Urla'da Koruma Statüsü Değiştirilen Koy Hakkındaki Dava
Urla ilçesi Zeytineli Mahallesi Hacılar Koyu'nun, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir 1 Nolu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nca 1. derece sit alanı olmaktan çıkarılarak "sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı" olarak tescillenmesine ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davada, söz konusu alanda bilirkişi incelemesi yapıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir 1 Nolu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nun, Urla Zeytineli Mahallesi Hacılar Koyu'nun koruma statüsünün değiştirilmesi kararının iptali istemiyle TMMOB'a bağlı Şehir Plancıları, Peyzaj Mimarları, Jeoloji Mühendisleri ve Çevre Mühendisleri İzmir şubeleri ile Çevre ve Ekoloji Hareketi avukatları ve İzmir Barosu'nca açılan iptal davasına, söz konusu arazide bilirkişi keşif ve incelemesiyle devam edildi.
İzmir 2. İdare Mahkemesi'nde görülen davada oluşturulan 3 kişilik bilirkişi heyeti, bölgeye gelerek inceleme yaptı.
- Avukatların girişinde gerginlik
Bu arada, bilirkişi incelemesi nedeniyle koya giden yol girişinde jandarma ekiplerince kontrol noktası oluşturuldu.
Jandarma ekipleri, İzmir 2. İdare Mahkemesi'nce, "incelemenin yapılacağı alana bilirkişi heyeti ve davanın tarafları dışındakilerin girişini yasaklandığına" ilişkin karar bulunduğunu gerekçe göstererek, basın mensuplarının geçişine izin vermedi.
İzmir Adliyesi'ne ait araçla mahalleye gelen davacı kurumların temsilcileri ile avukatlar da kontrol noktasında durdurularak kimlik kontrolü yapılmak istendi.
Bunun üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Arabacı'nın da aralarında bulunduğu avukatlar ile jandarma ekibinin komutanları arasında sözlü gerginlik yaşandı.
Avukatlar, davanın tarafı olduklarını ve nasıl mahkeme salonuna kimlik göstermeden girebiliyorlarsa şu an davanın bir parçası olarak keşif ve inceleme yapılacak sahaya da o şekilde girmeye hakları bulunduğunu ve jandarmanın kendilerine kimlik kontrolü yapmak istemesinin hukuksuz olduğunu savundu.
Jandarma ve avukatlar arasında yaşanan gerginlik, davacı avukatlarından Şehrazat Mercan'ın, mahkeme hakimiyle yaptığı telefon görüşmesinin ardından grubun geçişine kimlik kontrolü yapılmaksızın izin verilmesiyle sona erdi.
Öte yandan, TMOOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Melih Yalçın, gazetecilere yaptığı açıklamada, bilirkişi heyetinin, mevzuat hükümlerine aykırı şekilde, biyolog, orman, ziraat, su ürünleri, çevre, jeoloji, kadastro mühendisi, peyzaj mimarı gibi ilgili meslek kuruluşlarından en az 5 kişiden oluşması gerekirken, sadece 2 biyolog ve 1 çevre mühendisinden oluşturulduğunu savundu.
-Koydaki inceleme 5,5 saat sürdü
Bilirkişi heyetinin dava konusu koydaki keşif ve incelemesi yaklaşık 5,5 saat sürdü.
Çalışmanın tamamlanmasının ardından keşfi gözlemleyen davacı avukatları gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Avukat Şehrazat Mercan, olağanüstü koşullarda, mesleki hayatlarında ilk defa karşılaştıkları uygulamalarla bir keşif çalışmasını sonlandırdıklarını söyledi.
Avukatlar olarak sürekli jandarma kontrolünde tutulduklarını ve sonradan bilirkişi raporuna ilişkin itiraz haklarına dayanak teşkil edecek fotoğraf alma girişimlerinin engellendiğini dile getiren Mercan, bölgenin endemik türler açısından önemini ortaya koymak için talepleri doğrultusunda sadece kaçak olduğu iddia edilen yapılaşmanın bulunduğu sahadan değil, çift sıra çitle çevrili alanın dışından da bitki örneği alındığını, ayrıca mahkemeye bu amaçla 5 soru yönelttiklerini kaydetti.
- Rapor için 60 günlük süre tanındı
Davacı avukatlarından Emre Baturay Altınok da incelemede söz konusu bölgede tarihi eser kalıntıları ile bir kilise yapısı tespit ettiklerini, bunlar için bir tescil işlemi olup olmadığını araştıracaklarını ve gerekiyorsa tescil başvurusunda bulunacaklarını bildirdi.
Bilirkişi heyetinin raporunu oluştururken, koruma statüsü düşürülürken gerekli dört mevsim şartlarına uygun tür gözlemlemesi yapılıp yapılmadığını da değerlendireceğini anlatan Altınok, mahkemenin bunun için heyete 60 günlük süre tanıdığını bildirdi.
