'Kınalı Ali'Nin Torunu, Dedesinin Savaştığı Topraklarda
Çanakkale Zaferi'nin 100. yıl dönümünde dedesinin savaştığı toprakları ilk kez ziyaret eden, Çanakkale Savaşı kahramanlarından "Kınalı Ali"nin torunu Ali Kınalı, 100'üncü yılına giren "şanlı zaferle" gurur duyuyor.
Kınalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının adının Mehmet olduğunu, 1933 yılında Tokat'ın Zile ilçesinde doğduğunu ve dedesinin ismini aldığı söyledi.
Çiftçilik yapan Kınalı, Çanakkale Savaşı kahramanlarından "Kınalı Ali"nin torunu olduğunu bilmediğini, yaklaşık 6 yıl önce köyüne gelen araştırmacılar sayesinde dedesinin savaş kahramanı olduğunu öğrendiğini belirterek, "Bize sorular sordular. Dedemin Çanakkale şehidi olduğunu öğrendim. İlçeye dedemin heykellerinin yapılacağını söylediler. 'Benim yapabileceğim bir şey var mı?' diye sordum. 'Senin yapacağın bir şey yok' dediler" ifadesini kullandı.
Dedesinin Çanakkale Savaşı kahramanlarından olduğunu öğrenince hissettiği mutluluğu dile getiren Kınalı, "Ben de bir tosun aldım, bin kişiye yemek verdim. Şehitler adına mevlit okuttum. Zile'ye dedemin heykellerini yaptılar. Her sene yayla şenlikleri yapılıyor, şenliğe sağ olsun vatandaşlar, jandarma, belediye başkanları, kaymakam geliyor" dedi.
Kınalı, annesinin savaş zamanında yaşanan sıkıntıları, olayları kendisine aktardığını ifade ederek, "Bu vatan böyle kurtuldu, Allah'a çok şükür huzurumuz yerinde artık" diye konuştu.
Çocuklarının şehitliği bir çok kez ziyaret ettiğini ama kendisinin bir türlü gelemediğini aktaran Kınalı, şunları kaydetti:
"Şimdiye kadar gelememiştim. Çocuklarım, oğullarım var. 'Baba seni götürelim' dediler, bugün geldik. Merak ediyordum geldik, şehitliği gezdik, dualar ettik, gözyaşı döktük. Bu vatanı bizlere emanet edenlere Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun. Sevinç içinde buradan ayrılacağım."
Kınalı, Çanakkale Savaşı kahramanlarından "Kınalı Ali"nin torunu olduğu için herkesin kendisine saygı gösterdiğine işaret ederek, "Yemin merasimleri oluyor, alaya çağırıyorlar, jandarmaya çağırıyorlar, sağolsunlar. Kınalı Alinin torunu olduğum için saygınlık kazandım, Allah razı olsun vatandaşımızdan, memleketimizden, bizi seviyorlar sayıyorlar" şeklinde konuştu.
- "Kınalı Ali"nin hikayesi
Zileli Ali'nin saçına Çanakkale cephesine gitmeden önce annesi tarafından kına yakılır.
Çanakkale'de komutanı, cepheye yeni gelen askerleri kontrol ederken, saçının ortası sarı Ali'yi görünce, önce nereli olduğunu, ardından da saçına kınayı neden yaktığını sorar.
Zileli olduğunu söyleyen Ali, kına içinse ''bilmiyorum'' yanıtını verir. O günden sonra ''Kınalı Ali'' diye anılan asker, annesine yazdığı mektupta, ''Anacağım kafama kına yaktın, burada komutanlarım ve arkadaşlarım benle hep dalga geçtiler. Sakın kardeşim Ahmet'e de yakma. Onla da dalga geçmesinler'' der.
Aradan zaman geçer. İngilizler, tüm güçleriyle Gelibolu'ya yüklenir ve bu cepheyi savunan askerler teker teker şehit düşer. Buraya takviye olarak giden Kınalı Ali'nin bölüğünden de kimse sağ kalmaz.
Oğlunun şehit düştüğünden habersiz olan annesi, Ali'ye cevaben yazdığı mektubunda, ''Oğlum Ali, yazmışsın ki 'kafamdaki kınayla dalga geçtiler kardeşime de yakma' demişsin. Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle seninle dalga geçmesinler. Biz de üç şeye kına yakarlar. Gelinlik kıza, gitsin ailesine, çocuklarına kurban olsun diye, kurbanlık koça, Allah'a kurban olsun diye, askere giden yiğitlerimize, vatana kurban olsunlar diye'' ifadelerini kullanır.
