Prof. Dr. Haluk Özener Açıklaması 'Olası Bir Marmara Depreminin Kaybı Tsunamiden Çok Büyük Olacaktır'
Tarihinde ilk defa seçimle göreve gelen Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü yönetimi, basın mensuplarına rasathanede yapılan ve yeni dönemde yapılacak çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Olası Marmara depremiyle ilgili yöneltilen sorulara Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, “Olası bir Marmara depreminde depremin yaratacağı can ve mal kaybı, tsunaminin yaratacağından çok çok daha fazla olacaktır” dedi.
Tarihinde ilk defa seçimle göreve gelen Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Şafak, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Pınar, rasathanenin bugüne kadar yaptığı çalışmalarla ilgili ve yeni dönemde yapılacak çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Toplantı sırasında olası Marmara depremi ile ilgili yöneltilen sorulara da yanıt verildi.
“OLASI BİR MARMARA DEPREMİNİN ETKİSİ TSUNAMİDEN ÇOK BÜYÜK”
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, olası Marmara depremi ve tsunaminin zararları ile ilgili yöneltilen bir soruya, “Olası beklediğimiz deprem sonuçta Marmara Denizi’nde olacak. Kıyıların yakınlıktan dolayı deprem 7’lik bir deprem olsa dahi kıyılarda onu hissetme aletsel büyüklüğü 7 de olsa şiddeti hissetmenizle ilgili bir şey. Dolayısı ile kıyılardan 9’la başlayarak Kuzeye doğru 6 şiddetinde hissedebileceksiniz. Dolayısı ile sahile ne kadar yakınsanız etkilenmeniz o derece artacak. Tsunami riskinden bahsedersek, Türkiye biliyorsunuz 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke. Dolayısı ile daha çok Doğu Akdeniz, Ege’de olan tsunamilerden tarihsel kayıtlara baktığımız zaman burada Marmara’da olmuş tsunamilerden de bahsediliyor. Baktığımız zaman depremin yaratacağı can ve mal kaybı Marmara için konuşuyoruz, tsunaminin yaratacağından çok çok daha büyük olacaktır. Dolayısı ile Marmara Denizi içinde de olası bir tsunami bizim beklentilerimiz üzerine ancak deniz tabanında olacak bir heyelandan ötürü olacaktır. Dolayısı ile depremin zararı, tsunaminin zararından çok çok daha fazla olacaktır” dedi.
“DEPREMİN ÖNLEMİNİ ALMAK ÇOK DAHA UCUZ"
Depremlerin büyüklüğü ile ilgili tahminler üzerine konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Şafak ise, “Depremin hasarlarını tahmin etmek çok daha kolay, önlemini almak çok daha ucuz. Onun için biz paramızın ve zamanımızın önemli kısmını etkilerini azaltmaya harcayalım diyoruz. Depremi tahmin konusunda artık bilimsel anlamda artık tamamen tartışma dışı bir şey. Çünkü fiziki olarak imkansız. Bir de depremi tahmin etsen bile durdurmana imkan yok. Neticede yine hasar olacaktır. Depremi tahmin etmek yerine depremin zararlarını tahmin etmek çok daha akıllı bir çözüm. Biz deprem mühendisi olarak ana hedefimiz bu depremden dolayı oluşacak zararları azaltacak çalışmalar yapmak” şeklinde konuştu.
Rasathanenin önemli çalışmaları olduğunu belirten Şafak, “Bunlardan önemli olanları bizim Acil Müdahale ve Erken Uyarı Sistemimiz var İstanbul için. 200’e yakın istasyonumuz var İstanbul için ve bunlar sürekli olarak yer hareketini ölçüyor. Bu aletlerden gelen datalarla büyük deprem olduğunda biz hangi bölge ne kadar şiddette sallandı biz onu da dakikalar içinde üretebiliyoruz. Bu bilgi deprem sonrası acil müdahale işlerinden sorumlu kuruluşlar için çok önemli. Bu bilgi ile de öncelikle ilk müdahaleyi nereye yapacağına karar verebiliyor. Erken uyarı sistemi ise daha deneme safhasında olan bir sistem. Bu fay hattına çok yakın ve deniz altına konulan istasyonlar sayesinde deprem dalgaları daha İstanbul yerleşim merkezine ulaşmadan 5-6 saniye öncesinde bir uyarı almak mümkün. Tabi bu kadar kısa bir sürede insanın içine gireceği bir tipte bir tedbir almanın imkanı yok. Ama bilgisayarlar sayesinde bir çok şeyi otomatik olarak yapmak mümkün. Örneğin Marmaray’ı durdurabilirsiniz. Köprüleri kapatırsınız, gaz hatlarını kesebilirsiniz” diye konuştu.
Marmara depreminin büyüklüğü ile ilgili tahminlerin çok gereksiz olduğunu ifade eden Şafak, eski binaların bu depremde yıkılacağını, en tehlikeli bölgenin de sahil şeridi olduğunu vurguladı.
“ANORMAL BİR DEPREM SÖZ KONUSU DEĞİL”
Yalova depreminin Marmara depremine etkisinin olup olmayacağı sorulan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Pınar, “Yalova açıklarında dün saat 04.00 sıralarında meydana gelen 3.8 büyüklüğündeki deprem olağan bir depremdir. Yani her bölgenin kendine özgü bir deprem üretme potansiyeli vardır. Bu depremde onlardan biridir. Marmara denizini 70 adet sismik cihazla izliyoruz. Ondan dolayı en ufak bir sarsıntıyı bile kaydedebiliyoruz. Yani Marmara Denizi’nde büyüklüğü 1.5’den büyük tüm depremleri kaydedebiliyoruz ve şuan herhangi anormal bir deprem söz konusu değil” dedi.
