Teröre Yataklık Eden Şirketlere Karşı Uyardı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “Ticaret sicillerine kaydedeceğimiz şirketleri, terör listelerinde, teröre yardım ve yataklık eden şirketler olmamasına da özen göstermemiz lazım” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, Kaşıbeyaz Restoran’daki İslam İşbirliği Sicil Çalıştayı kapanış yemeğine katıldı.
Bakan Tüfenkci, burada yaptığı konuşmada, “İnancımız gereği kendinden önce kardeşini, komşusunu düşünen bir inancın mensuplarıyız. Önce bu coğrafyaya sonrada tüm dünyaya karşı sorumluluklarımız var. Bu coğrafyanın huzuru ülkelerin ve dünyanın huzuru demektir” ifadelerini kullandı.
“Çevremizde ve dünyada olup bitenleri doğru okumak lazım” diyen Bakan Tüfenkci, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Dünyada adalet için, barış için ittifak etmenin gönül birliği ile ortak hareket etmenin vakti olduğunun idraki içinde olmalıyız. Gün ihtilafların, ayrışmanın, ayrılıkların çoğaltılması vakti değil. Gün birlik olmanın barış içerisinde beraberce hareket etmenin vaktidir. Ülkeleri birbirine yakınlaştırmanın en önemli unsurlarından birisi ticareti geliştirmekten geçer.”
“ÜLKE OLARAK 2015’TE İSLAM BİRLİĞİ TEŞKİLATI ÜLKELERİNE İHRACATIMIZ 42,7 MİLYAR DOLARDIR"
Bakan Tüfenkci, 2015 yılında dünya ihracatının yüzde 53’ünün gelişmiş ülkeler, yüzde 44’ünün gelişmekte olan ülkeler ve yüzde 3’ünün ise geçiş ülkeleri tarafından gerçekleştirildiğine vurgu yaparak, “İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri arasındaki toplam dış ticaretlerine baktığımızda sadece yüzde 10-18’i kendi içlerinde gerçekleştirilmiştir. Yüzde 82’si ise diğer örgüt dışındaki ülkelerle gerçekleştirilmiştir. Biz ülke olarak 2015’te İslam İşbirliği Teşkilatları ülkelerine ihracatımız 42,7 milyar dolardır. Bu rakam toplam ihracatımızın yaklaşık yüzde 30’una tekabül etmektedir. Ülke olarak İslam İşbirliği Teşkilat’ı üyesi ülkelerle ticaretimizi artırma yönünde kararlıyız ve bu noktada da her türlü çalışmayı yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Ülkeleri arasındaki ticaret hacminin istenilen noktada olmadığını dile getiren Bakan Tüfenkci, “Bunu araştırdığımızda şu iki temel nedeni görüyoruz. Bir teknoloji sahipliğinin ve imalat endüstrisinin gelişmemesinden kaynaklanan ürün çeşitliliğinin sınırlı olması, iki İslam ülkelerinin birbirine benzeyen malların ticaretini gerçekleştiriyor olmaları, işte biz bu toplantılarda bu kısır döngüyü de mutlaka kırmamız lazım. İslam ülkeleri arasında bu tip toplantıları önemsiyorum çünkü özellikle doğru, düzgün sicil oluşturulması ticaretin başlangıcı noktasında önemlidir diye düşünüyorum. Bu sicillerin bu ülkelere yani kardeş ülkelerin birbirine yapacağı yatırımlarda en güvenilir bilgi kaynağının siciller olduğunu düşünüyorum. Ülkelerimizde şirketlerin kuruluş süreleri, kuruluşunda göstereceğimiz kolaylıklar ve sicillerin tutulmasındaki titizliğimiz bizim birbirimize daha çok yatırım yapabilmemizin önüne açacak argümanlardandır. İslam coğrafyasında bulunan 57 ülke tüm dünya gayrisafi hasılanın yüzde 9’unu üretmekte ve dünya nüfusunun 4’te 1’ini oluşturmaktadır. 1990’lı yıllardan beri İslam ülkelerinin dünya hasılasından aldıkları payların sürekli arttığını görüyoruz. İslam ülkelerinin 1990’da dünya hasılasından aldığı pay yüzde 4,8’ken 2014 yılına geldiğimizde bu oran yüzde 9’a yaklaşmakta ancak biz bu oranı da yeterli görmemekteyiz. İslam Ülkeleri Ticaret Sicilleri Çalıştayı’nın sonucunda ortak bir dökümanın hazırlanarak çok dilli bir şekilde kullanılabilmesi için çalışma önerisinin kabul edilmesi, yine İslam İstatistik Ekonomik Araştırma Merkezi’nin bir araştırma projesi ile İslam ülkelerinde şirket kuruluş süreleri ve dağılımı haritası çıkarılmasının kabul edilmesi de ülkelerimizin ticaretinin gelişmesi yönünden alınmış olumlu adımlar” değerlendirmesinde bulundu.
