Erdoğan, Pakistan Senatosuna Seslendi Açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan Ulusal Meclis ve Senato ortak oturumunda gerçekleştirdiği konuşmasında, "Geniş bir siyasi yelpazeyi temsil eden milletvekillerinden oluşan heyetinizin Ağustos ayında ülkeme gerçekleştirdiği ziyareti terörle mücadelemize güç katmıştır. Pakistan, FETÖ’nün faili olduğu 15 temmuz darbe girişimi karşısında İkinci Kurtuluş Savaşında da Türk milletinin yanında olduğunu göstermiştir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslamabad’daki temasları kapsamında Pakistan Ulusal Meclis ve Senato ortak oturumuna katıldı.
Pakistanlı milletvekillerinin masalara vurararak alkışlarla karşıladığı Erdoğan, 2012 yılındaki ziyareti sırasında Milli Meclis ve Senatonun ortak oturumuna katıldığını hatırlattı.
"Pakistan değerlerine sahip çıkarak demokrasinin işletilebileceğini göstererek İslam dünyası için önemli örnek oldu" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "4 buçuk yıl sonra milli iradenin memnuniyet duyuyorum. Pakistan değerlerine sahip çıkarak demokrasinin işletilebileceğini göstererek İslam dünyası için önemli örnek oldu. Bu başarınız için sizleri tebrik ediyorum. Türkiye ve Pakistan’ın ilişkileri herhangi iki devlet arasındaki diplomatik temasların çok ötesinde bir özelliğe sahiptir. Biz sözde değil hakiki manada iki kardeş ülkeyiz. İnsanlarımız arasında öyle bir derin dostluk ve sevgi bağı vardır ki bizler Pakistanlı kardeşlerimizin sevinci ile sevinir, kederi ile kederleniriz. Sizlerin de aynı duygular içinde oluğunuzu biliyoruz. Ülkelerimiz ve milletlerimiz tarih boyunca bu anlayışla hareket etmişlerdir. Mevlana Celaleddin Rumi geniş anlamıyla bu coğrafyada doğan feyzini ve ilmini Anadolu’dan dünyaya yayan ortak değerimiz. Son bir asırdaki gelişmelere baktığımızdaki aramızdaki dostluğun derinliğini görebiliriz. Çanakkale Savaşı sırasında binlerce kardeşimizin zor şartları göze alarak yardımımıza geldiğini unutmadık unutmayacağız. Kurtuluş Savaşımızda gördüğümüz desteği ve dayanışmayı hatırımızdan hiçbir zaman çıkarmadık çıkarmayacağız. Bugünkü Türkiye’nin temellerinde Balkanlar’da Osmanlı’ya yardım için gelip Çanakkale Savaşı’na ardından Kurtuluş Savaşı’na katılan Cumhuriyetin ilanın ardından ülkemize büyük katkıları olan Abdurrahman Peşaveri gibi nice Pakistanlının alın teri ve emeği vardır. Abdurrahman Peşaveri ki annesi ’eve dön’ diye mesaj gönderdiğinde ‘Anadolu işgal altındayken dönemem’ diye cevap vermiş kardeşimiz. Muhammed İkbal ile Mehmet Akif’in farkı yoktur. İkisi de istiklalimizin ve istikbalimizin şairleridir. 1999 depreminde en büyük desteği Pakistanlı kardeşlerimizden gördüğümüzü de hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. 2014’te Soma’da meydana gelen maden faciası sonrasında Pakistan 1 gün yas ilan etmiştir. Aralık 2015’te Peşaver’de bir okulda onlarca öğrenicin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan mensur terör saldırının acısını derinden hissederek ülkemizde 1 gün matem ilan ettik. Tarihten gelen ve her dönemde de canlılığını sürdüren güçlü bağlarımız Türkiye ve Pakistan’ı birbirleri için özel kılıyor. Bu dayanışma ve kardeşlik ruhunu birlikte dünyaya yayacağız" ifadelerini kullandı.
