Kızkumu'na Turist Akını
Muğla’nın Marmaris ilçesinde bulunan dünyaca ünlü Kızkumu plajı Haziran ayında yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor. Kızkumu Plajı’nı her yıl ziyaret eden binlerce kişi, deniz üzerinde yürüyerek efsaneye göre 3 bin yıl önce öldürüldüğüne inanılan Baybassos Kenti’nin güzel prensesini anıyor.
Marmaris’e 25 kilometre uzaklıktaki, yeşil ile mavinin kucaklaştığı eşsiz güzelliklere sahip Orhaniye koyu, efsanevi Kızkumu Plajı nedeniyle tatil için Marmaris’e gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgi duyduğu mekanların başını çekiyor.
Koyda deniz içinde bulunan ve kumlardan oluşan yaklaşık 600 metre uzunluğunda, 2 metre genişliğindeki yol, üzerinde yürüyen ziyaretçilere suyun üzerinde yürüyormuş hissi veriyor. Bir kaç metre mesafede demirli bulunan yatlar ve teknelerin yanında yürüyen turistler, bu heyecanlı anları fotoğraf makinesi yada kameralarına kaydederek ölümsüzleştiriyor.
Marmaris’e ilk defa gelen ve cip safari turu ile Kızkumu’na geldiğini söyleyen İngiliz turist Christina Jusferr, "Eşsiz bir yer, ilk defa geliyorum hayran kaldım. Denizin üstünde yürümek müthiş bir duygu. İlk fırsatta tekrar geleceğim" diye konuştu.
Tatilini Marmaris’te geçiren Faslı turist Omar Fayafs ise, "Arkadaşlarımın tavsiyesiyle Marmaris’e geldim. Rehberimiz Kızkumu’ndan bahsetti, biz de eşim ve çocuğumla hem efsaneyi yaşamak hem de denizin üstünde yürümek için geldik. Mükemmel bir yer, denizin üstünde kendimi özgür hissettim" şeklinde konuştu.
Yaz aylarında bölgeye cip safari turları düzenleyen acentelerin yetkilileri ise Kızkumu Plajı’nın, turlarının vazgeçilmez uğrak noktalarından birisini oluşturduğunun altını çizdi. Her gün Marmaris’ten safari turlarına başlayan turistlerin, Hisarönü köyündeki orman yollarından geçerek Orhaniye’ye ulaştığı ve turistlerin Kızkumu Plajı’nda bir süre deniz üzerinde yürüdükten sonra Turgut köyündeki şelaleyi ziyaret ettiği belirtildi.
FAKİR BALIKÇI İLE PRENSESİN HİKAYESİ
İlk efsaneye göre 3 bin yıl önce Baybassos Kenti’nin kralı, düşmanlarıyla giriştiği ve uzun yıllar süren savaşı kaybeder. Kenti ele geçiren düşmanlar, kral ile halkını öldürür. Krallığın güzelliğiyle meşhur prensesi, korsanlardan kaçmaya çalışır. Deniz kıyısına gelen ve yüzme bilmeyen prenses, gerçekleşen mucize sonucunda eteğine doldurduğu kumları serptikçe deniz üzerinde bir yol oluşmaya başlar. Havanın karanlık olması nedeniyle yolunu kaybeden prenses, eteğindeki kumlar bitince boğularak yaşamını yitirir.
Kızkumu ile ilgili diğer efsane ise güzel bir prensesin imkansız aşkıyla ilgili. Kralın kızı fakir bir balıkçıya aşık olur ancak babası evlenmelerine karşı çıkar. Birbirlerini çok seven iki genç, kraldan gizli sık sık buluşur. Kayıkla denizden gelen balıkçı genç, her defasında prensesin yaktığı ateşi görerek sevgilisinin bulunduğu yere gelir. Durumdan şüphelenerek askerlerine kızını takip ettiren kral, gizli buluşmalardan haberdar olur.
Bir gece kızını yakalatan kral, askerlerine ateşle işaret vermesini söyler. Işığı gören balıkçı askerlere doğru gitmeye başlar. Askerlerin elinden kaçan prenses, koyun karşısına geçerek sevgilisini kurtarmak için denize atlar. Bu sırada bir mucize gerçekleşir ve prensesin adım attığı her yer kuma dönüşür. Kızın peşinden koşan askerler ise suya gömülür. Bu sırada askerlerden birinin fırlattığı ok, kıza saplanır. Prensesten akan kan, denizi kırmızıya boyar. Genç balıkçı ise kızı alarak sandalıyla uzaklaşır ve bir daha kimse onları görmez. O günden sonra da koy, Kızkumu olarak adlandırılır.