İncelemeye Türkiye Barolar Birliği (TBB) adına gözlemci olarak katılan TBB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Arabacı ise olağanüstü koşullarda bir keşif ve bilirkişi incelemesine tanık olduklarını savunarak, alınan güvenlik önlemleri ve gizlilik kararı bulunmamasına karşı basının içeri alınmamasıyla hukukun iki temel kuralı olan eşitlik ve aleniyet ilkelerinin çiğnendiğini ileri sürdü.
Kaynak: AA
İzmir 2. İdare Mahkemesi'nde görülen davada oluşturulan 3 kişilik bilirkişi heyeti, bölgeye gelerek inceleme yaptı.
- Avukatların girişinde gerginlik
Bu arada, bilirkişi incelemesi nedeniyle koya giden yol girişinde jandarma ekiplerince kontrol noktası oluşturuldu.
Jandarma ekipleri, İzmir 2. İdare Mahkemesi'nce, "incelemenin yapılacağı alana bilirkişi heyeti ve davanın tarafları dışındakilerin girişini yasaklandığına" ilişkin karar bulunduğunu gerekçe göstererek, basın mensuplarının geçişine izin vermedi.
İzmir Adliyesi'ne ait araçla mahalleye gelen davacı kurumların temsilcileri ile avukatlar da kontrol noktasında durdurularak kimlik kontrolü yapılmak istendi.
Bunun üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Arabacı'nın da aralarında bulunduğu avukatlar ile jandarma ekibinin komutanları arasında sözlü gerginlik yaşandı.
Avukatlar, davanın tarafı olduklarını ve nasıl mahkeme salonuna kimlik göstermeden girebiliyorlarsa şu an davanın bir parçası olarak keşif ve inceleme yapılacak sahaya da o şekilde girmeye hakları bulunduğunu ve jandarmanın kendilerine kimlik kontrolü yapmak istemesinin hukuksuz olduğunu savundu.
Jandarma ve avukatlar arasında yaşanan gerginlik, davacı avukatlarından Şehrazat Mercan'ın, mahkeme hakimiyle yaptığı telefon görüşmesinin ardından grubun geçişine kimlik kontrolü yapılmaksızın izin verilmesiyle sona erdi.
Öte yandan, TMOOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Melih Yalçın, gazetecilere yaptığı açıklamada, bilirkişi heyetinin, mevzuat hükümlerine aykırı şekilde, biyolog, orman, ziraat, su ürünleri, çevre, jeoloji, kadastro mühendisi, peyzaj mimarı gibi ilgili meslek kuruluşlarından en az 5 kişiden oluşması gerekirken, sadece 2 biyolog ve 1 çevre mühendisinden oluşturulduğunu savundu.
-Koydaki inceleme 5,5 saat sürdü
Bilirkişi heyetinin dava konusu koydaki keşif ve incelemesi yaklaşık 5,5 saat sürdü.
Çalışmanın tamamlanmasının ardından keşfi gözlemleyen davacı avukatları gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Avukat Şehrazat Mercan, olağanüstü koşullarda, mesleki hayatlarında ilk defa karşılaştıkları uygulamalarla bir keşif çalışmasını sonlandırdıklarını söyledi.
Avukatlar olarak sürekli jandarma kontrolünde tutulduklarını ve sonradan bilirkişi raporuna ilişkin itiraz haklarına dayanak teşkil edecek fotoğraf alma girişimlerinin engellendiğini dile getiren Mercan, bölgenin endemik türler açısından önemini ortaya koymak için talepleri doğrultusunda sadece kaçak olduğu iddia edilen yapılaşmanın bulunduğu sahadan değil, çift sıra çitle çevrili alanın dışından da bitki örneği alındığını, ayrıca mahkemeye bu amaçla 5 soru yönelttiklerini kaydetti.
- Rapor için 60 günlük süre tanındı
Davacı avukatlarından Emre Baturay Altınok da incelemede söz konusu bölgede tarihi eser kalıntıları ile bir kilise yapısı tespit ettiklerini, bunlar için bir tescil işlemi olup olmadığını araştıracaklarını ve gerekiyorsa tescil başvurusunda bulunacaklarını bildirdi.
Bilirkişi heyetinin raporunu oluştururken, koruma statüsü düşürülürken gerekli dört mevsim şartlarına uygun tür gözlemlemesi yapılıp yapılmadığını da değerlendireceğini anlatan Altınok, mahkemenin bunun için heyete 60 günlük süre tanıdığını bildirdi.
İncelemeye Türkiye Barolar Birliği (TBB) adına gözlemci olarak katılan TBB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Arabacı ise olağanüstü koşullarda bir keşif ve bilirkişi incelemesine tanık olduklarını savunarak, alınan güvenlik önlemleri ve gizlilik kararı bulunmamasına karşı basının içeri alınmamasıyla hukukun iki temel kuralı olan eşitlik ve aleniyet ilkelerinin çiğnendiğini ileri sürdü.