"FETÖ, faaliyet gösterdiği ülkeler için tehdit teşkil eden eli kanlı bir terör örgüttür"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Türkiye’de 15 Temmuz terörist darbe girişiminin ardından Pakistan’ın devlet yönetimiyle, meclisiyle ve halkıyla bizim yanımızda yer alan ilk ülke olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Meclisiniz ve senatonuzun ayrı ayrı kabul ettiği destek kararlarını memnuniyetler karşıladık. Şahsım ve milletim adına şükranlarımı özellikle ifade etmek istiyorum. Geniş bir siyasi yelpazeyi temsil eden milletvekillerinden oluşan heyetinizin Ağustos ayında ülkeme gerçekleştirdiği ziyareti terörle mücadelemize güç katmıştır. Pakistan FETÖ’nün faili olduğu 15 temmuz darbe girişimi karşısında İkinci Kurtuluş Savaşında da Türk milletinin yanında olduğunu göstermiştir.
"Dayanışmamızı ilelebet ve muhafız eylesin"
FETÖ’nün sadece Türkiye’de değil faaliyet gösterdiği ülkeler için tehdit teşkil eden eli kanlı bir terör örgütü olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mısır’da bir gazeteye verdiği beyanatta öyle diyor kainatın imamı ve 170 ülkede faaliyet gösteren bir kişi. Nerede? Pennsylvania’da. Ne yapıyor? Oradan dünyayı yönetiyor. Hepimiz için ortak kabul edeceğimiz değerlerle gidiyor. Bunlar eğitim, bunlar diyalog. Bakıyorsunuz rahatlıkla Vatikan’la dinler arası diyalog kurabiliyor. Dinler arası diyalog nasıl olabiliyor? İslam’la diğer dinler arasında nasıl ortaya koyabiliriz. Bu mümkün müdür? Ama bu zat bunu koyabiliyor. Çok daha ileri giderek ‘O bize şah damarından daha yakındır’ diyecek kadar kendisine bağlılar oluşturuyor. Rabbimiz Kuran’ı Kerim’de bize şöyle buyuruyor. ‘Size şah damarından daha yakınım’ Bize şah damarından daha yakın olan sadece Allah’tır, başka hiçbir güç yoktur. Bunlar ise bunu söyleyecek kadar şirk içindedir. Böyle bir yanlışın içindedir. Bu terör örgütünün kardeş Pakistan’a zarar vermeden en kısa sürede bertaraf edileceğine yürekten inanıyorum. Pakistan hükümetinin bu doğrultuda aldığı son kararları yerinde buluyor, FETÖ ile mücadelemize verdiği güçlü destek için teşekkür ediyorum" açıklamasını yaptı.
"DEAŞ’ın elinde yakaladığımız silahların batı menşei olduğunu tespit ettik"
Terör örgütleri karşısında işbirliğinin yaygınlaştırılarak devam ettirilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"El Kaide ve onun parçası olarak ortaya çıkan DEAŞ gibi terör örgütleri sadece Müslümanlara karşı zarar veren, İslam’a karşı yürütülen savaşın aracı olan yapılardır. Şuanda DEAŞ’a karşı çok ciddi mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyi hem içerde hem Suriye’de hem Irak’ta veren ülke konumundayız. Bu mücadeleyi yılmadan, usanmadan vermeye devam edeceğiz. Bu örgütün İslam’la yakından uzaktan alakası yok. İslam’a bunların verdiği zararı kimse vermiyor. İslam’da, bizim dinimizde günahsız herhangi bir insan başını vurmaya, onları öldürmeye hakkı yoktur. Bunlar bunu yapıyor. Yanlarında kimler var. Batı DEAŞ’ın yanındadır. Bunların elinde yakaladığımız silahların batı menşei olduğunu tespit ettik, gördük, görüyoruz. Bütün bunlar kime karşı yapılıyor? İslam dünyasına karşı yapılıyor. Bölünen neresi? Suriye. Bölünen neresi? Irak. Bölünen neresi? Libya. Bölünen neresi? Bakıyorsunuz Afganistan. Bakıyorsunuz Afganistan’da Pakistan güçleniyor. Pakistan terörle mücadele ediyor mu? Terörden kendini kurtardı mı? Kurtaramadı. Türkiye kurtardı mı? Kurtarmadı. Biz de bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Sadece DEAŞ değil, PKK ile sürdürüyoruz. PYD ile sürdürüyoruz. YPG ile sürdürüyoruz. Bütün bu mücadelemiz devam ederken silahlar batı ülkelerinden çıkıyor. Bunu her yerde dillendirmeye devam edeceğim. ‘Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmamalıdır’ diye inanıyorum. Müslüman kanı dökmekten başka hiçbir maharetleri olmayan katil sürülerini en kısa zamanda İslam aleminden ve dünyadan söküp atmalıyız. Aksi takdirde ne Türkiye ne Pakistan ne İslam dünyası ne de de insanlık huzura kavuşacaktır. Biz bu aziz dinin müntesipleri olarak ele ele verip sorunların üstesinden gelemezsek Müslümanları için de düştükleri zillet çukurundan da çıkaramayız."
