Bitkilerle Kanseri Yendi

2012 yılında meme kanserinin 4. evresinde olduğunu öğrenen ve yaşama dair bütün umutlarını yitiren hemşire Zeynep Değirmenci kullandığı bitkisel ürünlerle kanseri yenerek tekrar işinin başına geçti. Değirmenci, hastanedeki işinin yanında 112’de bile geçici görev yaptığını ve kendisini eskisinden çok daha sağlıklı hissettiğini söyledi.

Bitkilerle Kanseri Yendi
Balıkesir’in Edremit ilçesinde hemşire olarak çalışan 40 yaşındaki Zeynep Değirmenci, 37 yaşında yakalandığı meme kanserinden bitkisel tedavilerle kurtuldu. Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde Ege Lokman olarak bilinen Şevki Güngör’e ulaşan Değirmenci yaşama dair tüm umutlarını yitirmişken bitkisel tedaviyle birlikte 8 ay gibi bir sürede tüm değerleri normale dönerek hem kanseri yendi hem de eskisinden çok daha sağlıklı bir yaşam sürmeye başladı.

"AĞLAYA AĞLAYA GİTTİM GÜLE GÜLE DÖNDÜM"

Bugün 40 yaşında olan hemşire Zeynep Değirmenci 2012 yılında elle muayene sonucu meme kanseri olabileceği şüphesiyle doktoruna başvurdu. Yapılan tahliller sonucu meme kanseri olduğunu ve kanserin 4. evresine ulaştığını öğrenen Değirmenci yaşama dair bütün umutlarını kaybederken bir tavsiye üzerine ulaştığı Ege Lokmanı olarak bilinen ve bitkisel tedavilerle birçok hastanın iyileşmesine katkı sağlayan Şevki Güngör’ün önerdiği bitkisel tedavi yöntemiyle kanseri yendi. 2012 yılında kanser olduğunu öğrendiğini kaydeden Zeynep Değirmenci, “Kanser olduğumu öğrendikten sonra kemoterapi, radyoterapi süreçleri başladı.

Bu arada 4. evrede olduğumu öğrendim. Evde bir gün ağlarken 112’de çalıştığım dönemde bir yeğenim vardı. Annesi de rahim kanseriydi. Ege Lokman diye bir yer olduğunu söyledi.

O gün hemen internetten takip etmeye başladım. Gerçekten de baktım Ege Lokman’ın metastas yapan hastaları bile iyileştiğini gördük. Tamamen ümidimi kesmiştim. İkinci kemoterapide bırakın merdivenleri çıkmayı yürüyemiyordum bile. Ege Lokman’la görüşmem anında annesinin de böyle bir durumu olduğunu hatta şu an babasına baktığını söyledi.

Yolda ağlaya ağlaya gitmiştim dönerken de güle güle geldim. İyileşeceğimi söyledi kendisi. Oradan ilaçlarımızı aldık. Onun tarif ettiği bir şekilde belli süre içinde bitkisel ilaçları kullandıktan sonra inanmazsınız belki ama 3. kata kahvaltıya asansörle gidiyordum. Daha önce hastalanmadan önce asansörle çıktığım kata merdivenleri yürüyerek çıktım Şevki Beyin ilaçlarından sonra” dedi.

"ESKİSİNDEN SAĞLAMIM"

“Şu an eskisinden daha sağlamım” diyen Değirmenci, eskisinden daha çok çalıştığını anlatarak şunları söyledi: “Eskiden bu kadar çok çalışmıyordum. Şu an işime döndüm. Allah razı olsun kendisinden. Önce inanç tabii ki önce Allah’a inanarak, önce Allah’tan şifa bulduk sonra Şevki Beyin ilaçlarından. Daha çok hastaların iyileşeceğine inanıyorum. Kendisiyle bir ara irtibatı kestiğimde Akçay’da bir eczaneden böyle bir şey alayım aynısından diye. Bir ay içerisinde laboratuar testlerimde karaciğer enzimlerinin yükseldiğini gördüm. Şevki Beyin ürünlerini kullandığımda laboratuar tetkiklerinin hiçbirinde oynama, kemoterapi anında bile kan değerlerinin düşmediğini gördüm. Bundan çoğu zaman doktoruma bahsetmedim, bilsin bile istemedim. Ama şimdiki doktorlarıma hepsine bahsediyorum. Hatta Şevki Beyin kitabını istiyorlar, yazdığı kitabı bile istiyorlar onların tedavilerini reddedince. Gerçi Şevki Bey ‘Asla tıbbi tedavinizi kullanmamazlık yapmayın, ona da devam edin’ dedi.

