'Hollywood'da Üstüne Para Verip Oynarlar'
94 yaşındaki çevreci “Kaptan June”un hayatını anlatan "Jurney To Self" (Ben’e Yolculuk) belgeselinin tanıtımı yapıldı. Etkinliğe katılan Yılmaz Erdoğan, ok beğendiğini ifade ettiği belgesel için "Hollywood’da üstüne para verip oynarlar" yorumunu yaptı.
Muğla’da, “Kaptan June” olarak bilinen kraliyet nişanı sahibi 94 yaşındaki çevreci June Haimoff’un yaşamını konu alan "Jurney To Self" (Ben’e Yolculuk) belgeseli Dalyan Resort Otel’de düzenlenen kokteyl ile tanıtıldı.
Fehmi Gerçeker’in yapımcılığını üstlendiği belgesel dizinin June Haimoff’un yaşamını anlatan ilk bölümünün yönetmenliğini Enes Kabaoğlu yaparken, belgeselin müzikleri, dünyaca ünlü kült film Potemkin Zırhlısı’nın müziklerine imza atan Edinburg film müzik orkestrası başkanı Yati Durant tarafından yapıldı.
Belgesel gösteriminin ardından, June Haimoff’a, Dalyan’ın dünyaya tanıtılmasına, doğa ve hayvanların korunmasına yaptığı katkılardan dolayı Muğla Valisi Amir Çiçek, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram Akça, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Başkanı Bülent Karakuş ve Dalyan, Ortaca, Köyceğiz Otelciler ve Turizmciler Birliği (DOKTOB) Başkanı Yücel Okutur tarafından birer plaket verildi.
Dalyan’daki güzellikleri dünyanın bilmesi gerektiğini vurgulayan Vali Amir Çiçek, “Bulunduğumuz yer hem tarihi, hem doğa, hem de turizm açısından çok önemli bir yer. Bu gördüğümüz güzellik sadece suyla, yeşillikle, güneşle, kumla veya tarihi eserle değil içinde bulundurduğu canlılarla da önemli. O nedenle bu canlıların bugünkü insanlığa değil daha nice yıllar sonraki nesle de intikal etmesi için çalışmalarımızı yapıyoruz. İzlediğimiz “Ben’e Yolculuk” belgeselini yapan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Çünkü buraya zamanında turist olarak gelmiş ama kaplumbağaları görerek burada yaşamaya karar vermiş, kaplumbağaların yaşamasına engel olacak her türlü olumsuzlukların bertaraf edilmesini kişisel çalışmalarıyla bugüne kadar getirmiş. Belgeselin yıldızı olan June hanımefendi bizler kadar Türkiyeli olmuştur” ifadelerini kullandı.
“Jurney To Self” belgesel serisinin insanın özüne dönmesi üzerine bir dizi olacağını aktaran yapımcı Fehmi Gerçeker, “June’la başladık. Buradan yola çıkarak bunu gerçekten becerebilmiş ve başarabilmiş kişileri bu belgeselde ortaya çıkarıyoruz. June’un çok çok zengin, görkemli bir yaşamdan, İsviçre’de şatodaki hayatını bırakıp tek başına 14 metrelik botla dünya turuna çıkması, sonra mutluluğu İztuzu üzerinde bir barakada bulması ve orada yaşamaya karar vermesi. İşte bu açıdan gelecek nesillere de kalmasını istediğimiz bir yaşam öyküsü, bir örnek var ortada. National Geographic, Discovery gibi kanallar ile temastayım. Çok heyecanlıyız. Sinema filmi üzerinde de çalışıyoruz” diye konuştu.
Kendi hayatını konu alan bir belgesel çekilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren June Haimoff, “Lütfen herkes doğayı korumak için bir şeyler yapsın. Doğayı, hayvanı, böceğiyle her şeyiyle korumak için bir şeyler yapsın. Benim bırakmak istediğim bu. Bu belgesel ile bıraktığım bu. Bunu temenni ediyorum” dedi.
Kokteyle katılan sinemacı Yılmaz Erdoğan ise, belgeselden çok etkilendiğini belirterek uzun metrajlı bir filmin çekilmesi için gereken desteği vereceğini söyledi.
