Maliye Bakanı Ağbal Açıklaması (2)
'Gerçekleştireceğimiz reformları altı temel alanda yoğunlaştıracağız. Bunlar, demokratikleşme ve adalet, eğitim, kamu yönetimi, kamu maliyesi, reel ekonomide köklü değişim ve öncelikli dönüşüm programları. Bu sayede ülkemizi yüksek gelirli ülkeler grubuna taşımayı hedefliyoruz' 'Küresel ekonominin mevcut koşulları altında 2016 yılında gelişmiş ülkelerde toparlanmanın devam edeceği, gelişmekte olan emtia ithalatçısı ülkelerde büyümenin güçleneceği, emtia ihracatçısı ülkelerde ise büyümenin zayıflayacağı öngörülüyor' '2016 yılı büyüme oranımızın yüzde 4,5 olacağını tahmin ediyoruz' '2016 yılında ise cari açığın milli gelire oranının daha da azalarak yüzde 3,9’a gerileyeceğini öngörüyoruz'
Maliye Bakanı Naci Ağbal, gerçekleştirecekleri reformların altı temel alanda yoğunlaşacağını belirterek, 'Bunlar; demokratikleşme ve adalet, eğitim, kamu yönetimi, kamu maliyesi, reel ekonomide köklü değişim ve öncelikli dönüşüm programları. Bu sayede ülkemizi yüksek gelirli ülkeler grubuna taşımayı hedefliyoruz' dedi.
Ağbal, 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşme Sonuçları ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.
Naci Ağbal, İstanbul ve Diyarbakır'da meydana gelen terör saldırılarında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Bu yılın Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hazırlıklarını tamamladıklarını belirten Ağbal, tasarıyı TBMM'ye sunulmak üzere Başbakanlığa göndereceklerini ifade etti.
Küresel ekonomide kriz sonrası yavaş büyüme döneminin devam ettiğini vurgulayan Ağbal, küresel ekonominin 2003-2007 döneminde ortalama yüzde 4,8, 2011-2015 döneminde ise ortalama yüzde 3,8 büyüdüğünü söyledi.
Geçen yılın yüzde 3,1 ile küresel ekonominin kriz sonrası dönemde en yavaş büyüdüğü dönem olacağını anlatan Ağbal, 'Bu yavaşlamada, gelişmiş ekonomilerde toparlanmanın istenilen düzeyde olmaması, Fed’in para politikasının gelişmekte olan ülkelerde yarattığı belirsizlik, Çin ekonomisinin yavaşlaması, emtia fiyatlarındaki hızlı düşüş, Brezilya ve Rusya gibi büyük gelişmekte olan ekonomilerdeki daralma etkili olmuştur' değerlendirmesinde bulundu.
Ağbal, 2016 yılından itibaren küresel ekonominin, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki ekonomik toparlanmayla birlikte ivme kazanarak yüzde 3,6 büyümesinin beklendiğini ifade etti.
Genişletici para politikaları ve düşük petrol fiyatlarının gelişmiş ekonomilerde büyümeyi bir miktar yukarı yönlü hızlandırdığına işaret eden Ağbal, şunları kaydetti:
'ABD’de büyüme ve işgücü piyasası toparlanmaktadır. Buna karşın enflasyonun düşük seyri ve aşırı güçlü dolar ABD ekonomisi için risk oluşturmaktadır. Avro Bölgesi ise Avrupa Merkez Bankasının parasal genişlemesi politikasıyla durgunluktan çıkmışa benziyor. Bu bizim için olumlu bir haber ancak Avro bölgesinde büyüme ve enflasyonda beklenen iyileşme istenilen ölçüde yakalanamamış, GSYH ancak kriz öncesi seviyesine ulaşabilmiştir. Yani 2008 yılında başlayan global kriz sonrası AB ülkelerinde sağlanan ekonomik gelişmeler henüz daha büyüme olarak 2008 seviyesine yeni ulaşmıştır. 2009’dan bu yana Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ekonomiler yüzde 24,6, Türkiye hariç gelişmekte olan Avrupa yüzde 13,8, Avro bölgesi ise yüzde 5,6 büyürken Türkiye reel GSYH’sini yüzde 35,2 artırmıştır.'
Ağbal, gerek Avro bölgesi gerek gelişmekte olan ülkelere bakıldığında Türkiye'nin kriz sonrası dönemde büyümede sağladığı performansın dikkat çekici olduğu ifade etti.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, düşük emtia fiyatları, Fed’in faiz politikasına bağlı olarak yaşanan finansal kırılganlık ve sermaye çıkışlarının Hindistan hariç olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde büyümeyi olumsuz etkilediğini belirterek, gelecek dönemde Fed’in atacağı adımların söz konusu ülke piyasalarında önemli bir gösterge olacağını söyledi.
