'İdeallerimizi Sahnede Sanatla Buluşturduk'
1001 Sanat Kültür Sanat Merkezi Genel Yayın Yönetmeni Kerem Yılmaz, "Amacımız ideolojik oyunlardan ziyade, her kesime hitap edecek ama belli bir çizgisi olan, içinde bizim kültürümüze aykırı olmayacak, sosyokültürel hayatımıza ters düşmeyecek, daha ince bir ifadeyle ailecek izleyebileceğimiz oyunlar yapabilmek" dedi.
1001 Sanat'ın 2014 yılında açılan bağımsız bir kültür sanat merkezi olduğunu belirten Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkezde resim, müzik, tiyatro alanında çocuklara ve yetişkinlere eğitimler verildiğini söyledi.
Kerem Yılmaz, tiyatro oyunları sahnelenen ve şiir geceleri düzenlenen merkeze ilişkin, "1001 Sanat bizim yaklaşık 11 yıllık emeğimizin ürünü. 'Oyuncu Tayfası', tiyatro ekibinin merkezi oldu. İlk olarak 2005 yılında Bahçelievler Belediyesi'nde başladık faaliyetlerimize. O yüzden, kendi kültür merkezimizi Bahçelievler sınırlarında açmak istedik" diye konuştu.
İstanbul'da kültür sanat merkezlerinin genellikle Taksim, Bakırköy, Mecidiyeköy, Kadıköy ve Beşiktaş gibi eski semtlerde bulunduğunu aktaran Yılmaz, "Biz biraz farklı bir lokasyonda böyle bir yer açtık ve belediyenin tiyatrolarını saymazsak özel anlamda Bahçelievler'in tek tiyatrosuyuz. Her ay çeşitli oyunlar geliyor, aynı zamanda kendi oyunlarımızı da sahneliyoruz. Oyuncu Tayfası ekibinin birçok oyunu var. Onlar da merkezimizde izleyiciyle buluşuyor" değerlendirmesinde bulundu.
- "Belli bir ideal çerçevesinde sanat hayatımıza devam etmeye çalışıyoruz"
Genel Yayın Yönetmeni Yılmaz, Ekim ayında faaliyetlerine başladıklarını belirterek, şunları aktardı:
"Bu sene 1001 Sanat olarak, 'Aşk Bu mu' adlı bir oyun yaptık. Bu oyunda ünlü yüzler sahne alıyor. Paşhan Yılmazhan ve Yasemin Öztürk oynadı. Aynı zamanda oyunlarımız İstanbul'un çeşitli ilçelerinde, büyükşehir ve çeşitli ilçe belediyelerin sahnelerinde oynanıyor. Bu sene, yetişkinler için beş farklı oyunumuz ve beş de çocuk oyunumuz var. Bunları peyderpey sahnelemeye devam ediyoruz."
Merkezde yaklaşık 70 kadar öğrencileri olduğuna değinen Yılmaz, tiyatro oyuncusu yetiştirmek için çabaladıklarını paylaşarak, "Oyuncularımızın milli manevi duygulara bağlı, belli bir çizgide ilerleyen insanlar olması hedefindeyiz ve bu arkadaşlarımızı daha sonra kendi oyunlarımızda oynatıyoruz. Burası bir aile ortamı içinde devam ediyor. Belli bir ideal çerçevesinde sanat hayatımızı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.
Kerem Yılmaz, 2004'te hayatını kaybeden usta oyuncu Hasan Nail Canat'la 1998'de Eminönü Belediyesi'nde tiyatro eğitimi verdiği zaman tanıştığını kaydederek, "Ben tiyatroya rahmetli hocamız Hasan Nail Canat'la başladım" dedi.
Kendisinin Fatih İmam Hatip Lisesi mezunu olduğunun altını çizen Yılmaz, şu bilgileri verdi:
"Lisede amatör olarak tiyatrolarda rol alıyordum. Sonra üniversite tiyatrolarında (rol aldım). Tabi, İmam Hatiplerin katsayı problemleri ve 28 Şubat süreci bize denk geldiği için, önümüze hep engeller çıktı. Ona rağmen biraz uzatmalı da olsa, şu an Türkiye'nin durumuna bakarsak belli bir yere geldiğimizi düşünüyorum. Hasan hocamın vefatının ardından 2005 yılında 'Oyuncu Tayfası' adıyla kendi ekibimizi kurduk."