Erdoğan, “Caretta Caretta’ların buradaki öyküsünü, buradaki verilen çevreci mücadeleyi İstanbul’dan uzaktan herkes gibi dinlemiştim ve bilgilerim bununla sınırlıydı. Şimdi hikayenin bütün detaylarını öğrenince gerçekten ortada çok olağanüstü bir hayat hikayesi var. Çok güzel titiz de bir belgesel çalışması var. Ayrıca kutluyorum arkadaşları da. Bu öykünün içinde kurulacak hayat için de kurulması gereken biçim için de çok büyük dersler var. Yani hayat buraya sürüklüyor, bir gece bir kaplumbağayı görüyor nesli tükenmekte olan bir canlı. Şimdi neslinde, nüfusunda fazlalık var. Bir de bir mücadeleden sonuç aldığını, bu kadar somut sonuç aldığını görmek de müthiş bir şey” diye konuştu.
Kaptan June’un hayatını anlatacak uzun metraj bir sinema filmine elinden gelen desteği vereceğini ifade eden Yılmaz Erdoğan, “June’un rolünü güzel yazılmış bir senaryoda, Hollywood’da üstüne para verip oynarlar” ifadelerini kullandı.
Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik de, Kaptan June’un bölgeye yaptığı katkının önemine vurgu yaparak şunları kaydetti:
“Onun sayesinde bugün Dalyan var ise var. Hayal bile edemiyorum şimdi ben. Dalyan İztuzu’nda otellerin olduğunu ve oradaki kaplumbağaların yaşamının yok edildiğini. Tabi çağımızın genel bir hastalığı. İnsanoğlu diğer canlılarla bir yaşamayı değil, onları yok ederek kendine yeni yaşam alanları açmaya çalışıyor. Bu dünyamızı çok ciddi bir şekilde tahrip ediyor. Umalım ve dileyelim ki hayatın diğer alanlarında da insanoğlunun çevreye verdiği tahribat ve zarar biraz daha engellensin. Dünyadaki bütün canlılarla beraber yaşama koşulları oluşsun.”
Tanıtım kokteyline Vali Amir Çiçek’in yanı sıra CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Ortaca Kaymakamı Fatih Ürkmezer, MSKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram Akça, Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik, MUTSO Başkanı Bülent Karakuş, sanatçı Yılmaz Erdoğan, daire müdürleri ve belgesel ekibi katıldı.
Kaynak: İHA
Fehmi Gerçeker’in yapımcılığını üstlendiği belgesel dizinin June Haimoff’un yaşamını anlatan ilk bölümünün yönetmenliğini Enes Kabaoğlu yaparken, belgeselin müzikleri, dünyaca ünlü kült film Potemkin Zırhlısı’nın müziklerine imza atan Edinburg film müzik orkestrası başkanı Yati Durant tarafından yapıldı.
Belgesel gösteriminin ardından, June Haimoff’a, Dalyan’ın dünyaya tanıtılmasına, doğa ve hayvanların korunmasına yaptığı katkılardan dolayı Muğla Valisi Amir Çiçek, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram Akça, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Başkanı Bülent Karakuş ve Dalyan, Ortaca, Köyceğiz Otelciler ve Turizmciler Birliği (DOKTOB) Başkanı Yücel Okutur tarafından birer plaket verildi.
Dalyan’daki güzellikleri dünyanın bilmesi gerektiğini vurgulayan Vali Amir Çiçek, “Bulunduğumuz yer hem tarihi, hem doğa, hem de turizm açısından çok önemli bir yer. Bu gördüğümüz güzellik sadece suyla, yeşillikle, güneşle, kumla veya tarihi eserle değil içinde bulundurduğu canlılarla da önemli. O nedenle bu canlıların bugünkü insanlığa değil daha nice yıllar sonraki nesle de intikal etmesi için çalışmalarımızı yapıyoruz. İzlediğimiz “Ben’e Yolculuk” belgeselini yapan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Çünkü buraya zamanında turist olarak gelmiş ama kaplumbağaları görerek burada yaşamaya karar vermiş, kaplumbağaların yaşamasına engel olacak her türlü olumsuzlukların bertaraf edilmesini kişisel çalışmalarıyla bugüne kadar getirmiş. Belgeselin yıldızı olan June hanımefendi bizler kadar Türkiyeli olmuştur” ifadelerini kullandı.