"İslam’la terörle iç içe ifade etmeye çalışanlar İslam dinine en büyük zararı verenlerdir"
Erdoğan, "İslam’la terörle iç içe ifade etmeye çalışanlar, onu niye iç içe yaşamak ve yaşatmaya çalışanlara İslam dinine en büyük zararı verenlerdir. İslam tevhit ve vahdet dinidir. En büyük gayesi yeryüzünde iyiliği hakim kılmak, kötülüğü ortadan kaldırmak olan bu aziz dinin mensupları olmak da hepimiz iftihar ediyoruz. Biz doğruyu emretmek kötüden menetmek için çıkarılmış ümmetiz. Bu ümmetin mensupları olarak bunun gereğini yerine getirmekle mükellefiz. Bir başka ifade ile Müslüman sıfatını hakketmenin şartı nerede olursa olsun her türlü zulmün, haksızlığın, adaletsizliğin karşısında durmaktır. Bize yakışan budur" dedi.
"Müslümanları yaşadıkları bu zelil durumundan kurtarmak için İslam toplumlarının arasında kol gezen mezhepçilikten etnik ayrımcılığa kadar tüm istismar vesilelerini ortadan kaldırmalıyız" diyen Erdoğan, "Bizim dinimizde mezhepçilik var mı? Yok. Herhangi bir mezhebin mensubu olabilirsiniz. Ama onların üstünde İslam vardır. İslam’da birleşmeye mecburuz. Bunun için çok gayret etmemiz lazım. Bizi parçalıyorlar, parçaladılar. Onun için de İslam çatısına altında bütünleşerek yarınlara yürümeye mecburuz" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Pakistanlı milletvekillerinin masalara vurararak alkışlarla karşıladığı Erdoğan, 2012 yılındaki ziyareti sırasında Milli Meclis ve Senatonun ortak oturumuna katıldığını hatırlattı.
"Pakistan değerlerine sahip çıkarak demokrasinin işletilebileceğini göstererek İslam dünyası için önemli örnek oldu" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "4 buçuk yıl sonra milli iradenin memnuniyet duyuyorum. Pakistan değerlerine sahip çıkarak demokrasinin işletilebileceğini göstererek İslam dünyası için önemli örnek oldu. Bu başarınız için sizleri tebrik ediyorum. Türkiye ve Pakistan’ın ilişkileri herhangi iki devlet arasındaki diplomatik temasların çok ötesinde bir özelliğe sahiptir. Biz sözde değil hakiki manada iki kardeş ülkeyiz. İnsanlarımız arasında öyle bir derin dostluk ve sevgi bağı vardır ki bizler Pakistanlı kardeşlerimizin sevinci ile sevinir, kederi ile kederleniriz. Sizlerin de aynı duygular içinde oluğunuzu biliyoruz. Ülkelerimiz ve milletlerimiz tarih boyunca bu anlayışla hareket etmişlerdir. Mevlana Celaleddin Rumi geniş anlamıyla bu coğrafyada doğan feyzini ve ilmini Anadolu’dan dünyaya yayan ortak değerimiz. Son bir asırdaki gelişmelere baktığımızdaki aramızdaki dostluğun derinliğini görebiliriz. Çanakkale Savaşı sırasında binlerce kardeşimizin zor şartları göze alarak yardımımıza geldiğini unutmadık unutmayacağız. Kurtuluş Savaşımızda gördüğümüz desteği ve dayanışmayı hatırımızdan hiçbir zaman çıkarmadık çıkarmayacağız. Bugünkü Türkiye’nin temellerinde Balkanlar’da Osmanlı’ya yardım için gelip Çanakkale Savaşı’na ardından Kurtuluş Savaşı’na katılan Cumhuriyetin ilanın ardından ülkemize büyük katkıları olan Abdurrahman Peşaveri gibi nice Pakistanlının alın teri ve emeği vardır. Abdurrahman Peşaveri ki annesi ’eve dön’ diye mesaj gönderdiğinde ‘Anadolu işgal altındayken dönemem’ diye cevap vermiş kardeşimiz. Muhammed İkbal ile Mehmet Akif’in farkı yoktur. İkisi de istiklalimizin ve istikbalimizin şairleridir. 