Saadet Partisi'nden Eğitim Yılı Birinci Dönem Değerlendirmesi
Saadet Partisi Van İl Başkanlığı, “Eğitim öğretim yılının ilk dönemi sona ermiştir. Bu vesile ile tüm eğitim camiasını faydalı çalışmalarından dolayı kutlar, öğretmen ve öğrencilerimize iyi tatiller dileriz” denildi.
Saadet Partisi’nden yapılan açıklamada, Türkiye’de olduğu gibi Van’da da eğitim noktasında yaşanan sıkıntıların devam ettiği belirtildi. Açıklamada, “Van’da 2 bin 600 kadar okulda yaklaşık 4 bin civarında öğretmen açığı bulunmaktadır. Özellikle taşradaki okullarımızda derslere ücret karşılığı çalışan ve çoğunluğu pedagojik formasyon almayan kişiler girmektedir. Seçim sonrası başlayan süreçte bölgemizde yaşanan kaosun eğitime de olumsuz etkileri olmaktadır. Bu bağlamda son aylarda ilimizdeki bazı okullara yapılan molotoflu saldırıları kınıyor, bu saldırıların kimseye bir faydasının olmadığını belirtiyoruz. Yapılan saldırılarla öğrencilerin psikolojisi olumsuz etkilendiği gibi ailelerin de tedirginlikleri artmaktadır. Geleceğin teminatı olan gençlerimizin eğitimine engeller oluşturacak girişimlerin hiçbir ideolojide yeri yoktur. Biliyoruz ki gençlik, bir milletin en dinamik unsurudur. Bu bakımdan gençliğin yetiştirilmesi, bir ülkenin en başta gelen milli meselesi olmalıdır. Çünkü sadece şehri imar eden değil, gençliğini ihya eden toplumlar geleceğe umutla bakabilirler. Toplumun inanç ve kültürüyle barışık, manevi içerikle desteklenmiş modern bir eğitim sistemi ve ortamı ile yetişmiş milli ve manevi değerlerine bağlı bir nesle ihtiyacımız vardır. Eğitim sistemimizdeki mevcut çarpıklıklar maalesef özlemini çektiğimiz neslin yetişmesini sağlayamamaktadır. Ezberci bir mantıkla, çocuklarımızı yarış atı gibi sınavdan sınava sürükleyen bozuk bir eğitim sistemi var. Zaman zaman Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı bile; eğitim sisteminin çarpıklıklarını ve hükümetlerinin bu konuda yetersiz kaldığını dile getirmektedir. Bozuk eğitim sistemimiz yeni bilgi üretmiyor. Liseye geçişteki sınavlarda sorulan bir soru, farklı bir formatta üniversite giriş sınavlarında da soruluyor. Aynı bilgiyi sorgulayan benzer sorular, üniversiteyi bitirip girilen, sonu ‘s’ ile biten herhangi bir sınavda yine öğrencilerin karşısına çıkabiliyor. Ezberci bir mantıkla, sınavdan sınava koşturan nesiller; ahlaktan, sanattan, estetikten, liyakatten yoksun bir şekilde yetişiyor. Ülkemizdeki eğitim; laik, seküler (dinden bağımsız), resmi ideolojik tarihiyle geçmişteki şahsiyetlerin bir kısmını haddinden fazla yüceltip, bir kısmını hain ilan edecek tarzdaki sistemiyle devam ederse, gelecek zamanlarda karanlık günler yaşamamız kaçınılmazdır.
Dünyanın gözde eğitim kurumları arasında yer olan okullara baktığımızda, laiklik kaygısı taşımadıklarını görürüz. Tersten okuduğumuzda, bu sistemler eğitimi dinden soyutlamadıkları için başarılı oluyorlar diyebiliriz. Mesela; İngiltere’deki dişi sinek bile giremez denilen Eton Erkek Koleji ve Amerika’daki erkek sinek bile giremez denilen Wellesley Kız Koleji; bakanlar, başbakanlar, şairler, sanatçılar yetiştiren iki okul olarak dünyaca ünlüdürler. Elit düzeyde eğitim veren bu okullarda öğrenciler kapsamlı bir eğitimden geçiriliyor. Bu okulların içinde din görevlisi de olan kiliseler mevcut. Öğrenci ve eğitimciler her sabah, derslere başlamadan önce, bu kiliselerde dua ediyorlar. İşte İngiltere, ABD, Japonya, Kanada gibi eğitim alanında gelişmiş ülkeler; bu tür okullarda kendi zihniyetlerine uygun insan yetiştiriyorlar. Türkiye’de de, dünyadaki gözde örneklerde olduğu gibi; ahlakı önceleyen, karma eğitim yapmayan, öğrencilerin sabah namazlarını okulun camisinde cemaatle kıldıktan sonra derslere başladıkları, kapsamlı ve disiplinli eğitim veren okullar açılırsa; dünyanın ıslahı için çalışan yetişmiş insanlar üretebiliriz belki. Aksi takdirde zaman zaman devlet büyüklerimizin dile getirdikleri; dindar nesil, asımın nesli, dava adamı gibi kavramların sadece edebiyatı yapılır. Gerçekte ise eğitim kurumlarımız, en basit toplumsal değerleri bile kavrayamayan insanlar yetişmeye devam eder” denildi.
Kaynak: İHA
Dünyanın gözde eğitim kurumları arasında yer olan okullara baktığımızda, laiklik kaygısı taşımadıklarını görürüz. Tersten okuduğumuzda, bu sistemler eğitimi dinden soyutlamadıkları için başarılı oluyorlar diyebiliriz. Mesela; İngiltere’deki dişi sinek bile giremez denilen Eton Erkek Koleji ve Amerika’daki erkek sinek bile giremez denilen Wellesley Kız Koleji; bakanlar, başbakanlar, şairler, sanatçılar yetiştiren iki okul olarak dünyaca ünlüdürler. Elit düzeyde eğitim veren bu okullarda öğrenciler kapsamlı bir eğitimden geçiriliyor. Bu okulların içinde din görevlisi de olan kiliseler mevcut. Öğrenci ve eğitimciler her sabah, derslere başlamadan önce, bu kiliselerde dua ediyorlar. İşte İngiltere, ABD, Japonya, Kanada gibi eğitim alanında gelişmiş ülkeler; bu tür okullarda kendi zihniyetlerine uygun insan yetiştiriyorlar. Türkiye’de de, dünyadaki gözde örneklerde olduğu gibi; ahlakı önceleyen, karma eğitim yapmayan, öğrencilerin sabah namazlarını okulun camisinde cemaatle kıldıktan sonra derslere başladıkları, kapsamlı ve disiplinli eğitim veren okullar açılırsa; dünyanın ıslahı için çalışan yetişmiş insanlar üretebiliriz belki. Aksi takdirde zaman zaman devlet büyüklerimizin dile getirdikleri; dindar nesil, asımın nesli, dava adamı gibi kavramların sadece edebiyatı yapılır. Gerçekte ise eğitim kurumlarımız, en basit toplumsal değerleri bile kavrayamayan insanlar yetişmeye devam eder” denildi.