AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ Açıklaması
'(FETÖ'nün darbe girişimi) Bu teşebbüsü yapan taşeronların ülke içindeki durumları, devlet içine sızma yapıları, Olağanüstü hal ve KHK'lerle büyük oranda dağıtıldı'.
AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ, 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan Fetullahçı Terör Örgütü ile (FETÖ) mücadelenin sürdüğünü belirterek, 'Bu teşebbüsü yapan taşeronların ülke içindeki durumları, devlet içine sızma yapıları, Olağanüstü hal ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) büyük oranda dağıtıldı.' dedi.
İzmir'deki basın kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla kurulan İzmir Medya Platformu'nun, TRT İzmir Bölge Müdürlüğü'nde düzenlediği toplantıya konuk olan Hamza Dağ, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi silahla, tankla, tüfekle, uçakla ortaya çıkan FETÖ üyelerinin, Türkiye'yi işgal girişiminin birlik halindeki millet tarafından bertaraf edildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan'ın Kur'an-ı Kerim'deki ayete atıfta bulunarak, 'Şer bilinen şeylerde hayır vardır' dediğini hatırlatan Dağ, 'Bu teşebbüsü yapan taşeronların ülke içindeki durumları, devlet içine sızma yapıları, olağanüstü hal ve KHK'lerle büyük oranda dağıtıldı. Şu ana kadar yaklaşık 70 bin kamu görevlisi ihraç edildi, 30 bin civarında kamu görevlisi ve vatandaş da örgüt üyesi oldukları iddiasıyla tutuklu bulunuyor. Ülke içinde olanlar, yurt dışına kaçanlar ve önceden yurt dışında olanlarla ilgili de çalışmalar devam ediyor.' diye konuştu.
Darbe girişimi sonrası 3 siyasi partinin bir araya gelerek, ortak bir noktada buluştuğunu ve ortaya bir uzlaşma kültürü çıktığını anlatan Dağ, şöyle devam etti:
'Biz bu uzlaşma sağlanırken, 'hangi siyasi partinin temsilcisi saat kaçta ne açıklama yaptı', 'darbe girişimini başarısız olduğunun görüldüğü sabah saatlerine doğru mu kınadı?' gibi şeyleri sorgulamadan bir araya geldik. Çünkü o gece darbeye karşı duran kahir ekseni AK Parti'li ve MHP'li vatandaşlarımız olmakla birlikte, CHP'li ve diğer siyasi partilerden vatandaşlarımız da sokaklara çıkmıştı. Ancak ne hikmetse son günlerde Yenikapı ruhundan uzaklaşarak, gerginliği tırmandırıcı söylemlerde bulunulduğunu görüyoruz.'
- 'Bürokrasiyi silah olarak kullandılar'
FETÖ/PDY mensuplarının, 17-25 Aralık süreci sonrası 'Silahlı terör örgütü üyesi ve yöneticisi' olarak nitelendirildiğini vurgulayan Dağ, 'Bu nitelendirme yapılırken, örgütle bağlantısı olmayan bazı hukukçular bile 'kardeşim bu silahlı terör örgütü nerede, silah nerede?' diyenler vardı. O dönemlerde 'burada silah bürokrasi' demiştim. FETÖ/PDY mensubu olan, devletten maaş alan bir bürokrat, bu örgüte himmet vermediği için esnafa ceza kesiyorsa, işte bu da bir silahtır.' ifadesini kullandı.
- Başkanlık konusu
Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Dağ, 2007'de cumhurbaşkanını Meclis'ten seçmenin önünün tıkanmaya çalışıldığını, bu durum üzerine referanduma gidilerek Cumhurbaşkanını 'Halkın seçmesi' sonucunu ortaya çıkardığını kaydetti.
Bu tabloda, siyasi parti genel başkanı olmayanların cumhurbaşkanı olma şansı bulmasının zor olduğuna işaret eden Dağ, bugün için olmasa da gelecekte, seçilmiş güçlü bir cumhurbaşkanı ve başbakanın bulunduğu bir ortamın, ters düşmeleri durumunda risk oluşturabileceğini bu nedenle düzenleme ihtiyacının ortaya çıktığını bildirdi.
