Ortaçağ'da Ahlat'a Göçün İzleri Bulundu

Ahlat ilçesindeki, Eski Ahlat Şehri Kazıları'nda ortaya çıkan mezar taşları ilçenin geçmişteki sosyal yaşamına ışık tutuyor.

Anadolu'nun Orhun Abideleri olarak nitelendirilen, boyları 4,5 metreye varan, üzerindeki yazı ve motiflerle her biri sanat eseri niteliği taşıyan mezar taşlarını bünyesinde barındıran Selçuklu Mezarlığı'nda, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Recai Karahan başkanlığında yürütülen kazılarda ortaya çıkarılan mezar taşlarının üzerindeki yazılar tek tek okunuyor.

YYÜ Sanat Tarihi Uzmanı Selami Bak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okunan mezar taşlarıyla Ahlat'ın özellikle Ortaçağ'da göç alan bir yerleşim yeri olduğuna dair verilere ulaştıklarını söyledi.

Mezarlıkta 2011 yılından beri restorasyon ve liken temizliğine ağırlık verdiklerini anımsatan Bak, şöyle devam etti:

"Daha önce hiç okunmamış ve bilgisi belirlenmemiş taşlarla ilgili birçok yeni bilgi ortaya çıkmış oldu. Bunlardan biri de farklı şehirlerden gelip burada mesleklerini icra ettikten sonra, burada vefat eden ve mezar taşlarına geldikleri şehirlerin yazılı olduğu kişilerin bilgisi. Kazı başkanlığı olarak bununla ilgili bir çalışmamız var. Bu da 'Ortaçağ'da Ahlat'a göçün izleri' ismiyle bilimsel bir yayın çalışması planlamaktayız. Bunun üzerine yoğunlaştık. Mezar taşlarında Belh'ten, Buhara'dan, Tebriz'den, Erzurum'dan, Horasan'dan, Muş ve Bitlis'ten birçok kişinin gelip burada mesleklerini icra ettiklerini ve burada vefat ettiklerini görmekteyiz. Mezar taşlarına şehirlerinin belirtmiş olmaları bunun kanıtı."

​- "Ahlat kültür merkeziymiş"

Taşlardan elde edilen bulguların aslında Ortaçağ'da yani 13'ncü yüzyılda Ahlat'ın önemli bir bilim, kültür ve ticaret merkezi olduğunu ve dışarıdan göç alan bir yerleşim konumunda olduğunu kanıtladığını anlatan Bak, ilçenin özellikle Ahlat Şahlar, Sökmen Şahlar dönemlerinde istikrar içinde yaşadığını ve bu nedenle göç alan bir şehir niteliği kazandığını bildirdi.

Bak, ilçe nüfusunun o dönemde yaklaşık 300 bin olduğunun kabul edildiğini ifade ederek, zamanla ilçenin sürekli el değiştirdiğine işaret etti.

Bak, şunları dile getirdi:

"Ahlat Şahlar'dan sonra Eyyubiler'in, Harzemşahlar'ın, Akkayonlu, Karakoyunlular'ın kısa aralıklarla farklı devletlerin hakimiyetine girmesi ve Moğol istilasıyla şehir giderek önemini yitiriyor ve günümüzdeki konumunu alıyor. Ayrıca bunun dışında 1274 ve 1276'da şehir iki büyük deprem geçiriyor. Şehir yerle bir oluyor. Bundan dolayı da şehir o önemini yitiriyor. Hatta o dönemde burada yaşayan bir Seyit ailesi, Seyit Hüseyin Ahlat-i'ye mensup olanlarla Kahire'ye göç ediyor. Kaynaklardan incelediğimiz kadarıyla yalnızca onunla 12 bin aile, yaklaşık 60 bin kişi Mısır'a göç edip, oraya yerleşiyor ve Ahlat adında bir mahalle kuruyorlar. Bu bile şu an ki Ahlat nüfusunun yaklaşık iki katı."

Mezar taşlarında ölen kişilerin yalnızca memleketleri değil, mesleki alanlarının da yazıldığını açıklayan Bak, "Örneğin sarraf, nacar, ahşap ustası, kadı gibi meslekler taşlarda yer alıyor. Ahi kadı ise sadece ahilik teşkilatı içerisindeki davalara bakan, onarın davalarından sorumlu kadı. Yine bir kaç eserde pehlivan unvanı geçiyor. Bunun gibi meslek gruplarını taşlarda okuyoruz" ifadesini kullandı.

Kaynak: AA