Para politikasında normalleşme süreciyle sıkılaşan finansal koşullar ve üretkenlik artışındaki düşüşlerin de tüm gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkilediğine dikkati çeken Ağbal, 'Küresel ekonominin mevcut koşulları altında 2016 yılında gelişmiş ülkelerde toparlanmanın devam edeceği, gelişmekte olan emtia ithalatçısı ülkelerde büyümenin güçleneceği, emtia ihracatçısı ülkelerde ise büyümenin zayıflayacağı öngörülüyor. Küresel ekonomideki gelişmelere paralel olarak 2015 yılında yüzde 3,2 büyüyen küresel ticaret hacminin 2016 yılında ivme kazanarak yüzde 4,1 büyümesi bekleniyor. Küresel ticaretteki yüzde 3,2'den yüzde 4,1’e gelen artış, 2016 ekonomik gelişmeleri bakımından, bizim açımızdan son derece olumlu bir gelişmedir' diye konuştu.
- 'Büyümede hızlanma artacak'
Ağbal, Türkiye ekonomisinin, iki genel seçimin gerçekleştiği, finansal oynaklıklar ve jeopolitik gerginliklerin arttığı bir ortamda 2015’in 9 ayında yüzde 3,4 büyüdüğünü anımsatarak, son çeyreğe ilişkin üretim ve talep göstergelerinin de büyümede hızlanmanın artacağına işaret ettiğini söyledi. Ağbal, OVP’de 2015 için büyüme tahminini güncellediklerini hatırlatarak, 'Bence Türkiye ekonomisi için OVP’nin büyüme bazında gerçekleşmeleri açısından da son derece olumlu bir neticeyle yılı bitirdiğimizi, yıl içerisinde bütün iç ve dış olumsuzluklara rağmen büyümenin ülkemizin iç dinamiklerinden kaynaklı olarak ivmelendiğini ve yüzde 4'ü yakaladığını rahatlıkla görüyoruz' ifadesini kullandı.
Naci Ağbal, 2015 yılı için büyüme tahmini yüzde 4 olarak öngördüklerini belirterek, '2016 yılında ticaret ortaklarımızda talebin artmasına bağlı olarak ihracat kanalından, siyasi ve ekonomik belirsizliklerin ortadan kalkması ve gerçekleştireceğimiz yapısal reformlara ilişkin olumlu beklentilere bağlı olarak da iç talep kanalından büyümenin ivme kazanacağını ve bu sayede 2016 yılı büyüme oranımızın yüzde 4,5 olacağını tahmin ediyoruz. Türkiye, büyümede diğer gelişmekte olan ülkeler arasında olumlu yönde gelişme sağlayacak' şeklinde konuştu.
İstihdam piyasasındaki canlılığın da ekonomideki toparlanmayı desteklediğine işaret eden Ağbal, son bir yılda yaklaşık bir milyon kişiye istihdam sağlandığını ifade etti. Ağbal, işgücüne katılım oranın da arttığını belirterek, bu nedenle işsizlik oranının 2015 ve 2016 yıllarında OVP’de öngörüldüğü üzere yüzde 10,2 olarak gerçekleşmesini beklediklerini kaydetti.
Bakan Ağbal, 2014 sonunda 46,5 milyar dolar olan cari açığın, 2015 yılı kasım ayı itibarıyla yıllık bazda 34,7 milyar dolara gerilediğine dikkati çekerek, 'Cari açık Eylül 2010’dan beri en düşük düzeye inmiştir. 2015 sonunda 31,7 milyar dolara kadar gerileyeceğini öngördüğümüz cari açığın milli gelire oranının yüzde 4,4 olacağını tahmin ediyoruz. Bu küresel kriz sonrası dönemdeki en düşük orandır. 2016 yılında ise cari açığın milli gelire oranının daha da azalarak yüzde 3,9’a gerileyeceğini öngörüyoruz' diye konuştu.
Doğru makroekonomik politikalar ve birinci nesil reformlar sonucunda ekonomide büyük bir başarı yakaladıklarını vurgulayan Ağbal, gelişmiş ülkelerle aradaki farkın azaldığını refah düzeyinin yükseldiğini söyledi.
