'Dergah Dergisi'ni Edebi Grupçuklara Kurban Etmeyeceğiz'
Usta hikayeci Mustafa Kutlu, Türk edebiyatına birçok şair ve yazar kazandırmış Dergah Dergisi'nin genel yayın yönetmenliğini şair Ali Ayçil'e bıraktı.
Derginin genel yayın yönetmenliği görevini devralan şair Ali Ayçil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok edebiyatçı gibi yazma macerasının bir edebiyat dergisinde başladığını belirterek, "Yazarların klasik edebiyat yolculuğunda edebiyat dergilerinin çok önemli rolü vardır. Edebiyatçının ürünleri oraya gider ve bir editörün gözünden geçer ve beğenilirse yayımlanır. Bir ürünün yayımlanmış olması demek edebiyatçının edebiyatın bahçesinden içeriye dahil olması anlamına geliyor" dedi.
Ayçil, ilk şiirinin 1990 yılında Dergah Dergisi'nde yayınlandığını ifade ederek, şunları paylaştı:
"Pek çok şair gibi fanzinlerde ya da küçük dergilerde edebiyata başlamadım, Dergah dergisinde başladım. 1994 yılında Bolu'nun Göynük ilçesinde yaşıyordum ve benim kuşağım mektupla dergiye ürün gönderen son kuşaktır. Mustafa Kutlu da genç ve ümit vaat eden şair adaylarına birkaç cümle de olsa mektup yazan bir editördü. Şiirlerden bir süre sonra, uzun Dergah antetli bir zarf geldi. Bu, Mustafa Kutlu'nun bana yazdığı bir mektuptu, onu hala saklıyorum. 'Şiirleriniz umut vaat ediyor, yazın, tanışalım" diyordu."
Yaklaşık yedi yıl boyunca taşradan merkeze şiirlerini yolladığını aktaran Ayçil, on yıl boyunca şiirlerini sadece Dergah'ta yayınladığını ve belli bir oranda tanınıncaya kadar da başka hiçbir dergiye şiir vermediğini kaydetti.
- "Dergah dergisinin iki önemli geçmişi var"
Şair Ayçil, bir iddiası olan bütün edebiyatçılar, kültür adamları ve sanatçılar gibi kendisinin de 1997 yılında İstanbul'a yerleştiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Dergah'ın bürosu Gedikpaşa'daydı, o büronun etrafında en az yedi sekiz kez dolaşıp durdum. Biraz heyecan, biraz mahcubiyetten içeriye girmekte zorluk çektim. Mustafa Kutlu ben Göynük'teyken oraya bir ziyareti olmuştu, o zaman tanışmış, bir gün geçirmiştik ama dergiye ilk gelişim şiirimin yayınlanmasından dört yıl sonra oldu."
On yılı aşkın bir süredir çeşitli dergilerde görev aldığını söyleyen Ayçil, Mostar Dergisi'nin editörlüğünü ve Gerçek Hayat Dergisi'nin genel yayın yönetmenliğini yaptığını ifade etti.
Ayçil, Dergah gibi dergilerde ürünlerini yayınlayan genç edebiyatçıların, daha sonra ayrılarak kendi dergilerini kurduklarına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Edebiyatçıların kendi edebi çevrelerini kurup kendi dergilerini çıkarması haklarıdır ve doğaldır. Dergah da bu açıdan edebiyat dünyası için çok bereketli bir dergidir."
Dergah Dergisi'ni Dergah Yayınları'nın çıkardığına işaret eden Ayçil, konuşmasına şöyle devam etti:
"Dergah Dergisi'nin iki önemli geçmişi var. Biri 1920'li yıllarda Yahya Kemal'in merkezde olduğu bir dönemde ilk kez Dergah adıyla çıkması ve Milli Mücadele'yi destekleyen bir dergi olması. Yahya Kemal'in çok meşhur 'Üç Tepe' diye bir yazısı vardır, o dönemde bu dergide yayınlanıyor. İkincisi ise, Nurettin Topçu'nun Hareket Yayınları ve Hareket Dergisi. 90'larda çıkan Dergah Dergisi, ayaklarının birisini Yahya Kemal'in Dergah Dergisi'ne, ötekini de Nurettin Topçu'nun Hareket Dergisi'ne koyuyor ve bu baş o iki ayak üzerinde yükseliyor."
