DSP Genel Başkanı Ngc'yi Ziyaret Etti
DSP Genel Başkanı Masum Türker, Niğde Gazeteciler Cemiyeti (NGC) Başkanı Alpaslan Başaran’ı ziyaret etti.
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, iki hakimin tutuklanmasının yargı mensuplarına gözdağı vermek olduğunu söyleyerek: “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Osmanlı döneminde Kadı dönemi dahil olmak üzere hiçbir kimse verdiği karardan dolayı yargılanamaz yargılanmamıştır” dedi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, Niğde Gazeteciler Cemiyeti (NGC) Başkanı Alpaslan Başaran’ı ziyaret ederek, burada basın açıklamasında bulundu.
Türker, Niğde Gazeteciler Cemiyeti’nde yaptığı açıklamada: “seçimler, Türkiye’nin bir değişim ve dönüşüm seçimidir. Değişim ve dönüşüm derken iki taraflı değişim ve dönüşüm söz konusu, bir taraftan Türkiye’nin kurucu Cumhuriyet anlayışını değiştirip ikinci bir cumhuriyet anlayışı kurulmak istenen bir 10 yılı geride bıraktık. Son 10 yıl ciddi bir şekilde Cumhuriyetin değerleri yenilenmeye çalışıldı. Onun için yeni Türkiye kavramı kullanılıyor. Zaten Türkiye yeni bir Türkiye lafı olduğu zaman bunu daima dışarıdakiler dizayn ediyor. Dışarıdakiler dediğim Lozan’ı benimsemeyenler yeni bir kurucu felsefe isteyenler genellikle yapıyor. Bu ilk defa gündeme gelmiyor. 1960 ihtilalinden sonra Yeni Türkiye Partisi kuruldu. 1999’dan sonra başlayan bir hareket bizden ayrılarak Yeni Türkiye Partisi kuruldu. Sonra Abdullatif Şener bir Yeni Türkiye Partisi Kurdu. Bu hep yeni yeni lafı aslında amaç kurucu felsefeyi bırakıp Osmanlı’dan sonra gelen yeni Devlet yapısını yok etmektir. Bu konuda Cumhuriyet karşıtları hep belirli bilgilerle beslendiler. Belirli bilgilerle beslendikleri için Türkiye’yi bugünkü koşullarda Türkiye’yi yalnızlaştıracak yalnız bırakacak bir politikanın da oluşmasına neden olmuştur. Şuan dünyada büyüklüğüne göre yalnız ülke sıralamasında Türkiye birinci sıradadır. Her geçen gün yalnızlaştırılıyor. İdeolog yaklaşımlarla ben Türkiye’yi değiştireceğim diye ortaya çıkınca başımıza geliyor. Bu seçime giderken bir şey yapılmak istendi. Türkiye’yi başkanlık sisteminin seçimi haline getirmek istendi. Yani Başkanlık seçimimi yapalım yoksa Türkiye mi devam etsin eski Türkiye’ye dönülmesin eski Türkiye kötüdür denildi. Başkanlık sistemi demek tek adam yönetimi demek. Amerika Birleşik Devletleri’nde başkanlık seçimi var ama Büyük Elçiyi ve kuvvet komutanlarını bile atarken muhakkak senatodan geçirmek zorundasınız. Parlamentodan okey almak zorundasınız. Ama Türkiye’ye dayatılmak istenen şey kuvvetler ayrılığı olmayan yasamada , yürütmede, yargıda aynı kişinin kontrolünde olan bir yapı” şeklinde konuştu.
İki hakimin tutuklanmasıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Türker: “İki hakim yargı kararı veriyor. Bu verdikleri yargı kararlarından sonra açığa alınıyor, tutuklama kararı çıkıyor. Tutuklama kararından sonra hem de terörle ilişkilendirerek tutuklanıyor. Bu hakimler dünün hakimi değil. Belli bir deneyime sahip hakimler. Aslında yapılan şey bütün yargı mensuplarına gözdağı vermek . Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Osmanlı döneminde Kadı dönemi dahil olmak üzere hiçbir kimse verdiği karardan dolayı yargılanamaz yargılanmamıştır da bugüne kadar” dedi.