Ağbal, ikinci nesil yapısal reformları hızla gerçekleştirmeye kararlı olduklarını vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
'Gerçekleştireceğimiz reformları altı temel alanda yoğunlaştıracağız. Bunlar, demokratikleşme ve adalet, eğitim, kamu yönetimi, kamu maliyesi, reel ekonomide köklü değişim ve öncelikli dönüşüm programları. Bu sayede ülkemizi yüksek gelirli ülkeler grubuna taşımayı hedefliyoruz. Önümüzdeki günlerde de reform paketleri bir bir Meclis'e gelmeye ve yasalaşmaya devam edecektir, en son dün açıklanan Ar-Ge Reform Paketi de özellikle ekonomide yapısal dönüşümü sağlayacak önemli bir pakettir. 2008 yılında yapılan Ar-Ge teşvik kanunundan sonra bu alanda yapılan ikinci önemli düzenleme özelliğini taşıyor. İnşallah en yakın zamanda muhalefetin de desteğiyle bu paketi hızla Meclis'ten geçirmeyi umuyoruz.'
(Sürecek)
Kaynak: AA
Ağbal, 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşme Sonuçları ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.
Naci Ağbal, İstanbul ve Diyarbakır'da meydana gelen terör saldırılarında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Bu yılın Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hazırlıklarını tamamladıklarını belirten Ağbal, tasarıyı TBMM'ye sunulmak üzere Başbakanlığa göndereceklerini ifade etti.
Küresel ekonomide kriz sonrası yavaş büyüme döneminin devam ettiğini vurgulayan Ağbal, küresel ekonominin 2003-2007 döneminde ortalama yüzde 4,8, 2011-2015 döneminde ise ortalama yüzde 3,8 büyüdüğünü söyledi.
Geçen yılın yüzde 3,1 ile küresel ekonominin kriz sonrası dönemde en yavaş büyüdüğü dönem olacağını anlatan Ağbal, 'Bu yavaşlamada, gelişmiş ekonomilerde toparlanmanın istenilen düzeyde olmaması, Fed’in para politikasının gelişmekte olan ülkelerde yarattığı belirsizlik, Çin ekonomisinin yavaşlaması, emtia fiyatlarındaki hızlı düşüş, Brezilya ve Rusya gibi büyük gelişmekte olan ekonomilerdeki daralma etkili olmuştur' değerlendirmesinde bulundu.
Ağbal, 2016 yılından itibaren küresel ekonominin, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki ekonomik toparlanmayla birlikte ivme kazanarak yüzde 3,6 büyümesinin beklendiğini ifade etti.
Genişletici para politikaları ve düşük petrol fiyatlarının gelişmiş ekonomilerde büyümeyi bir miktar yukarı yönlü hızlandırdığına işaret eden Ağbal, şunları kaydetti:
'ABD’de büyüme ve işgücü piyasası toparlanmaktadır. Buna karşın enflasyonun düşük seyri ve aşırı güçlü dolar ABD ekonomisi için risk oluşturmaktadır. Avro Bölgesi ise Avrupa Merkez Bankasının parasal genişlemesi politikasıyla durgunluktan çıkmışa benziyor. Bu bizim için olumlu bir haber ancak Avro bölgesinde büyüme ve enflasyonda beklenen iyileşme istenilen ölçüde yakalanamamış, GSYH ancak kriz öncesi seviyesine ulaşabilmiştir. Yani 2008 yılında başlayan global kriz sonrası AB ülkelerinde sağlanan ekonomik gelişmeler henüz daha büyüme olarak 2008 seviyesine yeni ulaşmıştır. 2009’dan bu yana Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ekonomiler yüzde 24,6, Türkiye hariç gelişmekte olan Avrupa yüzde 13,8, Avro bölgesi ise yüzde 5,6 büyürken Türkiye reel GSYH’sini yüzde 35,2 artırmıştır.'
Ağbal, gerek Avro bölgesi gerek gelişmekte olan ülkelere bakıldığında Türkiye'nin kriz sonrası dönemde büyümede sağladığı performansın dikkat çekici olduğu ifade etti.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, düşük emtia fiyatları, Fed’in faiz politikasına bağlı olarak yaşanan finansal kırılganlık ve sermaye çıkışlarının Hindistan hariç olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde büyümeyi olumsuz etkilediğini belirterek, gelecek dönemde Fed’in atacağı adımların söz konusu ülke piyasalarında önemli bir gösterge olacağını söyledi.
Para politikasında normalleşme süreciyle sıkılaşan finansal koşullar ve üretkenlik artışındaki düşüşlerin de tüm gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkilediğine dikkati çeken Ağbal, 'Küresel ekonominin mevcut koşulları altında 2016 yılında gelişmiş ülkelerde toparlanmanın devam edeceği, gelişmekte olan emtia ithalatçısı ülkelerde büyümenin güçleneceği, emtia ihracatçısı ülkelerde ise büyümenin zayıflayacağı öngörülüyor. Küresel ekonomideki gelişmelere paralel olarak 2015 yılında yüzde 3,2 büyüyen küresel ticaret hacminin 2016 yılında ivme kazanarak yüzde 4,1 büyümesi bekleniyor. Küresel ticaretteki yüzde 3,2'den yüzde 4,1’e gelen artış, 2016 ekonomik gelişmeleri bakımından, bizim açımızdan son derece olumlu bir gelişmedir' diye konuştu.