- "Mustafa Kutlu'nun sezgisi edebiyatımıza birçok şair kazandırdı"
Ayçil, Dergah Dergisi'nin Türkiye'nin kültürel ve tarihsel geçmişi ile çok güçlü bir bağ kurduğunu belirterek, dergide söz konusu geçmişi güncelleyerek yeniden edebi bir merkez haline getirenlerin Mustafa Kutlu, İsmet Özel ve İsmail Kara olduğunun altını çizdi.
Sözünü ettiği isimlerin bugün Türkiye'de edebiyat, şiir ve düşünce alanında önemli isimler olduğuna değinen Ayçil, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama en önemli tarafları kendi dönemlerinin genç enerjisini dergide yansıtabilmiş olmaları. Mustafa Kutlu'nun sezgisi çok güçlüdür mesela, genç bir yazarı çok karmaşık, alelade bir cümlenin içinden bile tutar çıkarır. Doğal olarak Mustafa Kutlu'nun sezgisi 90'lardan sonra birçok şair kazandırdı edebiyatımıza. Süleyman Çobanoğlu, İbrahim Tenekeci, Murat Menteş, Hakan Arslanbenzer bu şairler arasında. Mesela bugün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Dergah'ta yazmış bir isimdir."
Ayçil, Dergah Dergisi'nin bir grup dergisi olmadığını ve sanatı üstad olarak gördüğünü söyleyerek, farklı kesimlerden ve muhitlerden yazarların metinlerini yayınladığını aktardı.
"Dergah, hem çıkaranların güçlü edebiyat tecrübesi hem de edebi metinlere gösterdiği saygıyla edebiyatın kaptan köşkü haline geldi" diyen Ayçil, "Ben dergiye neredeyse her hafta bazen düzenli, bazen düzensiz zaten uğrayan biriydim. 15 yıl boyunca kendi gönderdiğim ürün de dahil, hiçbir zaman Mustafa Kutlu'nun ne yayınlayacağı hakkında bir bilgim olmadı. Kendisi eğer masanın üzerinde taslağını unutmadı ve ben heyecanla bir göz atmadıysam, dergide ne yayınlanacağını hiç bilemedim" şeklinde konuştu.
- "Dergah Dergisi, kaliteli ürün diye özetlenebilir"
Genel yayın yönetmenliğini devraldığı Dergah Dergisi'nin ilk şiirini yayınladığı günden beri her zaman bir parçası olduğuna değinen Ayçil, şunları söyledi:
"Benim kişisel bir dergicilik tecrübem var tabii ama Dergah Dergisi çok ağır bir sorumluluk. Kesinkes adalet duygusunun olması gerekiyor. Çünkü, Dergah Dergisi herhangi bir gruba, meşrebe yaslanmayan ve Türk edebiyatını kucaklayan bir dergi. Buraya ürün gönderenlerin nereye, kime ait olduğuna değil ürünlerine bakmamız gerekiyor. Dergah Dergisi, kaliteli ürün diye özetlenebilir. Bir taraftan burada olmayı planlamıyordum ama bir taraftan da çocukça bir sevinç de hissediyorum. Bir baba mirası gibi buna nasıl sahip çıkabilirim diye düşünüyorum."
Dergiyi Mustafa Kutlu'nun teklifi ile devraldığını söyleyen şair Ayçil, şu yorumda bulundu:
"Kuşaklar birbirlerine işleri teslim ederler çünkü her kuşağın hayatla kurduğu bir ilişki vardır, günceller yani. Dergah Dergisi'nde yapacağımız iş güncellemek bu anlamda. Kurulduğu yılla bugün arasında 25 yıllık bir zaman farkı var. Türkiye çok hızlı zıplamalarla değişen bir ülke olduğu için, Avrupa'dan çok daha hızlı zihinsel ve kültürel değişimler yaşandı. Benim mektupla dahil olduğum bir dergide artık bambaşka bir çağ yaşıyoruz. E-posta ve sosyal medya diye bir şey var artık."
Ayçil, Dergah Dergisi'nde dikkat edeceği iki önemli konuyu ise şu cümlelerle ifade etti:
"Birincisi adalet, ikincisi de herkesin rahatlıkla ürün göndereceği edebiyat merkezi olma vasfını titizlikle korumak. Çok yakın temasta olduğumuz arkadaşlar bile şu sayıda ne olacak, bilmeyecek. Biz Dergah Dergisi geleneğini bir hastalığa dönüşen edebi grupçuklara kurban etmeyeceğiz."