- "Ailecek izleyebileceğimiz oyunlar yapabilmek istiyoruz"
Yılmaz, 1001 Sanat'a ilişkin hedefleri arasında, tiyatro ekiplerinin gişe açması, gişe yapması ve insanlara ulaşmasını sağlamak olduğunu aktararak, "Amacımız ideolojik oyunlardan ziyade, her kesime hitap edecek ama belli bir çizgisi olan, içinde bizim yerli kültürümüze aykırı olmayacak, sosyokültürel hayatımıza ters düşmeyecek, daha ince bir ifadeyle ailecek izleyebileceğimiz oyunlar yapabilmek. Herkesin izleyebileceği, genel ahlak kurallarımıza uygun oyunlar yapmaya çalışıyoruz."
Televizyonda yayımlanan tiyatro gösterileri ve güldürülerin sahnede izleyiciyle buluşan tiyatro oyunlarını olumsuz etkilediğine değinen Yılmaz, şöyle konuştu:
"Televizyon, insanların evde ayaklarını uzatarak rahat rahat izleyebilecek bir ürün ama biz, televizyonun karşısında durmak çok zor olmasına rağmen, sürekli bir çaba içerisindeyiz. İzleyiciye, onun bir tiyatro olmadığını anlatmaya çalışıyoruz aslında. Bazen seyirci de özellikle belediyelerde sahnelenen oyunları izlemeye geldiğinde, televizyonlarda gördüğü 'Güldür Güldür', 'BKM Mutfak' gibi bir gösteri beklentisi içine giriyor. Tiyatronun o olmadığını, her oyundan bir ders çıkarılması gerektiğini, tiyatronun bir kültürü olduğunu ve belli bir bedel ödeyerek gidilmesi gerektiğini, orada bir zaman geçirerek de bir bedel ödenmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz insanlara. Bu çabaya rağmen, maalesef Avrupa'da yakalanan tiyatro kültürünü henüz yakalamış değiliz."
Kerem Yılmaz, gelecekte daha büyük bir salona sahip olarak, uluslararası çapta sahnelenebilecek prodüksiyonlara ev sahipliği yapmak istediklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Kerem Yılmaz, tiyatro oyunları sahnelenen ve şiir geceleri düzenlenen merkeze ilişkin, "1001 Sanat bizim yaklaşık 11 yıllık emeğimizin ürünü. 'Oyuncu Tayfası', tiyatro ekibinin merkezi oldu. İlk olarak 2005 yılında Bahçelievler Belediyesi'nde başladık faaliyetlerimize. O yüzden, kendi kültür merkezimizi Bahçelievler sınırlarında açmak istedik" diye konuştu.
İstanbul'da kültür sanat merkezlerinin genellikle Taksim, Bakırköy, Mecidiyeköy, Kadıköy ve Beşiktaş gibi eski semtlerde bulunduğunu aktaran Yılmaz, "Biz biraz farklı bir lokasyonda böyle bir yer açtık ve belediyenin tiyatrolarını saymazsak özel anlamda Bahçelievler'in tek tiyatrosuyuz. Her ay çeşitli oyunlar geliyor, aynı zamanda kendi oyunlarımızı da sahneliyoruz. Oyuncu Tayfası ekibinin birçok oyunu var. Onlar da merkezimizde izleyiciyle buluşuyor" değerlendirmesinde bulundu.
- "Belli bir ideal çerçevesinde sanat hayatımıza devam etmeye çalışıyoruz"
Genel Yayın Yönetmeni Yılmaz, Ekim ayında faaliyetlerine başladıklarını belirterek, şunları aktardı:
"Bu sene 1001 Sanat olarak, 'Aşk Bu mu' adlı bir oyun yaptık. Bu oyunda ünlü yüzler sahne alıyor. Paşhan Yılmazhan ve Yasemin Öztürk oynadı. Aynı zamanda oyunlarımız İstanbul'un çeşitli ilçelerinde, büyükşehir ve çeşitli ilçe belediyelerin sahnelerinde oynanıyor. Bu sene, yetişkinler için beş farklı oyunumuz ve beş de çocuk oyunumuz var. Bunları peyderpey sahnelemeye devam ediyoruz."