Kaynak: İHA
Koyda deniz içinde bulunan ve kumlardan oluşan yaklaşık 600 metre uzunluğunda, 2 metre genişliğindeki yol, üzerinde yürüyen ziyaretçilere suyun üzerinde yürüyormuş hissi veriyor. Bir kaç metre mesafede demirli bulunan yatlar ve teknelerin yanında yürüyen turistler, bu heyecanlı anları fotoğraf makinesi yada kameralarına kaydederek ölümsüzleştiriyor.
Marmaris’e ilk defa gelen ve cip safari turu ile Kızkumu’na geldiğini söyleyen İngiliz turist Christina Jusferr, "Eşsiz bir yer, ilk defa geliyorum hayran kaldım. Denizin üstünde yürümek müthiş bir duygu. İlk fırsatta tekrar geleceğim" diye konuştu.
Tatilini Marmaris’te geçiren Faslı turist Omar Fayafs ise, "Arkadaşlarımın tavsiyesiyle Marmaris’e geldim. Rehberimiz Kızkumu’ndan bahsetti, biz de eşim ve çocuğumla hem efsaneyi yaşamak hem de denizin üstünde yürümek için geldik. Mükemmel bir yer, denizin üstünde kendimi özgür hissettim" şeklinde konuştu.
Yaz aylarında bölgeye cip safari turları düzenleyen acentelerin yetkilileri ise Kızkumu Plajı’nın, turlarının vazgeçilmez uğrak noktalarından birisini oluşturduğunun altını çizdi. Her gün Marmaris’ten safari turlarına başlayan turistlerin, Hisarönü köyündeki orman yollarından geçerek Orhaniye’ye ulaştığı ve turistlerin Kızkumu Plajı’nda bir süre deniz üzerinde yürüdükten sonra Turgut köyündeki şelaleyi ziyaret ettiği belirtildi.
FAKİR BALIKÇI İLE PRENSESİN HİKAYESİ
İlk efsaneye göre 3 bin yıl önce Baybassos Kenti’nin kralı, düşmanlarıyla giriştiği ve uzun yıllar süren savaşı kaybeder. Kenti ele geçiren düşmanlar, kral ile halkını öldürür. Krallığın güzelliğiyle meşhur prensesi, korsanlardan kaçmaya çalışır. Deniz kıyısına gelen ve yüzme bilmeyen prenses, gerçekleşen mucize sonucunda eteğine doldurduğu kumları serptikçe deniz üzerinde bir yol oluşmaya başlar. Havanın karanlık olması nedeniyle yolunu kaybeden prenses, eteğindeki kumlar bitince boğularak yaşamını yitirir.
Kızkumu ile ilgili diğer efsane ise güzel bir prensesin imkansız aşkıyla ilgili. Kralın kızı fakir bir balıkçıya aşık olur ancak babası evlenmelerine karşı çıkar. Birbirlerini çok seven iki genç, kraldan gizli sık sık buluşur. Kayıkla denizden gelen balıkçı genç, her defasında prensesin yaktığı ateşi görerek sevgilisinin bulunduğu yere gelir. Durumdan şüphelenerek askerlerine kızını takip ettiren kral, gizli buluşmalardan haberdar olur.
Bir gece kızını yakalatan kral, askerlerine ateşle işaret vermesini söyler. Işığı gören balıkçı askerlere doğru gitmeye başlar. Askerlerin elinden kaçan prenses, koyun karşısına geçerek sevgilisini kurtarmak için denize atlar. Bu sırada bir mucize gerçekleşir ve prensesin adım attığı her yer kuma dönüşür. Kızın peşinden koşan askerler ise suya gömülür. Bu sırada askerlerden birinin fırlattığı ok, kıza saplanır. Prensesten akan kan, denizi kırmızıya boyar. Genç balıkçı ise kızı alarak sandalıyla uzaklaşır ve bir daha kimse onları görmez. O günden sonra da koy, Kızkumu olarak adlandırılır.