Basın toplantısının ardından basın mensuplarına Bölgesel Deprem Tsunami İzleme Değerlendirme Merkezi gezdirilerek bilgi verildi.
Kaynak: İHA
“OLASI BİR MARMARA DEPREMİNİN ETKİSİ TSUNAMİDEN ÇOK BÜYÜK”
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, olası Marmara depremi ve tsunaminin zararları ile ilgili yöneltilen bir soruya, “Olası beklediğimiz deprem sonuçta Marmara Denizi’nde olacak. Kıyıların yakınlıktan dolayı deprem 7’lik bir deprem olsa dahi kıyılarda onu hissetme aletsel büyüklüğü 7 de olsa şiddeti hissetmenizle ilgili bir şey. Dolayısı ile kıyılardan 9’la başlayarak Kuzeye doğru 6 şiddetinde hissedebileceksiniz. Dolayısı ile sahile ne kadar yakınsanız etkilenmeniz o derece artacak. Tsunami riskinden bahsedersek, Türkiye biliyorsunuz 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke. Dolayısı ile daha çok Doğu Akdeniz, Ege’de olan tsunamilerden tarihsel kayıtlara baktığımız zaman burada Marmara’da olmuş tsunamilerden de bahsediliyor. Baktığımız zaman depremin yaratacağı can ve mal kaybı Marmara için konuşuyoruz, tsunaminin yaratacağından çok çok daha büyük olacaktır. Dolayısı ile Marmara Denizi içinde de olası bir tsunami bizim beklentilerimiz üzerine ancak deniz tabanında olacak bir heyelandan ötürü olacaktır. Dolayısı ile depremin zararı, tsunaminin zararından çok çok daha fazla olacaktır” dedi.
“DEPREMİN ÖNLEMİNİ ALMAK ÇOK DAHA UCUZ"
Depremlerin büyüklüğü ile ilgili tahminler üzerine konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Şafak ise, “Depremin hasarlarını tahmin etmek çok daha kolay, önlemini almak çok daha ucuz. Onun için biz paramızın ve zamanımızın önemli kısmını etkilerini azaltmaya harcayalım diyoruz. Depremi tahmin konusunda artık bilimsel anlamda artık tamamen tartışma dışı bir şey. Çünkü fiziki olarak imkansız. Bir de depremi tahmin etsen bile durdurmana imkan yok. Neticede yine hasar olacaktır. Depremi tahmin etmek yerine depremin zararlarını tahmin etmek çok daha akıllı bir çözüm. Biz deprem mühendisi olarak ana hedefimiz bu depremden dolayı oluşacak zararları azaltacak çalışmalar yapmak” şeklinde konuştu.
Rasathanenin önemli çalışmaları olduğunu belirten Şafak, “Bunlardan önemli olanları bizim Acil Müdahale ve Erken Uyarı Sistemimiz var İstanbul için. 200’e yakın istasyonumuz var İstanbul için ve bunlar sürekli olarak yer hareketini ölçüyor. Bu aletlerden gelen datalarla büyük deprem olduğunda biz hangi bölge ne kadar şiddette sallandı biz onu da dakikalar içinde üretebiliyoruz. Bu bilgi deprem sonrası acil müdahale işlerinden sorumlu kuruluşlar için çok önemli. Bu bilgi ile de öncelikle ilk müdahaleyi nereye yapacağına karar verebiliyor. Erken uyarı sistemi ise daha deneme safhasında olan bir sistem. Bu fay hattına çok yakın ve deniz altına konulan istasyonlar sayesinde deprem dalgaları daha İstanbul yerleşim merkezine ulaşmadan 5-6 saniye öncesinde bir uyarı almak mümkün. Tabi bu kadar kısa bir sürede insanın içine gireceği bir tipte bir tedbir almanın imkanı yok. Ama bilgisayarlar sayesinde bir çok şeyi otomatik olarak yapmak mümkün. Örneğin Marmaray’ı durdurabilirsiniz. Köprüleri kapatırsınız, gaz hatlarını kesebilirsiniz” diye konuştu.
Marmara depreminin büyüklüğü ile ilgili tahminlerin çok gereksiz olduğunu ifade eden Şafak, eski binaların bu depremde yıkılacağını, en tehlikeli bölgenin de sahil şeridi olduğunu vurguladı.
“ANORMAL BİR DEPREM SÖZ KONUSU DEĞİL”
Yalova depreminin Marmara depremine etkisinin olup olmayacağı sorulan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Pınar, “Yalova açıklarında dün saat 04.00 sıralarında meydana gelen 3.8 büyüklüğündeki deprem olağan bir depremdir. Yani her bölgenin kendine özgü bir deprem üretme potansiyeli vardır. Bu depremde onlardan biridir. Marmara denizini 70 adet sismik cihazla izliyoruz. Ondan dolayı en ufak bir sarsıntıyı bile kaydedebiliyoruz. Yani Marmara Denizi’nde büyüklüğü 1.5’den büyük tüm depremleri kaydedebiliyoruz ve şuan herhangi anormal bir deprem söz konusu değil” dedi.
Basın toplantısının ardından basın mensuplarına Bölgesel Deprem Tsunami İzleme Değerlendirme Merkezi gezdirilerek bilgi verildi.