'Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri Sempozyumu'
ANKARA - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin, çağdaş hukuk sistemlerinin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu belirterek, bu uygulama ile Türkiye’de yargı sisteminin yükünün azaltılacağını ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Yargıtay, Danıştay, Adalet Bakanlığı, TOBB tarafından yargı sisteminin en başta gelen sorunu olan iş yükünü ve dava sayısını azaltmak için 14-17 Ekim 2015 tarihlerinde Antalya’da "Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri Sempozyumu"nun düzenlendiğini hatırlattı.
Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin (AUÇ), çağdaş hukuk sistemlerinin vazgeçilmez bir unsuru olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, bu yöntemle uyuşmazlığın kısa sürede, daha az giderle ve tarafların daha yüksek bir memnuniyeti ile çözülebildiğini kaydetti.
Her ülkenin kültürüne, deneyimlerine ve hukuk sistemine göre farklılık göstermekle birlikte gelişmiş hukuk düzenlerinde uyuşmazlıkların, alternatif uyuşmazlık yöntemleri aracılığıyla giderilme oranının yüzde 98’lere kadar çıktığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, bu uygulama ile mahkemelerdeki dava sayısının önemli ölçüde azaldığını belirtti.
Hisarcıklıoğlu, "Her üç kişiden birinin mahkemelik olduğu ülkemiz açısından AUÇ bu nedenle, yargı sisteminin yükünü azaltacak önemli bir araç niteliğindedir" ifadesine yer verdi.
Uzlaşma temeline dayanan AUÇ'de ise genel olarak “kazan-kazan” esasının geçerli olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, bu yöntemlerle uyuşmazlıkların daha az maliyetle ve daha kısa sürede sonuçlandırıldığını ifade etti.
-Sempozyumun sonuç bildirgesi
Bu çerçevede yapılan sempozyumda alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi için yüksek yargı mensupları, hakim ve cumhuriyet savcıları, Adalet Bakanlığı bürokratları, akademisyenler, kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri bir araya gelerek mevcut sorunlara çözüm aradığını anlatan Hisarcıklıoğlu, sempozyumun sonuç bildirgesinde şu kararların alındığını bildirdi:
"Genel itibarıyla arabuluculuğun yaygınlaştırılması ve etkinleştirilmesi için arabuluculuk görüşmelerine mazeret göstermeden katılmayan tarafa yargılama giderlerinin yükletilmesi, adliye içinde kurulan/kurulması öngörülen arabuluculuk merkezlerinin etkin hale getirilmesi, ticari davalarda, belli bir miktara kadar olan uyuşmazlıklarda arabuluculuğa ve tahkime başvuru zorunluluğu getirilmesi, kamunun Taraf Olduğu Uyuşmazlıklarda, kamulaştırma kanunundaki 'uzlaşma' kurumunun daha işlevsel hale getirilmesi.
Bireysel iş uyuşmazlıklarında ve işe iade davalarında arabuluculuğun zorunlu hale getirilmesi, sosyal güvenlik uyuşmazlıklarında SGK’nın sigorta kayıtlarını sigortalı ve işverenlerin kontrol ve onayına sunması, bu bilgilere belirli bir süre içinde itiraz edilmemesi halinde bu bilgilerin kesinleştirilmesi, uyuşmazlıklarda bu verilerin esas alınarak karar verilmesi.
Küçük alacakların (2 bin 500 lira dahil olmak üzere bu miktara kadar olan alacaklar) ilamsız icra yoluyla tahsiline ilişkin gönderilen ödeme emrine karşı vaki itiraz üzerine arabuluculuğa başvurunun zorunlu hale getirilmesi, anlaşmaya varılması halinde alınan takip harcının iade edilmesi ve tahsil harcı alınmaması, arabulucunun ilk bir saatlik ücretinin Hazineden ödenmesi.
Ceza Hukukunda; 5237 sayılı TCK’da yer alan ön ödemeye tabi suçların kapsamının genişletilmesi, kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile ilgili düzenlemede kapsamın genişletilmesi, uzlaştırmanın kapsamının genişletilerek yalnız adli para cezasını gerektiren fiillerle üst sınırı 5 yıla kadar hapis cezası gerektiren suçlarda uzlaştırma yapılması.
Aile Hukukunda, velayet, çocukla kişisel ilişki kurulması ve nafaka ihtilaflarının, arabuluculukla çözülen uyuşmazlıklar kapsamına alınması, 'aile arabuluculuğu' konusunda uzman arabulucular yetiştirilmesi, Tüketici Hukukunda, miktarı 3 bin 300 liranın üzerindeki uyuşmazlıklarda, arabuluculuğun zorunlu hale getirilmesi.
İmar, kamulaştırma ve kamu taşınmazlarına ilişkin uyuşmazlıklarda, kamulaştırma sürecindeki uzlaşma görüşmelerine tarafların dışında uzman bir kişinin katılması suretiyle uzlaşmanın daha etkin hale getirilebileceği ve kamu taşınmaz mallarının işgali sonucunda ortaya çıkan ecrimisil ve tahliye uyuşmazlıklarında uzlaşma ve kamu denetçiliği kurumunun tavsiyelerinin etkin olabileceği, Üst Kurulların uyguladıkları idari yaptırımlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda, idarece bir ihlalin tespit edilmesi durumunda idari yaptırım kararının kesinleşmesinden önce ihlale konu fiilin düzeltilmesine ve uzlaşma sürecinin başlatılmasına olanak tanıyan bir düzenleme yapılması, dava aşamasında 'uzlaşma' kurumu ile 'etkin pişmanlık' uygulamalarına yer verilmesi ve tam yargı davalarında alternatif çözüm yollarının uygulanmasının uygun olacağı."
