Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Balcı Açıklaması
'Ülkemizin ekmeklik buğday tüketimi 19 milyon tonken, Toprak Mahsulleri Ofisinde her zamankinden fazla 4 milyon ton ekmeklik buğday stoku varken, un fabrikalarının son bir buçuk ayda un fiyatlarını 64 liradan 7072 liraya çıkarmalarını spekülatif bir hareket olarak değerlendiriyoruz'.
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, son günlerde un fiyatlarında ciddi bir artış olduğunu belirterek, 'Ülkemizin ekmeklik buğday tüketimi 19 milyon tonken, Toprak Mahsulleri Ofisinde her zamankinden fazla 4 milyon ton ekmeklik buğday stoku varken, un fabrikalarının son bir buçuk ayda un fiyatlarını 64 liradan 70-72 liraya çıkarmalarını spekülatif bir hareket olarak değerlendiriyoruz' dedi.
Denizli Fırıncılar Odasında basın mensuplarıyla bir araya gelen Balcı, un fiyatlarının son iki ayda yüzde 8-10 oranında artmasına anlam veremediklerini belirtti.
Türkiye'de buğday üretimi ve tüketimi karşılaştırıldığında yapılan artışın gerekli olmadığını ifade eden Balcı, konuyu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına ileteceklerini kaydetti.
Artışın ekmek maliyetlerine hemen yansıtılmasını eleştiren Balcı, 'Ülkemizin ekmeklik buğday tüketimi 19 milyon tonken Toprak Mahsulleri Ofisinde her zamankinden fazla 4 milyon ton ekmeklik buğday stoku varken, un fabrikalarının son bir buçuk ayda un fiyatlarını 64 liradan 70-72 liraya çıkarmalarını spekülatif bir hareket olarak değerlendiriyoruz. İnşallah yıl sonuna kadar hiçbir değişiklik olmadan bu yılı da tamamlamış oluruz.' dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yaptığı yeni bir düzenleme ile bundan sonra merdiven altında kesinlikle ekmek üretiminin yapılmayacağının altını çizen Balcı, 'Merdiven altında kesinlikle üretim yapılması yasaklanacak. Belediye iş yeri açma ruhsatı yokken, Tarım İl Müdürlüklerinin vermiş olduğu kayıt numaraları bundan sonra verilmeyecek. Çünkü bu durum halk sağlığı açısından çok büyük bir önem arz ediyor. Halkımızın temel gıda maddesi olan ekmek konusunda gelişigüzel merdiven altı diye tabir ettiğimiz yerlerde üretim yapılması çok tehlikeli. Bu tür işletmelerin bir saat dahi çalışmaması gerekiyor.' diye konuştu.
Denizli'nin ekmek konusunda en büyük sorunlarından birisinin pazarda açıkta satılan ekmekler olduğunu belirten Balcı, ekmeklerin bakkal ve marketlerin dışında satılmaması yönünde 2 sene önce yönetmelik çıkmasına rağmen yönetmeliğe uyulmadığını söyledi.
Belediyelerin ekmek üretimine karşı olduğunu ifade eden Balcı, şöyle devam etti:
'Biz dar gelirli vatandaşa ucuz ekmek verilmesine karşı değiliz. Belediyeler, yerel yönetimler bu imkanı dar gelirli vatandaşa daha düşük fiyatla ekmek verme imkanını fırıncı esnafıyla müşterek sağlamalıdır. Yani belediyeler üretim yapmamalı. Biz belediyelerin üretim yapmasına karşıyız. Sayın Başbakanımızın bu konuya ilişkin açıklaması da bu yönde. Belediyelerin asıl görevi kesinlikle esnaflık yapmak değil. Ekmeğin siyasete alet edilmemesi gerekir. Burada amaç dar gelirli vatandaşa uygun fiyata ekmek sağlamaksa bunu sağlayacak olan fırıncı esnafıdır. Belediyelerin de bunu kontrol etmesi gerekir.'
-'Günde 4 milyon 900 bin ekmek israf ediliyor'
Ekmek israfına da değinen Balcı, Türkiye'de hala günde 4 milyon 900 bin ekmeğin israf edildiğini, israf edilen ekmeklerin yüzde 40-45'inin fırınlardaki israf olduğunu kaydetti.
Balcı, şunları söyledi:
'2012 rakamlarına baktığımızda ülkemizde günde 101 milyon adet ekmek üretiliyordu. Bunun 95 milyonu tüketiliyordu 6 milyonu ise israf ediliyordu. 2014 yılında ekmek israfına ilişkin başlattığımız kampanya neticesinde bu rakam günde 6 milyondan 4 milyon 900 bine kadar düştü. Ciddi bir sonuç ama tatmin edici bir sonuç değil. Diyanet İşleri Başkanlığı hutbelerde ve vaazlarda, Milli Eğitim Bakanlığı rehberlik derslerinde, Toprak Mahsulleri Ofisi de yapmış olduğu filmlerle israfın önlenmesine katkı sağlamış oldu. Ve neticede 1 milyon 100 bin adet ekmeğin israfının önüne geçtik. Fırıncı fazla satacağım düşüncesiyle fazla ekmek üretiyor, bu ekmeğin hepsini satamayınca elinde kalan ekmekler israf oluyor. Bununla ilgili İçişleri Bakanlığımızın ruhsat yönetmeliğinde yasal bir düzenleme yapması gerekiyor. Nüfus sayısına göre fırın ruhsatı verilmesi gerekiyor. Bir şekilde 4 milyon 900 bin ekmek israfının önüne geçmek gerekiyor. Dünyada gıda kıtlığı yaşanırken birçok ülkede insanlar gıda yokluğunda ölürken, ülkemizde her gün yaklaşık 5 milyona yakın ekmeğin israf edilmesi bizim bir an önce önlem almamız gereken bir konudur.'