“TİCARET SİCİLİNE KAYDEDECEĞİMİZ ŞİRKETLERİN ÖZELLİKLE TERÖRE YARDIM VE YATAKLIK EDEN ŞİRKETLER OLMAMASINA ÖZEN GÖSTERMEMİZ LAZIM"
Bakan Tüfenkci, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimine ilişkin ise, “Türkiye Fetullahçı Terör Örgütü denilen dini sapkın bir inanca sahip bir örgüt tarafından Silahlı Kuvvetler içine sızmış bir örgüt tarafından ülkemiz bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı. Ancak o akşam lideri ile bütünleşen, Cumhurbaşkanı ile bütünleşen Türk halkı sivil direnişin en güzel örneklerini vererek bu darbe girişimini önlemiş oldu. Türk halkı tarafından göğüslerini siper ederek tanka, topa, silaha göğüslerini siper ederek, darbecilere karşı hiçbir silah kullanmadan bu darbe girişimini bertaraf etmiş oldu. 16 Temmuz’dan itibaren de Türk halkı hem demokrasisine hem de ekonomisine sahip çıktı. Burada bizler özellikle ticaret sicillerine kaydedeceğimiz şirketleri özellikle terör listelerinde ve teröre yardım ve yataklık eden şirketler olmamasına da özen göstermemiz lazım. Bu alanda da ülkelerimiz arasında iş birliği halinde olmamız lazım. Bu yapıya mensup çeşitli şirketler yurt dışında da belki sizlerin ülkelerinde de yapılandılar. Bizlerde yurt dışındaki şirketler noktasında da çalışmalarımızı sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA
Bakan Tüfenkci, burada yaptığı konuşmada, “İnancımız gereği kendinden önce kardeşini, komşusunu düşünen bir inancın mensuplarıyız. Önce bu coğrafyaya sonrada tüm dünyaya karşı sorumluluklarımız var. Bu coğrafyanın huzuru ülkelerin ve dünyanın huzuru demektir” ifadelerini kullandı.
“Çevremizde ve dünyada olup bitenleri doğru okumak lazım” diyen Bakan Tüfenkci, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Dünyada adalet için, barış için ittifak etmenin gönül birliği ile ortak hareket etmenin vakti olduğunun idraki içinde olmalıyız. Gün ihtilafların, ayrışmanın, ayrılıkların çoğaltılması vakti değil. Gün birlik olmanın barış içerisinde beraberce hareket etmenin vaktidir. Ülkeleri birbirine yakınlaştırmanın en önemli unsurlarından birisi ticareti geliştirmekten geçer.”
