Bosna'da 'Srebrenitsa Soykırımı' Konferansı
Srebrenitsa ve Jepa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subaşiç, Srebrenitsa'daki soykırımda çok sayıda ailenin, bireylerini kaybettiğini ve cesetlerine hala ulaşamadığını belirterek, "İsmi ne olursa olsun, kaybettiği çocuğun kemiklerini bulmak her annenin hakkıdır" dedi.
Avrupa'da, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen Srebrenitsa soykırımının 20'inci yıl dönümü dolayısıyla, başkent Saraybosna'da "Bosna Hersek'teki soykırımın araştırılması, belgelendirilmesi ve soykırımı işleyenlerin yargılanması" konulu konferans düzenlendi.
Soykırım Kurbanları ve Tanıkları Derneği ile Srebrenitsa ve Jepa Anneleri Derneği'nin işbirliğiyle düzenlenen konferansa, Lahey'deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) Başkanı Theodor Meron, ICTY Başsavcısı Serge Brammertz, AB Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Valentin Inzko, Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçisi Cihad Erginay, ABD'nin Saraybosna Büyükelçisi Maureen Cormack, Bosna Hersek Reis-ul Uleması Husein Kavazoviç ile çok sayıda davetli katıldı.
Srebrenitsa ve Jepa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subaşiç, burada yaptığı konuşmada, soykırım kurban yakınlarının acılarının 20 yıldır sürdüğünü, yaralarının hala taze olduğunu söyledi.
Hak ve adaletin sadece güçlülerin değil, her insanın ulaşılabileceği bir hak olduğunu göstermek amacıyla bu konferansı düzenlediklerini anlatan Subaşiç, savaş suçu işleyenlerin asla rahat bir şekilde uyumayacaklarını, bu toplantıya önemli kurumların başındakilerin katılması, onların hala kurbanların yanında olduğu anlamına geldiğini vurguladı.
"Kurban yakınları sadece tanık değildir. Bir suçlu, ceza almayı nasıl hak ediyorsa, kurban yakınları da gerçeğe ve adalete ulaşma hakkına sahip olmalıdır. Srebrenitsa'daki soykırımda çok sayıda aile, bireylerini kaybetti ve cesetlerine hala ulaşamadı'' diyen Subaşiç, "İsmi ne olursa olsun, kaybettiği çocuğun kemiklerini bulmak her annenin hakkıdır" ifadesini kullandı.
- ''Srebrenitsa'daki soykırım inkarı kabul edilemez''
ICTY Başkanı Theodor Meron da Srebrenitsa soykırımının 20'inci yıl dönümünden bir ay önce düzenlenen konferansın önemine dikkati çekerek, bu konferansa katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Soykırımın savaş suçu olarak kabul edilmesinin üzerinden 70 yıl geçtiğini anlatan Meron, ICTY ve Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kurulmasından sonra soykırımı işleyenlerin yargılanmasına başlandığını, bundan sonra da çok sayıda soykırım kararının verildiğine dikkati çekti.
ICTY'nin Başsavcısı Serge Brammertz ise Lahey'deki mahkemenin Srebrenitsa'da yaşanılanları soykırım olarak kabul ettiğine işaret ederek, mahkemenin Srebrenitsa'da soykırım işlendiğini, oradaki Bosnalı Müslümanlar'dan oluşan bir grubun yok edilmek istendiğini vurguladı.
Brammertz, Srebrenitsa'daki soykırımın inkarının kabul edilemeyeceğini vurgulayarak, soykırım kurbanlarına saygı duyulması gerektiğini ifade etti.
- Srebrenitsa'da ne oldu?
Bosna'daki savaş sırasında, BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa, 11 Temmuz 1995'te Ratko Miladiç'e bağlı Sırp birlikleri tarafından işgal edildi. İşgal üzerine BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplar'a teslim edildi.