Dergide Mart ayından itibaren genç kuşağı hedefleyen bir takım değişiklikler olacağına dikkati çeken Ayçil, kendisini herhangi bir "edebi kampa" dahil etmeyen, Türk edebiyatının dertleriyle dertlenen, önemseyen herkesten de katkı beklediklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Ayçil, ilk şiirinin 1990 yılında Dergah Dergisi'nde yayınlandığını ifade ederek, şunları paylaştı:
"Pek çok şair gibi fanzinlerde ya da küçük dergilerde edebiyata başlamadım, Dergah dergisinde başladım. 1994 yılında Bolu'nun Göynük ilçesinde yaşıyordum ve benim kuşağım mektupla dergiye ürün gönderen son kuşaktır. Mustafa Kutlu da genç ve ümit vaat eden şair adaylarına birkaç cümle de olsa mektup yazan bir editördü. Şiirlerden bir süre sonra, uzun Dergah antetli bir zarf geldi. Bu, Mustafa Kutlu'nun bana yazdığı bir mektuptu, onu hala saklıyorum. 'Şiirleriniz umut vaat ediyor, yazın, tanışalım" diyordu."
Yaklaşık yedi yıl boyunca taşradan merkeze şiirlerini yolladığını aktaran Ayçil, on yıl boyunca şiirlerini sadece Dergah'ta yayınladığını ve belli bir oranda tanınıncaya kadar da başka hiçbir dergiye şiir vermediğini kaydetti.
- "Dergah dergisinin iki önemli geçmişi var"
Şair Ayçil, bir iddiası olan bütün edebiyatçılar, kültür adamları ve sanatçılar gibi kendisinin de 1997 yılında İstanbul'a yerleştiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Dergah'ın bürosu Gedikpaşa'daydı, o büronun etrafında en az yedi sekiz kez dolaşıp durdum. Biraz heyecan, biraz mahcubiyetten içeriye girmekte zorluk çektim. Mustafa Kutlu ben Göynük'teyken oraya bir ziyareti olmuştu, o zaman tanışmış, bir gün geçirmiştik ama dergiye ilk gelişim şiirimin yayınlanmasından dört yıl sonra oldu."
On yılı aşkın bir süredir çeşitli dergilerde görev aldığını söyleyen Ayçil, Mostar Dergisi'nin editörlüğünü ve Gerçek Hayat Dergisi'nin genel yayın yönetmenliğini yaptığını ifade etti.
Ayçil, Dergah gibi dergilerde ürünlerini yayınlayan genç edebiyatçıların, daha sonra ayrılarak kendi dergilerini kurduklarına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Edebiyatçıların kendi edebi çevrelerini kurup kendi dergilerini çıkarması haklarıdır ve doğaldır. Dergah da bu açıdan edebiyat dünyası için çok bereketli bir dergidir."
Dergah Dergisi'ni Dergah Yayınları'nın çıkardığına işaret eden Ayçil, konuşmasına şöyle devam etti:
"Dergah Dergisi'nin iki önemli geçmişi var. Biri 1920'li yıllarda Yahya Kemal'in merkezde olduğu bir dönemde ilk kez Dergah adıyla çıkması ve Milli Mücadele'yi destekleyen bir dergi olması. Yahya Kemal'in çok meşhur 'Üç Tepe' diye bir yazısı vardır, o dönemde bu dergide yayınlanıyor. İkincisi ise, Nurettin Topçu'nun Hareket Yayınları ve Hareket Dergisi. 90'larda çıkan Dergah Dergisi, ayaklarının birisini Yahya Kemal'in Dergah Dergisi'ne, ötekini de Nurettin Topçu'nun Hareket Dergisi'ne koyuyor ve bu baş o iki ayak üzerinde yükseliyor."
- "Mustafa Kutlu'nun sezgisi edebiyatımıza birçok şair kazandırdı"
Ayçil, Dergah Dergisi'nin Türkiye'nin kültürel ve tarihsel geçmişi ile çok güçlü bir bağ kurduğunu belirterek, dergide söz konusu geçmişi güncelleyerek yeniden edebi bir merkez haline getirenlerin Mustafa Kutlu, İsmet Özel ve İsmail Kara olduğunun altını çizdi.