Bana sorarsanız ben hala bu işin içindeyim. Sağlık camiasının içindeyken kemoterapi ve radyoterapiye hayır diyorum. Bu ürünlerle yola devam etmenin açıkçası daha doğru olduğunu düşünüyorum kim ne derse desin.”

Hastalanmadan önceki performansından bile daha fazla çalıştığını kaydeden Değirmenci, “Bu kadar çalışmıyordum. Şu anda hastaneden hariç 112’lerde bile geçici görev yapıyorum. Verilen ürünlerde bağışıklık sistemini güçlendirici çok fazla şey olduğu için, kanser de bağışıklık sistemini yenince, düşünce vücutta başlıyor. Yani bu ürünler bağışıklık sistemini yukarıda tuttuğu sürece biz kanseri yeniyoruz. Bunu ben kendimde denedim. Çoğu hastaya da tavsiye ettik. Onlarda da aynı şeyi görüyoruz. İddiamı herhangi bir profesörle, doktorla paylaşabilirim” diye konuştu.

Şu anda tedavinin üzerinden yaklaşık 4 sene geçtiğini anlatan Değirmenci, "Hiçbir metastasım yok. Kendisinden koruyucu da kullandım. Onlarla birlikte spor da yapıyorum, yürüyüş yapıyorum. Bunlarla beraber yiyeceklerime dikkat ediyorum. Ama ürünlerden daha çok fayda gördüğümü her yerde anlatıyorum" dedi.

"KEMOTERAPİNİN ÖLDÜRDÜĞÜNE İNANIYORUM"

Son 5 yıl içinde her 3 kişiden birinin kanser olacağının günümüzde tespit edildiğini vurgulayan Değirmenci şunları söyledi: “Bu beklenen bir şey. Kanser hastalarına şöyle bir tavsiyem var. Kemoterapi vücut direncini düşürdüğü için, daha doğrusu kan değerlerinin hepsini alt üst ettiği için daha da iyileştireceğine kötü hücreleri yok ederken, iyi hücreleri de yok ediyor. Bu yüzden insan farklı bir durum içine giriyor, toparlayamıyor. Bazen kanserin değil de kemoterapinin öldürdüğünü düşünüyorum. Sonuçta vücuda verilen artı bir zehir. O yüzden kemoterapiyi almadan bu ürünlere başlamak daha bir net açıklık getirir. Daha bir iyileştirici olur. Beraberde kullanılır ama kemoterapiye hala karşıyım, karşıyım diyorum.”

"ÜRÜNLERLE TEDAVİ BİRLİKTE YAPILMALI"

Ege Lokman olarak bilinen Şevki Güngör ise Zeynep Değirmenci’nin kendisine geldiğinde moralinin çok kötü olduğunu ve umutsuz bir durumda olduğunu belirterek, “’İyileşemeyeceğim’ kaygısı vardı. Biz onu aydınlattık. Kendisi de bu sektörde olduğundan bu işin inceliklerini, nasıl yapılacağını hepsini anlattıktan sonra kafası da yattı ve uygulamayı başlattık. 4. evre olan bir kanserin tıpta iyileşmesi oldukça zordur, yüzde 10-20 ihtimaldir. Biz de Allah’ın izniyle yüzde 80-90 netice aldığımız kişiler oluğu için bizde aynısını kendisine ilettik. 4 yıl önce başlayan bu tedavi yapılan ürünlerin kullanılması tabi o kadar uzun sürmedi ama 4 yıldan beri şu anda sağlıklı gayet iyi, hiçbir rahatsızlığı yok. Şu anda görevine devam ediyor. Kendisi de bizden memnun. Haklı çıktığımızı gördük. İnşallah bunun gibi her türlü hastalık iyileşir. Elimizden gelen gayreti biz gösteriyoruz zaten. Bizim tavsiyemiz önce bu verdiğimiz ürünleri başlayıp daha sonra kemoterapiye başlarlarsa yıpranması daha az olur diye düşünüyorum” dedi.

Kaynak: İHA