Birkonfed'den Rusya'ya Sert Açıklama
Birleştirici İş Kadınları ve İş Adamları Konfederasyonu (BİRKONFED) son zamanlarda tırmanan Rusya krizi ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Birleştirici İş Kadınları ve İş Adamları Konfederasyonu Genel Başkan Vekili Av. Şenol Gürşan tarafından yapılan yazılı açıklamada son günlerde tırmanan Rusya krizi değerlendirildi. BİRKONFED Genel Başkan vekili Av.Şenol Gürşan şunları söyledi:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bulunduğu yer itibarıyla güçlü ve gelişmiş bir devlet yapısına sahiptir. Milleti, ulusu ve ülkesiyle birlikte bölünmez bütünlüğünü korumakta ve komşularıyla barış içinde yaşamaktadır. Türkiye ile Rusya arasındaki Ekonomik ve Ticari İlişkiler 1937 yılına Kadar dayanmaktadır. İki ülke arasındaki toplam ticaret hacmi dolaylı kalemlerle birlikte toplam 50 milyar dolara yakındır. 1990’lardan bu yana Türkiye ve Rusya arasındaki ekonomik, siyasal ve kültürel ilişkiler, rekabete dayalı bir arada yaşama ilkesinden, karşılıklı işbirliği politikasına doğru yol almakta iken Rusya Devleti tarafından ülke güvenliğimize ve egemenlik hakkımıza yapılan saldırı ile haklı savunmamız sonucunda Rusya ile diplomatik olarak ilişkilerimiz gerilmiştir. Bütün Dünya biliyor ki; Türkiye-Suriye sınırında, Türk hava sahasını, 5 dakika içinde 10 kez uyarılmasına rağmen ihlal eden Rus savaş uçağına, angajman kuralları çerçevesinde müdahalede bulunmuştur. Türkiye hava sahası ihlaline duyarsız kalmamış daha önce değiştirdiği ve dünya kamuoyuna defaatle açıkladığı üzere angajman kurallarını uygulamıştır. Hakeza G20 Zirvesinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ve Rusya Devlet Başkanı Vladamir Putin bir araya gelmiş ve Suriye sınırında herhangi bir hadiseye mahal verilmemesi hususunda anlaşmışlar, Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin hassasiyetlerini açık ve net şekilde beyan etmiştir.
24 Kasım 2015 tarihinden itibaren vatandaşlarımızın Rusya Federasyonu’na seyahatlerinde Türk vatandaşlarına yönelik ülke girişinde çıkardığı zorluklar, ve anılan ülkede ikametlerinde bu ülkede iş yapan Türk pasaportlu iş adamlarına yönelik polisiye uygulamaları kabul etmiyoruz ve kınıyoruz. Unutulmamalıdır ki ticaret hem alıcıya hem satıcıya menfaat sağladığı gibi ticaretin ekonomik olmayan sebeplerden dolayı kesilmesi iki tarafa da zarar verir. Türkiye, Rusya’nın ticari ortakları arasında altıncı sırada.Türkiye de hammadde ve hizmet alımlarını durdurarak Rus ekonomisine zarar verebilir. Türkiye olası bir durumda petrol ve doğalgazı hızla Ortadoğu ülkelerinden temin etme imkanına sahipken, Rusya yeni kıyafet, ayakkabı, beyaz eşya satın alamaz. Yaptırımların, Rusya’nın halen yüksek olan enflasyonunu, özellikle de gıda enflasyonu gelecek aylar içinde artması bekleniyor.
BİRKONFED olarak egemenlik, ekonomiden önce gelir diyoruz. Çünkü egemenlik devlet olmaktan kaynaklanır ve egemenlik olmadan devlet var olamaz. Her devlet de kendi ülkesi/bölgesi üzerindeki hava sahasında mutlak egemenlik hakkına sahiptir. Bu egemenlik, halkın hür iradesine dayanır ve tüm iktisadi kanun ve kararları da kapsar.Devletimizce alınacak acil tedbirlerin ve desteklerin arkasında durarak alternatif pazarların denenmesi gerektiğini düşünüyoruz.Artık diğer pazarlara olan ilgimizi artırmalı, diğer ülkelerdeki pazar paylarımızı artırma projeleri geliştirmeliyiz.