“Jurney To Self” belgesel serisinin insanın özüne dönmesi üzerine bir dizi olacağını aktaran yapımcı Fehmi Gerçeker, “June’la başladık. Buradan yola çıkarak bunu gerçekten becerebilmiş ve başarabilmiş kişileri bu belgeselde ortaya çıkarıyoruz. June’un çok çok zengin, görkemli bir yaşamdan, İsviçre’de şatodaki hayatını bırakıp tek başına 14 metrelik botla dünya turuna çıkması, sonra mutluluğu İztuzu üzerinde bir barakada bulması ve orada yaşamaya karar vermesi. İşte bu açıdan gelecek nesillere de kalmasını istediğimiz bir yaşam öyküsü, bir örnek var ortada. National Geographic, Discovery gibi kanallar ile temastayım. Çok heyecanlıyız. Sinema filmi üzerinde de çalışıyoruz” diye konuştu.
Kendi hayatını konu alan bir belgesel çekilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren June Haimoff, “Lütfen herkes doğayı korumak için bir şeyler yapsın. Doğayı, hayvanı, böceğiyle her şeyiyle korumak için bir şeyler yapsın. Benim bırakmak istediğim bu. Bu belgesel ile bıraktığım bu. Bunu temenni ediyorum” dedi.
Kokteyle katılan sinemacı Yılmaz Erdoğan ise, belgeselden çok etkilendiğini belirterek uzun metrajlı bir filmin çekilmesi için gereken desteği vereceğini söyledi.
Erdoğan, “Caretta Caretta’ların buradaki öyküsünü, buradaki verilen çevreci mücadeleyi İstanbul’dan uzaktan herkes gibi dinlemiştim ve bilgilerim bununla sınırlıydı. Şimdi hikayenin bütün detaylarını öğrenince gerçekten ortada çok olağanüstü bir hayat hikayesi var. Çok güzel titiz de bir belgesel çalışması var. Ayrıca kutluyorum arkadaşları da. Bu öykünün içinde kurulacak hayat için de kurulması gereken biçim için de çok büyük dersler var. Yani hayat buraya sürüklüyor, bir gece bir kaplumbağayı görüyor nesli tükenmekte olan bir canlı. Şimdi neslinde, nüfusunda fazlalık var. Bir de bir mücadeleden sonuç aldığını, bu kadar somut sonuç aldığını görmek de müthiş bir şey” diye konuştu.
Kaptan June’un hayatını anlatacak uzun metraj bir sinema filmine elinden gelen desteği vereceğini ifade eden Yılmaz Erdoğan, “June’un rolünü güzel yazılmış bir senaryoda, Hollywood’da üstüne para verip oynarlar” ifadelerini kullandı.
Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik de, Kaptan June’un bölgeye yaptığı katkının önemine vurgu yaparak şunları kaydetti:
“Onun sayesinde bugün Dalyan var ise var. Hayal bile edemiyorum şimdi ben. Dalyan İztuzu’nda otellerin olduğunu ve oradaki kaplumbağaların yaşamının yok edildiğini. Tabi çağımızın genel bir hastalığı. İnsanoğlu diğer canlılarla bir yaşamayı değil, onları yok ederek kendine yeni yaşam alanları açmaya çalışıyor. Bu dünyamızı çok ciddi bir şekilde tahrip ediyor. Umalım ve dileyelim ki hayatın diğer alanlarında da insanoğlunun çevreye verdiği tahribat ve zarar biraz daha engellensin. Dünyadaki bütün canlılarla beraber yaşama koşulları oluşsun.”
Tanıtım kokteyline Vali Amir Çiçek’in yanı sıra CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Ortaca Kaymakamı Fatih Ürkmezer, MSKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram Akça, Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik, MUTSO Başkanı Bülent Karakuş, sanatçı Yılmaz Erdoğan, daire müdürleri ve belgesel ekibi katıldı.