Kayseri Hacı Bektaş-İ Veli Derneği Başkanı Sadık Genç Açıklaması
Kayseri Hacı Bektaş-i Veli Derneği Başkanı Sadık Genç, Madımak olaylarının yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamasında, "Bundan tam 22 yıl önce Türkiye, en karanlık günlerinden birini yaşadı. Devletin gözü önünde 33 kişi, bir avuç yobazın elinde yakılarak Hakk’a yürüdü" dedi.
"Pir Sultan Abdal’ı anmak üzere Sivas’a giden ozanlar, yazarlar, gençler, önceden planlanan bir oyunla diri diri yakıldı. Sivas’ta aramızdan ayrılan tüm canlarımızı bir kez daha saygı ile anıyor, mücadelelerine ortak oluyorum" diyen Sadık Genç, "Aradan 22 yıl geçmesine rağmen acımız ilk günkü gibi taze ve can yakmaya devam ediyor. Devam ediyor çünkü 22 yıl geçmesine rağmen halen katiller dışarıda dolaşıyor. İnterpol tarafından aranan sanıklar ülkeler arasında rahatlıkla seyahat edebiliyor. Katliamın 1 numaralı sanığı Cafer Erçakmak, nerde saklandığı bilinmez ama Sivas’ta yaşamını yitirip toprağa veriliyor. Yine aynı şekilde katliamın diğer sanığı Vahit Kaynar, Polonya’ya giriş yaparken yakalanmış ancak AKP’nin uygulamalarıyla tekrar serbest bırakılmıştır. Ancak bizler 2 Temmuz’da Sivas’ta olamıyoruz. Bundan 22 yıl önce katiller slogan atarken, kentin içinde rahat rahat oteli ateşe verirken hiç bir engel yoktu ancak bizler Sivas’a yaklaşırken kilometreler öncesinden araçlarımız durduruluyor, kente girmemize izin verilmiyor ve karanfil bırakmamız engelleniyor. Soruyoruz, bu kadar polis ve asker 22 yıl önce neredeydi? Neden o gün sadece izlemekle kaldınız. Sokakta iki kişi bir araya geldiğinde tazyikli su sıkanlar, o gün sıkacak suyunuz yok muydu?
O gün hedef Alevilerdi, aydınlardı, hedef laiklikti, cumhuriyetti. Şeriat isteriz diye slogan atanların çağdaşlaşmaya tepki olarak yürüttükleri bir kara propagandaydı. İnsanları diri diri yakacak kadar insanlıktan çıkmış azılı bir güruhun saldırısı sonucu ne yazık ki ülke tarihine kara bir leke gibi işlendi. Sivas hâlâ bu kara günün ayıbını yaşıyor. Bizler otel utanç müzesi olsun derken hükümet bilim ve kültür merkezi yaptı üstelik oteli yakanların isimlerini de en başa yazdı. Ayıptır, günahtır, zulümdür" ifadesinde bulundu.
Genç açıklamasına şu şekilde devam etti:
"Aradan 22 yıl geçmesine rağmen Madımak yanmaya devam ediyor. Iki sene öncesine kadar otelin altında kebap evi ruhsatı verenler bu topluma nasıl hesap verecek. Hiç mi vicdanınız sızlamaz.
Göstermelik mahkemelerle yargıladılar, dava uzadıkça uzadı ve şimdi zaman aşımı gerekçesiyle dava bitirilmek isteniyor. İnsanlık suçunda asla zaman aşımı kararını tanımıyoruz.
22 yıl aradan sonra artık devlet bu katliamla yüzleşmeli. Hiç bir şey saklı gizli tutulmamalı. Madımak’ın katillerinin nerede oldukları bilinmesine rağmen göz yumuluyor. Yurt içi ve yurtdışındaki sanıkların yargılanması devam etmeli ve gerekli cezanın verilmesi sağlanmalıdır.
Ülkemizde, sınır komşularımızda ve dünyanın neresinde olursa olsun bu tür katliamların yaşanmaması ümidiyle barış, huzur ve aydınlık bir gelecek beklentisiyle… Canlarımızı bir kez daha saygı ve sevgiyle anıyorum."
Kaynak: İHA
O gün hedef Alevilerdi, aydınlardı, hedef laiklikti, cumhuriyetti. Şeriat isteriz diye slogan atanların çağdaşlaşmaya tepki olarak yürüttükleri bir kara propagandaydı. İnsanları diri diri yakacak kadar insanlıktan çıkmış azılı bir güruhun saldırısı sonucu ne yazık ki ülke tarihine kara bir leke gibi işlendi. Sivas hâlâ bu kara günün ayıbını yaşıyor. Bizler otel utanç müzesi olsun derken hükümet bilim ve kültür merkezi yaptı üstelik oteli yakanların isimlerini de en başa yazdı. Ayıptır, günahtır, zulümdür" ifadesinde bulundu.
Genç açıklamasına şu şekilde devam etti:
"Aradan 22 yıl geçmesine rağmen Madımak yanmaya devam ediyor. Iki sene öncesine kadar otelin altında kebap evi ruhsatı verenler bu topluma nasıl hesap verecek. Hiç mi vicdanınız sızlamaz.
Göstermelik mahkemelerle yargıladılar, dava uzadıkça uzadı ve şimdi zaman aşımı gerekçesiyle dava bitirilmek isteniyor. İnsanlık suçunda asla zaman aşımı kararını tanımıyoruz.
22 yıl aradan sonra artık devlet bu katliamla yüzleşmeli. Hiç bir şey saklı gizli tutulmamalı. Madımak’ın katillerinin nerede oldukları bilinmesine rağmen göz yumuluyor. Yurt içi ve yurtdışındaki sanıkların yargılanması devam etmeli ve gerekli cezanın verilmesi sağlanmalıdır.
Ülkemizde, sınır komşularımızda ve dünyanın neresinde olursa olsun bu tür katliamların yaşanmaması ümidiyle barış, huzur ve aydınlık bir gelecek beklentisiyle… Canlarımızı bir kez daha saygı ve sevgiyle anıyorum."