İsrail'deki İnsan Hakları Örgütleri Baskı Altında

KUDÜS - İşgal altındaki Filistin topraklarında yaşananları gözlemleyen İsrailli insan hakları örgütlerine yönelik sağcı aktivist ve politikacıların baskıları artıyor.

"Sessizliği Bozma" (Breaking The Silence) ve İşgal Altındaki Topraklardaki İsrail İnsan Hakları Enformasyon Merkezi (B'Tselem) gibi İsrailli insan hakları örgütlerini "vatan hainliği" ile suçlayan radikal Siyonist politikacı ve aktivistler, bu örgütlerin faailetlerinin tamamen yasaklanmasını veya kısıtlanmasını talep ediyor. "Yurt dışından finanse edildikleri ve başka ülkeler adına ajanlık yaptıkları" da İsrailli insan hakları örgütlerine yöneltilen suçlamalar arasında.

Bu örgütler için çalışan aktivistler de son dönemde sosyal medya üzerinden çok sayıda "tehdit ve hakaret" mesajı aldıklarını dile getiriyor.

-"İsrail hükümeti bizi susturmak istiyor"

AA muhabirine konuşan B'Tselem Sözcüsü Sarit Michaeli, İsrail hükümetinin kendilerini susturmak istediğini söyledi.

"İşgale karşı çıkan İsrailli insan hakları örgütlerinin susturulmasına yönelik bir karalama kampanyası başlatıldığını" belirten Michaeli, "Fiziksel bir kısıtlama yok ancak İsrail kamuoyunun zihninde bize karşı bir karalama kampanyası yürütülüyor. Bu kampanya İsrailli politikacılar ve radikal gruplar tarafından yapılıyor. Bu radikal gruplarında İsrail hükümetinin kuklası olduğu herkes tarafından biliniyor" ifadelerini kullandı.

Kendilerine yönelik başlatılan karalama kampanyasının arkasında İsrail hükümetinin bulunduğunu vurgulayan Michaeli, şunları kaydetti:

"Bizler kendi hükümetimizin işgal politikalarını eleştiriyoruz. İsrail hükümeti ise insan hakları örgütlerine karşı karalama politikası başlatmış durumda. Bununla birlikte bizlerin faaliyetlerini kısıtlamaya yönelik kanun tasarısı hazırlığı olduğunu da hatırlamak lazım. Burada asıl yapılmak istenen bizlerin isimlerinin kamuoyu önünde deşifre edilerek hedef haline getirilmesi. İsrail'de siyasi bir şiddet var ve bu çok tehlikeli. Hükümet işgal hakkındaki tüm eleştirileri susturmak istiyor. İşgale karşı seslerini yükselten insan hakları örgütlerinin susturlmak istenmesi de bunun için. İsrail'de işgal hakkında yapılan tartışmalar tek sesli ve bu bir demokrasi için iyi değil."

- "Her iki toplumun da yararı için çalışıyoruz"

Kendilerine yönelik tehditlerin endişe verici boyutlarda olduğunu belirten Michaeli, "Yaptığımız doğru şey olduğunu biliyoruz ancak bize yönelik yoğun bir kışkırtma var. Bundan korkmuyorum ama bunun bir endişe kaynağı olduğunu da inkar edemem. Bizler kendi toplumumuzun yararına faaliyet göstediğimize inanıyoruz. İşgal ise her iki topluma (İsrailli ve Filistinli) birden zarar veriyor. Buradaki en önemli konu tabi ki Filistin toplumuna verilen zarar ancak bu durum aynı zamanda İsrail toplumuna da zarar veriyor. Biz her iki toplumun da geleceği için çalışıyoruz. Yaklaşık 50 yılldır işgal sürüyor ve bizler bunun bir 50 yıl daha sürmesini önlemek istiyoruz" ifadelerini kullandı.