1999 depreminde en büyük desteği Pakistanlı kardeşlerimizden gördüğümüzü de hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. 2014’te Soma’da meydana gelen maden faciası sonrasında Pakistan 1 gün yas ilan etmiştir. Aralık 2015’te Peşaver’de bir okulda onlarca öğrenicin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan mensur terör saldırının acısını derinden hissederek ülkemizde 1 gün matem ilan ettik. Tarihten gelen ve her dönemde de canlılığını sürdüren güçlü bağlarımız Türkiye ve Pakistan’ı birbirleri için özel kılıyor. Bu dayanışma ve kardeşlik ruhunu birlikte dünyaya yayacağız" ifadelerini kullandı.
"FETÖ, faaliyet gösterdiği ülkeler için tehdit teşkil eden eli kanlı bir terör örgüttür"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Türkiye’de 15 Temmuz terörist darbe girişiminin ardından Pakistan’ın devlet yönetimiyle, meclisiyle ve halkıyla bizim yanımızda yer alan ilk ülke olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Meclisiniz ve senatonuzun ayrı ayrı kabul ettiği destek kararlarını memnuniyetler karşıladık. Şahsım ve milletim adına şükranlarımı özellikle ifade etmek istiyorum. Geniş bir siyasi yelpazeyi temsil eden milletvekillerinden oluşan heyetinizin Ağustos ayında ülkeme gerçekleştirdiği ziyareti terörle mücadelemize güç katmıştır. Pakistan FETÖ’nün faili olduğu 15 temmuz darbe girişimi karşısında İkinci Kurtuluş Savaşında da Türk milletinin yanında olduğunu göstermiştir.
"Dayanışmamızı ilelebet ve muhafız eylesin"
FETÖ’nün sadece Türkiye’de değil faaliyet gösterdiği ülkeler için tehdit teşkil eden eli kanlı bir terör örgütü olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mısır’da bir gazeteye verdiği beyanatta öyle diyor kainatın imamı ve 170 ülkede faaliyet gösteren bir kişi. Nerede? Pennsylvania’da. Ne yapıyor? Oradan dünyayı yönetiyor. Hepimiz için ortak kabul edeceğimiz değerlerle gidiyor. Bunlar eğitim, bunlar diyalog. Bakıyorsunuz rahatlıkla Vatikan’la dinler arası diyalog kurabiliyor. Dinler arası diyalog nasıl olabiliyor? İslam’la diğer dinler arasında nasıl ortaya koyabiliriz. Bu mümkün müdür? Ama bu zat bunu koyabiliyor. Çok daha ileri giderek ‘O bize şah damarından daha yakındır’ diyecek kadar kendisine bağlılar oluşturuyor. Rabbimiz Kuran’ı Kerim’de bize şöyle buyuruyor. ‘Size şah damarından daha yakınım’ Bize şah damarından daha yakın olan sadece Allah’tır, başka hiçbir güç yoktur. Bunlar ise bunu söyleyecek kadar şirk içindedir. Böyle bir yanlışın içindedir. Bu terör örgütünün kardeş Pakistan’a zarar vermeden en kısa sürede bertaraf edileceğine yürekten inanıyorum. Pakistan hükümetinin bu doğrultuda aldığı son kararları yerinde buluyor, FETÖ ile mücadelemize verdiği güçlü destek için teşekkür ediyorum" açıklamasını yaptı.