Temennimiz İki ülke arasındaki ticari ve kültürel işbirliği siyasal ve bölgesel sorunlar hakkındaki ayrışmaların ortadan kalkmasıdır.”
Kaynak: İHA
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bulunduğu yer itibarıyla güçlü ve gelişmiş bir devlet yapısına sahiptir. Milleti, ulusu ve ülkesiyle birlikte bölünmez bütünlüğünü korumakta ve komşularıyla barış içinde yaşamaktadır. Türkiye ile Rusya arasındaki Ekonomik ve Ticari İlişkiler 1937 yılına Kadar dayanmaktadır. İki ülke arasındaki toplam ticaret hacmi dolaylı kalemlerle birlikte toplam 50 milyar dolara yakındır. 1990’lardan bu yana Türkiye ve Rusya arasındaki ekonomik, siyasal ve kültürel ilişkiler, rekabete dayalı bir arada yaşama ilkesinden, karşılıklı işbirliği politikasına doğru yol almakta iken Rusya Devleti tarafından ülke güvenliğimize ve egemenlik hakkımıza yapılan saldırı ile haklı savunmamız sonucunda Rusya ile diplomatik olarak ilişkilerimiz gerilmiştir. Bütün Dünya biliyor ki; Türkiye-Suriye sınırında, Türk hava sahasını, 5 dakika içinde 10 kez uyarılmasına rağmen ihlal eden Rus savaş uçağına, angajman kuralları çerçevesinde müdahalede bulunmuştur. Türkiye hava sahası ihlaline duyarsız kalmamış daha önce değiştirdiği ve dünya kamuoyuna defaatle açıkladığı üzere angajman kurallarını uygulamıştır. Hakeza G20 Zirvesinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ve Rusya Devlet Başkanı Vladamir Putin bir araya gelmiş ve Suriye sınırında herhangi bir hadiseye mahal verilmemesi hususunda anlaşmışlar, Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin hassasiyetlerini açık ve net şekilde beyan etmiştir.
24 Kasım 2015 tarihinden itibaren vatandaşlarımızın Rusya Federasyonu’na seyahatlerinde Türk vatandaşlarına yönelik ülke girişinde çıkardığı zorluklar, ve anılan ülkede ikametlerinde bu ülkede iş yapan Türk pasaportlu iş adamlarına yönelik polisiye uygulamaları kabul etmiyoruz ve kınıyoruz. Unutulmamalıdır ki ticaret hem alıcıya hem satıcıya menfaat sağladığı gibi ticaretin ekonomik olmayan sebeplerden dolayı kesilmesi iki tarafa da zarar verir. Türkiye, Rusya’nın ticari ortakları arasında altıncı sırada.Türkiye de hammadde ve hizmet alımlarını durdurarak Rus ekonomisine zarar verebilir. Türkiye olası bir durumda petrol ve doğalgazı hızla Ortadoğu ülkelerinden temin etme imkanına sahipken, Rusya yeni kıyafet, ayakkabı, beyaz eşya satın alamaz. Yaptırımların, Rusya’nın halen yüksek olan enflasyonunu, özellikle de gıda enflasyonu gelecek aylar içinde artması bekleniyor.
BİRKONFED olarak egemenlik, ekonomiden önce gelir diyoruz. Çünkü egemenlik devlet olmaktan kaynaklanır ve egemenlik olmadan devlet var olamaz. Her devlet de kendi ülkesi/bölgesi üzerindeki hava sahasında mutlak egemenlik hakkına sahiptir. Bu egemenlik, halkın hür iradesine dayanır ve tüm iktisadi kanun ve kararları da kapsar.Devletimizce alınacak acil tedbirlerin ve desteklerin arkasında durarak alternatif pazarların denenmesi gerektiğini düşünüyoruz.Artık diğer pazarlara olan ilgimizi artırmalı, diğer ülkelerdeki pazar paylarımızı artırma projeleri geliştirmeliyiz.
Temennimiz İki ülke arasındaki ticari ve kültürel işbirliği siyasal ve bölgesel sorunlar hakkındaki ayrışmaların ortadan kalkmasıdır.”