Şehit Sayısının Geç Açıklanması Fısıltı Gazetesini Devreye Soktu
TSK’nın, Dağlıca’da hayatını kaybeden asker sayısını olaydan 24 saat sonra açıklaması fısıltı gazetesini devreye soktu. Şehit sayısının resmi rakamdan daha fazla olduğu yönündeki algı her geçen gün yaygınlaşırken uzmanlar açıklamanın geç yapılmasını yanlış bir hamle olarak nitelendirdi.
TSK, PKK’nın Hakkari’nin Dağlıca kırsalında gerçekleştirdiği pusu sonucunda hayatını kaybeden 16 askerle ilgili resmi açıklamayı olaydan 24 saat sonra yapmıştı. Açıklamanın geç yapılmasından dolayı daha çok kayıp verildiği yönündeki iddiaların sosyal medyada yaygınlaştığını söyleyen Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Psikiyatrist Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, böylesi durumlarda gerçeklerin hızlıca kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini ifade etti.
İnsanların, resmi rakamlardan çok fısıltı gazetesine inandıklarını belirten Hüsnü Erkmen, “Bu tür olaylar yaşandığında psikolojik olarak insanlar çok gergin olur ve detaylarını öğrenmek ister. Öğrenemedikleri zaman ise fısıltı gazetesi devreye girer. Bu haberler günümüzde genellikle sosyal medya üzerinden yayılıyor. İnsanlar fısıltı gazetesine resmi açıklamadan daha çok inanıyorlar. Böyle bir ortamda resmi makamların doğruyu hızlıca açıklaması gerekir. Aksi takdirde diğer sistem çalışır ve bu da toplumu böler, parçalar, umutları kırar, üzer, tedirgin eder. Resmi rakamlara inanmamak ise çok kötü bir psikoloji. Gerçekten de daha yüksek bir şehit sayısı varsa bir an önce açıklanmalı, yoksa da net bir şekilde ‘Başka bir şehit yoktur’ denmeli” diye konuştu.
BATIDAKİLER GERGİN, DOĞUDAKİLER KORKULU
Doğu’da yaşayan insanların korku içinde olduklarını, Batı’da yaşayanların ise gergin ve huzursuz hissettiklerini belirten Hüsnü Erkmen, “Doğu’da yaşayan insanlarımız korku içindeler. Zaten bölge halkının hepsi bu işe karışmış durumda değil. Geçtiğimiz 20-30 yıl içinde çok sayıda insan oraları terk edip Batı bölgelerine gittiler. Batıdakiler ise gergin ve huzursuz. Doğu’da olanların dozu kaçıyor diye geriliyorlar. Zaten Doğu’da ölenlerin bir kısmı, Batı’da yaşayanların tanıdığı. Dolayısıyla bu gerilim giderek artıyor. İşin kötüsü toplumu rahatlatacak psikolojik taktikler uygulamak yerine gerilim dolu konuşmalar yapılıyor” ifadelerini kullandı.
PROTESTOLARIN ÇEŞİTLİ NEDENLERİ VAR
İç savaş psikolojisini ve ülke genelinde devam eden protesto eylemlerini değerlendiren Hüsnü Erkmen, “Protestoların tek bir nedeni yok. Şu an ülkemizde ciddi bir işsizlik var, hayat pahalanıyor ve yaşamak zorlaşıyor. Terör eylemleri de tüm bunların üzerine tuz biber ekti ve tepki bir tarafa doğru akmaya başladı.
Hepimizi çok zor durumda bırakacak tatsız şeyler oluyor. İç savaş psikolojisi iki tarafından birbirinden kopmasını, kendini haklı görmesini ve karşı tarafın ülkeyi idare edemeyeceğini düşünmesiyle körükleniyor. Bu durum tıpkı Suriye’de olduğu gibi büyük zarar getirir. Kitle psikolojisi çok özel bir şeydir. Tek başına hiçbir şey yapmayacak olan bir insan kitlenin içinde çok tatsız şeyler yapabilir. Bunu 70’li yıllarda fazlasıyla yaşadık” dedi.
