara şifa dağıtıyor.
- 'Bir evlat kaybettik, 4 evlat kazandık'
Van'da geçen yıl trafik kazasında oğlu Buğra'yı kaybeden anne Sema Çetinkaya, herkesin organ bağışı konusunda duyarlı olmasını istedi.
Şu anda organ bağışı bekleyen birçok hasta olduğunu dile getiren Çetinkaya, 'Geçen yıl 16 yaşında bir evladımızı kaybettik. Onun organlarını bağışladık. Bugün oğlumun organları sayesinde 4 çocuğumuzun hayatı kurtuldu. Bir evlat kaybettik, 4 evlat kazandık.' dedi.
Baba Savaş Çetinkaya ise oğlunun ölümünün kendisine büyük acı yaşattığını anlattı.
Kendisi çaresizlik yaşarken, hastanede genç bir baba gördüğünü belirten Çetinkaya, şöyle konuştu:
'14 yaşındaki kızının böbrekleri bitme noktasına gelmişti. Ben de o babanın çaresizliğini görmüştüm. Bizim de evladımızın beyin ölümü gerçekleşti ve oğlumuzu kaybettik. 'Bize organlarını bağışlar mısınız' dedikleri zaman bir anda o babanın çaresizliği gözümün önüne geldi. Ben de bunu eşime sordum. Oturduk beraber karar aldık. Biz evladımızı kaybettik 'Başka evlatlar kaybolmasın' dedik. Bu şekilde çıktığımız yolda çocuğumuzun organlarını bağışladık. Oğlum Rabbimizden bizlere bir emanetti. Bizler de babalarımıza ve ailelerimize bir emanetiz. Biz emanetimizi kaybettik. Ama 'Başka emanetler kaybolmasın' dedik.'
Çetinkaya, oğlunun organlarının Malatya'daki 9 yaşındaki bir kız çocuğuna, böbreklerinin Van'daki iki kişiye, karaciğerinin de Erzurum'daki genç bir çocuğa nakledildiğini kaydetti.
- 'Eren'lerin yaşaması gerekiyor'
Van'ın Tuşba ilçesinde geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitiren 7 yaşındaki Eren'in amcası Çetin Aral ise yeğeninin karaciğerinin bir kız çocuğuna nakledildiğini anlattı.
Kızın sağlık durumu hakkında doktorlardan bilgi aldığını anlatan ifade eden Aral, 'Yeğenimin karaciğeri Bursa'da bir kız çocuğuna nakledildi. Aldığımız bilgiye göre o kızımızın durumu şu anda iyi. Şimdi Bursa'da bir Eren yaşıyor. Eren'lerin yaşaması gerekiyor.' diye konuştu.
Organ bağışı konusunda herkesin duyarlı olması gerektiğine işaret eden Aral, 'Bizi en çok üzen olay geçen yıl bir çocuğun kalp nakli beklemesiydi. Eren'in kalbinin ona verilmesini çok istedik. Ancak enfeksiyon kapmasından dolayı nakil olmadı. Ne yazık ki o çocuğumuz hayatını kaybetti.' dedi.