Çocuk Edebiyatının Ünlü İsminden Öğrencilere 'Şiir Atölyesi' Dersi
Çocuk edebiyatının en çok tanınan şair ve yazarlarından Mavisel Yener, Adana’da öğrencilerle sınıflarında şiir atölyesi çalışmasında bulundu, nasıl yazar olduğunu anlattı.
Şiir, öykü, tiyatro oyunu, roman, masal türlerinde 90 kitabı olan Mavisel Yener, Başkent Okullarındaki şiir atölyesi çalışmasında öğrencilere “Şiir bakışını, şiirin yaşamın içinde nerelere saklandığı görmeyi öğrettiklerini” söyledi.
Yener, “Onlarla iyi bir şiirin ve iyi bir şiir okurunun nasıl olacağını, ileride bir iyi bir şiir eleştirisinin nasıl yapılabileceğini konuştuk. Öğrencilerin katılım ve bilinç düzeyleri çok yüksekti. Hatta üniversite öğrencilerinden daha nitelikli değerlendirmeler yaptıklarına tanık oldum. Eminim ki, bu öğrencilerin arasından şairler ve şiir eleştirmenleri çıkacaktır.” ifadelerini kullandı.
İlkokul ikinci sınıfta yazdığı bir şiiri öğretmenine verdiği söyleyen Mavisel Yener, “Öğretmenim şiirimi benden habersiz ulusal bir yarışmaya göndermiş. Benim bundan haberim yoktu. Bir gün beni okul müdürünün odasına çağırarak, şiirimin Türkiye birinciliğini kazandığı müjdesini verdi. O an ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Evime koşa koşa gittim.” dedi.
Mavisel Yener, yazar olmasında ilkokul öğretmenin ve kendisine bir kahraman yaratmasının etkilerini ise şöyle anlattı:
“İlkokul öğretmenim günlük tutmamı istemişti. Ancak ben günlük tutmak istemiyordum. Çünkü oraya yazacağım sırlarımı, yaramazlıklarımı annem görebilirdi. Bir çözüm buldum. Kendime bir kahraman yarattım. Adı Ayşe idi. Bütün yaramazlıkları Ayşe yapıyormuş gibi yazmaya başladım. Örneğin o zaman yatağımı toplamadan okula gittiğimde şöyle yazdım; ‘Ayşe yatağını toplamadan evden okula çıkıp, gitmişti’. Ya da ‘Ayşe, ders çalışırken muz yemiş ve o muz kabuğunu çöpe atmak yerine çekmeceye koymuştu’. Yani onu yapan ben olmuyordum, Ayşe’ydi bütün bunları yapan. Bir gün öğretmenim yanına çağırıp günlüğümü istedi. Öğretmenim, günlüğümü okurken yaprak gibi titriyordum. Sonra gözünü kaldırdı bana baktı dedi ki; ‘Aferin sana, kendine bir kahraman yaratmışsın ve o kahramanın öykülerini yazmışsın. Böyle yazamaya devam et’ Ben de yazmaya devam ettim.”
Yener, Ayşe’nin üzerinden yazdığı öyküleri ileriki yıllarda devam ettirdiğini anlattı. Yener, “Öğretmenimin sayesinde yazar oldum. O gün öğretmenim, beni teşvik etmese, günlüğü okuduğunda beni takdir etmese ben belki bugün 90 kitabı bulunan bir yazar olamayabilirdim” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Yener, “Onlarla iyi bir şiirin ve iyi bir şiir okurunun nasıl olacağını, ileride bir iyi bir şiir eleştirisinin nasıl yapılabileceğini konuştuk. Öğrencilerin katılım ve bilinç düzeyleri çok yüksekti. Hatta üniversite öğrencilerinden daha nitelikli değerlendirmeler yaptıklarına tanık oldum. Eminim ki, bu öğrencilerin arasından şairler ve şiir eleştirmenleri çıkacaktır.” ifadelerini kullandı.
İlkokul ikinci sınıfta yazdığı bir şiiri öğretmenine verdiği söyleyen Mavisel Yener, “Öğretmenim şiirimi benden habersiz ulusal bir yarışmaya göndermiş. Benim bundan haberim yoktu. Bir gün beni okul müdürünün odasına çağırarak, şiirimin Türkiye birinciliğini kazandığı müjdesini verdi. O an ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Evime koşa koşa gittim.” dedi.
Mavisel Yener, yazar olmasında ilkokul öğretmenin ve kendisine bir kahraman yaratmasının etkilerini ise şöyle anlattı:
“İlkokul öğretmenim günlük tutmamı istemişti. Ancak ben günlük tutmak istemiyordum. Çünkü oraya yazacağım sırlarımı, yaramazlıklarımı annem görebilirdi. Bir çözüm buldum. Kendime bir kahraman yarattım. Adı Ayşe idi. Bütün yaramazlıkları Ayşe yapıyormuş gibi yazmaya başladım. Örneğin o zaman yatağımı toplamadan okula gittiğimde şöyle yazdım; ‘Ayşe yatağını toplamadan evden okula çıkıp, gitmişti’. Ya da ‘Ayşe, ders çalışırken muz yemiş ve o muz kabuğunu çöpe atmak yerine çekmeceye koymuştu’. Yani onu yapan ben olmuyordum, Ayşe’ydi bütün bunları yapan. Bir gün öğretmenim yanına çağırıp günlüğümü istedi. Öğretmenim, günlüğümü okurken yaprak gibi titriyordum. Sonra gözünü kaldırdı bana baktı dedi ki; ‘Aferin sana, kendine bir kahraman yaratmışsın ve o kahramanın öykülerini yazmışsın. Böyle yazamaya devam et’ Ben de yazmaya devam ettim.”
Yener, Ayşe’nin üzerinden yazdığı öyküleri ileriki yıllarda devam ettirdiğini anlattı. Yener, “Öğretmenimin sayesinde yazar oldum. O gün öğretmenim, beni teşvik etmese, günlüğü okuduğunda beni takdir etmese ben belki bugün 90 kitabı bulunan bir yazar olamayabilirdim” diye konuştu.