Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gedikli Açıklaması 'Nöbet Orada Tutulmaz, Nöbet Bayrağın Önünde Tutulur'
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, “Sen Pensilvaya’dan talimat alacaksın, MİT TIR’larını durduracaksın ve bunu da gammazlayan ve haber yapan insanların gazetesinin önünde nöbet tutacaksınız. Öyle mi? Nöbet orada tutulmaz, nöbet bayrağın önünde tutulur, Meclis’te tutulur. Cumhuriyet Gazetesi’nin önünde nöbet falan olmaz” dedi.
Müstakil Sanayi ve İş Adamları Derneğinin (MÜSİAD) Sütlüce’de bulunan genel merkezinde düzenlenen konferansa Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli ve çok sayıda Genç MÜSİAD üyesi gençler katıldı.
Başkanlık sitemiyle halkın muktedir olacağını belirten Gedikli, “Başkanlık meselesi aslında Türkiye’nin aslında vesayetsiz bir döneme gidip gitmeyeceğini tartışma meselesidir. Vesayetsiz bir siteme geçebilecek miyiz? Bu darbeci zihniyetten kurtulabilecek miyiz? Temel mesele budur. Başkanlık sistemi geldiği zaman ben buna inanıyorum, zaten sistemin mahiyeti de böyle. Halkımızın, milletimizin muktedir olduğu bir dönem başlayacak. Halk muktedir olacak, millet muktedir olacak. Mesele budur” ifadelerini kullandı.
“Bu gerçekler en çok da 15 Temmuz akşamı ortaya çıktı”
15 Temmuz akşamı gerçeklerin ortaya çıktığını vurgulayan Bülent Gedikli, “Son günlerde bu konuda çok yoğun bir saldırı var. Dün akşam Deniz Baykal bir TV programında açıklamalar yaptı. Bugün CHP’nin genel müdürü bazı açıklamalar yaptı. Burada söylenenleri hatırlarsak temel amaçlarının ne olduğunu anlamış oluruz. Ne yapmak istiyorlar, niçin kafaları karıştırmak istiyorlar, bunu anlamak bakımından bazı örnekler paylaşmakta fayda var. Dün akşam Sayın Baykal, ‘Eğer 7 Haziran’da koalisyona razı olsaydınız, 15 Temmuz darbesi olmazdı’ diyor. Bakın böyle bir cümle sarf etti. Bugün de Kılıçdaroğlu, ’Bu darbenin zeminini siz hazırladınız’ diyor. Bunlar senaryolarını bile yazamıyorlar. Oturup doğru düzgün bir senaryo bile yazamıyorlar, birbirleriyle çelişiyorlar. Eğer 7 Haziran’da koalisyona gitmiş olsaydık 15 Temmuz’da darbe olmaz ise bunun anlamı şudur: ’CHP ve HDP’ye yeterince oy verseydiniz yeterince, koalisyonu kabul etseydiniz, kendinizi üst akla tabi kılsaydınız, bunları yapsaydınız 15 Temmuz akşamı bu şehitler olmazdı’ diyor. Söylediği şeyin manasına bakın. Bunu böyle okumak gerekir. Bazı şeyler zaman geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. 7 Haziran’dan önce Demirtaş’ın bir açıklaması olmuştu Sayın Cumhurbaşkanımızla alakalı, ’Seni başkan yaptırmayacağız’ demişti. Bu sözü niye sarf ettiğini daha iyi anlıyoruz. AK Parti’ye o kadar saldırı var ki, 7 Şubat’ta başladı, 17-25 Aralık, Gezi olayları, 6-7 Ekim olayları, arkasından 7 Haziran Seçimleri. Zaten ’AK Parti yıkılır gider, ayakta kalamaz, mümkün değil, o zamanda biz kendi istediğimiz adamı başkan seçtiririz’ aslında bunu demek istemişler. Bu gerçekler ortaya çıkıyor. Bu gerçekler en çok da 15 Temmuz akşamı ortaya çıktı. O gece şehit olan arkadaşlarımızı rahmetle anıyorum’’ şeklinde konuştu.
“Demek ki bu sistem Türkiye için uygun değil”
Demokrasi ve hukuk içerisinde yeni bir yönetim anlayışının gerekliliğini belirten Gedikli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başkanlık sistemi olsun istiyoruz. Neden? Parlamenter sistem içerisinde Türkiye sorunlarını çözemedi, çözemiyor. Parlamenter sistemin ne sorunu var diye çıkıp soru soruyorlar. Ne sorunu yok ki? Meclis Cumhurbaşkanını seçememişti, oradan başladı.
367 diye bir garabet çıkmıştı. Parlamenter sistemde oldu bu. Vesayet sorunu var. Bir sürü sorunu var. Koalisyon sorunu var. 7 Haziran’da bu sorunu yaşadık. Demek ki bu sistem Türkiye için uygun değil. Türkiye’nin yeni bir yönetim anlayışına geçmesi gerekiyor. Demokrasi ve hukuk içerisinde olacak bu.”
“Nöbet orada tutulmaz, nöbet bayrağın önünde tutulur, mecliste tutulur”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının gözaltına alınmasının ardından gazete binası önünde yapılan açıklamalara da değinen Gedikli, “Çıkmışlar bugün diyorlar ki, Türkiye’de hukuk yok, demokrasi yok gibi laflar ediyorlar. Bunu uluslararası platformlara söylüyorlar aslında. Oralara bizi şikayet ediyorlar, utanmadan, sıkılmadan. Cumhuriyet Gazetesi önünde nöbet başlatmaya kalktılar. İnsanda biraz utanma olur. Sen Pensilvaya’dan talimat alacaksın, MİT TIR’larını durduracaksın ve bunu da gammazlayan ve haber yapan insanların gazetesinin önünde nöbet tutacaksınız. Öyle mi? Nöbet orada tutulmaz, nöbet bayrağın önünde tutulur, Meclis’te tutulur. Cumhuriyet Gazetesi’nin önünde nöbet falan olmaz’’ diye konuştu.