"DEAŞ’ın elinde yakaladığımız silahların batı menşei olduğunu tespit ettik"
Terör örgütleri karşısında işbirliğinin yaygınlaştırılarak devam ettirilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"El Kaide ve onun parçası olarak ortaya çıkan DEAŞ gibi terör örgütleri sadece Müslümanlara karşı zarar veren, İslam’a karşı yürütülen savaşın aracı olan yapılardır. Şuanda DEAŞ’a karşı çok ciddi mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyi hem içerde hem Suriye’de hem Irak’ta veren ülke konumundayız. Bu mücadeleyi yılmadan, usanmadan vermeye devam edeceğiz. Bu örgütün İslam’la yakından uzaktan alakası yok. İslam’a bunların verdiği zararı kimse vermiyor. İslam’da, bizim dinimizde günahsız herhangi bir insan başını vurmaya, onları öldürmeye hakkı yoktur. Bunlar bunu yapıyor. Yanlarında kimler var. Batı DEAŞ’ın yanındadır. Bunların elinde yakaladığımız silahların batı menşei olduğunu tespit ettik, gördük, görüyoruz. Bütün bunlar kime karşı yapılıyor? İslam dünyasına karşı yapılıyor. Bölünen neresi? Suriye. Bölünen neresi? Irak. Bölünen neresi? Libya. Bölünen neresi? Bakıyorsunuz Afganistan. Bakıyorsunuz Afganistan’da Pakistan güçleniyor. Pakistan terörle mücadele ediyor mu? Terörden kendini kurtardı mı? Kurtaramadı. Türkiye kurtardı mı? Kurtarmadı. Biz de bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Sadece DEAŞ değil, PKK ile sürdürüyoruz. PYD ile sürdürüyoruz. YPG ile sürdürüyoruz. Bütün bu mücadelemiz devam ederken silahlar batı ülkelerinden çıkıyor. Bunu her yerde dillendirmeye devam edeceğim. ‘Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmamalıdır’ diye inanıyorum. Müslüman kanı dökmekten başka hiçbir maharetleri olmayan katil sürülerini en kısa zamanda İslam aleminden ve dünyadan söküp atmalıyız. Aksi takdirde ne Türkiye ne Pakistan ne İslam dünyası ne de de insanlık huzura kavuşacaktır. Biz bu aziz dinin müntesipleri olarak ele ele verip sorunların üstesinden gelemezsek Müslümanları için de düştükleri zillet çukurundan da çıkaramayız."
"İslam’la terörle iç içe ifade etmeye çalışanlar İslam dinine en büyük zararı verenlerdir"
Erdoğan, "İslam’la terörle iç içe ifade etmeye çalışanlar, onu niye iç içe yaşamak ve yaşatmaya çalışanlara İslam dinine en büyük zararı verenlerdir. İslam tevhit ve vahdet dinidir. En büyük gayesi yeryüzünde iyiliği hakim kılmak, kötülüğü ortadan kaldırmak olan bu aziz dinin mensupları olmak da hepimiz iftihar ediyoruz. Biz doğruyu emretmek kötüden menetmek için çıkarılmış ümmetiz. Bu ümmetin mensupları olarak bunun gereğini yerine getirmekle mükellefiz. Bir başka ifade ile Müslüman sıfatını hakketmenin şartı nerede olursa olsun her türlü zulmün, haksızlığın, adaletsizliğin karşısında durmaktır. Bize yakışan budur" dedi.
"Müslümanları yaşadıkları bu zelil durumundan kurtarmak için İslam toplumlarının arasında kol gezen mezhepçilikten etnik ayrımcılığa kadar tüm istismar vesilelerini ortadan kaldırmalıyız" diyen Erdoğan, "Bizim dinimizde mezhepçilik var mı? Yok. Herhangi bir mezhebin mensubu olabilirsiniz. Ama onların üstünde İslam vardır. İslam’da birleşmeye mecburuz. Bunun için çok gayret etmemiz lazım. Bizi parçalıyorlar, parçaladılar. Onun için de İslam çatısına altında bütünleşerek yarınlara yürümeye mecburuz" ifadelerini kullandı.