Kaynak: AA
Denizli Fırıncılar Odasında basın mensuplarıyla bir araya gelen Balcı, un fiyatlarının son iki ayda yüzde 8-10 oranında artmasına anlam veremediklerini belirtti.
Türkiye'de buğday üretimi ve tüketimi karşılaştırıldığında yapılan artışın gerekli olmadığını ifade eden Balcı, konuyu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına ileteceklerini kaydetti.
Artışın ekmek maliyetlerine hemen yansıtılmasını eleştiren Balcı, 'Ülkemizin ekmeklik buğday tüketimi 19 milyon tonken Toprak Mahsulleri Ofisinde her zamankinden fazla 4 milyon ton ekmeklik buğday stoku varken, un fabrikalarının son bir buçuk ayda un fiyatlarını 64 liradan 70-72 liraya çıkarmalarını spekülatif bir hareket olarak değerlendiriyoruz. İnşallah yıl sonuna kadar hiçbir değişiklik olmadan bu yılı da tamamlamış oluruz.' dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yaptığı yeni bir düzenleme ile bundan sonra merdiven altında kesinlikle ekmek üretiminin yapılmayacağının altını çizen Balcı, 'Merdiven altında kesinlikle üretim yapılması yasaklanacak. Belediye iş yeri açma ruhsatı yokken, Tarım İl Müdürlüklerinin vermiş olduğu kayıt numaraları bundan sonra verilmeyecek. Çünkü bu durum halk sağlığı açısından çok büyük bir önem arz ediyor. Halkımızın temel gıda maddesi olan ekmek konusunda gelişigüzel merdiven altı diye tabir ettiğimiz yerlerde üretim yapılması çok tehlikeli. Bu tür işletmelerin bir saat dahi çalışmaması gerekiyor.' diye konuştu.
Denizli'nin ekmek konusunda en büyük sorunlarından birisinin pazarda açıkta satılan ekmekler olduğunu belirten Balcı, ekmeklerin bakkal ve marketlerin dışında satılmaması yönünde 2 sene önce yönetmelik çıkmasına rağmen yönetmeliğe uyulmadığını söyledi.
Belediyelerin ekmek üretimine karşı olduğunu ifade eden Balcı, şöyle devam etti:
'Biz dar gelirli vatandaşa ucuz ekmek verilmesine karşı değiliz. Belediyeler, yerel yönetimler bu imkanı dar gelirli vatandaşa daha düşük fiyatla ekmek verme imkanını fırıncı esnafıyla müşterek sağlamalıdır. Yani belediyeler üretim yapmamalı. Biz belediyelerin üretim yapmasına karşıyız. Sayın Başbakanımızın bu konuya ilişkin açıklaması da bu yönde. Belediyelerin asıl görevi kesinlikle esnaflık yapmak değil. Ekmeğin siyasete alet edilmemesi gerekir. Burada amaç dar gelirli vatandaşa uygun fiyata ekmek sağlamaksa bunu sağlayacak olan fırıncı esnafıdır. Belediyelerin de bunu kontrol etmesi gerekir.'
-'Günde 4 milyon 900 bin ekmek israf ediliyor'
Ekmek israfına da değinen Balcı, Türkiye'de hala günde 4 milyon 900 bin ekmeğin israf edildiğini, israf edilen ekmeklerin yüzde 40-45'inin fırınlardaki israf olduğunu kaydetti.
Balcı, şunları söyledi:
'2012 rakamlarına baktığımızda ülkemizde günde 101 milyon adet ekmek üretiliyordu. Bunun 95 milyonu tüketiliyordu 6 milyonu ise israf ediliyordu. 2014 yılında ekmek israfına ilişkin başlattığımız kampanya neticesinde bu rakam günde 6 milyondan 4 milyon 900 bine kadar düştü. Ciddi bir sonuç ama tatmin edici bir sonuç değil. Diyanet İşleri Başkanlığı hutbelerde ve vaazlarda, Milli Eğitim Bakanlığı rehberlik derslerinde, Toprak Mahsulleri Ofisi de yapmış olduğu filmlerle israfın önlenmesine katkı sağlamış oldu. Ve neticede 1 milyon 100 bin adet ekmeğin israfının önüne geçtik. Fırıncı fazla satacağım düşüncesiyle fazla ekmek üretiyor, bu ekmeğin hepsini satamayınca elinde kalan ekmekler israf oluyor. Bununla ilgili İçişleri Bakanlığımızın ruhsat yönetmeliğinde yasal bir düzenleme yapması gerekiyor. Nüfus sayısına göre fırın ruhsatı verilmesi gerekiyor. Bir şekilde 4 milyon 900 bin ekmek israfının önüne geçmek gerekiyor. Dünyada gıda kıtlığı yaşanırken birçok ülkede insanlar gıda yokluğunda ölürken, ülkemizde her gün yaklaşık 5 milyona yakın ekmeğin israf edilmesi bizim bir an önce önlem almamız gereken bir konudur.'