Kaynak: AA
Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin (AUÇ), çağdaş hukuk sistemlerinin vazgeçilmez bir unsuru olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, bu yöntemle uyuşmazlığın kısa sürede, daha az giderle ve tarafların daha yüksek bir memnuniyeti ile çözülebildiğini kaydetti.
Her ülkenin kültürüne, deneyimlerine ve hukuk sistemine göre farklılık göstermekle birlikte gelişmiş hukuk düzenlerinde uyuşmazlıkların, alternatif uyuşmazlık yöntemleri aracılığıyla giderilme oranının yüzde 98’lere kadar çıktığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, bu uygulama ile mahkemelerdeki dava sayısının önemli ölçüde azaldığını belirtti.
Hisarcıklıoğlu, "Her üç kişiden birinin mahkemelik olduğu ülkemiz açısından AUÇ bu nedenle, yargı sisteminin yükünü azaltacak önemli bir araç niteliğindedir" ifadesine yer verdi.
Uzlaşma temeline dayanan AUÇ'de ise genel olarak “kazan-kazan” esasının geçerli olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, bu yöntemlerle uyuşmazlıkların daha az maliyetle ve daha kısa sürede sonuçlandırıldığını ifade etti.
-Sempozyumun sonuç bildirgesi
Bu çerçevede yapılan sempozyumda alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi için yüksek yargı mensupları, hakim ve cumhuriyet savcıları, Adalet Bakanlığı bürokratları, akademisyenler, kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri bir araya gelerek mevcut sorunlara çözüm aradığını anlatan Hisarcıklıoğlu, sempozyumun sonuç bildirgesinde şu kararların alındığını bildirdi:
"Genel itibarıyla arabuluculuğun yaygınlaştırılması ve etkinleştirilmesi için arabuluculuk görüşmelerine mazeret göstermeden katılmayan tarafa yargılama giderlerinin yükletilmesi, adliye içinde kurulan/kurulması öngörülen arabuluculuk merkezlerinin etkin hale getirilmesi, ticari davalarda, belli bir miktara kadar olan uyuşmazlıklarda arabuluculuğa ve tahkime başvuru zorunluluğu getirilmesi, kamunun Taraf Olduğu Uyuşmazlıklarda, kamulaştırma kanunundaki 'uzlaşma' kurumunun daha işlevsel hale getirilmesi.
Bireysel iş uyuşmazlıklarında ve işe iade davalarında arabuluculuğun zorunlu hale getirilmesi, sosyal güvenlik uyuşmazlıklarında SGK’nın sigorta kayıtlarını sigortalı ve işverenlerin kontrol ve onayına sunması, bu bilgilere belirli bir süre içinde itiraz edilmemesi halinde bu bilgilerin kesinleştirilmesi, uyuşmazlıklarda bu verilerin esas alınarak karar verilmesi.
Küçük alacakların (2 bin 500 lira dahil olmak üzere bu miktara kadar olan alacaklar) ilamsız icra yoluyla tahsiline ilişkin gönderilen ödeme emrine karşı vaki itiraz üzerine arabuluculuğa başvurunun zorunlu hale getirilmesi, anlaşmaya varılması halinde alınan takip harcının iade edilmesi ve tahsil harcı alınmaması, arabulucunun ilk bir saatlik ücretinin Hazineden ödenmesi.
Ceza Hukukunda; 5237 sayılı TCK’da yer alan ön ödemeye tabi suçların kapsamının genişletilmesi, kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile ilgili düzenlemede kapsamın genişletilmesi, uzlaştırmanın kapsamının genişletilerek yalnız adli para cezasını gerektiren fiillerle üst sınırı 5 yıla kadar hapis cezası gerektiren suçlarda uzlaştırma yapılması.
Aile Hukukunda, velayet, çocukla kişisel ilişki kurulması ve nafaka ihtilaflarının, arabuluculukla çözülen uyuşmazlıklar kapsamına alınması, 'aile arabuluculuğu' konusunda uzman arabulucular yetiştirilmesi, Tüketici Hukukunda, miktarı 3 bin 300 liranın üzerindeki uyuşmazlıklarda, arabuluculuğun zorunlu hale getirilmesi.
İmar, kamulaştırma ve kamu taşınmazlarına ilişkin uyuşmazlıklarda, kamulaştırma sürecindeki uzlaşma görüşmelerine tarafların dışında uzman bir kişinin katılması suretiyle uzlaşmanın daha etkin hale getirilebileceği ve kamu taşınmaz mallarının işgali sonucunda ortaya çıkan ecrimisil ve tahliye uyuşmazlıklarında uzlaşma ve kamu denetçiliği kurumunun tavsiyelerinin etkin olabileceği, Üst Kurulların uyguladıkları idari yaptırımlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda, idarece bir ihlalin tespit edilmesi durumunda idari yaptırım kararının kesinleşmesinden önce ihlale konu fiilin düzeltilmesine ve uzlaşma sürecinin başlatılmasına olanak tanıyan bir düzenleme yapılması, dava aşamasında 'uzlaşma' kurumu ile 'etkin pişmanlık' uygulamalarına yer verilmesi ve tam yargı davalarında alternatif çözüm yollarının uygulanmasının uygun olacağı."