Kaynak: İHA
Başkanlık sitemiyle halkın muktedir olacağını belirten Gedikli, “Başkanlık meselesi aslında Türkiye’nin aslında vesayetsiz bir döneme gidip gitmeyeceğini tartışma meselesidir. Vesayetsiz bir siteme geçebilecek miyiz? Bu darbeci zihniyetten kurtulabilecek miyiz? Temel mesele budur. Başkanlık sistemi geldiği zaman ben buna inanıyorum, zaten sistemin mahiyeti de böyle. Halkımızın, milletimizin muktedir olduğu bir dönem başlayacak. Halk muktedir olacak, millet muktedir olacak. Mesele budur” ifadelerini kullandı.
“Bu gerçekler en çok da 15 Temmuz akşamı ortaya çıktı”
15 Temmuz akşamı gerçeklerin ortaya çıktığını vurgulayan Bülent Gedikli, “Son günlerde bu konuda çok yoğun bir saldırı var. Dün akşam Deniz Baykal bir TV programında açıklamalar yaptı. Bugün CHP’nin genel müdürü bazı açıklamalar yaptı. Burada söylenenleri hatırlarsak temel amaçlarının ne olduğunu anlamış oluruz. Ne yapmak istiyorlar, niçin kafaları karıştırmak istiyorlar, bunu anlamak bakımından bazı örnekler paylaşmakta fayda var. Dün akşam Sayın Baykal, ‘Eğer 7 Haziran’da koalisyona razı olsaydınız, 15 Temmuz darbesi olmazdı’ diyor. Bakın böyle bir cümle sarf etti. Bugün de Kılıçdaroğlu, ’Bu darbenin zeminini siz hazırladınız’ diyor. Bunlar senaryolarını bile yazamıyorlar. Oturup doğru düzgün bir senaryo bile yazamıyorlar, birbirleriyle çelişiyorlar. Eğer 7 Haziran’da koalisyona gitmiş olsaydık 15 Temmuz’da darbe olmaz ise bunun anlamı şudur: ’CHP ve HDP’ye yeterince oy verseydiniz yeterince, koalisyonu kabul etseydiniz, kendinizi üst akla tabi kılsaydınız, bunları yapsaydınız 15 Temmuz akşamı bu şehitler olmazdı’ diyor. Söylediği şeyin manasına bakın. Bunu böyle okumak gerekir. Bazı şeyler zaman geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. 7 Haziran’dan önce Demirtaş’ın bir açıklaması olmuştu Sayın Cumhurbaşkanımızla alakalı, ’Seni başkan yaptırmayacağız’ demişti. Bu sözü niye sarf ettiğini daha iyi anlıyoruz. AK Parti’ye o kadar saldırı var ki, 7 Şubat’ta başladı, 17-25 Aralık, Gezi olayları, 6-7 Ekim olayları, arkasından 7 Haziran Seçimleri. Zaten ’AK Parti yıkılır gider, ayakta kalamaz, mümkün değil, o zamanda biz kendi istediğimiz adamı başkan seçtiririz’ aslında bunu demek istemişler. Bu gerçekler ortaya çıkıyor. Bu gerçekler en çok da 15 Temmuz akşamı ortaya çıktı. O gece şehit olan arkadaşlarımızı rahmetle anıyorum’’ şeklinde konuştu.
“Demek ki bu sistem Türkiye için uygun değil”
Demokrasi ve hukuk içerisinde yeni bir yönetim anlayışının gerekliliğini belirten Gedikli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başkanlık sistemi olsun istiyoruz. Neden? Parlamenter sistem içerisinde Türkiye sorunlarını çözemedi, çözemiyor. Parlamenter sistemin ne sorunu var diye çıkıp soru soruyorlar. Ne sorunu yok ki? Meclis Cumhurbaşkanını seçememişti, oradan başladı.
367 diye bir garabet çıkmıştı. Parlamenter sistemde oldu bu. Vesayet sorunu var. Bir sürü sorunu var. Koalisyon sorunu var. 7 Haziran’da bu sorunu yaşadık. Demek ki bu sistem Türkiye için uygun değil. Türkiye’nin yeni bir yönetim anlayışına geçmesi gerekiyor. Demokrasi ve hukuk içerisinde olacak bu.”
“Nöbet orada tutulmaz, nöbet bayrağın önünde tutulur, mecliste tutulur”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının gözaltına alınmasının ardından gazete binası önünde yapılan açıklamalara da değinen Gedikli, “Çıkmışlar bugün diyorlar ki, Türkiye’de hukuk yok, demokrasi yok gibi laflar ediyorlar. Bunu uluslararası platformlara söylüyorlar aslında. Oralara bizi şikayet ediyorlar, utanmadan, sıkılmadan. Cumhuriyet Gazetesi önünde nöbet başlatmaya kalktılar. İnsanda biraz utanma olur. Sen Pensilvaya’dan talimat alacaksın, MİT TIR’larını durduracaksın ve bunu da gammazlayan ve haber yapan insanların gazetesinin önünde nöbet tutacaksınız. Öyle mi? Nöbet orada tutulmaz, nöbet bayrağın önünde tutulur, Meclis’te tutulur. Cumhuriyet Gazetesi’nin önünde nöbet falan olmaz’’ diye konuştu.