“ÜLKE OLARAK 2015’TE İSLAM BİRLİĞİ TEŞKİLATI ÜLKELERİNE İHRACATIMIZ 42,7 MİLYAR DOLARDIR"
Bakan Tüfenkci, 2015 yılında dünya ihracatının yüzde 53’ünün gelişmiş ülkeler, yüzde 44’ünün gelişmekte olan ülkeler ve yüzde 3’ünün ise geçiş ülkeleri tarafından gerçekleştirildiğine vurgu yaparak, “İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri arasındaki toplam dış ticaretlerine baktığımızda sadece yüzde 10-18’i kendi içlerinde gerçekleştirilmiştir. Yüzde 82’si ise diğer örgüt dışındaki ülkelerle gerçekleştirilmiştir. Biz ülke olarak 2015’te İslam İşbirliği Teşkilatları ülkelerine ihracatımız 42,7 milyar dolardır. Bu rakam toplam ihracatımızın yaklaşık yüzde 30’una tekabül etmektedir. Ülke olarak İslam İşbirliği Teşkilat’ı üyesi ülkelerle ticaretimizi artırma yönünde kararlıyız ve bu noktada da her türlü çalışmayı yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Ülkeleri arasındaki ticaret hacminin istenilen noktada olmadığını dile getiren Bakan Tüfenkci, “Bunu araştırdığımızda şu iki temel nedeni görüyoruz. Bir teknoloji sahipliğinin ve imalat endüstrisinin gelişmemesinden kaynaklanan ürün çeşitliliğinin sınırlı olması, iki İslam ülkelerinin birbirine benzeyen malların ticaretini gerçekleştiriyor olmaları, işte biz bu toplantılarda bu kısır döngüyü de mutlaka kırmamız lazım. İslam ülkeleri arasında bu tip toplantıları önemsiyorum çünkü özellikle doğru, düzgün sicil oluşturulması ticaretin başlangıcı noktasında önemlidir diye düşünüyorum. Bu sicillerin bu ülkelere yani kardeş ülkelerin birbirine yapacağı yatırımlarda en güvenilir bilgi kaynağının siciller olduğunu düşünüyorum. Ülkelerimizde şirketlerin kuruluş süreleri, kuruluşunda göstereceğimiz kolaylıklar ve sicillerin tutulmasındaki titizliğimiz bizim birbirimize daha çok yatırım yapabilmemizin önüne açacak argümanlardandır. İslam coğrafyasında bulunan 57 ülke tüm dünya gayrisafi hasılanın yüzde 9’unu üretmekte ve dünya nüfusunun 4’te 1’ini oluşturmaktadır. 1990’lı yıllardan beri İslam ülkelerinin dünya hasılasından aldıkları payların sürekli arttığını görüyoruz. İslam ülkelerinin 1990’da dünya hasılasından aldığı pay yüzde 4,8’ken 2014 yılına geldiğimizde bu oran yüzde 9’a yaklaşmakta ancak biz bu oranı da yeterli görmemekteyiz. İslam Ülkeleri Ticaret Sicilleri Çalıştayı’nın sonucunda ortak bir dökümanın hazırlanarak çok dilli bir şekilde kullanılabilmesi için çalışma önerisinin kabul edilmesi, yine İslam İstatistik Ekonomik Araştırma Merkezi’nin bir araştırma projesi ile İslam ülkelerinde şirket kuruluş süreleri ve dağılımı haritası çıkarılmasının kabul edilmesi de ülkelerimizin ticaretinin gelişmesi yönünden alınmış olumlu adımlar” değerlendirmesinde bulundu.
“TİCARET SİCİLİNE KAYDEDECEĞİMİZ ŞİRKETLERİN ÖZELLİKLE TERÖRE YARDIM VE YATAKLIK EDEN ŞİRKETLER OLMAMASINA ÖZEN GÖSTERMEMİZ LAZIM"
Bakan Tüfenkci, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimine ilişkin ise, “Türkiye Fetullahçı Terör Örgütü denilen dini sapkın bir inanca sahip bir örgüt tarafından Silahlı Kuvvetler içine sızmış bir örgüt tarafından ülkemiz bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı. Ancak o akşam lideri ile bütünleşen, Cumhurbaşkanı ile bütünleşen Türk halkı sivil direnişin en güzel örneklerini vererek bu darbe girişimini önlemiş oldu. Türk halkı tarafından göğüslerini siper ederek tanka, topa, silaha göğüslerini siper ederek, darbecilere karşı hiçbir silah kullanmadan bu darbe girişimini bertaraf etmiş oldu. 16 Temmuz’dan itibaren de Türk halkı hem demokrasisine hem de ekonomisine sahip çıktı. Burada bizler özellikle ticaret sicillerine kaydedeceğimiz şirketleri özellikle terör listelerinde ve teröre yardım ve yataklık eden şirketler olmamasına da özen göstermemiz lazım. Bu alanda da ülkelerimiz arasında iş birliği halinde olmamız lazım. Bu yapıya mensup çeşitli şirketler yurt dışında da belki sizlerin ülkelerinde de yapılandılar. Bizlerde yurt dışındaki şirketler noktasında da çalışmalarımızı sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu.