'Referandum İngiltere İçin Fırsat'
Avrupa Birliği ve göçmen karşıtı görüşleriyle bilinen Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’nin (UKIP) Genel Başkanı Nigel Farage, İngiltere’nin AB üyeliğinin oylanacağı referandumun ülkenin bağımsızlığını yeniden kazanması için fırsat olduğunu söyledi.
Partisinin kongresinde konuşan Farage, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının kendisi için siyaset üstü ve en önemli konu olduğunu ifade etti.
Farage, "Zihinlerimizde ve bedenlerimizde bulabileceğimiz her enerji kırıntısını toparlayıp kendimizi bu referandumda 'hayır'ın kazanmasına adamalıyız. Şimdi ülkeyi partinin önünde tutma zamanıdır. Bu, İngiltere'nin bağımsızlığını ve öz yönetimini kazanması için hayatta bir kez karşımıza çıkacak bir fırsat" diye konuştu.
AB referandumunda sadece mevcut durumun oylanmayacağını vurgulayan Farage, “evet” çıkması durumunda para birliği başta olmak üzere birçok alanda İngiltere’nin AB ile daha da çok bütünleşmesinin gündeme geleceği uyarısında bulundu.
Farage, “evet” demenin İngiltere için getireceği risklerin “hayır”ın getirmesinden korkulan risklerden büyük olduğunu savundu.
AB referandumunun İngiltere için bağımsızlığını yeniden kazanma fırsatı olduğunu belirten Farage, “Mesajımız net, ülkemizi geri istiyoruz” dedi.
İngiltere’deki AB karşıtı tüm grupların referandum sürecinde "leave.eu" internet platformunda birleşerek "hayır" kampanyası yürüteceğini anlatan Farage, parti olarak platforma destek olacaklarını açıkladı.
Farage, “Birlikteyiz, birleştik. Hayatımızda görebileceğimiz en tarihi ve en önemli siyasi zaferi kazanma yolunda ilerliyoruz” diye konuştu.
İki aşamalı referandum ya da referandumla el güçlendirip üyelik koşullarını yeniden müzakere etmek gibi seçenekleri doğru bulmadıklarını ifade eden Farage, İngiltere halkının AB üyeliğiyle ilgili kararı bir defa da ve doğrudan bir şekilde alması gerektiğini söyledi.
Farage, referandumda halka sorulacak sorunun da açık ve net olması gerektiğini belirterek, İngiltere Seçim Komisyonu'nun bu konuda hükümete yaptığı uyarıyı övdü.
İngiltere Başbakanı David Cameron’ın ülkenin AB üyeliğinin koşullarını yeniden müzakere etme planını da eleştiren Farage, Cameron’ın AB’den kayda değer bir talepte bulunmadığını savundu.
Farage, İşçi Partisi'nin yeni lideri Jeremy Corbyn’i de 40 yıllık siyasi pozisyonunu değiştirip İngiltere’nin AB üyeliğinden yana tutum almakla suçladı. Yeni liderinin, İşçi Partisi seçmenlerinin bir kısmını UKIP'e kaçıracağını savunan Farage, “Corbyn UKIP için bir hediye” ifadesini kullandı.
Nigel Farage'ın genel başkanlığını yaptığı UKIP, mayıs ayında yapılan genel seçimde yüzde 13 oy almasına karşın, dar bölge seçim sistemi yüzünden sadece bir milletvekili parlamentoya sokabildi.
İngiltere'nin AB üyeliği ülkede sıcak bir tartışma konusu. 2010’dan bu yana yapılan kamuoyu yoklamaları halkın bu konuda bölünmüş olduğunu gösteriyor. Ülkede bu konudaki tek referandum 1975’te, daha sonra Avrupa Birliği’ne dönüşecek olan Avrupa Ekonomik Topluluğu üyeliğinin devamı konusunda yapılmış, oylamadan “evet” sonucu çıkmıştı.
İngiltere Başbakanı David Cameron, ülkesinin AB üyeliğini önce Avrupalı ortaklarıyla yeniden müzakere etmek, ardından 2017 yılı sonuna kadar referanduma sunmak istiyor. AB ülkelerindeki ulusal parlamentoların yetkilerinin artırılması ve özellikle AB göçmenlerinin sayılarına sınırlama getirilmesini isteyen Cameron, göçmenlere sağlanan sosyal yardımların kesilmesi gerektiğini de savunuyor.
İngiltere Seçim Komisyonu, İngiltere'nin AB üyeliğiyle ilgili yapılması planlanan referandumda, ülke halkına sorulacak soruda değişikliğe gidilmesi tavsiyesinde bulunmuştu.
"Birleşik Krallık'ın AB üyesi olarak kalması gerektiğini düşünüyor musunuz?" sorusunun ülkenin AB'de kalmasını destekleyen kişilerin avantajına olabileceğini vurgulayan komisyon, "Birleşik Krallık, AB üyesi olarak kalmaya devam etmeli mi yoksa AB'den ayrılmalı mı?" şekline değiştirilmesini, halkın tercih edeceği cevapların da "AB'de kalsın" ve "AB'den ayrılmalı" şeklinde olmasını istemişti.
