Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıklaması 'Eline Saz Almakla Türkiye Partisi Olunmuyor'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan HDP’nin seçim dönemindeki ’Türkiye partisiyiz’ söylemine atıfta bulunarak, "Yani ele saz almakla, veya Nişantaşı’nda tur atmakla Türkiye partisi olunmuyor. Türkiye partisi olabilmek için tüm Türkiye’de halkımızın değerlerine saygı duymak gerekir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıklaması 'Eline Saz Almakla Türkiye Partisi Olunmuyor'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan’a ziyareti öncesi gerçekleştirdiği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, YPG’nin Fırat’ın batısına geçtiği haberlerine ilişkin olarak, “Bizim kendi güvenlik güçlerimizin batıya geçtiklerine yönelik kesin bir haber söz konusu değil. Bu bazı kaynakların yapmış olduğu açıklamalardır. Burada özellikle Cerablus’ta DAİŞ’e yönelik koalisyon güçleri olarak attığımız bir adım var. Birinci derecede Cerablus’u DAİŞ’ten temizlemek. Bu devam etmektedir. Bu kesinlikle başarılacaktır. Irak’ta da şu anda Ramadi’de mevcut gelişme DAİŞ’in oradan sökülüp atılması. Diğer yerlerde de bunlar olacaktır. Terör örgütlerinin o ülkenin mili güçlerinin sağlam durması karşısında dayanmaya tahammülü yoktur. Türkiye’de de bu noktada kararlılığımız ortada. PKK’ya karşı verilen mücadele aynı kararlılıkla devam edeceği gibi bölgede de atacağımız adımlar bunun yansımasıdır” açıklamasında bulundu.

"ELİNE SAZ ALMAKLA, NİŞANTAŞI’NDA TUR ATMAKLA TÜRKİYE PARTİSİ OLUNMUYOR"

Demokratik Toplum Kongresi’nin “özerklik” açıklamasını da değerlendiren Erdoğan, “Bu açıklamalar maalesef ismi demokratik ama uygulamaların demokrasi ile alakası olmayan bir yapı bunlar. Halkın iradesi silahtan güçlüdür. Ama bunlar parlamentoya inanmış değiller. Bunlar bir taraftan ‘Biz Türkiye partisiyiz’ demeye başladılar. Bunların bir Türkiye partisi olmadığı ortaya çıktı. Yani ele saz almakla, veya Nişantaşı’nda tur atmakla Türkiye partisi olunmuyor. Türkiye partisi olabilmek için tüm Türkiye’de halkımızın değerlerine saygı duymak gerekir. Bu değerler saygı duymayanların, kandan beslenenlerin, halkımızı sokağa dökmek suretiyle sadece 6-7-8 Ekim tarihlerinde bu eşbaşkanlardan bir tanesinin sokağa davetiyle benim Kürt kardeşlerimin bir kısmı maalesef bu davet uydu. Bunun neticesinde 50 Kürt kardeşimiz öldü. Ölenler de öldüren de Kürt’tü. Dün Erzurum İspir’de bir kardeşimizin, bir uzman çavuşumuzun şehit olması neticesinde babasının haykırışı vardı. ‘Ben de Kürdüm, eşim de, anam da, babam da Kürt. Nedir bu’ diyor. Bunlar ademe mahkum ediliyorlar. Sen hangi hakla Türkiye’nin mevcut üniter yapısı içerisinde Güneydoğu ve Doğu’da bir devlet kurmaktan bahsediyorsun. Zerre kadar parlamento içerisinde olduğunun farkında olsa ki bu kişi daha milletvekili yemini etmiş değil. Anayasamızın 14. Maddesi bir defa bunların attığı bu adımlara karşı konulmuş bir maddedir. Siz böyle bir adımı atamazsınız. Böyle bir şeye zaten bu ülkenin ne mili iradesi müsaade eder, ne güvenlik güçlerimiz buna müsaade eder. Anında bizler gereğini bugüne kadar nasıl yaptıysak, bundan sonra da yaparız. Nasıl açtıkları çukurlarda kendileri boğuluyorsa, bundan sonra da boğulmaya devam ederler. Olay bu kadar açıktır, nettir. Bunların bu camilere olan saldırıları, okullara olan saldırıları, sonlarının geldiğinin akıbetidir. Oradaki samimi esnaf kardeşlerimizin dükkanlarına yaptıkları saldırılar, bunlar benim Kürt kardeşimin temsilcisi değiller. Onları tehdit ile yıldırmak suretiyle gasp eden gaspçılardır” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Demirtaş’ın mecliste yemin etmediği yönündeki açıklamasını düzelterek, “Demirtaş 4 gün önce yemin etmiş. Yakından takip edemiyoruz. Bu da manidar” dedi.