“SAKİNLEŞTİRİCİ ŞEYLER YAPMAK LAZIM”
Vatandaşların ruh halinin yatışması için parti başkanlarının ve kanaat önderlerinin bir araya gelerek açıklama yapması gerektiğini vurgulayan Hüsnü Erkmen, “Sakinleştirici birtakım şeyler yapmak lazım. Meclis toplanıp birtakım kararlar almalı ve parti başkanları bir araya gelerek açıklamalar yapmalı. İnsanlar birbirini suçlamayı bırakarak böyle bir tatsızlığın içinden nasıl çıkabileceklerini konuşmalı. Toplumdaki kanaat önderleri bir tarafı tutmadan açıklamalar yapmalı ve insanların evlerinden çıkmamaları gerektiğini söylemeli” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
İnsanların, resmi rakamlardan çok fısıltı gazetesine inandıklarını belirten Hüsnü Erkmen, “Bu tür olaylar yaşandığında psikolojik olarak insanlar çok gergin olur ve detaylarını öğrenmek ister. Öğrenemedikleri zaman ise fısıltı gazetesi devreye girer. Bu haberler günümüzde genellikle sosyal medya üzerinden yayılıyor. İnsanlar fısıltı gazetesine resmi açıklamadan daha çok inanıyorlar. Böyle bir ortamda resmi makamların doğruyu hızlıca açıklaması gerekir. Aksi takdirde diğer sistem çalışır ve bu da toplumu böler, parçalar, umutları kırar, üzer, tedirgin eder. Resmi rakamlara inanmamak ise çok kötü bir psikoloji. Gerçekten de daha yüksek bir şehit sayısı varsa bir an önce açıklanmalı, yoksa da net bir şekilde ‘Başka bir şehit yoktur’ denmeli” diye konuştu.
BATIDAKİLER GERGİN, DOĞUDAKİLER KORKULU
Doğu’da yaşayan insanların korku içinde olduklarını, Batı’da yaşayanların ise gergin ve huzursuz hissettiklerini belirten Hüsnü Erkmen, “Doğu’da yaşayan insanlarımız korku içindeler. Zaten bölge halkının hepsi bu işe karışmış durumda değil. Geçtiğimiz 20-30 yıl içinde çok sayıda insan oraları terk edip Batı bölgelerine gittiler. Batıdakiler ise gergin ve huzursuz. Doğu’da olanların dozu kaçıyor diye geriliyorlar. Zaten Doğu’da ölenlerin bir kısmı, Batı’da yaşayanların tanıdığı. Dolayısıyla bu gerilim giderek artıyor. İşin kötüsü toplumu rahatlatacak psikolojik taktikler uygulamak yerine gerilim dolu konuşmalar yapılıyor” ifadelerini kullandı.
PROTESTOLARIN ÇEŞİTLİ NEDENLERİ VAR
İç savaş psikolojisini ve ülke genelinde devam eden protesto eylemlerini değerlendiren Hüsnü Erkmen, “Protestoların tek bir nedeni yok. Şu an ülkemizde ciddi bir işsizlik var, hayat pahalanıyor ve yaşamak zorlaşıyor. Terör eylemleri de tüm bunların üzerine tuz biber ekti ve tepki bir tarafa doğru akmaya başladı.
Hepimizi çok zor durumda bırakacak tatsız şeyler oluyor. İç savaş psikolojisi iki tarafından birbirinden kopmasını, kendini haklı görmesini ve karşı tarafın ülkeyi idare edemeyeceğini düşünmesiyle körükleniyor. Bu durum tıpkı Suriye’de olduğu gibi büyük zarar getirir. Kitle psikolojisi çok özel bir şeydir. Tek başına hiçbir şey yapmayacak olan bir insan kitlenin içinde çok tatsız şeyler yapabilir. Bunu 70’li yıllarda fazlasıyla yaşadık” dedi.
“SAKİNLEŞTİRİCİ ŞEYLER YAPMAK LAZIM”
Vatandaşların ruh halinin yatışması için parti başkanlarının ve kanaat önderlerinin bir araya gelerek açıklama yapması gerektiğini vurgulayan Hüsnü Erkmen, “Sakinleştirici birtakım şeyler yapmak lazım. Meclis toplanıp birtakım kararlar almalı ve parti başkanları bir araya gelerek açıklamalar yapmalı. İnsanlar birbirini suçlamayı bırakarak böyle bir tatsızlığın içinden nasıl çıkabileceklerini konuşmalı. Toplumdaki kanaat önderleri bir tarafı tutmadan açıklamalar yapmalı ve insanların evlerinden çıkmamaları gerektiğini söylemeli” şeklinde konuştu.