Kaynak: AA
Farage, "Zihinlerimizde ve bedenlerimizde bulabileceğimiz her enerji kırıntısını toparlayıp kendimizi bu referandumda 'hayır'ın kazanmasına adamalıyız. Şimdi ülkeyi partinin önünde tutma zamanıdır. Bu, İngiltere'nin bağımsızlığını ve öz yönetimini kazanması için hayatta bir kez karşımıza çıkacak bir fırsat" diye konuştu.
AB referandumunda sadece mevcut durumun oylanmayacağını vurgulayan Farage, “evet” çıkması durumunda para birliği başta olmak üzere birçok alanda İngiltere’nin AB ile daha da çok bütünleşmesinin gündeme geleceği uyarısında bulundu.
Farage, “evet” demenin İngiltere için getireceği risklerin “hayır”ın getirmesinden korkulan risklerden büyük olduğunu savundu.
AB referandumunun İngiltere için bağımsızlığını yeniden kazanma fırsatı olduğunu belirten Farage, “Mesajımız net, ülkemizi geri istiyoruz” dedi.
İngiltere’deki AB karşıtı tüm grupların referandum sürecinde "leave.eu" internet platformunda birleşerek "hayır" kampanyası yürüteceğini anlatan Farage, parti olarak platforma destek olacaklarını açıkladı.
Farage, “Birlikteyiz, birleştik. Hayatımızda görebileceğimiz en tarihi ve en önemli siyasi zaferi kazanma yolunda ilerliyoruz” diye konuştu.
İki aşamalı referandum ya da referandumla el güçlendirip üyelik koşullarını yeniden müzakere etmek gibi seçenekleri doğru bulmadıklarını ifade eden Farage, İngiltere halkının AB üyeliğiyle ilgili kararı bir defa da ve doğrudan bir şekilde alması gerektiğini söyledi.
Farage, referandumda halka sorulacak sorunun da açık ve net olması gerektiğini belirterek, İngiltere Seçim Komisyonu'nun bu konuda hükümete yaptığı uyarıyı övdü.
İngiltere Başbakanı David Cameron’ın ülkenin AB üyeliğinin koşullarını yeniden müzakere etme planını da eleştiren Farage, Cameron’ın AB’den kayda değer bir talepte bulunmadığını savundu.
Farage, İşçi Partisi'nin yeni lideri Jeremy Corbyn’i de 40 yıllık siyasi pozisyonunu değiştirip İngiltere’nin AB üyeliğinden yana tutum almakla suçladı. Yeni liderinin, İşçi Partisi seçmenlerinin bir kısmını UKIP'e kaçıracağını savunan Farage, “Corbyn UKIP için bir hediye” ifadesini kullandı.
Nigel Farage'ın genel başkanlığını yaptığı UKIP, mayıs ayında yapılan genel seçimde yüzde 13 oy almasına karşın, dar bölge seçim sistemi yüzünden sadece bir milletvekili parlamentoya sokabildi.
İngiltere'nin AB üyeliği ülkede sıcak bir tartışma konusu. 2010’dan bu yana yapılan kamuoyu yoklamaları halkın bu konuda bölünmüş olduğunu gösteriyor. Ülkede bu konudaki tek referandum 1975’te, daha sonra Avrupa Birliği’ne dönüşecek olan Avrupa Ekonomik Topluluğu üyeliğinin devamı konusunda yapılmış, oylamadan “evet” sonucu çıkmıştı.
İngiltere Başbakanı David Cameron, ülkesinin AB üyeliğini önce Avrupalı ortaklarıyla yeniden müzakere etmek, ardından 2017 yılı sonuna kadar referanduma sunmak istiyor. AB ülkelerindeki ulusal parlamentoların yetkilerinin artırılması ve özellikle AB göçmenlerinin sayılarına sınırlama getirilmesini isteyen Cameron, göçmenlere sağlanan sosyal yardımların kesilmesi gerektiğini de savunuyor.
İngiltere Seçim Komisyonu, İngiltere'nin AB üyeliğiyle ilgili yapılması planlanan referandumda, ülke halkına sorulacak soruda değişikliğe gidilmesi tavsiyesinde bulunmuştu.
"Birleşik Krallık'ın AB üyesi olarak kalması gerektiğini düşünüyor musunuz?" sorusunun ülkenin AB'de kalmasını destekleyen kişilerin avantajına olabileceğini vurgulayan komisyon, "Birleşik Krallık, AB üyesi olarak kalmaya devam etmeli mi yoksa AB'den ayrılmalı mı?" şekline değiştirilmesini, halkın tercih edeceği cevapların da "AB'de kalsın" ve "AB'den ayrılmalı" şeklinde olmasını istemişti.