Otobüs ve kamyonlara bindirilen Boşnaklar'dan 8 bin 372'si götürüldükleri ormanlık alanlarda, fabrikalarda, depolarda hunharca katledildi. Katledilenlerin cenazeleri, ülkedeki çeşitli toplu mezarlara gömüldü.
Soykırımda katledilenlerin bir kısmının cesedine ise bugüne kadar hala ulaşılamadı.
Kaynak: AA
Soykırım Kurbanları ve Tanıkları Derneği ile Srebrenitsa ve Jepa Anneleri Derneği'nin işbirliğiyle düzenlenen konferansa, Lahey'deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) Başkanı Theodor Meron, ICTY Başsavcısı Serge Brammertz, AB Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Valentin Inzko, Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçisi Cihad Erginay, ABD'nin Saraybosna Büyükelçisi Maureen Cormack, Bosna Hersek Reis-ul Uleması Husein Kavazoviç ile çok sayıda davetli katıldı.
Srebrenitsa ve Jepa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subaşiç, burada yaptığı konuşmada, soykırım kurban yakınlarının acılarının 20 yıldır sürdüğünü, yaralarının hala taze olduğunu söyledi.
Hak ve adaletin sadece güçlülerin değil, her insanın ulaşılabileceği bir hak olduğunu göstermek amacıyla bu konferansı düzenlediklerini anlatan Subaşiç, savaş suçu işleyenlerin asla rahat bir şekilde uyumayacaklarını, bu toplantıya önemli kurumların başındakilerin katılması, onların hala kurbanların yanında olduğu anlamına geldiğini vurguladı.
"Kurban yakınları sadece tanık değildir. Bir suçlu, ceza almayı nasıl hak ediyorsa, kurban yakınları da gerçeğe ve adalete ulaşma hakkına sahip olmalıdır. Srebrenitsa'daki soykırımda çok sayıda aile, bireylerini kaybetti ve cesetlerine hala ulaşamadı'' diyen Subaşiç, "İsmi ne olursa olsun, kaybettiği çocuğun kemiklerini bulmak her annenin hakkıdır" ifadesini kullandı.
- ''Srebrenitsa'daki soykırım inkarı kabul edilemez''
ICTY Başkanı Theodor Meron da Srebrenitsa soykırımının 20'inci yıl dönümünden bir ay önce düzenlenen konferansın önemine dikkati çekerek, bu konferansa katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Soykırımın savaş suçu olarak kabul edilmesinin üzerinden 70 yıl geçtiğini anlatan Meron, ICTY ve Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kurulmasından sonra soykırımı işleyenlerin yargılanmasına başlandığını, bundan sonra da çok sayıda soykırım kararının verildiğine dikkati çekti.
ICTY'nin Başsavcısı Serge Brammertz ise Lahey'deki mahkemenin Srebrenitsa'da yaşanılanları soykırım olarak kabul ettiğine işaret ederek, mahkemenin Srebrenitsa'da soykırım işlendiğini, oradaki Bosnalı Müslümanlar'dan oluşan bir grubun yok edilmek istendiğini vurguladı.
Brammertz, Srebrenitsa'daki soykırımın inkarının kabul edilemeyeceğini vurgulayarak, soykırım kurbanlarına saygı duyulması gerektiğini ifade etti.
- Srebrenitsa'da ne oldu?
Bosna'daki savaş sırasında, BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa, 11 Temmuz 1995'te Ratko Miladiç'e bağlı Sırp birlikleri tarafından işgal edildi. İşgal üzerine BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplar'a teslim edildi.
Otobüs ve kamyonlara bindirilen Boşnaklar'dan 8 bin 372'si götürüldükleri ormanlık alanlarda, fabrikalarda, depolarda hunharca katledildi. Katledilenlerin cenazeleri, ülkedeki çeşitli toplu mezarlara gömüldü.
Soykırımda katledilenlerin bir kısmının cesedine ise bugüne kadar hala ulaşılamadı.