Kaynak: AA
Çiftçilik yapan Kınalı, Çanakkale Savaşı kahramanlarından "Kınalı Ali"nin torunu olduğunu bilmediğini, yaklaşık 6 yıl önce köyüne gelen araştırmacılar sayesinde dedesinin savaş kahramanı olduğunu öğrendiğini belirterek, "Bize sorular sordular. Dedemin Çanakkale şehidi olduğunu öğrendim. İlçeye dedemin heykellerinin yapılacağını söylediler. 'Benim yapabileceğim bir şey var mı?' diye sordum. 'Senin yapacağın bir şey yok' dediler" ifadesini kullandı.
Dedesinin Çanakkale Savaşı kahramanlarından olduğunu öğrenince hissettiği mutluluğu dile getiren Kınalı, "Ben de bir tosun aldım, bin kişiye yemek verdim. Şehitler adına mevlit okuttum. Zile'ye dedemin heykellerini yaptılar. Her sene yayla şenlikleri yapılıyor, şenliğe sağ olsun vatandaşlar, jandarma, belediye başkanları, kaymakam geliyor" dedi.
Kınalı, annesinin savaş zamanında yaşanan sıkıntıları, olayları kendisine aktardığını ifade ederek, "Bu vatan böyle kurtuldu, Allah'a çok şükür huzurumuz yerinde artık" diye konuştu.
Çocuklarının şehitliği bir çok kez ziyaret ettiğini ama kendisinin bir türlü gelemediğini aktaran Kınalı, şunları kaydetti:
"Şimdiye kadar gelememiştim. Çocuklarım, oğullarım var. 'Baba seni götürelim' dediler, bugün geldik. Merak ediyordum geldik, şehitliği gezdik, dualar ettik, gözyaşı döktük. Bu vatanı bizlere emanet edenlere Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun. Sevinç içinde buradan ayrılacağım."
Kınalı, Çanakkale Savaşı kahramanlarından "Kınalı Ali"nin torunu olduğu için herkesin kendisine saygı gösterdiğine işaret ederek, "Yemin merasimleri oluyor, alaya çağırıyorlar, jandarmaya çağırıyorlar, sağolsunlar. Kınalı Alinin torunu olduğum için saygınlık kazandım, Allah razı olsun vatandaşımızdan, memleketimizden, bizi seviyorlar sayıyorlar" şeklinde konuştu.
- "Kınalı Ali"nin hikayesi
Zileli Ali'nin saçına Çanakkale cephesine gitmeden önce annesi tarafından kına yakılır.
Çanakkale'de komutanı, cepheye yeni gelen askerleri kontrol ederken, saçının ortası sarı Ali'yi görünce, önce nereli olduğunu, ardından da saçına kınayı neden yaktığını sorar.
Zileli olduğunu söyleyen Ali, kına içinse ''bilmiyorum'' yanıtını verir. O günden sonra ''Kınalı Ali'' diye anılan asker, annesine yazdığı mektupta, ''Anacağım kafama kına yaktın, burada komutanlarım ve arkadaşlarım benle hep dalga geçtiler. Sakın kardeşim Ahmet'e de yakma. Onla da dalga geçmesinler'' der.
Aradan zaman geçer. İngilizler, tüm güçleriyle Gelibolu'ya yüklenir ve bu cepheyi savunan askerler teker teker şehit düşer. Buraya takviye olarak giden Kınalı Ali'nin bölüğünden de kimse sağ kalmaz.
Oğlunun şehit düştüğünden habersiz olan annesi, Ali'ye cevaben yazdığı mektubunda, ''Oğlum Ali, yazmışsın ki 'kafamdaki kınayla dalga geçtiler kardeşime de yakma' demişsin. Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle seninle dalga geçmesinler. Biz de üç şeye kına yakarlar. Gelinlik kıza, gitsin ailesine, çocuklarına kurban olsun diye, kurbanlık koça, Allah'a kurban olsun diye, askere giden yiğitlerimize, vatana kurban olsunlar diye'' ifadelerini kullanır.