Sistemlerin tarihsel süreçlerdeki ihtiyaçlardan doğduğunu belirten Hamza Dağ, 'Tarihsel süreç bizi başkanlığa götürüyor. En temel gerekçesi de bu bölgede istikrar olmak zorunda. Biz istikrarlı olarak bu coğrafyada yer almak zorundayız.' değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
İzmir'deki basın kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla kurulan İzmir Medya Platformu'nun, TRT İzmir Bölge Müdürlüğü'nde düzenlediği toplantıya konuk olan Hamza Dağ, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi silahla, tankla, tüfekle, uçakla ortaya çıkan FETÖ üyelerinin, Türkiye'yi işgal girişiminin birlik halindeki millet tarafından bertaraf edildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan'ın Kur'an-ı Kerim'deki ayete atıfta bulunarak, 'Şer bilinen şeylerde hayır vardır' dediğini hatırlatan Dağ, 'Bu teşebbüsü yapan taşeronların ülke içindeki durumları, devlet içine sızma yapıları, olağanüstü hal ve KHK'lerle büyük oranda dağıtıldı. Şu ana kadar yaklaşık 70 bin kamu görevlisi ihraç edildi, 30 bin civarında kamu görevlisi ve vatandaş da örgüt üyesi oldukları iddiasıyla tutuklu bulunuyor. Ülke içinde olanlar, yurt dışına kaçanlar ve önceden yurt dışında olanlarla ilgili de çalışmalar devam ediyor.' diye konuştu.
Darbe girişimi sonrası 3 siyasi partinin bir araya gelerek, ortak bir noktada buluştuğunu ve ortaya bir uzlaşma kültürü çıktığını anlatan Dağ, şöyle devam etti:
'Biz bu uzlaşma sağlanırken, 'hangi siyasi partinin temsilcisi saat kaçta ne açıklama yaptı', 'darbe girişimini başarısız olduğunun görüldüğü sabah saatlerine doğru mu kınadı?' gibi şeyleri sorgulamadan bir araya geldik. Çünkü o gece darbeye karşı duran kahir ekseni AK Parti'li ve MHP'li vatandaşlarımız olmakla birlikte, CHP'li ve diğer siyasi partilerden vatandaşlarımız da sokaklara çıkmıştı. Ancak ne hikmetse son günlerde Yenikapı ruhundan uzaklaşarak, gerginliği tırmandırıcı söylemlerde bulunulduğunu görüyoruz.'
- 'Bürokrasiyi silah olarak kullandılar'
FETÖ/PDY mensuplarının, 17-25 Aralık süreci sonrası 'Silahlı terör örgütü üyesi ve yöneticisi' olarak nitelendirildiğini vurgulayan Dağ, 'Bu nitelendirme yapılırken, örgütle bağlantısı olmayan bazı hukukçular bile 'kardeşim bu silahlı terör örgütü nerede, silah nerede?' diyenler vardı. O dönemlerde 'burada silah bürokrasi' demiştim. FETÖ/PDY mensubu olan, devletten maaş alan bir bürokrat, bu örgüte himmet vermediği için esnafa ceza kesiyorsa, işte bu da bir silahtır.' ifadesini kullandı.
- Başkanlık konusu
Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Dağ, 2007'de cumhurbaşkanını Meclis'ten seçmenin önünün tıkanmaya çalışıldığını, bu durum üzerine referanduma gidilerek Cumhurbaşkanını 'Halkın seçmesi' sonucunu ortaya çıkardığını kaydetti.
Bu tabloda, siyasi parti genel başkanı olmayanların cumhurbaşkanı olma şansı bulmasının zor olduğuna işaret eden Dağ, bugün için olmasa da gelecekte, seçilmiş güçlü bir cumhurbaşkanı ve başbakanın bulunduğu bir ortamın, ters düşmeleri durumunda risk oluşturabileceğini bu nedenle düzenleme ihtiyacının ortaya çıktığını bildirdi.
Sistemlerin tarihsel süreçlerdeki ihtiyaçlardan doğduğunu belirten Hamza Dağ, 'Tarihsel süreç bizi başkanlığa götürüyor. En temel gerekçesi de bu bölgede istikrar olmak zorunda. Biz istikrarlı olarak bu coğrafyada yer almak zorundayız.' değerlendirmesinde bulundu.