Merkezde yaklaşık 70 kadar öğrencileri olduğuna değinen Yılmaz, tiyatro oyuncusu yetiştirmek için çabaladıklarını paylaşarak, "Oyuncularımızın milli manevi duygulara bağlı, belli bir çizgide ilerleyen insanlar olması hedefindeyiz ve bu arkadaşlarımızı daha sonra kendi oyunlarımızda oynatıyoruz. Burası bir aile ortamı içinde devam ediyor. Belli bir ideal çerçevesinde sanat hayatımızı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.
Kerem Yılmaz, 2004'te hayatını kaybeden usta oyuncu Hasan Nail Canat'la 1998'de Eminönü Belediyesi'nde tiyatro eğitimi verdiği zaman tanıştığını kaydederek, "Ben tiyatroya rahmetli hocamız Hasan Nail Canat'la başladım" dedi.
Kendisinin Fatih İmam Hatip Lisesi mezunu olduğunun altını çizen Yılmaz, şu bilgileri verdi:
"Lisede amatör olarak tiyatrolarda rol alıyordum. Sonra üniversite tiyatrolarında (rol aldım). Tabi, İmam Hatiplerin katsayı problemleri ve 28 Şubat süreci bize denk geldiği için, önümüze hep engeller çıktı. Ona rağmen biraz uzatmalı da olsa, şu an Türkiye'nin durumuna bakarsak belli bir yere geldiğimizi düşünüyorum. Hasan hocamın vefatının ardından 2005 yılında 'Oyuncu Tayfası' adıyla kendi ekibimizi kurduk."
- "Ailecek izleyebileceğimiz oyunlar yapabilmek istiyoruz"
Yılmaz, 1001 Sanat'a ilişkin hedefleri arasında, tiyatro ekiplerinin gişe açması, gişe yapması ve insanlara ulaşmasını sağlamak olduğunu aktararak, "Amacımız ideolojik oyunlardan ziyade, her kesime hitap edecek ama belli bir çizgisi olan, içinde bizim yerli kültürümüze aykırı olmayacak, sosyokültürel hayatımıza ters düşmeyecek, daha ince bir ifadeyle ailecek izleyebileceğimiz oyunlar yapabilmek. Herkesin izleyebileceği, genel ahlak kurallarımıza uygun oyunlar yapmaya çalışıyoruz."
Televizyonda yayımlanan tiyatro gösterileri ve güldürülerin sahnede izleyiciyle buluşan tiyatro oyunlarını olumsuz etkilediğine değinen Yılmaz, şöyle konuştu:
"Televizyon, insanların evde ayaklarını uzatarak rahat rahat izleyebilecek bir ürün ama biz, televizyonun karşısında durmak çok zor olmasına rağmen, sürekli bir çaba içerisindeyiz. İzleyiciye, onun bir tiyatro olmadığını anlatmaya çalışıyoruz aslında. Bazen seyirci de özellikle belediyelerde sahnelenen oyunları izlemeye geldiğinde, televizyonlarda gördüğü 'Güldür Güldür', 'BKM Mutfak' gibi bir gösteri beklentisi içine giriyor. Tiyatronun o olmadığını, her oyundan bir ders çıkarılması gerektiğini, tiyatronun bir kültürü olduğunu ve belli bir bedel ödeyerek gidilmesi gerektiğini, orada bir zaman geçirerek de bir bedel ödenmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz insanlara. Bu çabaya rağmen, maalesef Avrupa'da yakalanan tiyatro kültürünü henüz yakalamış değiliz."
Kerem Yılmaz, gelecekte daha büyük bir salona sahip olarak, uluslararası çapta sahnelenebilecek prodüksiyonlara ev sahipliği yapmak istediklerini sözlerine ekledi.