Sözünü ettiği isimlerin bugün Türkiye'de edebiyat, şiir ve düşünce alanında önemli isimler olduğuna değinen Ayçil, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama en önemli tarafları kendi dönemlerinin genç enerjisini dergide yansıtabilmiş olmaları. Mustafa Kutlu'nun sezgisi çok güçlüdür mesela, genç bir yazarı çok karmaşık, alelade bir cümlenin içinden bile tutar çıkarır. Doğal olarak Mustafa Kutlu'nun sezgisi 90'lardan sonra birçok şair kazandırdı edebiyatımıza. Süleyman Çobanoğlu, İbrahim Tenekeci, Murat Menteş, Hakan Arslanbenzer bu şairler arasında. Mesela bugün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Dergah'ta yazmış bir isimdir."
Ayçil, Dergah Dergisi'nin bir grup dergisi olmadığını ve sanatı üstad olarak gördüğünü söyleyerek, farklı kesimlerden ve muhitlerden yazarların metinlerini yayınladığını aktardı.
"Dergah, hem çıkaranların güçlü edebiyat tecrübesi hem de edebi metinlere gösterdiği saygıyla edebiyatın kaptan köşkü haline geldi" diyen Ayçil, "Ben dergiye neredeyse her hafta bazen düzenli, bazen düzensiz zaten uğrayan biriydim. 15 yıl boyunca kendi gönderdiğim ürün de dahil, hiçbir zaman Mustafa Kutlu'nun ne yayınlayacağı hakkında bir bilgim olmadı. Kendisi eğer masanın üzerinde taslağını unutmadı ve ben heyecanla bir göz atmadıysam, dergide ne yayınlanacağını hiç bilemedim" şeklinde konuştu.
- "Dergah Dergisi, kaliteli ürün diye özetlenebilir"
Genel yayın yönetmenliğini devraldığı Dergah Dergisi'nin ilk şiirini yayınladığı günden beri her zaman bir parçası olduğuna değinen Ayçil, şunları söyledi:
"Benim kişisel bir dergicilik tecrübem var tabii ama Dergah Dergisi çok ağır bir sorumluluk. Kesinkes adalet duygusunun olması gerekiyor. Çünkü, Dergah Dergisi herhangi bir gruba, meşrebe yaslanmayan ve Türk edebiyatını kucaklayan bir dergi. Buraya ürün gönderenlerin nereye, kime ait olduğuna değil ürünlerine bakmamız gerekiyor. Dergah Dergisi, kaliteli ürün diye özetlenebilir. Bir taraftan burada olmayı planlamıyordum ama bir taraftan da çocukça bir sevinç de hissediyorum. Bir baba mirası gibi buna nasıl sahip çıkabilirim diye düşünüyorum."
Dergiyi Mustafa Kutlu'nun teklifi ile devraldığını söyleyen şair Ayçil, şu yorumda bulundu:
"Kuşaklar birbirlerine işleri teslim ederler çünkü her kuşağın hayatla kurduğu bir ilişki vardır, günceller yani. Dergah Dergisi'nde yapacağımız iş güncellemek bu anlamda. Kurulduğu yılla bugün arasında 25 yıllık bir zaman farkı var. Türkiye çok hızlı zıplamalarla değişen bir ülke olduğu için, Avrupa'dan çok daha hızlı zihinsel ve kültürel değişimler yaşandı. Benim mektupla dahil olduğum bir dergide artık bambaşka bir çağ yaşıyoruz. E-posta ve sosyal medya diye bir şey var artık."
Ayçil, Dergah Dergisi'nde dikkat edeceği iki önemli konuyu ise şu cümlelerle ifade etti:
"Birincisi adalet, ikincisi de herkesin rahatlıkla ürün göndereceği edebiyat merkezi olma vasfını titizlikle korumak. Çok yakın temasta olduğumuz arkadaşlar bile şu sayıda ne olacak, bilmeyecek. Biz Dergah Dergisi geleneğini bir hastalığa dönüşen edebi grupçuklara kurban etmeyeceğiz."
Dergide Mart ayından itibaren genç kuşağı hedefleyen bir takım değişiklikler olacağına dikkati çeken Ayçil, kendisini herhangi bir "edebi kampa" dahil etmeyen, Türk edebiyatının dertleriyle dertlenen, önemseyen herkesten de katkı beklediklerini sözlerine ekledi.