Kaynak: İHA
DSP Genel Başkanı Masum Türker, Niğde Gazeteciler Cemiyeti (NGC) Başkanı Alpaslan Başaran’ı ziyaret ederek, burada basın açıklamasında bulundu.
Türker, Niğde Gazeteciler Cemiyeti’nde yaptığı açıklamada: “seçimler, Türkiye’nin bir değişim ve dönüşüm seçimidir. Değişim ve dönüşüm derken iki taraflı değişim ve dönüşüm söz konusu, bir taraftan Türkiye’nin kurucu Cumhuriyet anlayışını değiştirip ikinci bir cumhuriyet anlayışı kurulmak istenen bir 10 yılı geride bıraktık. Son 10 yıl ciddi bir şekilde Cumhuriyetin değerleri yenilenmeye çalışıldı. Onun için yeni Türkiye kavramı kullanılıyor. Zaten Türkiye yeni bir Türkiye lafı olduğu zaman bunu daima dışarıdakiler dizayn ediyor. Dışarıdakiler dediğim Lozan’ı benimsemeyenler yeni bir kurucu felsefe isteyenler genellikle yapıyor. Bu ilk defa gündeme gelmiyor. 1960 ihtilalinden sonra Yeni Türkiye Partisi kuruldu. 1999’dan sonra başlayan bir hareket bizden ayrılarak Yeni Türkiye Partisi kuruldu. Sonra Abdullatif Şener bir Yeni Türkiye Partisi Kurdu. Bu hep yeni yeni lafı aslında amaç kurucu felsefeyi bırakıp Osmanlı’dan sonra gelen yeni Devlet yapısını yok etmektir. Bu konuda Cumhuriyet karşıtları hep belirli bilgilerle beslendiler. Belirli bilgilerle beslendikleri için Türkiye’yi bugünkü koşullarda Türkiye’yi yalnızlaştıracak yalnız bırakacak bir politikanın da oluşmasına neden olmuştur. Şuan dünyada büyüklüğüne göre yalnız ülke sıralamasında Türkiye birinci sıradadır. Her geçen gün yalnızlaştırılıyor. İdeolog yaklaşımlarla ben Türkiye’yi değiştireceğim diye ortaya çıkınca başımıza geliyor. Bu seçime giderken bir şey yapılmak istendi. Türkiye’yi başkanlık sisteminin seçimi haline getirmek istendi. Yani Başkanlık seçimimi yapalım yoksa Türkiye mi devam etsin eski Türkiye’ye dönülmesin eski Türkiye kötüdür denildi. Başkanlık sistemi demek tek adam yönetimi demek. Amerika Birleşik Devletleri’nde başkanlık seçimi var ama Büyük Elçiyi ve kuvvet komutanlarını bile atarken muhakkak senatodan geçirmek zorundasınız. Parlamentodan okey almak zorundasınız. Ama Türkiye’ye dayatılmak istenen şey kuvvetler ayrılığı olmayan yasamada , yürütmede, yargıda aynı kişinin kontrolünde olan bir yapı” şeklinde konuştu.
İki hakimin tutuklanmasıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Türker: “İki hakim yargı kararı veriyor. Bu verdikleri yargı kararlarından sonra açığa alınıyor, tutuklama kararı çıkıyor. Tutuklama kararından sonra hem de terörle ilişkilendirerek tutuklanıyor. Bu hakimler dünün hakimi değil. Belli bir deneyime sahip hakimler. Aslında yapılan şey bütün yargı mensuplarına gözdağı vermek . Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Osmanlı döneminde Kadı dönemi dahil olmak üzere hiçbir kimse verdiği karardan dolayı yargılanamaz yargılanmamıştır da bugüne kadar” dedi.