İşgalin nasıl sona ermesi gerektiğine dair belirli bir çözüm önerisi sunmadıklarını dile getiren Michaeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her iki tarafında kabul edebileceği uluslararası kurallara uygun bir çözüm istiyoruz. Bizler ülkemizin işgalci olmayı sürdürmesini ve Filistinlilerin temel haklarını reddetmesni kabul edemeyiz. Uzun yıllardır yaşanan bu durum kabul edilemez ve son bulması gerekiyor. Değişim isteyen bir grubun otorite tarafından hedef alınması da tarihte ilk kez olmuyor. Bizler kendi hükümetimizi eleştiriyoruz ve hükümetimiz bizi susturmak için önlemler alıyor. Bunu başaramayacaklar."

- İsrail askerlerinden "Sessizliği Bozma" Hareketi

Geçmişte işgal altındaki Filistin topraklarında görev yapan İsrailli askerlerin kurduğu "Sessizliği Bozma" örgütü, İsrail ordusunun Filistin topraklarında yaptığı faaliyetlerle ilgili yaşanmış olayları yazılı ve görsel olarak kamuoyuna duyurmayı hedefliyor. Bununla birlikte örgütün tüm yayınları, yayınlanmadan önce İsrail Ordusu Sansür Birimi'nin onayından geçmek zorunda.

İlk olarak Batı Şeria'nın El Halil kentinde görev yapmış bir grup İsrailli askerin kurduğu bu örgüte daha sonra işgal altındaki diğer bölgelerde bulunan askerler de katılmış.

"Sessizliği Bozma" Genel Sekreteri Yuli Novak, katıldığı bir televizyon programında, "İşgal altındaki Filistin topraklarında görev yapan İsrail askerleri ile röportajlar yaparak onların şahitliklerini kamuoyuna duyurmaya çalışıyoruz. Askeri kanunlarla yönettiğimiz ve milyonlarca insanın yaşadığı topraklarda olup bitenlerin ahlaki bedelinin bilinmesini istiyoruz" dedi.

- "İsrail'den farklı sesler de duyulmalı"

"Burada yaşananları neden Avrupa kamuoyuna taşıyarak İsrail'i gayrimeşru ilan etmeye çalışıyorsunuz?" şeklindeki bir soru üzerine Novak, şunları kaydetti:

"Uluslararası kamuoyunda İsrail'den genelde sadece bir görüş temsil ediliyor. Bu görüş İsrail hükümetinin politikalarını gözü kapalı tasdik eden ve duyulması için bizim vergilerimizden milyarlar harcanan bir görüş. Bu insanlar İsrail işgalini, illegal Yahudi yerleşim birimlerinin arttırılmasını ve her iki yılda bir Gazze'ye saldırılmasını destekliyor. İşgal altındaki Filistin topraklarında görev yapan bizim arkadaşlarımız uluslararası platformlara davet edildiklerinde bundan farklı olarak şu mesajı veriyor: 'Bu ülkeyi seven ve burada askerlik yapan İsrailliler olarak bizlerin yaşananlara yönelik eleştirileri var.' Bizim yaptığımız sadece bu. Yurt dışında İsraillilere ait tek bir görüşün temsil edilmesini doğru bulmuyoruz. Diğer sesler de duyulmalı."

"Bizim askerlerimiz aptal değil" ifadesini kullanan Novak, 'Güvenlik' kelimesine boyun eğerek ayrım gözetilmeden Gazze'nin her yerinin bombalanmasını istiyorlarsa biz buna 'hayır' diyoruz" diye konuştu.

Doğu Kudüs ve Batı Şeria, 1967'den beri İsrail tarafından işgal altında tutuluyor. İşgal altındaki Doğu Kudüs'te 200 bin, Batı Şeria'da ise 400 bin Yahudi yerleşimci bulunuyor. Uluslararası hukuka göre buralardaki tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor. Gazze Şeridi ise 2006'dan bu yana İsrail tarafından abluka altında tutuluyor. İsrail inşa ettiği ayrım duvarı ile Batı Şeria'da yaşayan Filistinlilerin Kudüs'e girişlerini engelliyor.

Kaynak: AA