- 'Büyümede hızlanma artacak'
Ağbal, Türkiye ekonomisinin, iki genel seçimin gerçekleştiği, finansal oynaklıklar ve jeopolitik gerginliklerin arttığı bir ortamda 2015’in 9 ayında yüzde 3,4 büyüdüğünü anımsatarak, son çeyreğe ilişkin üretim ve talep göstergelerinin de büyümede hızlanmanın artacağına işaret ettiğini söyledi. Ağbal, OVP’de 2015 için büyüme tahminini güncellediklerini hatırlatarak, 'Bence Türkiye ekonomisi için OVP’nin büyüme bazında gerçekleşmeleri açısından da son derece olumlu bir neticeyle yılı bitirdiğimizi, yıl içerisinde bütün iç ve dış olumsuzluklara rağmen büyümenin ülkemizin iç dinamiklerinden kaynaklı olarak ivmelendiğini ve yüzde 4'ü yakaladığını rahatlıkla görüyoruz' ifadesini kullandı.
Naci Ağbal, 2015 yılı için büyüme tahmini yüzde 4 olarak öngördüklerini belirterek, '2016 yılında ticaret ortaklarımızda talebin artmasına bağlı olarak ihracat kanalından, siyasi ve ekonomik belirsizliklerin ortadan kalkması ve gerçekleştireceğimiz yapısal reformlara ilişkin olumlu beklentilere bağlı olarak da iç talep kanalından büyümenin ivme kazanacağını ve bu sayede 2016 yılı büyüme oranımızın yüzde 4,5 olacağını tahmin ediyoruz. Türkiye, büyümede diğer gelişmekte olan ülkeler arasında olumlu yönde gelişme sağlayacak' şeklinde konuştu.
İstihdam piyasasındaki canlılığın da ekonomideki toparlanmayı desteklediğine işaret eden Ağbal, son bir yılda yaklaşık bir milyon kişiye istihdam sağlandığını ifade etti. Ağbal, işgücüne katılım oranın da arttığını belirterek, bu nedenle işsizlik oranının 2015 ve 2016 yıllarında OVP’de öngörüldüğü üzere yüzde 10,2 olarak gerçekleşmesini beklediklerini kaydetti.
Bakan Ağbal, 2014 sonunda 46,5 milyar dolar olan cari açığın, 2015 yılı kasım ayı itibarıyla yıllık bazda 34,7 milyar dolara gerilediğine dikkati çekerek, 'Cari açık Eylül 2010’dan beri en düşük düzeye inmiştir. 2015 sonunda 31,7 milyar dolara kadar gerileyeceğini öngördüğümüz cari açığın milli gelire oranının yüzde 4,4 olacağını tahmin ediyoruz. Bu küresel kriz sonrası dönemdeki en düşük orandır. 2016 yılında ise cari açığın milli gelire oranının daha da azalarak yüzde 3,9’a gerileyeceğini öngörüyoruz' diye konuştu.
Doğru makroekonomik politikalar ve birinci nesil reformlar sonucunda ekonomide büyük bir başarı yakaladıklarını vurgulayan Ağbal, gelişmiş ülkelerle aradaki farkın azaldığını refah düzeyinin yükseldiğini söyledi.
Ağbal, ikinci nesil yapısal reformları hızla gerçekleştirmeye kararlı olduklarını vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
'Gerçekleştireceğimiz reformları altı temel alanda yoğunlaştıracağız. Bunlar, demokratikleşme ve adalet, eğitim, kamu yönetimi, kamu maliyesi, reel ekonomide köklü değişim ve öncelikli dönüşüm programları. Bu sayede ülkemizi yüksek gelirli ülkeler grubuna taşımayı hedefliyoruz. Önümüzdeki günlerde de reform paketleri bir bir Meclis'e gelmeye ve yasalaşmaya devam edecektir, en son dün açıklanan Ar-Ge Reform Paketi de özellikle ekonomide yapısal dönüşümü sağlayacak önemli bir pakettir. 2008 yılında yapılan Ar-Ge teşvik kanunundan sonra bu alanda yapılan ikinci önemli düzenleme özelliğini taşıyor. İnşallah en yakın zamanda muhalefetin de desteğiyle bu paketi hızla Meclis'ten geçirmeyi umuyoruz.'
(Sürecek)