"ANAYASA İÇİN GEREKİRSE HALKLA ARAMA KONFERANSLARI YAPILABİLİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeni anayasa çalışmaları da soruldu. Toplumsal mutabakatın sağlandığı bir anayasa beklentisinin kamuoyunda oluştuğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi;

“Hemen hemen bütün siyasi partiler de bunun sözünü seçimlerde verdiler. Seçimlerde verilmiş olan bu sözün temenni ederiz ki yerine geldiğini görürüz. Daha önce Başbakanlığım dönemimde biliyorsunuz parlamento içindeki 4 siyasi partinin kurmuş olduğu bir uzlaşma komisyonu ile başlattığı çalışma vardır. 47 madde bir mutabakat sağlanmıştı. O zaman ana muhalefet genel başkanı ‘bu 47 maddeyi parlamentodan geçirelim’ demişti. Ben de gruptaki arkadaşlarıma ‘hemen bunu halledelim’ demiştim. Arkadaşlarımız görüşmeyi yaptıklarında aldıkları cevap şuydu. ‘Bu yetmez 4 siyasi parti liderini buna evet demesi lazım’ Her ne kadar ısrar ettiyse de arkadaşlar o sürçte ne yazık ki CHP ve AK Parti bu işi 47 madde çıkabilirdi ama olmadı. Daha sonra 60 maddeye geldiğimizde bu kez ben söyledim. ‘Şu 60 maddeyi bir görüşelim, parlamentoda çıkmasını sağlayalım. Ondan sonra oturalım burada asgari müştereklerde bir araya gelelim ve yamalı bohça olmaktan çıkan ama en azından toplumun çoğunluğunun üzerinde ittifak ettiği bir sivil anayasayı çıkarmış olalım’ Maalesef ona da hayır cevabı aldık. Şu anda sayın başbakanın yapacağı ziyaretle iki siyasi partinin ana muhalefet ve MHP’nin düşüncesini biz de takip edeceğiz. İnşallah bir mutabakat sağlanır, en azından bir asgari müşterek sağlanır ve böylece artık 12 Eylül darbesinin anayasası ile yaşamak değil, sıfır kilometre bir anayasayı tesis etmek suretiyle ülkemiz yarınlara toplumsal mutabakatın, milletin kendi iradesinin güç verdiği bir anayasa tesis edilmiş olur. Bu yüzde yüz olur diye bir şey yok ama bu çalışma iktidar-ana muhalefetle, iktidar - MHP ile, her ikisinin oluşturacağı bir mutabakatla referandum ya da parlamento içi çalışmayla yapılır. Her iki halde parlamentodan geçtikten sonra millete gitmek suretiyle tam manasıyla bir çift dikiş, sağlam irade tecelli eder. Millet der ki ben buna kararımı verdim. Gerekirse halkla arama konferansları yapmak suretiyle, halka, oluşturulacak bir anayasa maddeler manzumesinde bir adım atılabilir. Bu adımı attıktan sonra da artık milletçe ‘biz milli bir anayasa kurduk’ deriz”
Kaynak: İHA